sinifi susturamiyorum. agliycam

Tam da benim haddime. Zira ben bu ülkede yaşıyorum. Bu ülkede eğitim alıyorum. Benim çocuğum da bu ülkede eğitim alacak. Verilen eğitimin kalitesini de içeriğini de sorgularım. Siz sorgulamıyprsanız da kendi ayıbınız.

Eğitim sistemini sorgulamak başka bir şey mesleğinin ilk yıllarında buradaki meslektaşlarından fikir alarak kendini geliştirmek isteyen bir öğretmene linç edercesine saldırmak çok başka bir şey.

İkisi arasındaki farkı algılayabilecek seviyeye ulaşırsanız haddiniz olabilir belki o zaman.
 
Siz yine de önce okuyup,sonra karar verin.
Beşeriz,şaşarız,yanıldığımda veya yanlış bir şey yazdığımda da lütfen düzeltin,olur mu?
Bazıları diyor ya kapasiten eksik, donanımın eksik kusura bakmasınlar 3. Üniversiteyi okuyorum bu yaşta. Cevap vereceğim bir noktada değiller.
Sizi düzeltmek için ise yeterli kapasite de değilim hocam. Saygı ve sevgiyle kalın. İyi ki varsınız.
 
Genç meslektaşım siz önceki yorumlarınızda,
20-25 yıl önceki öğretmenlerden bahsettiniz.
Köy Enstitüleri ise 1954 yılında kapatıldı.
Yani son mezunlarını vermesinin üzerinden
65 yıl geçti.
Diyelim ki son mezunların okutup-yetiştirdiği öğretmenlerden bahsediyorsunuz,
eğer öyleyse en başında 'eski öğretmenler' gibi muğlak bir ifade yerine köy enstitüsü mezunlarını kastettiğinizi belirtseydiniz daha anlaşılır olurdu.
Bu kurumla ismi özdeşleşen politik düşünceye, kendimi yakın hissetmesem de bu durum,
köy enstitülerinin hakkını teslim etmeme engel değil.
Yaparak-yaşayarak eğitim verilmesi ve öğrencilerin hayata hazırlanması,temel yaşam becerilerinin kazandırılması takdire şayan.
Montessori eğitim sisteminden izler taşıyor gibi gelir hep bana.

Bununla birlikte geçmişe takılıp kalmak ve ona özlem duymak bizi bugünden ve gelecekten koparır.
Geçmiş adı üstünde geçti,gitti ve geçen zamanı geri almak mümkün değil,
öyleyse 'çevremdeki herkes geçmişteki eğitimin ve öğretmenlerin daha iyi olduğunu söylüyor'
söylemini bırakıp,geçmişten dersler ve deneyimler çıkararak, geleceğimizi şekillendirmek için gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.

Hint filmlerine gelince müzik ve dans,
Hint kültüründe,insanların kendini ifade etme şekli,adeta iletişimin olmazsa olmazı.
Bu filmleri beğeniyor ve tavsiye ediyor olmam,
benim de 'vur patlasın,çal oynasın' tarzında sıraların üzerinde gezmeyi tavsiye ettiğim anlamına gelmiyor.
Ben içerikten ve bakış açısından bahsediyorum.

Ayrıca Amir Khan sadece bir oyuncu ve yönetmen.
Ülkesindeki eğitim sistemini düzenlemek ve insan kalitesini yükseltmek gibi bir yetkisi ve misyonu yok.
Kendisi insana,çocuğa,ilişkilere ve eğitime kafa yoran,bu konudaki duygu ve düşüncelerini de sinema sanatıyla ifade eden biri.
Hiç birimizin bir filmle hayatı tamamen değişmediği gibi bir ülkenin gidişatı ve kaderi de elbette bu filmlerle değişmeyecek.
Bunlar sadece çabadır,tohum ekmek gibi düşünün.
Bu tohum elbette yeşerip,filizlenecek.
Belki 10 yıl sonra,belki 100 yıl sonra.
Benim anlatmak istediğim bize hitap etmese bile
'bu insan bu filmlerde ne anlatıyor?
Bakış açısı ne?' Anlamaya çalışmamız lazım.
'Dandik filmler' diye küçümsemek gösterilen çabanın değerini azaltmağı gibi bize de bir şey kazandırmıyor.

Burda elbette benim de esas meselem
Hint sinema sektörü değil.
Konu burdan ilerlediği için gündem bu oldu.
Ben gelişime inanan bir eğitimci olarak Finlandiya eğitim sistemini de merak eder incelerim,Güney Kore eğitim felsefesini de,
Hint sinemasını da.

Disiplin,ders geçme,müfredat,Türkçemizin kullanımı gibi sorunlara ek,
yapısal pek çok sorun var eğitim sistemimizde,
bunda sizinle hemfikirim.
Bunları çözmenin yolu da okuyup,izlemekten, araştırmaktan,dünyayı gezmekten,
gözlem yapmaktan,deneyimlerimizi paylaşıp,seviyeyi yüksek tutarak tartışmaktan geçiyor.

Ben,meslektaşım olan sizinle,
bu konularda konuşmak-tartışmak isterim.
'Hint filmi izleyince bir şey değişmiyor,
haber vereyim' şeklindeki sıradan,herkesin kurabileceği cümleler okumak yerine.
Sevgiyle kalın...
Yazınızı sonuna kadar okumadım.Çünkü sen dili işe konuşmuşsunuz.İdareci olduğunuzu yazmışsınız.İdarecilerin çoğunun,öğretmen bana şikayete gelmesinde aman aman tarzı insanlar olduğunu gördüm. Sen dili suçlayıcı bir dildir.İyi şeyler ben ben ben,kötü şeyler sen sen sen yazınızın geneli budur.Bunları herkes yazar demenize cevabım ise farklı (?) şeyler yazacak biri ile konuşun o zaman olur.İyi günler.
 
Genç meslektaşım siz önceki yorumlarınızda,
20-25 yıl önceki öğretmenlerden bahsettiniz.
Köy Enstitüleri ise 1954 yılında kapatıldı.
Yani son mezunlarını vermesinin üzerinden
65 yıl geçti.
Diyelim ki son mezunların okutup-yetiştirdiği öğretmenlerden bahsediyorsunuz,
eğer öyleyse en başında 'eski öğretmenler' gibi muğlak bir ifade yerine köy enstitüsü mezunlarını kastettiğinizi belirtseydiniz daha anlaşılır olurdu.
Bu kurumla ismi özdeşleşen politik düşünceye, kendimi yakın hissetmesem de bu durum,
köy enstitülerinin hakkını teslim etmeme engel değil.
Yaparak-yaşayarak eğitim verilmesi ve öğrencilerin hayata hazırlanması,temel yaşam becerilerinin kazandırılması takdire şayan.
Montessori eğitim sisteminden izler taşıyor gibi gelir hep bana.

Bununla birlikte geçmişe takılıp kalmak ve ona özlem duymak bizi bugünden ve gelecekten koparır.
Geçmiş adı üstünde geçti,gitti ve geçen zamanı geri almak mümkün değil,
öyleyse 'çevremdeki herkes geçmişteki eğitimin ve öğretmenlerin daha iyi olduğunu söylüyor'
söylemini bırakıp,geçmişten dersler ve deneyimler çıkararak, geleceğimizi şekillendirmek için gayret etmeliyiz diye düşünüyorum.

Hint filmlerine gelince müzik ve dans,
Hint kültüründe,insanların kendini ifade etme şekli,adeta iletişimin olmazsa olmazı.
Bu filmleri beğeniyor ve tavsiye ediyor olmam,
benim de 'vur patlasın,çal oynasın' tarzında sıraların üzerinde gezmeyi tavsiye ettiğim anlamına gelmiyor.
Ben içerikten ve bakış açısından bahsediyorum.

Ayrıca Amir Khan sadece bir oyuncu ve yönetmen.
Ülkesindeki eğitim sistemini düzenlemek ve insan kalitesini yükseltmek gibi bir yetkisi ve misyonu yok.
Kendisi insana,çocuğa,ilişkilere ve eğitime kafa yoran,bu konudaki duygu ve düşüncelerini de sinema sanatıyla ifade eden biri.
Hiç birimizin bir filmle hayatı tamamen değişmediği gibi bir ülkenin gidişatı ve kaderi de elbette bu filmlerle değişmeyecek.
Bunlar sadece çabadır,tohum ekmek gibi düşünün.
Bu tohum elbette yeşerip,filizlenecek.
Belki 10 yıl sonra,belki 100 yıl sonra.
Benim anlatmak istediğim bize hitap etmese bile
'bu insan bu filmlerde ne anlatıyor?
Bakış açısı ne?' Anlamaya çalışmamız lazım.
'Dandik filmler' diye küçümsemek gösterilen çabanın değerini azaltmağı gibi bize de bir şey kazandırmıyor.

Burda elbette benim de esas meselem
Hint sinema sektörü değil.
Konu burdan ilerlediği için gündem bu oldu.
Ben gelişime inanan bir eğitimci olarak Finlandiya eğitim sistemini de merak eder incelerim,Güney Kore eğitim felsefesini de,
Hint sinemasını da.

Disiplin,ders geçme,müfredat,Türkçemizin kullanımı gibi sorunlara ek,
yapısal pek çok sorun var eğitim sistemimizde,
bunda sizinle hemfikirim.
Bunları çözmenin yolu da okuyup,izlemekten, araştırmaktan,dünyayı gezmekten,
gözlem yapmaktan,deneyimlerimizi paylaşıp,seviyeyi yüksek tutarak tartışmaktan geçiyor.

Ben,meslektaşım olan sizinle,
bu konularda konuşmak-tartışmak isterim.
'Hint filmi izleyince bir şey değişmiyor,
haber vereyim' şeklindeki sıradan,herkesin kurabileceği cümleler okumak yerine.
Sevgiyle kalın...

❤️
çok keyifle okudum. teşekkür ederim zamanınızı ayırıp böyle güzel yazdığınız için.
 
Yazınızı sonuna kadar okumadım.Çünkü sen dili işe konuşmuşsunuz.İdareci olduğunuzu yazmışsınız.İdarecilerin çoğunun,öğretmen bana şikayete gelmesinde aman aman tarzı insanlar olduğunu gördüm. Sen dili suçlayıcı bir dildir.İyi şeyler ben ben ben,kötü şeyler sen sen sen yazınızın geneli budur.Bunları herkes yazar demenize cevabım ise farklı (?) şeyler yazacak biri ile konuşun o zaman olur.İyi günler.
Okumadığınız belli.
Okusaydınız sizi itham edecek veya kırıcı bir şey yazmadığımı da fark ederdiniz.
Cümlenin sonunda ikinci tekil şahıs eki olması,
her zaman ithamkar 'sen dili' kullanıldığını göstermez.
Bununla birlikte canınız sağolsun.
Burası genel bir forum,bir okuyan, anlayan,kendine pay çıkaran bulunur elbet.
Şu konuda haklısınız,birbirimizle konuşmaya devam etmemekte fayda var.
 
Okumadığınız belli.
Okusaydınız sizi itham edecek veya kırıcı bir şey yazmadığımı da fark ederdiniz.
Cümlenin sonunda ikinci tekil şahıs eki olması,
her zaman ithamkar 'sen dili' kullanıldığını göstermez.
Bununla birlikte canınız sağolsun.
Burası genel bir forum,bir okuyan, anlayan,kendine pay çıkaran bulunur elbet.
Şu konuda haklısınız,birbirimizle konuşmaya devam etmemekte fayda var.
Göz gezdirme diye bir kavram vardır.Bilirmiyorsunuz sanırım.Yazınızın genel hatlarını bu kavramı kullanarak kavrayabiliyorum."Bu kurumla ismi özdeşleşen politik düşünceye kendimi yakın hissetmiyorumdan" sonrasını okumadım çünkü eğitim konuşurken araya politika kelimesi geçmemeli bence.Birbirleriyle alakasız kavramlar olmalı.
 
Göz gezdirme diye bir kavram vardır.Bilirmiyorsunuz sanırım.Yazınızın genel hatlarını bu kavramı kullanarak kavrayabiliyorum."Bu kurumla ismi özdeşleşen politik düşünceye kendimi yakın hissetmiyorumdan" sonrasını okumadım çünkü eğitim konuşurken araya politika kelimesi geçmemeli bence.Birbirleriyle alakasız kavramlar olmalı.

ben sizin kadar laf çevirmeye çalışan gerçekten az kişi gördüm ki ne şanslıyım!

yazmayayım diyorum ama insanı zorluyorsunuz resmen. bir önceki mesajınız buyrun;

Yazınızı sonuna kadar okumadım.Çünkü sen dili işe konuşmuşsunuz.İdareci olduğunuzu yazmışsınız.İdarecilerin çoğunun,öğretmen bana şikayete gelmesinde aman aman tarzı insanlar olduğunu gördüm. Sen dili suçlayıcı bir dildir.İyi şeyler ben ben ben,kötü şeyler sen sen sen yazınızın geneli budur.Bunları herkes yazar demenize cevabım ise farklı (?) şeyler yazacak biri ile konuşun o zaman olur.İyi günler.

sen dili ile konuştuğu için mesajı okumaya değer bulmamışsınız. politika falan ilgisi yok. ama karşınızdaki hanımefendiyi buradan vuramadıgınızı anlayınca, kendini yakın hissetmediği politik düşünce ile vurmayı deniyorsunuz.

tıpkı bana cevap yazarken yaptığınız ve yine iki mesajınızı alıntıladıgımda görüldüğü gibi.
kıvranmadan derdinizi açık açık söyleseniz de rahatlasanız keşke.

ve evet eğitim konuşulurken politika konuşulur. çünkü her gelen kendi eğitim modelini oluşturmak üzere değişiklikler yapar. tıpkı okulların yüzde bilmem kaçının imam hatip olması gibi. daha geriye gidersek karma eğitim modeline geçilmesi ve kız-erkek okullarının yasaklanması gibi.
bunların birbirinden ayrı olduğunu düşünecek kadar vizyonsuz olmanız, okumamanız, önyargılarınız, değişime kapalı olmanız, her şeyi ben bilirim kibirinizle eğitimci olmuşsunuz ya, vay memleketin haline.

Mune Mune

gel beni banla varsa yanlış, başkası şikayet etmeden kendimi de ihbar edeyim :)
 
@Deniz445 daha da yazardım size de
derin sularda derin sularda hocamın yanında çok da terbiyemi bozmak istemiyorum.
saygı nasıl kazanılır, belki bir fikir verir size ama çok da sanmıyorum anlayabileceğinizi.
 
kendine saygı duydurtmayı beceremeyip sınıfı şakaktan saç çekerek susturmayı akıl veren öğretmen :KK53:
üstelik ispatı yok inkar ederim diyerek aslında yaptığının yanlış olduğunu bilen ve sorulduğunda yalan söyleyeceğini açıkça belirten öğretmen!
siz öğretmeseniz de olur.
kendinize uygun başka bir meslek seçseymişsiniz keşke.
 
Ben onu bunu bilmem öğrenci öğretmenden korkacak.Şu dönemde her şey öğretmenin aleyhine.İlk yılımda aman öğrenci beni sevsin diye ne uğraşırdim sonra baktım otorite saglanmiyor ben niye uğraşayım öğrenci uğraşsın kendini sevdirmeye.Tecrübeyle her şey öğreniliyor.Varsın sevmesinler sinirli desinler gönül rahatlıyla sus otur demeden dersimi anlatıyorum bakışımla bile anlıyorlar demek istediğimi..Tabi tekrar söylüyorum hepsi tecrübe
 
Yazik oldu konu sahibi kardesimize.Can havliyle konu acti ama karsilastigi tepkilere bak.Cikmis yine beceremiyorsan bulasmasaydin bu KUTSAL meslege.Su meslegi bu kadar kutsallastirmak son donemde daha da dibe batmasini sagladi zaten de neyse...
Ayrica kucuk ama konu icin cok onemli gordugum bir ayrinti.Bir brans ogretmenini ayni seviyeye giren bir brans ogretmeni anlar.Eml 'de calisan bir ogretmenin cektigini Fen lisesi ogretmeni kolay kolay anlayamaz.Ayni sekilde 9 yil ortaokulda gorev yaptim.2 sene fen lisesi belletmenligi yaptim.1 senedir de ilkokuldayim.Arada daglar degil fersah fersah farklilik var.O yuzden kademeler arasi ogretmenler bile empati yapsa bile bu tam bir netlik vermez ve kademeler arasi zorluklar birbiriyle ayni degil.
Gerci ne diye bunlari yaziyorsam.Tipik kk ogretmen temali bir konu.Tam da tahmin ettigim gibi ilerliyor.
 
Ortaokulda bir türkçe öğretmenimiz vardı. Severdik ama aynı zamanda korkar ve çekinirdik. Derse girdiğinde çıt çıkarmazdı kimse çünkü çok disiplinli bir öğretmendi.

Sosyal bilgiler dersi tam bir şamata dersiydi kimse öğretmeni takmazdı, çünkü disiplin yoktu. İlk derste o rahatlığı verdiği için diğer derslerde otorite kuramadı.

Fen bilgisi öğretmenimizle de tenefüslerde konuşurduk ama derste ağzımızı açıp ders dışı konuşamazdık. Matematikte öyleydi. İngilizce dersi normal, orta seviye diyelim.

Disiplin. Dersten atmak falan çözüm değil. Kendi dersinize has bir oturma planı oluşturun. Bizim türkçe öğretmenimiz öyle yapıyordu. Sizinle laubali konuşmalarına ders sırasında izin vermeyin. "Yaaaaa hocaaaam, öğretmenim amaaaa," gibi sözlere izin vermeyin. Ders sırasında konuşanı, cıvıtanı yok yazacağınızı, notunu düşüreceğinizi veya direk müdür veya mdr yrd. odasına çıkaracağınızı belirtin. Konuşana tenefüslerde kitap okuma cezası verin. Biz eşek gibi yapıyorduk vallahi. Buradan Türkçe öğretmenimize selamlar.
Türkçe Öğretmeniniz sınıf yönetiminden bihaber baskıcı öğretmen modeli tam.Ayrıca doğru davranışların ceza olarak verilmesi çocuğu o davranıştan soğutur.( kitap okumak gibi) Bilimsellikten uzak gaddarca bir sınıf yönetimi bu.
 
Saygıdan, vicdandan, hanımefendilikten girip konuşmalar yapın, bir süre sonra birbirlerinden utanmaya başlarlar belki..sizin tarafınızda olanlarla daha güzel bir dille konuşun ki, özensinler..
 
Simdi bu sorunun 2 sebebi olabilir.

1 )Geldi bahar aylari gevser 8.sinifin yaylari.
2)Sinif hakimiyetinde sorun var.

Hep mi boyleydi yoksa son zamanlarda mi tutulamaz hale geldiler ?
[/QUOTE]
yeni başladım hocam
 
Türkçe Öğretmeniniz sınıf yönetiminden bihaber baskıcı öğretmen modeli tam.Ayrıca doğru davranışların ceza olarak verilmesi çocuğu o davranıştan soğutur.( kitap okumak gibi) Bilimsellikten uzak gaddarca bir sınıf yönetimi bu.
'Kitap okuma cezası' veriyormuş Türkçe öğretmeni.
Ay ne gam?
Bu tip öğretmenlik,meslektaşlarımızın bazıları tarafından bile övülüp,yüceltiliyor.
'Öğrenci senden korkacak' deyip,
korku kültürünü onaylayan meslektaşlarımız var.
Yine de iyi niyetimi korumak ve burdaki korkuyu 'saygı ve çekinme' olarak algılamak istiyorum.

Acaba bu meslektaşlarım kendi çocuklarını;
kitap okumayı ceza olarak gören,
saçlarını can acıtacak şekilde çeken,
onları korkutup,sindiren meslektaşları okutsun isterler mi?
Cevabını çok merak ediyorum bu sorunun.

Bu ve benzeri topiklerde okuduğum öğretmen yorumlarından sonra,velilere söyleyecek tek bir sözüm bile yok benim.
İşin eğitimini almış,pedagojik formasyonu olan bireyler bu tip bir öğretmenlik anlayışını onaylıyorsa,hatta övüp teşvik ediyorsa,
etrafa; 'çocuğa ispatlanamayacak yaptırım uygula,sınıftayken yok yazarsan,başın ağrır,
ben başedemediklerimin saçını çekiyorum,
olur da şikayet edilirsem,inkar ederim'
diyen meslektaşlarımız mevcutsa,
biz,kime,ne anlatıyoruz?
 
Simdi bu sorunun 2 sebebi olabilir.

1 )Geldi bahar aylari gevser 8.sinifin yaylari.
2)Sinif hakimiyetinde sorun var.

Hep mi boyleydi yoksa son zamanlarda mi tutulamaz hale geldiler ?
yeni başladım hocam
[/QUOTE]

Hic merak etme.Pat diye olacak bir durum degil bu.Atanmadan once staj dersleri disinda hic sinif deneyimim yoktu.Ilk sinifa girdigim an caktirmamaya calissam da zangir zangir titriyordum.Ustune bir de benden once derslerine giren ucretli ogretmenlerine hayran bir sinif vardi karsimda.Simdi o siniftan ogrencim hemsire oldu.Biz ahmet ogretmenimizi istiyoruz diye aglayan 5.sinif ogrencisi bir cocuk ,karsisinda ne yapacagini bilmeyen titreyen ben :) Hic iletisimimizi koparmadik,artik ogretmeni degil ablasiyim.Hep o ilk gunleri anariz.Sende boyle olacaksin.
Simdi ilkokuldayim.Dersin son 15 dakikasi tutmamizin imkani yok.5 dakika daha bir sekilde goturup son 10 dakika aciyorum ingilizce komutlar veren sevdikleri sarkilari.Farkinda olmadan kac sarki ezberlediler minikler :) 8 lerin ilgi duyduklari alana gore dikkat cekici videolar indir.Illaki akilli tahta vardir.Dersin girisinde bir 5 dk sonra da bitise yakin izlet video.Dersle alakali ya da alakasiz.Onemli degil.En azindan dikkatlerini ceksin.Turkce ogretmenlerinin toplandigi sosyal mecralari takip et.Illaki yararlanacagin video,oyun,yarisma vardir.Cocuklara kelime ogretmenin en guzel yolunu bir oyun araciligiyla saglamistim.Aklima geldikce yazarim ben sana.Moralini cok bozma.Hepimizin "Allahim,napicam simdi ben ?" Dedigimiz anlar oluyor.
 
Bazı üyelerin yazdıklarını ağzı açık okudum , kendisi evde kendi kanından canından olan çocuğa sabredemeyen , çocuğunu evde sürekli yaramazlık yapmama baskısı yüzünden sıktığı için okulda yaramazlığın sınırlarını zorlayan öğrencilerin velileri , lütfen... Lütfen biraz empati yapınız.Konu sahibi arkadaş belli ki tecrübesiz , tecrübeli arkadaşlardan yardım istiyorum yazmış.Öğretmen olandan çok olmayan üyeler yorum yazmış.Ben de öğretmenim ve benim de çok çok kötü gaddar öğretmenlerim oldu ama öğretmen düşmanı olmadım.

Şimdiki öğretmenler çok yetersiz görülüyor.Meslek hayatım boyunca öğrenci profili olarak çok farklı okullarda çalıştım.Sınıfta ağlamamak için kendimi zor tuttuğum anlar bile olmuştur.Siz zannediyor musunuz ki öğrencilerin hepsi birer kanatsız melek.Öğretmeninin kalçasına bakıp sınıf içinde mastürbasyon yapan öğrenci biliyorum.Evde baskılanan çocuk okulda deliriyor.Dışarıda yanından geçerken kaygı duyacağınız çocuklara öğretmenlik yaptım , öyle söyleyeyim size.Ha çok güzel anılarım da oldu.Bizim çocuklarımızın geneli akıllı , terbiyeli , iyi kalpli çocuklardır.Azcık sevgiyle sizden iyisi yoktur emin olun.Ama tüm öğrenciler aynı değil.Hayatın gerçeklerinden uzak tavsiyeler vererek bu genç arkadaşımızı yetersiz hissettirmenizi doğru bulmadığımı belirtmek isterim.

Sınıf yönetimi teoriktir , sınıf ise dinamik bir yapıdır.Tüm eğitim sisteminin suçunu öğretmene yüklemek doğru bir yaklaşım değil.
 
yeni başladım hocam

Hic merak etme.Pat diye olacak bir durum degil bu.Atanmadan once staj dersleri disinda hic sinif deneyimim yoktu.Ilk sinifa girdigim an caktirmamaya calissam da zangir zangir titriyordum.Ustune bir de benden once derslerine giren ucretli ogretmenlerine hayran bir sinif vardi karsimda.Simdi o siniftan ogrencim hemsire oldu.Biz ahmet ogretmenimizi istiyoruz diye aglayan 5.sinif ogrencisi bir cocuk ,karsisinda ne yapacagini bilmeyen titreyen ben :) Hic iletisimimizi koparmadik,artik ogretmeni degil ablasiyim.Hep o ilk gunleri anariz.Sende boyle olacaksin.
Simdi ilkokuldayim.Dersin son 15 dakikasi tutmamizin imkani yok.5 dakika daha bir sekilde goturup son 10 dakika aciyorum ingilizce komutlar veren sevdikleri sarkilari.Farkinda olmadan kac sarki ezberlediler minikler :) 8 lerin ilgi duyduklari alana gore dikkat cekici videolar indir.Illaki akilli tahta vardir.Dersin girisinde bir 5 dk sonra da bitise yakin izlet video.Dersle alakali ya da alakasiz.Onemli degil.En azindan dikkatlerini ceksin.Turkce ogretmenlerinin toplandigi sosyal mecralari takip et.Illaki yararlanacagin video,oyun,yarisma vardir.Cocuklara kelime ogretmenin en guzel yolunu bir oyun araciligiyla saglamistim.Aklima geldikce yazarim ben sana.Moralini cok bozma.Hepimizin "Allahim,napicam simdi ben ?" Dedigimiz anlar oluyor.
[/QUOTE]
hocam aslında video izletmek istiyorum o haftaki ders konumuzla alakalı. ama planda yazmayan birşey hakkında izletirsem sanki yanlış olurmus aldigim ucrete ihanet yaparmisim gibi geliyor bu konuda fazla mi evham yapıyorum . belkide yeni oldugum icin boyle seyler geliyor aklima lutfen tecrubelerinizi soyleyin bu konuda da Chelzy Chelzy
 
Back
X