- 17 Kasım 2022
- 2.192
- 3.880
- 63
- 31
- Konu Sahibi BeatrixKiddoo
-
- #41
Evet hepimizin farkındalık dönemi oldu. Ben de o farkındalık dönemindeyim şu an. Bu, bunalım ondan. Ama çok şükür ki hepimiz bu yükten zarardan kurtulmuşuz.Evlenme hevesi, iyi günleri düşünme, çevrenin ne varki bunda tavrı... Psikolojik şiddeti ben de yaşadım. Veeee buna ayilmam eğitimli, çevresindeki olayları hemen anlayan biri olmama rağmen çok geç oldu.
annemle abimin arasında 13-14 yaş var. abim annemi bir abla anne gibi görmüş hala öyle anne diyor 4 yaşındayken tanımış annemi. zaten bizimle fazla yaşamadı 19 yaşında yurtdışına taşındı. Bana karşı da kötü değildir annem yani sözde değildir dışardan bakinca ilişkimiz güzel. ama anneannem dedem annemi sürekli bu çocuğu senin ekinden alacağım diye tehdit ederlerdi. Çünkü mesela beni arabada unutmuş. Evde bırakmış ben elektrikli sobayı açıp koltuğu yakmışım. 99 depreminde bebek olduğum halde beni evde bırakmış vs çok sorumlu bi anne değildi. ama şimdi çok kavga da etsek en sonda barışıyoruz. Geceleri çoğu zaman birlikte uyuyoruz çünkü anksiyete krizi geçiriyor bir yanında babam bir yanında ben öyle uyutuyoruz. annem zaten genel olarak çevredeki insanlara karşı iyidir kardeşime de öyle örneğin kızmak istediğinde git sen kız diyor bana. Ama bana yaptığı eziyetleri unutmayacağım. Gece beni uykumdan uyandırıp saçma sapan şeyler anlatırdı sabaha kadar onu dinlerdimAbinizle annenizin arası nasıl?
Umarım çok mutlu olursunuz.Kapatamaz tabii. Hatta daha büyük travmalara sebep olur. O yüzden kurtulup yalnızlığa dönmek gerekiyor.
İşte burda yalnızlık olarak çok değerlendirmemek lazim. Bu bir deneyimdi almam gereken dersi aldım deyip devam etmek. Hayatını evlilik hırsına kurban etmemek önemli olan.Kapatamaz tabii. Hatta daha büyük travmalara sebep olur. O yüzden kurtulup yalnızlığa dönmek gerekiyor.
İnşallah, hepimiz mutlu oluruz. Artık hak ettik. Evet, bir baklava nelere sebep olduUmarım çok mutlu olursunuz.Sizi görünce baklava geliyor aklıma.:)
Tabii ki, evlilik hissinden ziyade hayatımda beni anlayan değer veren seven birinin olduğu hissi beni mutlu ediyordu.İşte burda yalnızlık olarak çok değerlendirmemek lazim. Bu bir deneyimdi almam gereken dersi aldım deyip devam etmek. Hayatını evlilik hırsına kurban etmemek önemli olan.
Kendinize değer veriyorsunuz işte ne güzelHiç toksik ilişkilere tutunan insan olmadım ya, benim canım kendimi üzen bir şey olunca bırakıp gidesim geliyor hemen. Bu iş olur , aşk olur, dost olur...
Son sevgilim dünyanın en ponçik insanıydı, ben fotoğrafları bastırıyorum diye çektiği fotoğraflarımi bana atmadan önce iki saat arkadan insanları silmekle uğrasir, ışık mışık ayarlardi. Her hareketi jestlerle ,inceliklerle doluydu, gitarla şarkılar çalıp video atar, mektuplar yazar, anilarimizi çizgi kitap haline getirirdi
Vs vs vs.
Adami yerlere göklere sigdiramam. Ama sonra ona hiç yakıştıramadıgim bir şey yaptı, ben tepkisiz kalınca o da tepkisiz kaldı, beni resmen ghostingledi
Üç hafta kadar elimde telefon devamlı mesaj gelmiş mi diye bakıp her fırsatta posta kutusunu açmaktan mala döndüm. Sonra dedim ki kendime; "senin uzulecegini bildiği halde boyle tepkisiz kalabilen insandan mi mesaj bekliyorsun? Demek ki sandığın kadar iyi biri değilmiş"
Sonra her yerlerden engelledim:)
Neredeyse üç aydır konuşmuyoruz.
Yine tabii ki arasıra posta kutuma bakıyorum bir şey yazmış mi diye,yalan yok. Ama beni sallamayani ben hiç sallamam.
Bence konuya çözüm burada.
Ben, bana değer veren insanların beni uzebilecegine ihtimal vermiyorum..uzuldugum zaman da 'demek bana verdiği değer buymuş' diyorum,hayatımdan çıkartmak çok kolay oluyor.
Yalın'in "titrerim kendi ustume,benden değerli değilsin" şarkısını tüm ergenligim boyunca söylemiş olmamın etkisi var mı bu durumda bilmiyorum ama kimsenin benim canım kendimi üzmeye değecek kadar önemli olduğunu düşünmüyorum
Bir sorum var, yaptığı şeyin seni üzdüğünün farkına varsaydı ve özür dileseydi, evet hatalıyım, evet seni istemeden üzdüm/düşüncesizlik ettim (artık neyse o yaptığı şey, senin açından bakabilip gönlünü almak isteseydi) bir şansı olur muydu?Hiç toksik ilişkilere tutunan insan olmadım ya, benim canım kendimi üzen bir şey olunca bırakıp gidesim geliyor hemen. Bu iş olur , aşk olur, dost olur...
Son sevgilim dünyanın en ponçik insanıydı, ben fotoğrafları bastırıyorum diye çektiği fotoğraflarımi bana atmadan önce iki saat arkadan insanları silmekle uğrasir, ışık mışık ayarlardi. Her hareketi jestlerle ,inceliklerle doluydu, gitarla şarkılar çalıp video atar, mektuplar yazar, anilarimizi çizgi kitap haline getirirdi
Vs vs vs.
Adami yerlere göklere sigdiramam. Ama sonra ona hiç yakıştıramadıgim bir şey yaptı, ben tepkisiz kalınca o da tepkisiz kaldı, beni resmen ghostingledi
Üç hafta kadar elimde telefon devamlı mesaj gelmiş mi diye bakıp her fırsatta posta kutusunu açmaktan mala döndüm. Sonra dedim ki kendime; "senin uzulecegini bildiği halde boyle tepkisiz kalabilen insandan mi mesaj bekliyorsun? Demek ki sandığın kadar iyi biri değilmiş"
Sonra her yerlerden engelledim:)
Neredeyse üç aydır konuşmuyoruz.
Yine tabii ki arasıra posta kutuma bakıyorum bir şey yazmış mi diye,yalan yok. Ama beni sallamayani ben hiç sallamam.
Bence konuya çözüm burada.
Ben, bana değer veren insanların beni uzebilecegine ihtimal vermiyorum..uzuldugum zaman da 'demek bana verdiği değer buymuş' diyorum,hayatımdan çıkartmak çok kolay oluyor.
Yalın'in "titrerim kendi ustume,benden değerli değilsin" şarkısını tüm ergenligim boyunca söylemiş olmamın etkisi var mı bu durumda bilmiyorum ama kimsenin benim canım kendimi üzmeye değecek kadar önemli olduğunu düşünmüyorum
Olgunlaşmamış ebeveynlerinin yetişkin çocukları.Bu kitabı okumalısınız.annemle abimin arasında 13-14 yaş var. abim annemi bir abla anne gibi görmüş hala öyle anne diyor 4 yaşındayken tanımış annemi. zaten bizimle fazla yaşamadı 19 yaşında yurtdışına taşındı. Bana karşı da kötü değildir annem yani sözde değildir dışardan bakinca ilişkimiz güzel. ama anneannem dedem annemi sürekli bu çocuğu senin ekinden alacağım diye tehdit ederlerdi. Çünkü mesela beni arabada unutmuş. Evde bırakmış ben elektrikli sobayı açıp koltuğu yakmışım. 99 depreminde bebek olduğum halde beni evde bırakmış vs çok sorumlu bi anne değildi. ama şimdi çok kavga da etsek en sonda barışıyoruz. Geceleri çoğu zaman birlikte uyuyoruz çünkü anksiyete krizi geçiriyor bir yanında babam bir yanında ben öyle uyutuyoruz. annem zaten genel olarak çevredeki insanlara karşı iyidir kardeşime de öyle örneğin kızmak istediğinde git sen kız diyor bana. Ama bana yaptığı eziyetleri unutmayacağım. Gece beni uykumdan uyandırıp saçma sapan şeyler anlatırdı sabaha kadar onu dinlerdimHasta olduğum zaman yanımda olmazdı. Okula saçlarımı taramak yerine sabah erken uyandırır kuaföre götürürdü. Bana yaşımdan büyük sorumluluklar yükledi ev temizliği yemek gibi. yapma demedi yap demedi ben yapıyordum. Kardeşimin sorumluğunu yüklediler. Annemin bir de evlat kaybı var. Aynı şekilde beni de etkiledi ama umursamadı. Ve beni kucukken he ölümüyle tehdit ederdi öyle ki benim defterlerim var anneme yazdığım şiirlerle dolu öyle bir sevgi vardı. şimdi o yok
Benim nişanlım da bugün yazdı tekrar konuşmak istediğini söyledi cevap vermedim Twitter’da da pişman olduğunu dile getiren şeyler paylaşmış. Demiştiniz, bir şekilde ulaşır diye ama ben bir şans daha vermek istemedimBir sorum var, yaptığı şeyin seni üzdüğünün farkına varsaydı ve özür dileseydi, evet hatalıyım, evet seni istemeden üzdüm/düşüncesizlik ettim (artık neyse o yaptığı şey, senin açından bakabilip gönlünü almak isteseydi) bir şansı olur muydu?
Kiz, hata dediğim Taksim'de bomba patladığında bana günler sonra yazmakKendinize değer veriyorsunuz işte ne güzelSizin konunuzda hatayi tolere etmeme var
Ama bir nokta daha var forumda da sık sık görüyorum. Adam direk bir hata yapmıyor. Ama ailesinin toksikligine engel olmuyor. Burda gizli, daha tehlikeli, daha uzun süreli bir psikolojik şiddet başlıyor. Kadında sürekli eşim çok iyi, benim aileme iyi, kv çok kötü, eşimi dolduruyorlar gibi savunma oluyor. Hep erkege
5 yaşindaymis gibi sevkat gösterme. Erkeklerin büyümesine anne, es , kız kardeş olarak biz kadınlar bir türlü izin veremiyoruz.
Çok ince düşünceli zor şeyler yaşayan hayat içinde koşturan bir sürü sorunla cebelleşen insanların kalbi gerçekten kötülük ile dolu değilse fazla merhamet acıma yetime koyar sana oluyor. Ne yazıkki özgüvensizlik konusu nedense herkeste çok yoğun. Gencim ve almak istediğim çok kıyafet var ve bu kıyafeti giyersem güzel olacağım daha sonra özgüvenim yükselir gibi bir beklentideyim misal. Ama şu aklıma gelmiyor bunu da yazarken farkettim özgüvenim yüksek olsa onu değil kendime yakışacak her zaman giyebileceğim cesur minimal bir parça alabilirim. Şimdi ki koyun gibi popüler kültürün arkasından gitmeye gerek olmazdı. Ama şunu kabul ediyorum özgüvensiz insanların çocukları değersiz olduğunu düşünmeye mahkumdurBu konuyu hem dertlesiriz hem de genç arkadaslar sürekli aynı konuları yazıp yazılanlara fazla reaksiyon gosteriyor onun için actim. Bu konuyu daha cok genç onlara yol gösterir amacıyla actim. Yaklaşık 1 haftadır forumdayim. Konular hep aynı aslında. Genellikle sınırı koruyamayan insanlar yazıyor. Yanlış anlaşılmasın ben kendimi farklı bir yere konumlandirmiyorum. Belki bir nebze akillanmisimdir.
Kv, kp, görümce, anne, arkadaş, sevgili... at kosturuyor, taviz veriyoruz veriyoruz. Konularda gerçeklerle karşılaşan insanlarda hemen savunma ama kocamiii , annemi vs...uzemem halleri.
Niye toksik ilişkilere tutunuyoruz? Neden kv problemini görürken eşimizi geç görüyoruz? İlişkilerden gitmek niye zor? Tecrübeli arkadaşlar ne yaşadı da sinir cekebildi? Niye ozguvenimiz çok düşük? Buralardan kendini çıkaranların tecrübeleri?
teşekkür ederim okuyacağım. Kendim de psikoloji eğitimi aldım zaten bu konuyu oldukça aşmış hissediyorum. Ama mesela yine var olan toksik düşünceleri atamıyorum kafamdan ilişkilerde. Örneğin sevgilimle olan ilişkimde evlenmeyi bi hedef haline getirdiğimi fark ediyorum çoğu zaman. İlişkimiz devam ederken evlilik teklifi etmediğinde çok ama çok öfkeliydim. İşte bunu rahata alıştırdım cinselliğe alıştırdım evdeyiz birlikte zaman geçiriyoruz yemek yapıyorum yemeğe alıştı tembelleşti benimle evlenmeyecek yaşanan şeyler boşa gidecek gibi saçma sapan düşüncelerim vardı.Evlenme teklifini ikimizin gittiği tatilde yaptı ve eşyaları bin kere dağıttım yüzük aradım bulamadım çok ama çok üzülmüştüm kafama koymuştum ayrılığı. Sanki evlilik ulaşılmaz bir hedef gibi. şimdi de bazen evliliğimi düşüşününce panikten geberiyorum. Annesi desen ayrı. Bazen soruyorum şuan gerçekten kendine bunu mu hak görüyorsun diye. Burdakiler annesinin iyi olduğunu iddia etmiş olsa daOlgunlaşmamış ebeveynlerinin yetişkin çocukları.Bu kitabı okumalısınız.
Tabii ki bir şansı olurdu. Gönül almayı bilmek önemli bir meziyet.Bir sorum var, yaptığı şeyin seni üzdüğünün farkına varsaydı ve özür dileseydi, evet hatalıyım, evet seni istemeden üzdüm/düşüncesizlik ettim (artık neyse o yaptığı şey, senin açından bakabilip gönlünü almak isteseydi) bir şansı olur muydu?
Benzeri benim başıma da geldi. Biz nisanliyken ailesinin evine yemeğe gittik. Yoğun bir günün ardından buluşup gittik o sırada eşim hadi gel yolumuzun üzerindeki avmden birseyler bakalım dedi. Yok dedim gecikiriz. 1 saat geç kaldık.Kiz, hata dediğim Taksim'de bomba patladığında bana günler sonra yazmaköyle çok büyük bir hata değil ama bence red flag:) sonradan sessiz kalması hepten kıpkırmızı bayrak.
Bir de şaka gibi 'tum haberler hep bu olaydan bahsediyor,çok endiselendim' dedi,ben de haklı olarak 'madem tüm haberler bundan bahsediyor neden yazmak için üç gün bekledin?' diye sordum. Yazdigi aciklamaya da beğenmedim attım . Bir yıllık aşk hikayemiz böylece bitmiş oldu, geriye atmaya kıyamadıgim elişi hediyeleri kaldıanaokulu sergisi gibi duruyor hala odamın muhtelif yerlerinde ...
Aslında bence hiçbir erkek kendini gizlemiyor. Hiçbir erkek de değişmiyor. Sadece insanlar görmek istemiyor.
Mesela bir arkadaşım var. Oğlanın annesi bizim kızı begendi,öyle tanıştılar. Alyans seçerken anne de geldi, bir şey alınacak önce anneye soruldu, kızın hoşuna gitmeyecek bir şey olsa da annenin gönlü kalmasın diye yapıldı . Adamin anneci olduğunu görmemek için kör olmak lazım.
Neyse bunlar evlendi,zamanla kızın gözündeki perde kalktı. Başladı şöyle anneci,böyle anneci, şunu da annesine sordu,bunu da annesine dedi.
Yani tabii ki soracak, adam annesinin evlen dediği kızla evlenen bir adam yani, ne bekliyordun ki?
Teyzem de ne zaman görsem telefonda sevgilisiyle kavga ederdi, sonra Nisanlandilar telefonda kavga etmeleri devam etti , sonra evlendiler ne zaman bize gelse yine telefonda kavga etti. Sonra çocuk doğurup boşandı. sorsan 'cocuktan sonra çok değişti' der :)
Kadınlar da bir tuhaf
Benim her defasında gönlümü almaya çalıştı da ne oldu? Sürekli aynı hataları yaptı durdu. Bir süre sonra o bile kıymetini yitiriyor. İletişim problemi varsa toparlanması hepten güç…Tabii ki bir şansı olurdu. Gönül almayı bilmek önemli bir meziyet.
Çünkü kalp sevdiği insanlara karşı cam gibi bir şey, normalde takılmayacagi şeyler değer verdigin kişiden gelince seni uzebiliyor. Yani ne kadar özensen de , sevdiğin insanın kalbini kirabilirsin. İnsanlar böyle böyle, üze üzüle birbirlerinin hassas noktalarını öğrenirler, kendilerine cekiduzen verirler.
Yani gönlümü alsa unutur giderdim meseleyi (tekrar etmediği sürece) .
Ama zaten bizim hep iletişim problemimiz vardı, daha önce de rahatsızlığımi net bir şekilde dile getirmiştim. Demek ki ciddiye almamış
Mutlu muyum? Hiç değilim aslındaama olsun. Benim ittirmemle devam edecek ilişki ittirsin gitsin, ben daha iyisine layık olduğuma inanıyorum
Evet, demiştim. Bak nasıl da doğru çıkmış. Benimki de yapmıştı aynı şeyi, pişmanım bilmem ne ayakları. Yeniden barışmadım ama bir süre iletişimde kaldım. Sonra saçma sapan bir sebepten haksız yere beni suçladı. O iletişim de kesildi, karşılıklı uzaklaştık. Bir kere borcunu bahane edip yazdı, kalsın istemem dedim kesip attım. Birkaç gün sonra doğum günümde yazdı, yine kısa bir cevapla kestim. Daha da yazmaz, yazacak yüzü de yok. Benden de yüz bulamadı. İçimi öyle öldürdü ki onunla yeniden olmak demek mutluluk değil sinir stres benim için. İçin ölmüşse gerçekten istemiyorsun ya.Benim nişanlım da bugün yazdı tekrar konuşmak istediğini söyledi cevap vermedim Twitter’da da pişman olduğunu dile getiren şeyler paylaşmış. Demiştiniz, bir şekilde ulaşır diye ama ben bir şans daha vermek istemedim
Evet ben de bugün cevap versem yine beni manipüle edecekti, barışsak yine aynıları olacaktı daha çok üzülecektim. Hiçbir şey değişmez…Evet, demiştim. Bak nasıl da doğru çıkmış. Benimki de yapmıştı aynı şeyi, pişmanım bilmem ne ayakları. Yeniden barışmadım ama bir süre iletişimde kaldım. Sonra saçma sapan bir sebepten haksız yere beni suçladı. O iletişim de kesildi, karşılıklı uzaklaştık. Bir kere borcunu bahane edip yazdı, kalsın istemem dedim kesip attım. Birkaç gün sonra doğum günümde yazdı, yine kısa bir cevapla kestim. Daha da yazmaz, yazacak yüzü de yok. Benden de yüz bulamadı. İçimi öyle öldürdü ki onunla yeniden olmak demek mutluluk değil sinir stres benim için. İçin ölmüşse gerçekten istemiyorsun ya.
Ben sizin konunuzu biliyorum. Sizinkinde gizli vs değil bağıra bağıra gelen sorunlu evlilik vardı.Benim her defasında gönlümü almaya çalıştı da ne oldu? Sürekli aynı hataları yaptı durdu. Bir süre sonra o bile kıymetini yitiriyor. İletişim problemi varsa toparlanması hepten güç…
Bomba muhabbetini şimdi okudum. Yani üç gün sonra yazma sebebi için ne diyecekti de gönlünü alacaktı o ayrı bir mesele. Besbelli önemsememiş. Yazmaması için çook ciddi bir nedeni olmalıydı, ne bileyim bir yakını ölmüştür ya da kendisi çok hastadır, haberi olmamıştır falan. Ha yine de sen belki bahanesi ne olursa olsun üzerinde durmazdın ama yakıştıramadım demeni şimdi daha net anladım.Tabii ki bir şansı olurdu. Gönül almayı bilmek önemli bir meziyet.
Çünkü kalp sevdiği insanlara karşı cam gibi bir şey, normalde takılmayacagi şeyler değer verdigin kişiden gelince seni uzebiliyor. Yani ne kadar özensen de , sevdiğin insanın kalbini kirabilirsin. İnsanlar böyle böyle, üze üzüle birbirlerinin hassas noktalarını öğrenirler, kendilerine cekiduzen verirler.
Yani gönlümü alsa unutur giderdim meseleyi (tekrar etmediği sürece) .
Ama zaten bizim hep iletişim problemimiz vardı, daha önce de rahatsızlığımi net bir şekilde dile getirmiştim. Demek ki ciddiye almamış
Mutlu muyum? Hiç değilim aslındaama olsun. Benim ittirmemle devam edecek ilişki ittirsin gitsin, ben daha iyisine layık olduğuma inanıyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?