- 23 Kasım 2008
- 1.892
- 6.354
- 683
Iyi geceler herkese. Belki dert olarak görmeyeceksiniz ama beni rahatsız eden bir konu bu. Eşimle üniversiteden tanışıyoruz. Öğrencilikten itibaren maddi pek çok sıkıntı yaşadık. Ay sonunu bozukluklarla getirdiğimiz çok zaman oldu. Hep çalıştım çabaladım eşimin yetmediği yerde açığı ben kapattım.
Özel sektörde çalıştım önceleri. Tempo zorlayınca işi bıraktım ama çeviri büroları ile anlaşıp sabahlara kadar çeviri yaparak 1 yıl boyunca düğün borçlarımızı ben ödedim. Sonra devlete atandım.
Tabii zaman geçtikçe eşim de tecrübelendi işinde uzmanlaştı. Eşim yazılım mühendisi. Şu an küçük bir şehirde bir fabrikanın bilgi işlem yöneticiliğini yapıyor. Ben de burda bir lise de öğretmenim. Küçük bir yer olduğundan mıdır nedir buradaki insanlar, meslektaşlarım resmen benim eşimi kafaladığımı, yani eşimin iyi kısmet olup benim onu bulan kişi olduğumu düşünüyor. Ben öyle düşünmüyorum açıkça ifade ediyorlar bunu.
2 ay önce rehber öğretmen çocukları meslekler konusunda bilgilendirmek için dersime girdi. Çocuklar mühendisliklerle ilgili bilgi almak isteyince "öğretmeninize sorsanız ya. Ohh sırtını dayamış mühendise" dedi. Dumur oldum çocukların önünde, tüm imajım yerle bir. Bir defasında da müdür yeni nişanlanan İngilizce öğretmeninin arkasından "İngilizce öğretmenleri işini bilir. Yaş tahtaya basmaz" dedi gülerek (ben de İngilizce öğretmeniyim). Ne bileyim ağırıma gidiyor insanların böyle düşünmeleri. Sürekli ihtiyaçtan değil keyfen çalıştığıma vurgu yapmaları. Oysa disiplinli olan benim. Eşim belki de benim sayemde mezun olabildi okulundan. Evet küçük çocuklarım olduğu için etüd, özel ders istemiyorum ama ihtiyaç olmadığından değil bu. Bu konularda açıklama yapmak, maddi konularımıza başkalarını dahil etmek istemiyorum ama bu tavırdan mutsuzum.
Özel sektörde çalıştım önceleri. Tempo zorlayınca işi bıraktım ama çeviri büroları ile anlaşıp sabahlara kadar çeviri yaparak 1 yıl boyunca düğün borçlarımızı ben ödedim. Sonra devlete atandım.
Tabii zaman geçtikçe eşim de tecrübelendi işinde uzmanlaştı. Eşim yazılım mühendisi. Şu an küçük bir şehirde bir fabrikanın bilgi işlem yöneticiliğini yapıyor. Ben de burda bir lise de öğretmenim. Küçük bir yer olduğundan mıdır nedir buradaki insanlar, meslektaşlarım resmen benim eşimi kafaladığımı, yani eşimin iyi kısmet olup benim onu bulan kişi olduğumu düşünüyor. Ben öyle düşünmüyorum açıkça ifade ediyorlar bunu.
2 ay önce rehber öğretmen çocukları meslekler konusunda bilgilendirmek için dersime girdi. Çocuklar mühendisliklerle ilgili bilgi almak isteyince "öğretmeninize sorsanız ya. Ohh sırtını dayamış mühendise" dedi. Dumur oldum çocukların önünde, tüm imajım yerle bir. Bir defasında da müdür yeni nişanlanan İngilizce öğretmeninin arkasından "İngilizce öğretmenleri işini bilir. Yaş tahtaya basmaz" dedi gülerek (ben de İngilizce öğretmeniyim). Ne bileyim ağırıma gidiyor insanların böyle düşünmeleri. Sürekli ihtiyaçtan değil keyfen çalıştığıma vurgu yapmaları. Oysa disiplinli olan benim. Eşim belki de benim sayemde mezun olabildi okulundan. Evet küçük çocuklarım olduğu için etüd, özel ders istemiyorum ama ihtiyaç olmadığından değil bu. Bu konularda açıklama yapmak, maddi konularımıza başkalarını dahil etmek istemiyorum ama bu tavırdan mutsuzum.