"Tatile Gidemiyorum" Ağıdı ve Mal Mal Bakan Ben

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bizim ülkemizi turistler bizden daha çok geziyor. Biz bırak başka ülkeleri gezmeyi daha kendi topraklarımızı bilmiyoruz. Memleketine gitmek bile lüks oldu artık. Benzin uçmuş, otobüs uçak fiyatları uçmuş. Dışarıda yemek yemek bile lüks. Tek parça kıyafet 200 TL olmuş giyinmek de lüks. Kiralar uçmuş. meyve sebzeye yanaşılmıyor. Eti zaten demiyorum yakında hepimiz vejeteryan olacağız. Sağlıklı yemek de lüks. Evet bu şartlarda tatili en son dert ediyoruz çünkü ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamakları bile tam karşılanmıyor. Her gün ne olacak sonumuz demekten kendimi alamıyorum. Allah toptan yardımcımız olsun.
 
Bende sunu anlamıyorum.
İki memurunda bir yılda ortalama bir tatil yapamaması onların pintiliginden ve kenara hep para koyma merakından.
Herkesin bütçesine göre tatil olmayabilir ama çift maasliya gorede tatil yerleri var.
Hele sezon başlamadan rezervasyonlar yapilirsa.
Ulkemizdeki pahalılik son yıllarda uçtu bunu kimse göz ardı edemez.
Mesela tanıdigim çift maaslilarin en az 3 dairesi var artı Lux araba sonra tatil yapmıyorum diyor.
Bence bu ülkede kenara koymanın ötesi var.
Çoğumuz hala tatili gereksiz görüyor.
Asgari ücretli tek maaşlı olana evt tatil zor belki imkansiz.
Ama geliri ortalama çift maaşlı memurun kendi istifleme merakından.
Çok var halbuki kefenin cebi yok.
 
Yahu yarım ada ülkesiyiz, 4 ayrı tür denizimiz var ve yaz tatilini hala tartışabiliyorsak yuh bize.
Hayatında deniz görmemişliğin sebeplerini konuşmak yerine kıç kadar ülkede, bir ucundan diğer ucuna maksimum 24 saat orta hız sürüşle gittiğin coğrafyada nasıl tatil tartışılabilir?
Demek ki coğrafya değil doğduğun ev kader, bir mahalle öteye gitmeye lüzum yok!
 
Annem canım anneciğim hayatı boyunca en büyük gayesi hep bizi okutup, güzelce buyutmekti. Hayatında hiç tatile gitmemişti 55 yaşına kadar. Bizde tabiki imkansizliktan evlenene kadar hiç tatil görmeden büyüdük. Sadece bir kez bir akrabamizin yanına annem kardeşim ben gidebildim evin diğerleri gelemedi o da. Öyle 1-2 kez orda denize girebilmistik. Sonra evlendim balayina gittik ortalama bir yerdi ama hayatımın en güzel tatiliydi. Sonraki yıl annemle kardeşimi de otel tatiline götürdük. Annem hayatında ilk defa bizimle gelmiş oldu hala söyler gittiğimiz yerin ismini ne güzel günlerdi diye. 8 yıllık evliyiz biseyler sahibi olabilmek için hep bir borcun içindeyiz büyüklü küçüklü ama pandemi senesi hariç tatili hiç es gecmedik. Bence gecilmemeli bu da insanın kendisine yatırımı bence. Oğlum 2 ay sonra gideceğimiz tatil için nasıl mutlu tabi bizde öyle. Hemde tek memur maaşla yapıyoruz bu tatilleri yani. Bu sene 5 yıldızlı otele gidicez mesela geçen seneden ayarladigim için yol hariç 7 bin diyeyim. Bence makul. Daha azı da vardı daha çoğu da vardı biz giden tanıdıklarınızı tavsiyesi üzerine buna gidelim dedik. İki memur maaşıyla sizinki gidememek değil gitmemek oluyor bence. Siz oturup buna aglayabilirsiniz. Tatil demek gayet ihtiyaç demek bence
 
Niye sürekli var olanın keyfini sürüyoruz bende buna takığım arkadaş ya deyimi yerindeyse eşşek gibi okudum çalıştım çabaladım bir yere geldim tabii ki tatil yapmak isteyeceğim hemde en lüx yerde tabii ki son model telefon isteyeceğim elin ülkesinde insani şartlarda 8 saat çalışıp ülke ülke fink atıyorlar ben daha kendi ülkemi gezecek alım gücüne sahip değilim ama karnım doyuyor ya ailemle vakit geçirdim tatilde ya diye şükür mü diyeceğim çıkın şu kafadan az ya
 
Var olanı değerlendirmekten kastınız ne? Akraba ziyareti yazmışsınız mesela, eminim burada akrabasını ziyaret etmektense evde oturmayı tercih edecek bir sürü insan vardır. Bir de herkesin kendine göre ihtiyaç saydığı ve başkasında görünce lükse kaçtığını düşündüğü şeyler vardır.

Bizim bir aile dostumuz var örneğin, gerçekten çok zenginler ama kadın hep bulabildiği en ucuz kıyafetleri giyer. Yani yüz liradan fazla olan herhangi bir kıyafet onun için lükstür ama aynı kişinin evinde kahve içince elinizde tuttuğunuz fincan bin liradan aşağı olmaz. Evi küçük bir saraya benzer ve ona göre evine yaptığı masraf ihtiyaçtır. Aynı şekilde üstlerde yengenc yazmıs, midpoint gibi mekanlarda takılmak yerine piknik yapıp tatile para harcarım demiş. Ben de tam tersi imkânım olduğu zaman güzel bir mekanda harcayacağım paraya acımam. Bu da benim kendimi motive etme şeklim ve ihtiyaç olarak gördüğüm şey. Herkesin hayatta zevk aldığı şeyler bu kadar farklıyken kendinizde insanları yargılama hakkını nereden buluyorsunuz? Ayrıca hayata bir kez geliyoruz ya, yaşamak sadece karın doyurmaktan ibaret değil.

Bir de çocuklarınız acaba ileride sizinle aynı fikirde olacak mı merak ediyorum. Çocukluklarına dair güzel tatil anıları biriktirmemiş bir şekilde büyüyecekler. Ben çocukken ailemin durumu iyiydi o yüzden farklı yerleri gezip güzel yerlerde tatil yaptım. İyi ki de yapmışız çünkü o zamanlar da yapmasaydık şimdiki ekonomik koşullarda hiçbir şey yapamazdım. En büyük üzüntüm de keşke imkânımız varken yurtdışı tatillerine de gitseydik, annemler başka şehirlere giderken 'noluur ben kuzenimde kalayım' diyerek gidebileceğim tatil fırsatlarını kaçırmasaydım.
 
Son düzenleme:
Cocuklugunda tatil de neymis hic gormemis biri olarak benim de tavsiyem sartlari zorlayip gitmekten yana olur.

Bir hafta olmaz 3 gun olur, ama tatile gidiyoruz heyecani bile o ayin tum ruhunu degistirir.

Millet okullar açıldı diye üzülürken ben sevinirdim. Bence üzücü

Tamam tatile gidemeyen de oturup ağlamasın tabiki, ama şartlari zorlamaya çalışmakta bir yanlış görmüyorum ben.
 
Esimle sevgililik Nişanlılık ve evliliğin ilk yılları dahil Turkiye nin gezmedigimiz yeri kalmamıştı, kendimi şanslı hissetmiyordum gezdiğim için. Hatta acaba gezmek yerine parayı daha önemli birsey için mi harcasam diye düşünmüştüm

Ama bu ekonomik kriz öyle bi tokat gibi çarptı ki herseyi suratıma ve kendime getirdi ki.

Para biriminin çöp oluşunu görmek deneyimlerimizin ne kadar degerli olduğunu gösterdi.
Şu saatten sonra eski konforu bulabilirsek(inşallah) hayata bakış açım çok farklı olacak benim birtek bu yönden iyi geldi bu kriz bana

Kabul etmeyecegim essek gibi çalışıp evde pineklemeyi gerekirse ağıt da yakacağım. Belki birseyler düzelir biz yetişemesek de bizden sonraki nesil hayattan zevk almasını bilsin, alabilsin.
 
Akraba ziyaretiği dediğide eminim cümbür cemaat bir akrabanın evine çökmek milletin çekyatında ve koltuğunda yatıp kalkmak, balkonda çekirdek çitletmek. Tatil hayaline bak. Ev sahibi istiyormu belli değil, istese bile ne gereksiz. Otele para vermim diye millete yük olana kadar kendimi evime kapatırım daha iyi
 
Konu sahibi kendine hak veren yorumları beğenmeye giriyor sadece konuya. Milleti birbirine sokup niye cevap vermiyorsunuz?
Hatta muhteşem koyuyor bide gercekten 24 bin tl eve girerken mi tatil yapamayıp bahçede çekirdek çitliyor gerçekten
 
Son düzenleme:
Hatta muhteşen koyuyor bide gercekten 24 bin tl eve girerken mi tatil yapamayıp bahçede çekirdek çitliyor gerçekten
Evine 24 bin giren konu sahibi mi? Ben onu görmedim. Baska biri yazmıştı sanki gelirimiz 24 bin diye.

Evimize aylik 24 bin girecek ve anne babam tatil karşıtı bir insan olacak. Yazik o çocuklara.
 

Ben baskasinin evinde o kadar rahat edemiyorum. Kendi odam banyom muhakkak olmali. Üstüne baskalarina yük oluyorsun
 
Lüksü değil, insanın bir alışkanlığı vardır, bir çizgisi, çalışır, alır maaşını, 5 yıldızlı oteline de gider yapar. Şimdi, aynı çalışma ve maaşla aynı hayatı sürememekten şikayetçi insanlar. Kendi alanlarından, alışkanlıklarından, rahatlarından sürekli vermekten, sürekli "Şükredin" diyerek fedakarlığın borç görülmesinden, o kadar da rahat etmeyiverin denmesinden şikayetçi.
Daha basit anlatayım, yatakta yatmayıver ya paran yetmiyorsa, nasıl olsa uyuyorsun bir şekilde, betona yatıver. Dediğiniz buraya çıkıyor.

Benim babam asla gezmeyi, tatili seven bir insan değildi, annem ise aksine bol bol gezmek, şehirler görmek isterdi ancak babama tabiiydi. O zamanın mahalle baskısından belki "Kocası evde oturur, karısı gezer durur kim bilir nerede" demesinler diye, babama uymak durumunda kaldı. Onu dışarı çok çekmek istedi ancak olmadı.

Şansım şuydu ki, deniz, kum, güneş tatili için başkalarının akın akın geldiği bir turizm memleketinde yaşıyoruz. Denize giderdik, buranın tarihi yerlerini gezerdik ki rahmetli dedemler tarihi kale surlarının içindeki mahallede otururlardı. Biz, kuzenlerim şanslı çocuklardık çünkü adım attığımız yer tatildi, tarihti.

Şimdi ben, başka bir şehirde yaşasam, burayı tekrar tekrar görmeyi isterim. Hayat bu, ekmek neredeyse insan orada, belki İç Anadoluda bir şehirde yaşamamız gerekecek. Burada bir gün görmesem, ikinci gün görüyorum denizi, işte şu an dahi karşımda sahil. Gittim diyelim, denizi ayda bir en azından görmek istemem lüks mü olur? Ya da tüm sene çalışsam, 15-20 güncük bir tatil hakkım olsa, benzini fulleyip şuraya çıkıp gelip denize nazır bir restoranda bir şeyler yemeyeyim mi? Lüks müdür bana o zaman da?

Girerim abi depresyona ben denizi görmezsem. Bunlar insanların alışkanlıkları, 5 yıldızlı otelde her sene güzel bir tatil yaparken artık yapamaz olunca da girer insan depresyona, tatile gidemiyorum diye ağıt da yakar, o kadar çalışıp kazanıyorum, önceden yaptığımı dahi artık yapamaz oldumsa vay ülkenin haline de der.

Siz evden eve alışmışsınız komşuculukla mutluluğa, ben alışmışım denizi görüp, hoş bir lokantada güzel bir yemek yiyip yüzmeye. Sizinki beleş, benimki paralı. Komşu akraba gezmeyi de vergiye bağlasınlar para ödeyin de sonra görelim sizin mutluluğu.
 
Son düzenleme:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…