anne olamamak
Ekşi sözlük te yazmış biri, ağlak ama gerçek
caresizligin kadınsal boyutu. aşındırılan doktor kapıları, hormanlarınla birlite ruhunla oynayan iğneler, tekrar tekrar yesil onlügü giyip sedyelerde gözünde bir hayelle cıkılan ameliyathane yolculukları, kolunda damar bulunamadığından başparmağın kemiğinden alınan kanla yapılan ve hep olumsuz çıkan testleri takip eden gözyaşları, herkesin oldumu oldumu diye sormasıyla yüreğinin kanaması , ben cok doğurgan bir aileden geldiğim için kısırlığı anlayamam ama gercekten senin için sorry diyen patavatsız kötü niyetli teselliler dinleyiş, cadde ortasında son umudunu kaybettiğinde kendini de kaybedip girilen ağlama nöbetleri, allahla kurulan en kuvvetli empati ve duyulan bu yoksunluğa tevekkülle razı oluş...
ve..... vardır bir sebep elbet deyip kader vardır diye kabullendiğinde hiç anlamadığın ve artık inanmaktan vazgeçtiğin bir mucize çalar kapıyı. leylek iki tane bebiş getirmiştir. birgün benimde göbeğim şişecekmi diye baktığın, kıskandığın ve hatta hasetten ağladığın tüm göbeklerden daha kocaman bir göbeğe sahip olmakta vardır kaderde. ardından iki küçücük bedenden çıkan çığlıkları duymakta... inanmaktan vazgeçmemek lazımmış her çilenin bir ödülü varmış diye düşünüp alaturka bilgeliğinle sarılırsın onlara. elleri ellerine değer, yanakları yanağina.ve ağlarsın yine bitti diye sevinçten bu defa...



