Türkiyede akademi camiası nasıl

O üniversiteye ve bölüme göre değişiyor. Ben köklü bir üniversitedeyim. İş yoğunluğumuz fazla ama mobinge uğramadım mesela. Sadece gerçekten rüştünü ispat etmiş özel üniversiteler haricindeki vakıf üniversiteleri hakkında görüşüm negatif. Küçük şehirlerdeki üniversitelerden de pek memnun değil orada görev yapanlar. Ya bir de İsviçre'ye gitme şansın varsa ne yapacaksın buradaki akademiyi.
 
Sosyal bilimlerden bildiriyorum. Burda da durum vahim. Bilim yerine konmamak da cabası
Acaba alanla mı alakalı? Sizin dediğinize yakın şeyleri sosyolog psikolog ve iletişim fakültesinde görev yapanlardan çok duyuyorum ben. O da tam anlamıyla sayısalcı ise zeki olur mantığından bence. Bir de üniversite de çok etkiliyor. Teknik üniversite bünyesindeki sözel alanlarda görev yapanlar genelde bu konudan muzdarip gördüğüm kadarıyla. Ben tam sosyal bilimci sayılmadığım için gözlemlerimi yazdım tabii.
 
O yayını yaptıktan sonra atılmazsan problem yok zaten. Baskı da korkutarak oluyor. Atılırım diye yazamıyorsun
 
O yayını yaptıktan sonra atılmazsan problem yok zaten. Baskı da korkutarak oluyor. Atılırım diye yazamıyorsun
Tabiki alanınıza göre degisır. Konu sahibi norobilim yazınca hormonlar vs konularına girse de sorun olacagini düşünmüyorum. Ama felsefe gibi bölümlerde sosyal bilimlerde turkiyede soruna yol acabilecek cok şey olur tabi.
 
Ha bir de doktoramı yapıp akademide kalacağım diyorsan zaten eninde sonunda buraya dönecek olsan bile hep yurtdışından doktoralılar tercih ediliyor. Akademide job market de sıkıntılı yani attığımız taş ürküttüğümüz kurbaya değecek mi bakalım
 
Gürkan hocadan bahsediyorsunuz sanırım. Bu arada üniversite eh işte değildır Türkiye'de çok iyi araştırma imkanlarına sahip laboratuvarları olan bir universitedir.

araştırma ve lab olarak bakmadım
Enstitülerin durumunu net bilmiyorum.
Doktora yapan arkadaşım, hatta vakti zamanında hocamdı o da :) çok memnun ve çok verimli olarak anlatıyor.
Ama öğrenci.
Ama öğretim görevlisi 4 arkadaşım, kalabalığından, sistemsizliginden, ve işi ehline vermemelerinden şikayetçiydi.
Kendi alanlarında iyi olmalarına rağmen, angaryalar yüzünden koreldiklerini söylediler.
Belki alana özgü bir durumdur
Yuksek lisans yada doktora öğrencisi olmakla, orada çalışma farkı da olabilir.
 
O angarya işlerden yıldık yıl dıkk resmen. Ders çalışıp; anlatıp yayın yapmamız gerekirken idari işler denilen işlerden vallahi gına geldi. Doğum iznindeyim; dönünce ne olacak bakalım.
 
Sosyal bilimlerden bildiriyorum. Burda da durum vahim. Bilim yerine konmamak da cabası

Ben de fen bilimlerinin daha şanslı olduğunu düşünüyorum.
Sosyal bilimlerin hala yerini bulmasina cok var.
Butun derecelik öğrenciler tıp, mühendislik:)

Kuzenimin eşi, ankara hukuku bırakıp, istanbul sosyolojiye bilim yapmak için geçmişti
Şu an anadoluda bir üniversitede tırmalıyor çocuk
Kafa zehir, derecelik öğrenci, tek günahı sosyal bilimlerde çalışmak :)
 
O angarya işlerden yıldık yıl dıkk resmen. Ders çalışıp; anlatıp yayın yapmamız gerekirken idari işler denilen işlerden vallahi gına geldi. Doğum iznindeyim; dönünce ne olacak bakalım.
Aynı durumdayız biz de. Haftalardır sekreterin yerine bakıyoruz. Dönem içinde de projeksiyon bağla, bilgisayar kur salak salak işler.. Bazen angaryalardan ders çalışamıyorum.
 
Doğrudur. Turkiyede kadro isteyen ve kendine bir yer bulabilen kişi agzini burnunu kapatıp havuza atlar gibi yapacak bir yerden başlayacak mecbur. Bu iş başka yolu yok malesef.
 
Büyük, köklü üniversiteleri bilmemekle ve illa ki istisnaları, hakkıyla bu işi yapanlar vardır demekle birlikte türkiyedeki akademik camia beşik ulemalığına döndü. Bir üniversitede en az 2 baba-çocuk, karı koca, amca-kuzen... vs garanti görürsünüz. (Üniversitede tanışıp evlenen hocalardan bahsetmiyorum, evlendikten sonra eşini bir şekilde üniversiteye sokan akademisyenlerden bahsediyorum bu arada. Yoksa karı koca görülmesi bir noktada normal, meslektaş evliliği açısından)
 
Aynı durumdayız biz de. Haftalardır sekreterin yerine bakıyoruz. Dönem içinde de projeksiyon bağla, bilgisayar kur salak salak işler.. Bazen angaryalardan ders çalışamıyorum.
3 sene derse giderken yanında asistan götürüp siniftaki bilgisayara flash bellek taktirip sunumunu actiran profesör bir hoca ile çalıştım. Asla ve kendi açmadı dokunmadı.
 
Siz de bir nevi sosyal bilimciler salak olup tıp, mühendislik kazanamayanlar demişsiniz resmen. Bölümümün %70i fen lisesi mezunu ve sayısalda da ilk 1000 içerisinde olan öğrencilerden oluşuyor. Bölüm de tm ilk 1000'den öğrenci alıyor zaten. Ben de dereceli bir öğrenciydim zamanında. Bizi yatırım yapmaya değer görmeyenler sebebiyle köreliyoruz ne yazık ki.. Zaten bölümde herkes yl bitirip doktoraya yurtdışına gidiyor bu sebeple. Cidden bu ülke de bu halk da hakediyor beyin göçünü. Burda kalıp ülkeme hizmet edeceğim idealistliğini öldürdüler.. Ne yapmaya çalıştığımızı dahi anlamayanların nesine hizmet edeceğiz ki zaten neyse.
 

Yok yahu niye öyle bir şey diyeyim, genelde bu muamele yapılıyor diye dedim.
Kuzenimin eşi de sürekli bu baskıya maruz kalmış, bildiğini okumuş. Ama Hala anasi babasi eczaci olaydin diyor. Gunun sonunda kimse doktora yaparken kac yayin cikardigina bakmiyor.

32 yaşım, en küçük velet kreşe başladığında sosyoloji okumayı planlıyorum. Mesleki yada akademik beklentim yok. Ama bir kerede sosyal bilimleri görmek istiyorum:)
 

Umut fakirin ekmeği işte bi sorayım dedim
Valla ben öğrenciye de insan gibi davranıldığını yurtdışında yaşadım, hani koskoca prof sen müsait misin, bunu yapmak ister misin diye bana soruyordu
Ben TRde 2 saat hocanın tel konuşmasını bitirmesini bekliyordum
Bir de kimse kendisine "hoca" olarak hitap edilmesini istemiyor yurt dışında çünkü fazla statü ve arada bir duvar gibi görüyorlar hep isimle hitap ediyorduk
 
Bir de şunu ekleyeyim; eğer fen bilimciyseniz onlar proje için kaynak bulmakta çok zorlanıyor keza tıp fakültesindekiler de öyle.

Tıptakiler nasıl zor fon buluyorlar ki ya, benim gördüğüm en çok onlara yatırım vardı, valla psikoloji bölümünde bir EEG miz yoktu:)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…