- 4 Aralık 2012
- 14.265
- 10.145
- Konu Sahibi BayanHicKimse
- #1
Türkiye'de varlığı kabul ediliyor ama nedense hiç konuşulmuyor. Kızlar kardeşlerini doğuruyor… Doğru okudunuz, aynen öyle! Aslında dünyanın kanayan yarası. Şahit ola ola nasıl susup yutabiliyoruz? Bunu yaşayanlar anlatamıyor. Ve elinden gelenlerin de onlara ses olması gerek. Seslerini duyurmalarına destek vermelerine ve sesleri olmak için mücadeleye girmek gerekiyor. Konuyla ilgili yığınla haber, röportaj ve filmler yapılmış hatta yapılıyor olmasına rağmen nedense bunu hiç yüksek sesle konuşmuyoruz. Satır aralarında kaybolup gidiyor. Neden? Hayal ürünü mü sanıyoruz? Yok canım, deyip geçiyor muyuz yoksa? Artık hayır. Eğitimle ve gelişmişlikle ayrıca dindarlıkla alakalı olmayan bir durumdan bahsediyoruz. Hastalık mı irade sorunu mu tartışılır belki.
Türkiye'de son yıllarda artan kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuğa şiddet, tecavüz ve çocuk gelinler... Yürüyüşler yapıldı yapılıyor, konuşmalar yapılıp konferanslar veriliyor ve önergeler sunuluyor meclise. Artık ses daha gür çıksın diye birbirini hiç görmemiş ama aynı acıda birleşenler sosyal mecradan bir olup tek soluk oluyor sokaklarda. Keşke insan kalmayı becerilebilsek de tüm bunlara gerek kalmasa. Canımızı saklamaktan hayattan zevk almak lüks hale geldi üç günlük dünyada.
Ama şu an bahsettiğimiz şey sadece kadını barındırmıyor. Her yaştan kız ve erkek çocukları barındırıyor, ensest. Anneleri tarafından tacize uğrayan erkek çocuklar da var. Ama yaygın olan babanın ve abinin tacizine tecavüzüne uğrayan kız çocuk vakası.
Türkiye Ensest Atlası'nı çıkaran Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ile bir araya geldik ve ensest nedir? Neden konuşmuyoruz, utanıyor muyuz, korkuyor muyuz? Ne gibi çözüm önerileri var? Hükümetle ortak çalışmalar yapılacak mı? Hepsini konuştuk ve pek çok vakayla karşılaşmış Uzman Dr. Psikiyatrist Aynil Yenel'in de görüşlerini aldım bu konuda. Bakın neler neler anlattılar...
"Bahçeye ektiğin ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"
C.G: 90'lı yılların başında İstanbul'da bir mahkemeden yaşanan konuşmadır şu; Baba diyor ki: "Hâkim bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?" İnanabiliyor musunuz?
Anne oğluna; biraz daha dayan
A.Y: İncelediğim bin dosyada öyle hikâyeler vardı ki. Babanın oğluna cinsel istismar uygularken anne biraz daha dayan ne olacak ki diyordu. Komşuların şahitliğinde verilmiş bir ifadeydi.
C.G: Aynı cümleyi anne kızları için kullanıyordu. Babanın ihtiyacını gider ne olur bak bize zarar verecek. Ya da abindir ne olur evlenene kadar yapmak zorundasın demesi kendinizi insanlıktan çıkmış gibi hissettiriyor.
Bu süreci geri çevirecek eylemler nedir? Neler yapılmalı?
C.G: Bu çocukların ruh sağlığını düzenlemek için psikologlar, çocuk ruh sağlığı uzmanları devreye girecek, bunlar için merkezler açılması gerekecek. Bir sonraki adımlarının da kültür ve sanatla desteklenerek terapilerinin devam etmesi olmalı.
Bananeci mi olmak lazım?
Türkiye'de uzun yıllardır var ensest peki devlet şimdiye kadar neler yaptı?
C.G: Hiçbir şey yapmadığı gibi biz yapanların söylemlerini de kabul etmedi. Mesela ben aile bakanlığıyla görüştüğümde bakanlık bunu kabul etmedi.
Gerekçe olarak ne gösterildi?
C.G: Müslüman ülkede ensest yok, ensesti söylersek toplum bizi öteler siyasi parti olarak dendi. Var olanın üstünü kapatıyorsanız size güvenmem zaten. Biz bunu gazete haberlerinde ve televizyonlarda söyler olduk. Tehdit telefonları aldık. Peki, tehdide pabuç bırakıp kenara mı çekilelim? Bana neci mi olmak lazım?
http://www.cnnturk.com/turkiye/turkiyede-ensest-gercegi
Türkiye'de son yıllarda artan kadına şiddet, kadın cinayetleri, çocuğa şiddet, tecavüz ve çocuk gelinler... Yürüyüşler yapıldı yapılıyor, konuşmalar yapılıp konferanslar veriliyor ve önergeler sunuluyor meclise. Artık ses daha gür çıksın diye birbirini hiç görmemiş ama aynı acıda birleşenler sosyal mecradan bir olup tek soluk oluyor sokaklarda. Keşke insan kalmayı becerilebilsek de tüm bunlara gerek kalmasa. Canımızı saklamaktan hayattan zevk almak lüks hale geldi üç günlük dünyada.
Ama şu an bahsettiğimiz şey sadece kadını barındırmıyor. Her yaştan kız ve erkek çocukları barındırıyor, ensest. Anneleri tarafından tacize uğrayan erkek çocuklar da var. Ama yaygın olan babanın ve abinin tacizine tecavüzüne uğrayan kız çocuk vakası.
Türkiye Ensest Atlası'nı çıkaran Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü ile bir araya geldik ve ensest nedir? Neden konuşmuyoruz, utanıyor muyuz, korkuyor muyuz? Ne gibi çözüm önerileri var? Hükümetle ortak çalışmalar yapılacak mı? Hepsini konuştuk ve pek çok vakayla karşılaşmış Uzman Dr. Psikiyatrist Aynil Yenel'in de görüşlerini aldım bu konuda. Bakın neler neler anlattılar...
"Bahçeye ektiğin ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?"
C.G: 90'lı yılların başında İstanbul'da bir mahkemeden yaşanan konuşmadır şu; Baba diyor ki: "Hâkim bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?" İnanabiliyor musunuz?
Anne oğluna; biraz daha dayan
A.Y: İncelediğim bin dosyada öyle hikâyeler vardı ki. Babanın oğluna cinsel istismar uygularken anne biraz daha dayan ne olacak ki diyordu. Komşuların şahitliğinde verilmiş bir ifadeydi.
C.G: Aynı cümleyi anne kızları için kullanıyordu. Babanın ihtiyacını gider ne olur bak bize zarar verecek. Ya da abindir ne olur evlenene kadar yapmak zorundasın demesi kendinizi insanlıktan çıkmış gibi hissettiriyor.
Bu süreci geri çevirecek eylemler nedir? Neler yapılmalı?
C.G: Bu çocukların ruh sağlığını düzenlemek için psikologlar, çocuk ruh sağlığı uzmanları devreye girecek, bunlar için merkezler açılması gerekecek. Bir sonraki adımlarının da kültür ve sanatla desteklenerek terapilerinin devam etmesi olmalı.
Bananeci mi olmak lazım?
Türkiye'de uzun yıllardır var ensest peki devlet şimdiye kadar neler yaptı?
C.G: Hiçbir şey yapmadığı gibi biz yapanların söylemlerini de kabul etmedi. Mesela ben aile bakanlığıyla görüştüğümde bakanlık bunu kabul etmedi.
Gerekçe olarak ne gösterildi?
C.G: Müslüman ülkede ensest yok, ensesti söylersek toplum bizi öteler siyasi parti olarak dendi. Var olanın üstünü kapatıyorsanız size güvenmem zaten. Biz bunu gazete haberlerinde ve televizyonlarda söyler olduk. Tehdit telefonları aldık. Peki, tehdide pabuç bırakıp kenara mı çekilelim? Bana neci mi olmak lazım?
http://www.cnnturk.com/turkiye/turkiyede-ensest-gercegi