Hayırlı ramazanlar kızlar.
Hiç uzatmadan direk konuya girip içimi dökmek,rahatlamak istiyorum.
Konuyu bilenler biliyo.
Artık son vermem gereken bi sürüncemenin içinde kıvranıyodum.
Bi de son zamanlarda hastalıklar,seyahatlar falan duygusal anlamda da çokça yıprandım.
Her zamankinden biraz daha fazla ilgiye ihtiycım vardı sanırım.
Dün gece malum arkadaşım beni sordu,nasıl oldun diye.
Annemi sordu sonra,o da bi ameliyat geçirdi.
Nasıl oldu iyileşti mi dedi.
Sonra ben onun hatrını sordum.
Annesini falan sordum.
Yani kısa ve gayet resmi,soğuk,sanki sadece vazifemizi yerine getiriyomuşuz da başımızdan savıyomuşuz gibi bi algı oldu bende.
Bişey demedim ama.
İyi akşamlar dedim.
İyi akşamlar dedi.
Bitti.
Neyse aradan 2-3 saat geçti.
Durdukça asabım bozuldu.
Bu ne böyle ya dedim.
Ne bu adam benim için?
Kimim hayatında?
Ne varlığı belli ne yokluğu.
Duramadım daha fazla.
Mesaj attım.
Bu defa hiç ima falan etmedim,açıkça söyledim.
Dedim ki hayatımdan çık artık.
Mahvoldum ben daha fazlasına gücüm kalmadı.
Ben neleri telafi ettim bak bu hayatta.
Ama benden istediğin hayatı olduramyorum.
Mutsuzluktan ölüyorum ben.
Ağzından çıkacak bi cümleye dünyaları verebilecekken bu yabancılığa alışmam mümkün değil.
Bunları bile bile daha fazla tüketme beni.
Hayatından çıkar.
Hiçbi cevap vermedi.
Hiç hem de.
Ya beni ciddiye almadı ya da tam tersi ciddiye aldı ve gerçekten çıkardı hayatından.
Çünkü bana zamanında ben senin hayatından ancak sana zarar veriyosam,seni üzüyosam çıkarım demişti.
Bunu söyleyebildiysem gerçekten canımın yandığını bilir.
Ve ben de biliyorum ki bunu duyduysa bırakıp gider.
Ha daha fazla üzmemek için mi yoksa şişirdiğim egosu yüzünden mi orası tartışılır.
Tek üzüldüğüm şu ki,bunca yıllık hukukumuz var,birlikte üstesinden geldiğimiz nice olaylar.
Böyle bi veda mıydı hakettiğimiz?
Bu kadar umarsız,bu kadar sessiz?
Daha bişey demez gururundan biliyorum.
Ama ben de demicem.
Çünkü bütün dicemi dedim.
Artık ne olursa olsun verdiğim kararın arkasında durmalıyım.
O kadar yıprandım,öyle şeylerduydum ki bugüne değin.
Ne güel bi dostluğumuz vardı.
Ben o sınırı korumaya çalışırken kendisi "biz nolucaz böyle" diye aklımı karıştırdı.
Konuştuğum,görüştüğüm herkesi kıskandı.
Kendine alıştırdı.
Sonra bütün bunları sanki ben uydurmuşum,aslında onun hiç böyle hisleri yokmuş gibi uzak durmaya başladı.
Gerekçesi de "kaybetmekten korkmak"tı.
Böyle ciğerlerime kadar kin doluyum.
Söyleyemediklerimle,söylediğim halde anlatamadıklarımla dolup taşıyo içim.
Güç istiyorum Allahımdan artık.
Sadece güç.