Ve beklenen cinnet geldi

Uzuldum elbette
Her doguran anne olmuyor malesef
Size buradan elştiriler gelecektir ama sunu biliyorum ki hic bir evlat durup dururken bu raddeye gelmez gelemez
Bugun tv de kizina siddet uygulayan manyagi gordum eee odami anne,yarin oburgun okiz da buyuyup buradan o manyaga konu acicaktir
Yazik ya bir evladin dogmasinin aslinda ne denli zor ve mucizevi birsey oldugunu kardesimin tup bebek denemelerinde,huznunude aldigi negatif sonuclarda gormus biri olsrak diyorum ki
Neden bu kucuk yurekleri yaraliyorsunuz be
Neden ne var.
Madem insanlik yok icinizde neden dunyaya getiriyorsunuz
Insan bir otu bir cicegk bir kopegi bile icten severken bir masumu sevmemek neden.
Evimde iki hesere oglum:)beynimi yeselerdd evi yiksalarda birgun buyuyup usanacaklari umuduyla buyutuyorum
Okul cikislarinda ikisinide uzak yollardan gelmis gibi ozluyorum cunku onlar evlat
Hatalarinida beni uzmelerinide bir ozurle affediyorum
Sizde pisman olusani bir ozre bakar.
 
Ben anladim.
O baskiciligi, her seyi en iyi ben bilirimleri, gul gibi baktimlari, butun ev islerini yapip ustune sunun surasi niye boylelerini, iflah olmaz mukemmelliyetciligini ve her seyin sonunda "sen beni op de basina koy" tavrini, iki kelam etsen sutun emegim haram olsunlarini, siz onu iyi bir insan mi saniyorsunuz, ben ona laf etmiyorum da iyi, hele bir soz edeyim bakin gorun onun cirkefligini suclamalarini yani mutemadiyen suclamalarini hep suclamalarini, nankor oluslari, ...

Ben anladim.

Benim annem beni cok doverdi.
İcimde oyle bir yer kirilirdi ki biraz gucleneyim ben de onu doverim diye avunurdum kucukken.
Buyudukce bir hayvan ustune basilmasi gereken bir bocek oldugumu dusunmeye baslamistim.
Sonra kesildi.
Cunku artik diliyle daha eforsuz dovebilirdi.

Nisanlandim Allahim bir an once bu evden bir gitseydi derdi.
Evin boya rengini net hatirlamadigim icin herkesin icinde bu mal evlenecek iste derdi.

Evlendim, yine babamla igrenc tartismalarin birinde yeter artik beni hakem kilmayin dedigim icin, uzulup agladigim icin cok lanetli biri oldugumu dusundugunu soylemisti :)

Hala daha oyledir.
Bu cocuklari niye giydirmiyorsun, niye evin temiz ve duzenli degil.
Benim bilmem kac cocugum vardi ben temiz kadindim Allah icin, sen tembelsin.
Sen cocuk yetistirmeyi bilmiyorsun
Konusur konusur ve konusur.

Hasili kelam cinnet de gecirsen iyi madem, madem ben kotuysem bu kapi bu da sapi derler ancak.
Ne bileyim, herkesin hakli oldugu garip bir dunya burasi..
 
Gangsta'nın tüm mesajlarını en azından bu konuda okumamışsınız,
Yapacak çok da bi şeyleri yokken demişsiniz, yapacak o kadar şey varken, içinden taşıyorken, hevesle, heyecanla, yaptırılmaması, yapılacak olan her güzel şeye ket vurulması, önüne gelen her fırsatın küçümsenerek bertaraf edilmesi.... O çocuğun hevesi ve heyecanı hiçe sayılarak,
Uzaklaşmaya çalışıldıkça içine çekilmesi,mecburi hissettirilerek, dört bir yandan,
Ergenlik de hafife alınacak bir zaman değildir, karakterin yerleştiği hayata dair fikrilerin ve yönün belirlendiği yaştır ki maalesef ailelerin bilinçsiz tavırlarıyla ya rezil olur ya vezir,
Burada rezil olmuş bir hayatın acısı var,
Acı öyle derin ki cidden Nasreddin Hoca'ya bağlanası tam,
'Yaşamayan bilmez'e ister istemez dönüyor
Avukat değilim, 'arkadaş'ım, yaşadıklarını canımın derinliklerinde hisseden, diyelim.
Saygı duyarım.. Diğer konuları da az çok okudum diyelim. Yüzde birlik denilmiş ama o kışın isilik olma olayında anneye kimse yüklenemez. Yani buraya yazmaya bile değmeyecek bir konu benim için. Benim çocuğum yok ama arkadaşlarımdan görüyorum çocuklarını nasıl zorluklarla, aman bir şey olacak diye hep bi kalp ağrısıyla büyüttüklerini. Kötü anneler yok mu var. Ama konu sahibinin annesi az çok okuduğum kadarıyla kötü bir anne değil en fazla bir şeyleri yanlış yapmıştır.
 
Konu sahibi yok zaten, birazdan çıkışa doğru giderim.Ekran arkasından " hadi ordan be " nidaları yukseliyordur konu sahibinden bana.

Saygısız evlat demedim, demem ikisini de hayatlarını da yaralarını da bilmiyorum.

Anlattıklarının üzerinden yola çıkarak en azından bakmaya çalışmış bir anne gördüm.

Elbette bu bana göre , kendi parmaklarımla yazıyorum.
Tek konu sahibinden mi yükseliyor sence :KK53: iyimserlerde bugün :KK76:
 
Nasıl yorum yapsam bilemedim ama evladım bana böyle yapsa kahrımdan ölürdüm.çünkü ben iyi bir anne olduğumu düşünüyorum.onlar için yaptığım fedakarlıkları düşünüyorum.umarım annenizle aranız düzelir.insanın her yaşta anneye ihtiyacı oluyor.
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.
Ne yolu denerseniz deneyin.
Anlamazlar.
Keşke annem üvey annem olsaydı da canım bu kadar acımasaydı dediğim zamanlar o kadar fazla ki.
Peritonoloji bölümü takibinde gebeyim.
Çok yüksek riskli gebeyim.
Ölüm riskim var.
Eşime ben ölürsem sakın annemi çağırma dedim.
Yaşadıklarımı ben bilirim. Şu hayatta üzüntü duyduğum çok şey oldu da, evlilik günümü zehir etmesini unutamam. Dünyanın en zehirli yılanını önüme atsanız o gün o bile dokunmaz ama benim annenim yaptıkları mezarımda ot bitse unutmam.
Hakkım varsa haram etmem ama Rabbime çok büyük havalelerim var.
Bırakın bu konuya fazla takılmayın, yoksa sağlığınız benim gibi elden gidince keşke yok gibi davransaymisim dersiniz. stres hastaliklarimi iyice çıkmaza soktu.
 
Uzaklaşamıyorum. Ne yaptıysa, ne hale getirdiyse dönüp arkamı bırakıp gidemiyorum/Ya da geçmiş zaman mı kullanacağım bundan sonra bilmiyorum çünkü içim acımadı, otomatik gerçekleşti sanki.

Ne daha kötüdür Turuncu? Kötü olduğunu bildiğin kötü davranış mı, iyi kılığı ile giydirilmiş kötü davranış mı?
Beni dizinin dibine, senelerce üzerime çalışıp oturtmayı başardı ve öyle bir haldeyim ki onu suçlayamıyorum "Sen yaptın ki" diyorum. Ben mi yaptım gerçekten?

Hiçbir ilgi alanım önemsenmedi; hiçbiri. Benim neyle ilgilendiğimin hiçbir önemi yoktu çünkü neyle ilgilenmem gerektiği annemce belirlenmişti ve bu yolda istemediğim fedakarlıklara girerek, beni yolumdan vazgeçirdi, o fedakardı ve ben kendimi suçlayandım.

Yemek yemeye aşırı zorlanmak nedir biliyor musun sen? Obez olmamı mı beklerdin mesela? Anoreksiya oldum, saçlarım elime geldi ve bu benim "Dengesiz beslenmeme-söz dinlememe" suçum oldu.

Sen 2 yaşından beri tek rahatlama yolun olan resim çizmenin elinden alınması nedir biliyor musun? İyiliğim içindi ve çok güzel açıklanmıştı, o kadar şahane ikna oldum ki aslında ben resim çizmeyi o kadar sevmiyormuşum bile :) Sonra tabi "Ben tercih ettim" oldum.

O kadar ağır bir pedofili korkusu yaşardı ki annem; liseye kadar hiçbir arkadaşımla evinde doğru düzgün hatıram yok. Çünkü onlar bize gelirdi ve annemin yaptığı tüm yemekler karşısında böyle bir annem olduğu için şükretmem gerektiğini söylerlerdi.

Sen kışın ortasında terledin mi Turuncu? Ciddi soruyorum. Kışın isilik çıkardın mı? Öyle bir fotoğrafım var; üzerimde beyaz peluş kabarık bi mont, zannedersem 3 yaşındayım; boynumun yukarısına kadar düğmelenmiş, kaşkolla burnu sarılmış, alttan yün başlık ile kapüşonun içine iki kat sarılmış. Açıklaması "Koşardın terlerdin" di. Bir çocuğun Antalya kışında o kıyafetlerle terlememesi ve isilik çıkarmaması imkansız. Sonra gelsin ağır gripler, iltihaplanmalar ve hastaneler.
Serum başında bekleyen fedakar anne... Cahillik mi? Hiç zannetmiyorum, daha çok vekaleten munchausen sendromuna benzetiyorum. Çok bilgiliydi.

Ortaokulda günlüğümü okuyup hesap sordu.
Bu her annenin yapabileceği şey olabilir ama o günlüğü elinden alıp parçalarken karşımda gülümseyerek "Sen daha iyilerini hak ediyorsun" demesi? İyi mi kötü mü?

Kuzenim sigaraya başlamıştı, ben ise merak edip ondan tek dal yaktım (Sigara içmiyordum). Yakalanacak ve eniştem kızacak, benimkiler bana kızmaz biraz nutuk çeker sadece diye kuzenimin suçunu üstlendim. Teyzem "Aferim kızıma" dedi, annem teyzem karşısında boynunu eğdi diyemedi ya; o akşam sorguya çekildim. "Yazıklar olsun, senden hiç beklemezdim" girişi ile öyle rencide edildim ki.. Kuzenim "Kuzen sakın söyleme benim içtiğimi, teşekkür ederim" diye mesaj atmıştı ve söz verdim. Aldım telefonumu "Anne, sana bir şey göstereceğim ama bu sadece bizim aramızda kalacak; benim sana -layık- bir evlat olduğumu bil. Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" dedim. "Tamam annem, tabi annem bitanem, söz"ler... Mesajı gördü, anladı ve "O mesajı teyzene okutacağız!" a döndü olay. Hemen mesajı sildim "Anne nolur yapma, kuzenime söz verdim nolur" diye yalvardım köpek gibi. O ne yaptı sence? "Ben yeğenimin zehirlenmesini istemiyorum" diyerek beni de alıp kuzenim-teyzem öyle bir yüzleşmeye götürdü ki, kuzenimin yüzüne bakamaz hale geldim. :)

Ve daha neler... Ve sürekli tekrar eden "İyiliğin için, bilemezsin, anlamazsın, olmaz, yasak, asla, ben bilirim, bana hak vereceksin, sizin için neler yapıyorum görmüyor musun, sen nasıl vefasız bir çocuksun" sözleri dönen her gün.
Her gün anlam veremediğim bir yerden yükselen öfkem ve her seferinde sonucun "Neyin eksik?! Daha ne yapayım kızım senin için?"e bağlandığı o bilindik kısır döngü.

"Elalem ne der"li travmalarımıza girmiyorum bile.
"Senin tek sorunun şımarıklık" ile başlayan cümlelere de.
Baktım olmayacak; basıp gideyim bari dediğimde kardeşimi hemen önüme koydular. Kardeşime baktım ve gidemedim.
İntiharı düşündüm. Bunu anneme yapabilirim ama kardeşime böyle bir hatıra bırakamam dedim.
Neye öfkelendiğimi senelerce anlamadım ve kendimi suçladım. Çünkü annem çok iyiydi, o bir anneydi.
Sonra bir başka hastalık patladı kendimi sorgularken.
Korktu, öldü bitti, sevgi sözcükleri sıralandı döküldü ve "Sen yaptığın hataları düşünerek çok üzüldün biliyorum kızım kendini suçlama, sen iyi evlatsın anneler için evlatları vazgeçilmezdir seni her hatanla sevdim ben." tarzında konuştu. Tüm hatalarım(!) benim oldu :) Kendisinde hata yok.

Turuncu, daha bunlar sadece %1i.
Ben ömürlük bir beyin yıkama seansından çıkmaya çalışıyorum.
Kusura bakmayın ama ben tüm bu yazdıklarınızda gerçekten iyi bir anne olmaya çalışan bir kadından başkasını göremedim
Sadece fazla evhamlı, panik belki de obsesif ama evladını seven ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan bir anne olarak algıladım annenizi..
Ve evlat olarak size de bir şeyler söylerdim ancak anneniz benim diyeceklerimi çok sefer demiştir eminim.
Be 30yaşıma yaklaştığım şu günlerde kesinlikle bazı yönlerden annenize hak verdim
 
Bir poşetle çöpe konsaydınız dahamı mutlu olurdunuz acaba?? Bebeklerim birgün bana böyle davransa ne yaparım bilmiyorum. Her insanın kötü huyları var elbette kimse mükemmel değil ama benim okuduğum kadarıyla anneniz çok çok kötü bir insan gibide görünmedi. Benimde ailemle saya saya bitiremeyeceğim sorunlarım olmuştur ama annemin bir damla göz yaşına dayanamam sağ olsun yeter. Şahsen kendimi doldurmak yerine anı yaşamayı tercih ediyorum.
 
Bir de sunu yazmak istedim insan kimi zaman aile esi cocugu isi yonunden problem yasayabiliyor.
Boyle zamanlarda daha fazla bunalip aci cekiyor bazen tek konudaki aci da yetiyor.

Kimi insanlarin sadece bir yonden derdi varken sadece maddiyat sadece es sadece cocuk sadece saglik kimi insanlarin bunlarin hepsinden olabiliyor onun icin kimin ne yasadigini bilemeyiz.
 
Bazı anneler gerçekten hakediyor..! Bilerek veya istemeyerek evladının her firsatta canini yakip sizi tahammul edemediginiz duruma getirip iki lafinizda aglayip annenim ben senin deyip aglayabiliyor. Evet annemsin ama annelik mi yapiyorsun diyemiyorsun.

Keşke sizin yaptiginizi bende yapabilseydim...
 
Her doğuran anne olamıyor, her anne sevgiyi ve saygıyı da haketmiyor tamam ama gangstanın yorumunda yazdığı kadarıyla annesiyle bu kadar sorunu olmasını ben anlayamıyorum kusura bakmasın kimse.

Evet hiçbir anne mükemmel değil, kimi çok baskıcı, kimi biraz ilgisiz, kimi çok şımartır, kimi sevdiğini çok belli etmez vs vs çeşit çeşit anne var. Biz de onlardan biriyiz. Dörr dörtlük insan olamadığı gibi dört dörtlük anne de yok. Çocuğum bi gün onu hasta olmasın diye çok sarmaladığım için, yada yemek yesin diye üstüne düştüğüm için benden nefret edecek boyuta gelecekse vahh vah bana yani.
 
Uzaklaşamıyorum. Ne yaptıysa, ne hale getirdiyse dönüp arkamı bırakıp gidemiyorum/Ya da geçmiş zaman mı kullanacağım bundan sonra bilmiyorum çünkü içim acımadı, otomatik gerçekleşti sanki.

Ne daha kötüdür Turuncu? Kötü olduğunu bildiğin kötü davranış mı, iyi kılığı ile giydirilmiş kötü davranış mı?
Beni dizinin dibine, senelerce üzerime çalışıp oturtmayı başardı ve öyle bir haldeyim ki onu suçlayamıyorum "Sen yaptın ki" diyorum. Ben mi yaptım gerçekten?

Hiçbir ilgi alanım önemsenmedi; hiçbiri. Benim neyle ilgilendiğimin hiçbir önemi yoktu çünkü neyle ilgilenmem gerektiği annemce belirlenmişti ve bu yolda istemediğim fedakarlıklara girerek, beni yolumdan vazgeçirdi, o fedakardı ve ben kendimi suçlayandım.

Yemek yemeye aşırı zorlanmak nedir biliyor musun sen? Obez olmamı mı beklerdin mesela? Anoreksiya oldum, saçlarım elime geldi ve bu benim "Dengesiz beslenmeme-söz dinlememe" suçum oldu.

Sen 2 yaşından beri tek rahatlama yolun olan resim çizmenin elinden alınması nedir biliyor musun? İyiliğim içindi ve çok güzel açıklanmıştı, o kadar şahane ikna oldum ki aslında ben resim çizmeyi o kadar sevmiyormuşum bile :) Sonra tabi "Ben tercih ettim" oldum.

O kadar ağır bir pedofili korkusu yaşardı ki annem; liseye kadar hiçbir arkadaşımla evinde doğru düzgün hatıram yok. Çünkü onlar bize gelirdi ve annemin yaptığı tüm yemekler karşısında böyle bir annem olduğu için şükretmem gerektiğini söylerlerdi.

Sen kışın ortasında terledin mi Turuncu? Ciddi soruyorum. Kışın isilik çıkardın mı? Öyle bir fotoğrafım var; üzerimde beyaz peluş kabarık bi mont, zannedersem 3 yaşındayım; boynumun yukarısına kadar düğmelenmiş, kaşkolla burnu sarılmış, alttan yün başlık ile kapüşonun içine iki kat sarılmış. Açıklaması "Koşardın terlerdin" di. Bir çocuğun Antalya kışında o kıyafetlerle terlememesi ve isilik çıkarmaması imkansız. Sonra gelsin ağır gripler, iltihaplanmalar ve hastaneler.
Serum başında bekleyen fedakar anne... Cahillik mi? Hiç zannetmiyorum, daha çok vekaleten munchausen sendromuna benzetiyorum. Çok bilgiliydi.

Ortaokulda günlüğümü okuyup hesap sordu.
Bu her annenin yapabileceği şey olabilir ama o günlüğü elinden alıp parçalarken karşımda gülümseyerek "Sen daha iyilerini hak ediyorsun" demesi? İyi mi kötü mü?

Kuzenim sigaraya başlamıştı, ben ise merak edip ondan tek dal yaktım (Sigara içmiyordum). Yakalanacak ve eniştem kızacak, benimkiler bana kızmaz biraz nutuk çeker sadece diye kuzenimin suçunu üstlendim. Teyzem "Aferim kızıma" dedi, annem teyzem karşısında boynunu eğdi diyemedi ya; o akşam sorguya çekildim. "Yazıklar olsun, senden hiç beklemezdim" girişi ile öyle rencide edildim ki.. Kuzenim "Kuzen sakın söyleme benim içtiğimi, teşekkür ederim" diye mesaj atmıştı ve söz verdim. Aldım telefonumu "Anne, sana bir şey göstereceğim ama bu sadece bizim aramızda kalacak; benim sana -layık- bir evlat olduğumu bil. Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" dedim. "Tamam annem, tabi annem bitanem, söz"ler... Mesajı gördü, anladı ve "O mesajı teyzene okutacağız!" a döndü olay. Hemen mesajı sildim "Anne nolur yapma, kuzenime söz verdim nolur" diye yalvardım köpek gibi. O ne yaptı sence? "Ben yeğenimin zehirlenmesini istemiyorum" diyerek beni de alıp kuzenim-teyzem öyle bir yüzleşmeye götürdü ki, kuzenimin yüzüne bakamaz hale geldim. :)

Ve daha neler... Ve sürekli tekrar eden "İyiliğin için, bilemezsin, anlamazsın, olmaz, yasak, asla, ben bilirim, bana hak vereceksin, sizin için neler yapıyorum görmüyor musun, sen nasıl vefasız bir çocuksun" sözleri dönen her gün.
Her gün anlam veremediğim bir yerden yükselen öfkem ve her seferinde sonucun "Neyin eksik?! Daha ne yapayım kızım senin için?"e bağlandığı o bilindik kısır döngü.

"Elalem ne der"li travmalarımıza girmiyorum bile.
"Senin tek sorunun şımarıklık" ile başlayan cümlelere de.
Baktım olmayacak; basıp gideyim bari dediğimde kardeşimi hemen önüme koydular. Kardeşime baktım ve gidemedim.
İntiharı düşündüm. Bunu anneme yapabilirim ama kardeşime böyle bir hatıra bırakamam dedim.
Neye öfkelendiğimi senelerce anlamadım ve kendimi suçladım. Çünkü annem çok iyiydi, o bir anneydi.
Sonra bir başka hastalık patladı kendimi sorgularken.
Korktu, öldü bitti, sevgi sözcükleri sıralandı döküldü ve "Sen yaptığın hataları düşünerek çok üzüldün biliyorum kızım kendini suçlama, sen iyi evlatsın anneler için evlatları vazgeçilmezdir seni her hatanla sevdim ben." tarzında konuştu. Tüm hatalarım(!) benim oldu :) Kendisinde hata yok.

Turuncu, daha bunlar sadece %1i.
Ben ömürlük bir beyin yıkama seansından çıkmaya çalışıyorum.


Evlendigim ilk yil Kibris sicaginda zorla bana mont giydirmeye calisti annem.
Sebebi - aylardan subat, hava 19 derece ve tabi en onemlisi bu mevsimde tshirtle disari cikarsam alalem fakir oldugumuzu dusunur, suna bak ustune atacak bi montu bile yok der.
Hep elalem icin yasadi zaten de yaslandikca iyice devreleri yandi bnm annemin.

Ben cok az gorusmekte buldum careyi.
Evine gitmiyorum, arada ariyorum zaten muhabbeti sarmiyor, basliyor o soyle yapmis bu boyle almis..
Herkes yerinde iyi olsun.
Hakkini helal etsin yeter, ne cocuguma bakmasini isterim ne de bi tas corbasini.

Bnmkide hep sacimi supurge ettim, kiymet bilmedin modundadir.
8-9 yasimda hikayeler yazar kendimce ciltlerdim, insan birini alir saklar dimi.
Hicbiri yok, hepsini ben farketmeden atmis, sebebi derslerimi etkilemesinmis :)
60-70 seneleri arasi dogan annelerde bu baskici ben bilirim tutumu bence var.
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.

Tanıdığım en zor anne kendi annem, benim dediğim olacak hırsından hepimizi perişan ettiği zamanlar olmuştur, her şeye rağmen tek bir kez gönlünü incitmeden uğurladım bu dünyadan. Yanlış yapmışsınız, sizde evlat büyütüyorsunuz bu kadar kırmaya gerek var mı. Konularınıza denk geliyorum zaman zaman, bunaldığınız haklı olduğunuz noktalar var ama bu yaptığınız çok uç bir hareket. Deliyim doluyum, böyle de söylerim içimi dökerim marifet değil, özür dilemelisiniz
 
Çok normal degil mi :)
İnsanın en güvendiği, en sırtını yaslayabileceği, en yakını annesi olması gerekirken, hayal kırıklığına uğrayıp, itilmiş, güveni sarsılmış çocukluk geçiriliyor.
Eh bu da güçlendiriyor :)
Annesinden bile beklentisi olmayan bir kadını kim neyle korkutabilir? :) yalnızlık mı? Sevgisizlik mi? Psikolojik savaş mı?
Çoğunu çocukken hallettik biz cınım.
Cok haklisin seker :)
 
Belki de bir rahatsızlığı olabilir mi acaba ? Resmen annemin lise yıllarımdaki hali gözümün önüne geldi o kadar üsteler sıkardı ki boğulduğumu hissederdim arada oğluma yapmaya çalışıyor o zamanda annesinin ben olduğumu hatırlatmak zorunda kalıyorum susuyor.
 
Ee patlayacağın belliydi zaten..
Annen bu rahatlığa alışmak için ne yaptı, neler yaşadı valla çok merak ediyorum?
Ben de istiyorum da az biraz ondan..
 
Sıradan giydirdim.
Kalbi mi var tansiyonu mu, şekeri mi var ölür mü kalır mı anam mı babam mı tanımadan.
Hala rahatlamadım.

Telefonun diğer ucunda sakin sakin "Söyle, söyle, rahatlarsın" diyen annem, yanımda "Şşş ne oluyorsun, onlar nasıl sözler? Sus artık" diyen babam. Dönüp ona da saydırmam, susup kalması vb...

İtina ile en ağır sözleri seçmedim; ne nasıl geldiyse, ne varsa zihnimde onlar döküldü. Bu kadar ağır olacağını ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim ve buna üzülmedim, zerre "İncittim mi?" düşüncesi taşımadım. Bu uzun bir zaman sonra gelen bir başka gerçek sinir krizi olmalı ve hiçbir pişmanlık barındırmıyor. Sesim yükselmedi, sözlerim ciddi manada ağırdı. Evladım bana söylese ağlardım, çok ağlardım. Annem ağlamadı, önce kendini savunmaya çalıştı, sonra olmayınca "Böyle düşünüyorsan görüşmeyelim o zaman kızım, beni ölmüş say, sen bilirsin, sen nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun" dedi.

"Huzur bulamıyorum anlamıyor musun?!" deyip devam ettim "Zekan mı yetmiyor?" diye. "Aaa anneye öyle şey denir mi?" diyerek kendi çaplarında ayıplayacaklar defolup gidebilirler konumdan; ya da ayıplayın, alışkınım.

Evet. Mümkün değil anlamıyor.
Anlamasını isterdim.
Kabullenemiyorum.
Nasıl işlediyse, atamıyorum.
Nereye gizlediyse bulamıyorum.

Çoğu kişinin kabullenip yoluna devam edemeyeceği ağır noktalardan geçtim, bir annemden geçemedim.
Dövüp sövseydi, atsaydı; onu silip atmam kolay olurdu belki.
Canının içine kadar sarsa, anladığını hissetsem ve gerçek bir gayret ile özür dilediğini görsem de affederdim.

Çok blur.

İçimi dökmek istedim.
Drama Queen demek serbest.
Ben de size "Anlayamazsınız" derim olur biter.
"Annen hayatta en azından" diyeceklere de baştan diyeyim; "Evet, şükür ki."

Okuduğunuz için teşekkür ederim; anneden ağır yaralı olanlara selamlar.


bin enneme esla öle dimim mımiy miy miy :)))mikemmel kişilikler burda kendinizi övüp ne anlıyorsunuz ya gülüyorum okudukça .Benim annem çok iyi çok seviyorum hakkını ödeyemem ama seni çok iyi anlıorum ben de bunun baba versiyonu vardı geçen sene öldü yine de yanındaydık son anların da ama öldüğün de hiç birşey hissetmedim bile kızgın da değilim ona gitti işte hayat bu malesef bazen en yakınlarımız canımızı daha çok yakıyor ama geçiyor geçecek ...
 
Sizi hiç tanımayan insanlara bile defolup gidebilirsiniz diyebildigine göre annene üzüldüm açıkçası uslubunuzdan dolayı sizi anlama şansımız yok kusura bakmayin

niye burda prensesçilik oynamayanları anlayamıyor musunuz? kadın duygularını boşaltmış kime saymış sövmüş de şimdi üslup bilmem ne karıştırıyorsunuz? konudaki point bu mu yani? zaten konu sahibini anlayamadığınız ve anlayamayacağınız çok belli.

çok sinirleniyorum sizin gibilere, bana da "babana böyle konuşuyorsan bu hastalık sana müstahak" diyen olmuştu, konuda anlatılanı anlamayıp ahlak dersi verip çekip gitmeye çalışıyorsunuz ama çok sinir bozucu oluyor bu hem de karşınızda zaten sinirli bir insan varken.
 
Back
X