Ve beklenen cinnet geldi

Hatada ısrar ediliyorsa,
Uyarılara hep ben büyüğüm kafasıyla yaklaşılıyorsa,
Büyüklüğü geç, sen küçüksün hep de küçük kalacaksın, ne anlarsın zihniyeti ile devam ediliyorsa???
Küçüklük büyüklük değil ki mevzu,
Karşındaki de bir insan,
En az senin kadar ki muhtemelen senden daha zeki(şartlar sebebiyle) olan bir varlık,senin dünyaya getirdiğin,
Onun istekleri hep göz ardı edilen,sebep? Sadece senden küçük oluşu,
Senin doğurduğun zamandaki gibi 'ben ne verirsem yemek zorunda, ne dersem yapmak zorunda ' yaşını geçeli çok yıllar oldu ya,
Karışık oldu biliyorum beynim de allak bullak oldu zaten,
Zibilyon kere anlattıktan sonra anlamamışsa kalp kırmadan anlatmanın başka yolu da yok demektir, kalmamış demektir,
Tüm yollarımızı tıkamışlar bencillikleriyle demektir.

Anne kalbi kırılınca insanın hayatındaki bütün işler ters tepiyor bu inanctayim
.

Kabul ediyorum, burada anneyi savunuyor gibi görünüyorum . Hayır, derdim sadece haksız da olsa kirilmamasi gerektiği üzerine.

Zalimlik var birde iyi bakamamak var. Bu ikisi ayrismali.
 
Çocukken annemden ayrıldım ve şuan yetişkin bir kadın olarak hayatımda, onca yıldan sonra.. Arada kocaman bir boşluk, milyonlarca kalp kırıklığı ve birbirini hiç tanımayan iki insanız. Birkaç yıldır düşe kalka o iletişimi oturtmaya çalışıyoruz. Sürekli affetmek üzerine okuyorum, saatlerce yürüyorum, öfkemi atacağım ağır sporlar yapıyorum vs vs.. Ama şunu biliyorum ki; hayatta bazen bazı şeyler kırılmıştır ve telafisi yoktur. Gerçekten yoktur. Milyonlarca kör noktayla artık yetişkin biri olmuşsundur ama aynı zamanda en ufak şeyde oturup ağlayacak kadar küçük bir çocuk gibisindir. Sonra kabullenmeye başlarsın.. Evet bazı günler de sinir kriziyle ve öfke patlamalarıyla geçecektir.. Böyle olur.. Yaşadıklarımız farklı olsa da aynı duyguları paylaşan çok kadın var burada. Herkesin incinmiş yerlerinden öperim:)
 
Anne kalbi kırılınca insanın hayatındaki bütün işler ters tepiyor bu inanctayim
.

Kabul ediyorum, burada anneyi savunuyor gibi görünüyorum . Hayır, derdim sadece haksız da olsa kirilmamasi gerektiği üzerine.

Zalimlik var birde iyi bakamamak var. Bu ikisi ayrismali.
İyi bakmamanın içine psikolojiyi de eklemek lazım.
Zevklerini, becerilerini es geçmemek,
Hayalleriyle dalga geçip, küçümsememek,
Kendisinin yetemediği yerde seni yetersiz ve aşağılık hissettirmemek,
Değil mi?
Fırsatın varken o fırsatları seni zedeleyerek ve engelleyerek kaçırmamak da dahil olmalı 'iyi bakmama' kuralına,
 
Savunmuyorum inan ki, saygım var yaşadıklarına.

Sen anne misin lafı bir anneye en ağır sövmektir. Bana dense oturup saatlerce ağlarım.

Kötü biri mi hayır, seni çalmış biri anlattıklarından anladığım kadarıyla . Muhtemelen bu sözümün üstüne ban küfür edeceksin , olsun ; yinede senin için uykusuz kalmış, hasta olacaksın diye sarıp sarmalamış.
Yanlış yapmış ama en azından yapmış.

Yapmayıp terk etseydi, hiç saysaydi seni, bunları söyleyecek bir annen bile olamazdı.
Tamam anne bir gün bile olsa uykusuz kalmıştır ..

Peki evlat olarak neler yapıldı kim bilir ? karşılık olarak neler alındı ?

Karşıdaki de artık bir anne .. ve bence anne olduktan sonra yaşanılanlar daha gerçekçi ..
 
Sürekli affetmek üzerine okuyorum, saatlerce yürüyorum, öfkemi atacağım ağır sporlar yapıyorum vs vs.. Ama şunu biliyorum ki; hayatta bazen bazı şeyler kırılmıştır ve telafisi yoktur. Gerçekten yoktur.
Nokta atışı işte budur,
Yaşamayan da gerçekten bilemez,
:KK200:
 
Bir insan sadece doğurduğu için mi bu kadar büyük bir saygınlığı hak ediyor? Doğurduğu çocuğu hayatı boyunca mutsuz ettiyse, psikolojik olarak büyük zararlar verdiyse de mi boynumuz bükük dursun karşısında?

Her konuda akıl almaz duyar kasıyorsunuz.

Duyar kasmak değil bu, düşüncelerim bunlar.

Doğurup zalimlik yaptıysa elbette bir hesabı vardır ancak iyi bakmaya çalışıp bakamadiysa kalp kirilmamali evet .

Anne olmak sadece doğurmak değildir. Hiç bir zaman bunu savunmadim. Doğurmayip da anne olunur, doğurup anne olunmaz.
 
İyi bakmamanın içine psikolojiyi de eklemek lazım.
Zevklerini, becerilerini es geçmemek,
Hayalleriyle dalga geçip, küçümsememek,
Kendisinin yetemediği yerde seni yetersiz ve aşağılık hissettirmemek,
Değil mi?
Fırsatın varken o fırsatları seni zedeleyerek ve engelleyerek kaçırmamak da dahil olmalı 'iyi bakmama' kuralına,

Elbette öyle , aşağılamak anne sıfatıyla yan yana bile duramaz.

" Görüşmek istemiyorsan , anne olarak kabul etmiyorsan gorusmeyiz " diyen bir anne var karşıda.

Bu kişi ne yük olur ne köstek. Benim hayatımı çaldın " demek yeterli olmasa mi bu etapta.

Kırık canlarimizin acısını bin kere kırarak çıkarabiliyoruz , insanoğlu böyle. Bu bir çözüm değil, aksine yarayı derinlestirir.
 
Bu size göre olani. Peki ya konu sahibi icin gecerli degilse ? O zamsn hmm tuh tuh pekte saygisiz bir evlat. Dağlara taslara :silah:

Yorumunuz , konunun duyarını kasıyo cıkışa lütfen.

Konu sahibi yok zaten, birazdan çıkışa doğru giderim.Ekran arkasından " hadi ordan be " nidaları yukseliyordur konu sahibinden bana.

Saygısız evlat demedim, demem ikisini de hayatlarını da yaralarını da bilmiyorum.

Anlattıklarının üzerinden yola çıkarak en azından bakmaya çalışmış bir anne gördüm.

Elbette bu bana göre , kendi parmaklarımla yazıyorum.
 
Sizi suclamiyorum evet onlar anne babamiz ama bazen bizi cildirtiyorlar.bende anneme bazen oyle sinir olurum ki cogunda susarim bazende kizarim.sonra cok pisman olurum siz pismanlik duymadiginiza gore sanirim cok sinirlendirmis sizi
 
çocukluğunda ebeveynleri tarafindan sindirilen ya da sindirilmeye calisilan cocuklar buyuse bile bi yanlari cocuk kaliyo bence


simdi boyle bi patlama olmus, ama aradan zaman geçse siz annesi dovunce anne diye aglayan cocuk gibi yine annenize dayanamazsiniz sanirim

icinizde kocaman kalbiyle minicik bi cocuk kalmis

ne olursa olsun o cocugun kalbiyle seviyosunuz annenizi

anneniz de sizi sizden daha iyi taniyo sanirim

bazi insanlar zamanla torpuluyo kendini, umarim anneniz o zamana gelmistir artik

ne dersem deyim care olmicak icinizi de rahatlatmicak belki, sizin dolmuslugunuz annenizin her hamlesinde binlerce aninin kafanizda bi kac saniyede gecip gitmesine neden oluyodur

siz annenizin tamamlayamadigi bu dunyaya bırakmak istedigi eserisiniz belki

belki de hala tamamlanabilme ihtimaliniz icin umut tasiyo icinde
 
Elbette öyle , aşağılamak anne sıfatıyla yan yana bile duramaz.

" Görüşmek istemiyorsan , anne olarak kabul etmiyorsan gorusmeyiz " diyen bir anne var karşıda.

Bu kişi ne yük olur ne köstek. Benim hayatımı çaldın " demek yeterli olmasa mi bu etapta.

Kırık canlarimizin acısını bin kere kırarak çıkarabiliyoruz , insanoğlu böyle. Bu bir çözüm değil, aksine yarayı derinlestirir.
"Görüşmek istemiyorsan", "anne olarak kabul etmiyorsan" demek ne büyük yük ama aslında.
Tüm sorunlardan sıyrılmış ve yüklemiş kızının omuzlarına, benden yana sorun yok sen vazgeçiyorsun diyor.
Konu sahibinin çığlıklarını hiç duymamış, hiç anlamamış, hiç umursamamış ki, direkt vazgeçiyorsan vazgeçerim demiş.

Zalimlik ayrı bakamamak ayrı diyorsunuz da bir çocuğu hayalerinden etmek zulüm değil de ne?
 
"Görüşmek istemiyorsan", "anne olarak kabul etmiyorsan" demek ne büyük yük ama aslında.
Tüm sorunlardan sıyrılmış ve yüklemiş kızının omuzlarına, benden yana sorun yok sen vazgeçiyorsun diyor.
Konu sahibinin çığlıklarını hiç duymamış, hiç anlamamış, hiç umursamamış ki, direkt vazgeçiyorsan vazgeçerim demiş.

Zalimlik ayrı bakamamak ayrı diyorsunuz da bir çocuğu hayalerinden etmek zulüm değil de ne?

Baba bu hayallerin neresinde ?
 
Arkadaşlar küçükken konu sahibinin yaşadıklarını kim yaşamadı ki? Kim annesiyle çatışmıyor ki?
Pedofili demiş mesela. Demekki bir şey gördü ki korktu. Kim bilir annesi neler yaşadı?
Evet bizler detaylı düşünemeyiz, ne yaşadığını tam bilemeyiz ama ölüm var.
Evet ölüm var diye de kendimizi mi hep üzelim deriz değil mi?
Ama babam akşam bana “kızım sana bir gün İstanbulu çok detaylı gezdireceğim, Kız Kulesine götürüp, vapurda simit yiyeceğiz, Ayasofyaya gideceğiz her yeri göreceğiz” diye saatlerce konuşmuştu, büyük abimle babam da hiç anlaşamazlardı 2 aydır küslerdi ama babam o akşam abimi de çağırdı barıştılar. Ve babam sabah vefat etti. Gitti, bir daha da gelmedi.
Giden gelmiyor, abimle barıştılar iyiki yoksa abim de çok vicdan azabı çekerdi ki zaten abim de 8 ay sonra gitti ve bir daha da gelmedi.
Yani ölüm öyle soğuk ki. Giden gelmiyor. Ve siz “keşke keşke bir şansım daha olsaydı da bu lafları söylemeseydim diye ömür boyu beyninizi yiyorsunuz.
Aslında dert diye taktıklarımız o kadar boş ki.
 
Baba,sanirim genelde hep arada kalan veya herseyi sonradan öğrenen bir figür olarak kalacak.Anne kiz evladi arasinda catismalar/barişmalar yaşanır derken baba eve çıkagelir." Selam,nasilsiniz,ne var ne yok,bir seye ihtiyaciniz varmi? modunda olur ekseriyetle.İstisnalar elbet vardir.Ama asıl mevzu aslında "kadinlar"arasinda!
Bu arada konu sahibi neden banlandı?
 
Biliyor musun aslında tek sorun sen annenin hayalindeki evlat değilsin annende senin hayalindeki anne değil.. birbirinizi olduğunuz gibi kabul etmedikce hep mutsuz olacaksınız belli ki. Ya da belki sadece burç uyumunuz yoktur :p

Bu söylediğin şeyi annem bir gün bana söylemişti. Gönül Yazar’la kızı hiç anlaşamazmış yıllarca da konuşmadılar biliyorsunuzdur. Gönül Yazar Aslan burcu kızı da Yengeç’tir. Tıpkı annemle-benim gibi.....
 
Boşver, bu hale geldiysen vardır sebebi. Kim ne derse desin, ne yaşadığını, nasıl izler taşıdığını sadece sen bilirsin. Huzuru bulursun umarım.
 
Uzaklaşamıyorum. Ne yaptıysa, ne hale getirdiyse dönüp arkamı bırakıp gidemiyorum/Ya da geçmiş zaman mı kullanacağım bundan sonra bilmiyorum çünkü içim acımadı, otomatik gerçekleşti sanki.

Ne daha kötüdür Turuncu? Kötü olduğunu bildiğin kötü davranış mı, iyi kılığı ile giydirilmiş kötü davranış mı?
Beni dizinin dibine, senelerce üzerime çalışıp oturtmayı başardı ve öyle bir haldeyim ki onu suçlayamıyorum "Sen yaptın ki" diyorum. Ben mi yaptım gerçekten?

Hiçbir ilgi alanım önemsenmedi; hiçbiri. Benim neyle ilgilendiğimin hiçbir önemi yoktu çünkü neyle ilgilenmem gerektiği annemce belirlenmişti ve bu yolda istemediğim fedakarlıklara girerek, beni yolumdan vazgeçirdi, o fedakardı ve ben kendimi suçlayandım.

Yemek yemeye aşırı zorlanmak nedir biliyor musun sen? Obez olmamı mı beklerdin mesela? Anoreksiya oldum, saçlarım elime geldi ve bu benim "Dengesiz beslenmeme-söz dinlememe" suçum oldu.

Sen 2 yaşından beri tek rahatlama yolun olan resim çizmenin elinden alınması nedir biliyor musun? İyiliğim içindi ve çok güzel açıklanmıştı, o kadar şahane ikna oldum ki aslında ben resim çizmeyi o kadar sevmiyormuşum bile :) Sonra tabi "Ben tercih ettim" oldum.

O kadar ağır bir pedofili korkusu yaşardı ki annem; liseye kadar hiçbir arkadaşımla evinde doğru düzgün hatıram yok. Çünkü onlar bize gelirdi ve annemin yaptığı tüm yemekler karşısında böyle bir annem olduğu için şükretmem gerektiğini söylerlerdi.

Sen kışın ortasında terledin mi Turuncu? Ciddi soruyorum. Kışın isilik çıkardın mı? Öyle bir fotoğrafım var; üzerimde beyaz peluş kabarık bi mont, zannedersem 3 yaşındayım; boynumun yukarısına kadar düğmelenmiş, kaşkolla burnu sarılmış, alttan yün başlık ile kapüşonun içine iki kat sarılmış. Açıklaması "Koşardın terlerdin" di. Bir çocuğun Antalya kışında o kıyafetlerle terlememesi ve isilik çıkarmaması imkansız. Sonra gelsin ağır gripler, iltihaplanmalar ve hastaneler.
Serum başında bekleyen fedakar anne... Cahillik mi? Hiç zannetmiyorum, daha çok vekaleten munchausen sendromuna benzetiyorum. Çok bilgiliydi.

Ortaokulda günlüğümü okuyup hesap sordu.
Bu her annenin yapabileceği şey olabilir ama o günlüğü elinden alıp parçalarken karşımda gülümseyerek "Sen daha iyilerini hak ediyorsun" demesi? İyi mi kötü mü?

Kuzenim sigaraya başlamıştı, ben ise merak edip ondan tek dal yaktım (Sigara içmiyordum). Yakalanacak ve eniştem kızacak, benimkiler bana kızmaz biraz nutuk çeker sadece diye kuzenimin suçunu üstlendim. Teyzem "Aferim kızıma" dedi, annem teyzem karşısında boynunu eğdi diyemedi ya; o akşam sorguya çekildim. "Yazıklar olsun, senden hiç beklemezdim" girişi ile öyle rencide edildim ki.. Kuzenim "Kuzen sakın söyleme benim içtiğimi, teşekkür ederim" diye mesaj atmıştı ve söz verdim. Aldım telefonumu "Anne, sana bir şey göstereceğim ama bu sadece bizim aramızda kalacak; benim sana -layık- bir evlat olduğumu bil. Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" dedim. "Tamam annem, tabi annem bitanem, söz"ler... Mesajı gördü, anladı ve "O mesajı teyzene okutacağız!" a döndü olay. Hemen mesajı sildim "Anne nolur yapma, kuzenime söz verdim nolur" diye yalvardım köpek gibi. O ne yaptı sence? "Ben yeğenimin zehirlenmesini istemiyorum" diyerek beni de alıp kuzenim-teyzem öyle bir yüzleşmeye götürdü ki, kuzenimin yüzüne bakamaz hale geldim. :)

Ve daha neler... Ve sürekli tekrar eden "İyiliğin için, bilemezsin, anlamazsın, olmaz, yasak, asla, ben bilirim, bana hak vereceksin, sizin için neler yapıyorum görmüyor musun, sen nasıl vefasız bir çocuksun" sözleri dönen her gün.
Her gün anlam veremediğim bir yerden yükselen öfkem ve her seferinde sonucun "Neyin eksik?! Daha ne yapayım kızım senin için?"e bağlandığı o bilindik kısır döngü.

"Elalem ne der"li travmalarımıza girmiyorum bile.
"Senin tek sorunun şımarıklık" ile başlayan cümlelere de.
Baktım olmayacak; basıp gideyim bari dediğimde kardeşimi hemen önüme koydular. Kardeşime baktım ve gidemedim.
İntiharı düşündüm. Bunu anneme yapabilirim ama kardeşime böyle bir hatıra bırakamam dedim.
Neye öfkelendiğimi senelerce anlamadım ve kendimi suçladım. Çünkü annem çok iyiydi, o bir anneydi.
Sonra bir başka hastalık patladı kendimi sorgularken.
Korktu, öldü bitti, sevgi sözcükleri sıralandı döküldü ve "Sen yaptığın hataları düşünerek çok üzüldün biliyorum kızım kendini suçlama, sen iyi evlatsın anneler için evlatları vazgeçilmezdir seni her hatanla sevdim ben." tarzında konuştu. Tüm hatalarım(!) benim oldu :) Kendisinde hata yok.

Turuncu, daha bunlar sadece %1i.
Ben ömürlük bir beyin yıkama seansından çıkmaya çalışıyorum.
Kendine format atmissin.seninkinden 1000 beter bir anneye sahibim anlatsam aglarsin yasi 70 e dayandi apartman mrdivenlerinde aglayarak sakinlesmeye calisiyorum yillardir.sonuc ne mi meme kanseri
 
Arkadaşlar küçükken konu sahibinin yaşadıklarını kim yaşamadı ki? Kim annesiyle çatışmıyor ki?
Pedofili demiş mesela. Demekki bir şey gördü ki korktu. Kim bilir annesi neler yaşadı?
Evet bizler detaylı düşünemeyiz, ne yaşadığını tam bilemeyiz ama ölüm var.
Evet ölüm var diye de kendimizi mi hep üzelim deriz değil mi?
Ama babam akşam bana “kızım sana bir gün İstanbulu çok detaylı gezdireceğim, Kız Kulesine götürüp, vapurda simit yiyeceğiz, Ayasofyaya gideceğiz her yeri göreceğiz” diye saatlerce konuşmuştu, büyük abimle babam da hiç anlaşamazlardı 2 aydır küslerdi ama babam o akşam abimi de çağırdı barıştılar. Ve babam sabah vefat etti. Gitti, bir daha da gelmedi.
Giden gelmiyor, abimle barıştılar iyiki yoksa abim de çok vicdan azabı çekerdi ki zaten abim de 8 ay sonra gitti ve bir daha da gelmedi.
Yani ölüm öyle soğuk ki. Giden gelmiyor. Ve siz “keşke keşke bir şansım daha olsaydı da bu lafları söylemeseydim diye ömür boyu beyninizi yiyorsunuz.
Aslında dert diye taktıklarımız o kadar boş ki.
Pedofoli nerde geciyor ?
 
Back
X