Popüler Konu Verimli Rutin

Günaydın herkese, umarım iyisinizdir.

Yazılanları okudum şimdi de birkaç iç döküş yaparak güne başlamak istedim.
Başlıklar halinde ilerlemek istedim.

Sağlık; Fark ettim ki kafamda netleşmeyen konular olduğunda, ben içerisinde bocaladığımda ve karar veremediğimde saçma sapan bir yeme şekline bürünüyorum. Karbonhidrat, paketli gıdalar, gidip gelip bir şeyler ağza atmalar filan derken . Dolayısı ile kilo da alıyorum. Sabah tartıldım ve iki kilo almışım. Zaten bekliyordum bunu. Dün akşam itibari ile (yeşil mercimekli salata ile) eski düzenime geri döndüm.: ))

Okul-Eğitim; Bilenleriniz var, ikinci üniv başlamıştım, bir ara annemin rahatsızlığı ile ara vermiştim. Şimdi üçüncü sınıftayım. Okul fena gitmiyor, daha da uzamasın diye fazla kredi alınca biraz zorlandım. Dördüncü sınıfa bırakmayayım diye dil sınavı için kursa başladım online. Yüksek yapmayı düşünüyordum. Ama fark ettim ki ben bu süreçte keyif almak için çıktığım okul sürecini hırsa çevirerek, okul not ortalaması kasma yada yökdil sınavına hazırlık süreci derken kendime fazla yükleniyorum. Eskiden keyif aldığım şeyleri yapmayı bırakmışım, hiç edebiyat kitapları okuyamaz, gezi dönüşleri yaptığım ajandamı yapamaz, evde keyifli yemek yapmayan biraz da düzen şaşınca gerginleşen birine döndüm. Tabii bu halim beni daha da yordu, sözde emeklilikten sonra keyfe keder okula gidecektim. Başarılı oldukça daha da çıtamı yükselttim ve kendime fazla yüklendim. Mutsuzum. Bir haftadır düşünüyorum. Kararlarımı bu akşam eşime de anlatacağım. Yüksek yapmaktan vazgeçtim. YDS ALES sınavları için verecek enerjim şu anda yok, mental olarak da istemiyorum. Keyifle okulu bitirip, ilgi alanımda kitaplar okumak bana daha huzurlu ve dingin geliyor. Şimdilik kararım böyle. Umarım değişmez, tekrar kendimi bu süreçte bulmam.

Finans; Bu konuda istikrarlı ilerliyorum. Son zamanlarda ilerisi için gümüş de ekledim portföyüme. Az çok demeden biriktirerek, kendimi de isteklerimden mahrum etmeyerek götürüyorum.

Dış görünüş; Kıyafet konusunda oldukça oturdu düzenim. Ne almayacağımı gayet iyi biliyorum artık.

Sağlık; Önümüzdeki günlerde bir kaç doktora randevu aldım, umarım temiz tahliller ile ilerlerim. Stres tüm sistemi bozuyor, öyle iyi fark ediyorum ki bunu. Ramazanda pilatese ara vermiştim. Ne zaman başlarım bilmiyorum, fiyatları oldukça artmış: ( Belki yürüyüşü hayatıma dahil ederim.

Ev Düzeni; Hala oturmayan şeyler var, tam anlamı ile fazlalıklardan arındım diyemiyorum, aslında fazlalık da değil sorunum depolama alan eksikliğim. Umarım dolap yaptırmaya başlarım. Bu yaz bitmiş olur.

Benden şimdilik bu kadar, selamlar herkese.:KK200:
 
Herkese Selamlar ;

Değerlerimden ''KİŞİSEL GELİŞİM'' maddesiyle çalışmak isterim bugün.
Aslında bu bölüm çok katmanlı bu sebeple bir günde bitirmem mümkün değil. Ancak bi yerden başlamak gerek :)

Kişisel Gelişimimde önemsediğim ilk adım; beden ve ruh sağlığımı bütünsel olarak iyi kılmak ve daha iyisi için çabalamak.Bu konuda önceliğim ideal kilo aralığına gelip, yağ ve kas oranımı dengelemek ve kaslarımı güçlendirmek. Ruhen ise psikolojik esneklik kazanarak, duygu durumumu dengede kılmak ve duygusal geçişlerde Büyük Resmi'mi düşünüp aksiyon almak , bu konuda gelişmek. Peki bu iki konuda ne yapıyorum nasıl yapıyorum? 1 aydır diyetisyen desteği alarak, nasıl beslenmem gerektiği konusunda çalışıyorum. Neyi ne kadar nasıl yemeliyim, yeni alternatif beslenme ürünleri neler ekleyebilirim çalışıyorum. Bu süreçte yaklaşık 4 kg zayıfladım. Yağ oranım normal sınıra geldi. İdeal kiloma ise 5 kg var. Aralığa erişince koruma dönemine geçecek bu konuda çabalayacağım. Diyetisyenim online ilerliyor, günlük takip yapıyor, alternatif sunuyor, enerjisi ve motivasyonu güçlü bu sebeple ben de daha istikrarlı ilerliyorum. Ayrıca ramazan ayında boğaz ağrısı ses kısıklığı yaşadım; oruçlu olmama rağmen diyetisyenimin verdiği tarifle bikaç gün içerisinde toparladım. protein kek , tahin muz , kefir gibi renkli ve lezzetli eklemelerle çeşitlendim. Ruhsal sağlık içinse yaklaşık 4 aydır düzenli destek alıyorum, yine online ve gerçekten işin ehli ve destekliyici bir uzman ile ilerliyorum. Bana kattıklarını yazarak anlatmam yetersiz kalıyor. Eğer kendinizi sıkılmış bunalmış hissediyorsanız, Belli başlı konuların etrafında dönüp duruyor ve gündeminiz hep aynı şeyse , duramıyorsanız, aksiyon alamıyorsanız ' fikir almak çok işe yarar tavsiyemdir.
Zaten ruh sağlığı yerindeyse insan hayatını daha düzenli daha verimli kılabiliyor. Yaptığı yemek daha lezzetli, kurduğu ilişkiler daha içtenlikli ve yaptığı işler daha verimli oluyor.
 
Son düzenleme:
Selamlar Hanımlar,

Nihayet tatil bitti ve bugün eski düzenimize tekrar döndük. Ben birleşen tatilleri sevmiyorum. Çocukların ekran süresi çok uzuyor, bizim için de verimsiz ve yorucu bir zaman dilimine dönüşüyor.

Dün gece 00:30'da yattım. Sabah 05:10'da kalktım ama oldukça zor oldu. Saat 06:30'da çok uyku bastırdı. Ben de rutinimi bozmamak adına çok az egzersiz yapıp, salonda 7:00'ye kadar uyudum, iyi geldi. Kızları okula gönderdikten sonra evi toparlayıp duşa girdim. Ardından diksiyon ve İngilizce çalışmalarını yaptım. Hazırlanıp evden çıktım. Yolda storytel'den kitap dinledim. İşe geldim, planlamaları yaptım. Öğle arasında Atakule'ye gideceğim. İstediğim bir deri mont vardı. Onu alacağım. Aklımda almam gereken çok az şey kaldı. Onları da tamamlamak istiyorum.

Beslenme işi bayram itibariyle inanılmaz karıştı. Zaten ben ne zaman Eskişehir'e gitsem kilo alıp geliyorum. Şimdi beslenmeyi hale yola koyma zamanım geldi.

Herkese verimli bir hafta diliyorum. :KK200:
 
Merhaba, yıllardır bu başlığı severek takip ediyorum. Buradan çok şey öğrendim, öncelikle teşekkür ederim. Özellikle size danışmak istediğim bir şey var. Ben de kendi hayatımda rutin haline getirmek istediğim ya da ertelediğim şeylerle ilgili adımlar atıyorum. Ancak çocuklarla ilgili kısım beni çok zorluyor. 7 yaşında, 2. Sınıfa giden bir oğlum var. Düzenli kitap okutmaya çalışıyorum -günde 4-5 sayfa- okuması sınıfa göre geride. Her gün 10 dakika matematik çalışalım istiyorum. Her şeye ama her şeye direniyor. Okuldan gelince çantasını odasına götürmeyi, ceketini asmayı asla öğretemedim. Kendim edebiyat öğretmeniyim kitap okumayı çok severim. Bebekliğinden beri ona okuduğum kitaplar 1000i bulmuştur. Evde elimizde hep kitap olur. Hiçbir şeyi başaramadığımı, çuvalladığımı hissediyorum. Senin kızlarla ilgili rutinlerini okudum ve çok hoşuma gitti elecda elecda . Ben neyi yanlış yapıyorum sizce?
 
Merhaba, yıllardır bu başlığı severek takip ediyorum. Buradan çok şey öğrendim, öncelikle teşekkür ederim. Özellikle size danışmak istediğim bir şey var. Ben de kendi hayatımda rutin haline getirmek istediğim ya da ertelediğim şeylerle ilgili adımlar atıyorum. Ancak çocuklarla ilgili kısım beni çok zorluyor. 7 yaşında, 2. Sınıfa giden bir oğlum var. Düzenli kitap okutmaya çalışıyorum -günde 4-5 sayfa- okuması sınıfa göre geride. Her gün 10 dakika matematik çalışalım istiyorum. Her şeye ama her şeye direniyor. Okuldan gelince çantasını odasına götürmeyi, ceketini asmayı asla öğretemedim. Kendim edebiyat öğretmeniyim kitap okumayı çok severim. Bebekliğinden beri ona okuduğum kitaplar 1000i bulmuştur. Evde elimizde hep kitap olur. Hiçbir şeyi başaramadığımı, çuvalladığımı hissediyorum. Senin kızlarla ilgili rutinlerini okudum ve çok hoşuma gitti elecda elecda . Ben neyi yanlış yapıyorum sizce?
Çocukların kurallara uyum sağlama becerisi farklı oluyor. Benim büyük kızımın kurallara uyma eğilimi daha yüksek olduğu için onunla süreç daha kolay oldu. Küçük ile uğraşıyorum ben de. Şu an küçük kızımın tabletini işe götürüyorum. Eve girdiğinde önce eşyalarını yerleştirme ve üst değiştirme, ardından ödev ve kitap okuma yapması gerekiyor. Tablet süresini bunların tamamını yaptıktan sonra açıyorum. Yapmazsa yapana kadar ekranı açmıyorum.
 
Gündem: Vasata Razı Olmak Zorunda Mıyım?
Bazı cümleler ilk bakışta zararsız görünür ama içten içe derin izler bırakır:

“İdare eder.”
“Fena değil.”
“Yapacak bir şey yok…”


Başta geçici bir taviz gibi gelir bu sözler ama zamanla bir duyguya, sonra bir tutuma, sonra da hayata dönüşür.

İşin ‘idare eder’, ilişkilerin ‘idare eder’, hayallerin ‘idare eder’…
Ve böylece insan, fark etmeden vasatla el sıkışır.
Oysa bu razı oluş çoğu zaman bilinçli bir tercih değil; farkına varmadan içselleştirdiğimiz bir kabulleniştir.
Eksik hizmetler, kırık ilişkiler, düşük beklentiler zamanla “zaten hep böyle” diyerek normalize edilir ama hayatın büyük resmi, bizim küçük ama bilinçli tavırlarımızla şekillenir.

Nasıl konuştuğumuz, neye “evet” dediğimiz, nerede “dur” dediğimiz…
Yaşam kalitesini belirleyen sadece dış koşullar değil, bizim içten gelen duruşumuzdur. Ve tam da bu yüzden ilk adım; bilinçlenmek ve bilinçlendirmektir.

Olanı fark etmek.
Ruhun içindekileri bastırmadan ifade etmek.
İyiyi arzulamaktan utanmamak.

Bu sayıda, daha iyi bir yaşama giden yolculuğu yer yer keşfedecek yer yer anımsayacağız. Zira ifade bulamayan istekler, sessizce vasatla el sıkışır.
Vasata razı olmak yerine, iyi olanı hak ettiğine gönülden inanmak iyiye giden yolun ilk adımıdır. Ve bazen o yaşama ulaşmanın en sade ama en güçlü yolu, bu arzuyu bastırmak yerine kabul etmektir.



Vasat, çoğu zaman gürültüyle gelmez.
Usulca, sessizce yerleşir hayatımıza.
📌
Kahven soğuktur ama değiştirmeye değmez dersin.
📌
Parasını verdiğin hizmet çok zayıftır ama “bununla mı uğraşacağım?” deyip geçersin.
📌
Artık seni beslemeyen bir ortamda olduğunu bilirsin ama “alıştım” diyerek içinde kalmaya devam edersiz.

Bunlar küçük tavizler gibi görünse de, zamanla ruhundan çalarak yaşam kalitesini düşürür ve çoğu zaman bu durum yetersizlikten değil, arzunun görmezden gelinmesinden veya bastırılmasından doğar. İnsan içindeki “Daha iyiye ulaşma” isteğini görmezden geldikçe, vasat normalleşmeye başlar.
Vasata razı olmamanın en kolay yolu günlük tercihlerde Özenli olmaktan ve küçük anlarda bilinçli davranmaktan geçer.

🧭
Kendin için istediğin hayatı anla:

“Bu gerçekten benim için yeterli mi?” ya da “Daha iyisi mümkün mü?”
Bu sorular, farkındalığıNı tetikler ve zihnini güzel bir yaşama doğru iyi ihtimallere açar.

✉️
Geri bildirim vererek gelişime kapı aç:

Beğenmediğin bir durumu dile getirirken suçlamak yerine öneriyle yaklaş:
“Bu süreci biraz daha iyileştirmek mümkün mü sizce?”
“Size küçük bir gözlemimi paylaşmak isterim, belki faydası olur.”
Nazik ama net ifadeler, karşı tarafı savunmaya değil, düşünmeye davet eder.

💼
Kendi standartlarını yansıt:

Duruşunla, emeğinle, tavrınla bile “ben farkındayım” demek vasat olanı iyi olana davet eder. İyiyi gör, iyi olana şahitlik etmeye çalış.

🧠
Tüketirken bilinçli ol:

Zamanını, enerjini, dikkati ve paranı nasıl kullandığın, aslında neye değer verdiğini gösterir. Yaşam tarzını belirleyen her adım, senin gerçekten neye değer verdiğini gösterir. Buna göre, değerlerinle örtÜşmeyen, seni beslemeyen ya da gerçekten istediğin yaşamı desteklemeyen hiçbir şeyi bilinçsizce tüketmemek bir yaşam kalitesi meselesidir.

🌿
Ruhunu koru:

Kimi zaman en büyük vasatlık, dışarıdan değil, içeriden gelir.
Kendini küçümseyen iç ses, “idare et” diyen yorgunluk,
ya da “benim çabamla ne değişir ki…” diye fısıldayan kırılganlık...
Ruhunu korumak; kendine her gün küçük ama gerçek bir hatırlatma yapmaktır: “Ben bu hayatta sadece hayatta kalmak için değil, hissederek yaşamak için varım.”
Gözünü, kalbini, zihnini besleyen şeyleri seç. Kendini hafifleten, umutlandıran, değerli hissettiren her Şeyi önemse. Çünkü ruhun yıpranırsa, farkındalık da özen de anlam da solmaya başlar.

Dönüşüm her zaman dışarıdan başlamaz. Birinin sana yüksek sesle bir şey demesine de gerek yoktur. Sadece içinden geçen kÜçük bir cümle yeter:
“Bu, böyle olmak zorunda mı?”

📚
Viktor Frankl, toplama kampında bile insanın elinden alınamayan bir şey olduğunu hatırlatır: Tavrını seçme özgürlüğü.
Koşullar ne kadar sınırlı olursa olsun, insanın içsel duruşunu belirleme gücü vardır.
🎬
The Truman Show’da Truman, yapay bir dünyada yaşadığını fark ettiğinde bu dünyadan ayrılmak için bir kapının önünde durur. Orası, hem fiziksel hem ruhsal olarak sistemden çıkışın kapısıdır.
Ve şovun yaratıcı Christof’un “Dışarıda başka bir gerçeklik yok.” uyarısına rağmen, Truman kaMeraya dönüp şöyle der: "Görüşemezsek iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler." Hayatı boyunca her sabah otomatik olarak söylediği bu cümle, o anda bir vedaya, bir özgürlük ilanına dönüşür.
Çünkü bazen değişim, yepyeni sözlerle değil; aynı sözü bu kez kendi iradenle söylemekle başlar.
🌀
Nietzsche, insanın en büyük görevinin kendini aşmak olduğunu söyler.
Ona göre sorun dış dünya değil, insanın kendi içindeki alışılmış, uysal benliktir. Sürüden sıyrılıp “kendi iyisini” tanımlayabilen, gerçekten dönüşür.
Peki sen, gerçekten kendi hayatını mı yaşıyorsun, yoksa sana öğretilmiş bir idare ederin içinde mi kalıyorsun?
Bu hafta 10 dakikalığına kendinle baş başa kal.
Ve şu sorudan yola çık: "Hayatımda ‘idare eder’ dediğim hangi alanlar, aslında ‘iyi’ye dönüşmek istiyor?”
İşin mi, ilişkilerin mi, günlük rutinin mi, hayalini hep ertelediğin o şey mi?
Bir tanesini seç. Ama bu kez “neyi istemediğini” değil, gerçekten neyi arzuladığını yaz.
“Bu alanda, gerçekten nasıl bir şey hayal ediyorum?”
“Şartlar fark etmezse bile, ben neye açık olmak isterim?”

Hayal ettiğin şey hemen gerçekleşmeyebilir ama iyi ihtimalleri yazmak, vasatla arana ilk mesafeyi koyar.
 

[td]

[td]
Gündem: Vasata Razı Olmak Zorunda Mıyım?




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Bazı cümleler ilk bakışta zararsız görünür ama içten içe derin izler bırakır:

“İdare eder.”
“Fena değil.”
“Yapacak bir şey yok…”


Başta geçici bir taviz gibi gelir bu sözler ama zamanla bir duyguya, sonra bir tutuma, sonra da hayata dönüşür.

İşin ‘idare eder’, ilişkilerin ‘idare eder’, hayallerin ‘idare eder’…
Ve böylece insan, fark etmeden vasatla el sıkışır.
Oysa bu razı oluş çoğu zaman bilinçli bir tercih değil; farkına varmadan içselleştirdiğimiz bir kabulleniştir.
Eksik hizmetler, kırık ilişkiler, düşük beklentiler zamanla “zaten hep böyle” diyerek normalize edilir ama hayatın büyük resmi, bizim küçük ama bilinçli tavırlarımızla şekillenir.

Nasıl konuştuğumuz, neye “evet” dediğimiz, nerede “dur” dediğimiz…
Yaşam kalitesini belirleyen sadece dış koşullar değil, bizim içten gelen duruşumuzdur. Ve tam da bu yüzden ilk adım; bilinçlenmek ve bilinçlendirmektir.

Olanı fark etmek.
Ruhun içindekileri bastırmadan ifade etmek.
İyiyi arzulamaktan utanmamak.

Bu sayıda, daha iyi bir yaşama giden yolculuğu yer yer keşfedecek yer yer anımsayacağız. Zira ifade bulamayan istekler, sessizce vasatla el sıkışır.
Vasata razı olmak yerine, iyi olanı hak ettiğine gönülden inanmak iyiye giden yolun ilk adımıdır. Ve bazen o yaşama ulaşmanın en sade ama en güçlü yolu, bu arzuyu bastırmak yerine kabul etmektir.




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Keşfet
✨




[/td]


[/td]





[td]

[td]
Vasat, çoğu zaman gürültüyle gelmez.
Usulca, sessizce yerleşir hayatımıza.
📌
Kahven soğuktur ama değiştirmeye değmez dersin.
📌
Parasını verdiğin hizmet çok zayıftır ama “bununla mı uğraşacağım?” deyip geçersin.
📌
Artık seni beslemeyen bir ortamda olduğunu bilirsin ama “alıştım” diyerek içinde kalmaya devam edersiz.

Bunlar küçük tavizler gibi görünse de, zamanla ruhundan çalarak yaşam kalitesini düşürür ve çoğu zaman bu durum yetersizlikten değil, arzunun görmezden gelinmesinden veya bastırılmasından doğar. İnsan içindeki “Daha iyiye ulaşma” isteğini görmezden geldikçe, vasat normalleşmeye başlar.




[/td]


[/td]






[td]







[/td]






[td]

[td]




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Düşün
💭




[/td]


[/td]





[td]

[td]
Vasata razı olmamanın en kolay yolu günlük tercihlerde Özenli olmaktan ve küçük anlarda bilinçli davranmaktan geçer.

🧭
Kendin için istediğin hayatı anla:

“Bu gerçekten benim için yeterli mi?” ya da “Daha iyisi mümkün mü?”
Bu sorular, farkındalığıNı tetikler ve zihnini güzel bir yaşama doğru iyi ihtimallere açar.

✉️
Geri bildirim vererek gelişime kapı aç:

Beğenmediğin bir durumu dile getirirken suçlamak yerine öneriyle yaklaş:
“Bu süreci biraz daha iyileştirmek mümkün mü sizce?”
“Size küçük bir gözlemimi paylaşmak isterim, belki faydası olur.”
Nazik ama net ifadeler, karşı tarafı savunmaya değil, düşünmeye davet eder.

💼
Kendi standartlarını yansıt:

Duruşunla, emeğinle, tavrınla bile “ben farkındayım” demek vasat olanı iyi olana davet eder. İyiyi gör, iyi olana şahitlik etmeye çalış.

🧠
Tüketirken bilinçli ol:

Zamanını, enerjini, dikkati ve paranı nasıl kullandığın, aslında neye değer verdiğini gösterir. Yaşam tarzını belirleyen her adım, senin gerçekten neye değer verdiğini gösterir. Buna göre, değerlerinle örtÜşmeyen, seni beslemeyen ya da gerçekten istediğin yaşamı desteklemeyen hiçbir şeyi bilinçsizce tüketmemek bir yaşam kalitesi meselesidir.

🌿
Ruhunu koru:

Kimi zaman en büyük vasatlık, dışarıdan değil, içeriden gelir.
Kendini küçümseyen iç ses, “idare et” diyen yorgunluk,
ya da “benim çabamla ne değişir ki…” diye fısıldayan kırılganlık...
Ruhunu korumak; kendine her gün küçük ama gerçek bir hatırlatma yapmaktır: “Ben bu hayatta sadece hayatta kalmak için değil, hissederek yaşamak için varım.”
Gözünü, kalbini, zihnini besleyen şeyleri seç. Kendini hafifleten, umutlandıran, değerli hissettiren her Şeyi önemse. Çünkü ruhun yıpranırsa, farkındalık da özen de anlam da solmaya başlar.




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Derinleş
🧭




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Dönüşüm her zaman dışarıdan başlamaz. Birinin sana yüksek sesle bir şey demesine de gerek yoktur. Sadece içinden geçen kÜçük bir cümle yeter:
“Bu, böyle olmak zorunda mı?”

📚
Viktor Frankl, toplama kampında bile insanın elinden alınamayan bir şey olduğunu hatırlatır: Tavrını seçme özgürlüğü.
Koşullar ne kadar sınırlı olursa olsun, insanın içsel duruşunu belirleme gücü vardır.
🎬
The Truman Show’da Truman, yapay bir dünyada yaşadığını fark ettiğinde bu dünyadan ayrılmak için bir kapının önünde durur. Orası, hem fiziksel hem ruhsal olarak sistemden çıkışın kapısıdır.
Ve şovun yaratıcı Christof’un “Dışarıda başka bir gerçeklik yok.” uyarısına rağmen, Truman kaMeraya dönüp şöyle der: "Görüşemezsek iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler." Hayatı boyunca her sabah otomatik olarak söylediği bu cümle, o anda bir vedaya, bir özgürlük ilanına dönüşür.
Çünkü bazen değişim, yepyeni sözlerle değil; aynı sözü bu kez kendi iradenle söylemekle başlar.
🌀
Nietzsche, insanın en büyük görevinin kendini aşmak olduğunu söyler.
Ona göre sorun dış dünya değil, insanın kendi içindeki alışılmış, uysal benliktir. Sürüden sıyrılıp “kendi iyisini” tanımlayabilen, gerçekten dönüşür.
Peki sen, gerçekten kendi hayatını mı yaşıyorsun, yoksa sana öğretilmiş bir idare ederin içinde mi kalıyorsun?




[/td]


[/td]






[td]








[/td]






[td]

[td]
Haftanın Önerisi




[/td]


[/td]





[td]

[td]
Bu hafta 10 dakikalığına kendinle baş başa kal.
Ve şu sorudan yola çık: "Hayatımda ‘idare eder’ dediğim hangi alanlar, aslında ‘iyi’ye dönüşmek istiyor?”
İşin mi, ilişkilerin mi, günlük rutinin mi, hayalini hep ertelediğin o şey mi?
Bir tanesini seç. Ama bu kez “neyi istemediğini” değil, gerçekten neyi arzuladığını yaz.
“Bu alanda, gerçekten nasıl bir şey hayal ediyorum?”
“Şartlar fark etmezse bile, ben neye açık olmak isterim?”

Hayal ettiğin şey hemen gerçekleşmeyebilir ama iyi ihtimalleri yazmak, vasatla arana ilk mesafeyi koyar.




[/td]


[/td]
Ayça Karamanın yazısını burda da paylaşmak istedim :)
 
Merhaba, yıllardır bu başlığı severek takip ediyorum. Buradan çok şey öğrendim, öncelikle teşekkür ederim. Özellikle size danışmak istediğim bir şey var. Ben de kendi hayatımda rutin haline getirmek istediğim ya da ertelediğim şeylerle ilgili adımlar atıyorum. Ancak çocuklarla ilgili kısım beni çok zorluyor. 7 yaşında, 2. Sınıfa giden bir oğlum var. Düzenli kitap okutmaya çalışıyorum -günde 4-5 sayfa- okuması sınıfa göre geride. Her gün 10 dakika matematik çalışalım istiyorum. Her şeye ama her şeye direniyor. Okuldan gelince çantasını odasına götürmeyi, ceketini asmayı asla öğretemedim. Kendim edebiyat öğretmeniyim kitap okumayı çok severim. Bebekliğinden beri ona okuduğum kitaplar 1000i bulmuştur. Evde elimizde hep kitap olur. Hiçbir şeyi başaramadığımı, çuvalladığımı hissediyorum. Senin kızlarla ilgili rutinlerini okudum ve çok hoşuma gitti elecda elecda . Ben neyi yanlış yapıyorum sizce?
Bence yanlış yapmıyorsunuz ,belki oğlunuzun zorlandığı bir şey vardır ona odaklanmak lazım. Yani direnmesi size inat olsun diye değil,okumakta zorlandığı için yapmak istemiyordur mesela. Ya da duygusal olarak zorlandığı bir şey olabilir. Sizi üzmek için inat yapmıyor direnmiyor ,zorlanıyor bu aklınızdayken biraz gözlemleyebilirsiniz. Birinci sınıfta da böyle miydi mesela? Sınıf öğretmeni ve okul rehber öğretmeninden görüş alabilirsiniz
 
Anlamaya çalışıyorum inanın. Küçük adımlarla ilerlemeye çalışıyorum. İyi yaptığı şeylere, olumlu yanlarına odaklanıp bunları ön plana çıkarıyorum... Sadece okuma konusunda dirense anlayacağım ama uyanınca yüzünü yıkatmak bile o kadar zor ki... Onun bu disiplinsizliği benim rutinlerimi, motivasyonumu da fazlaca etkiliyor.
 
Anlamaya çalışıyorum inanın. Küçük adımlarla ilerlemeye çalışıyorum. İyi yaptığı şeylere, olumlu yanlarına odaklanıp bunları ön plana çıkarıyorum... Sadece okuma konusunda dirense anlayacağım ama uyanınca yüzünü yıkatmak bile o kadar zor ki... Onun bu disiplinsizliği benim rutinlerimi, motivasyonumu da fazlaca etkiliyor.
Etkilemez mi hiç çok iyi anlıyorum. Benim kızım da her şeye direniyor malesef, ce insanın sabrı taşıyor bazen o zaman da işler iyice zorlaşıyor.Şu an 6 yaşında, psikoloğu bir güç savaşında olduğunu söyledi. Sınırları çizmeye çalışıyoruz,ikna etmeye çalışmıyorum artık.
 
Anlamaya çalışıyorum inanın. Küçük adımlarla ilerlemeye çalışıyorum. İyi yaptığı şeylere, olumlu yanlarına odaklanıp bunları ön plana çıkarıyorum... Sadece okuma konusunda dirense anlayacağım ama uyanınca yüzünü yıkatmak bile o kadar zor ki... Onun bu disiplinsizliği benim rutinlerimi, motivasyonumu da fazlaca etkiliyor.
Pedagogtan görüşme sağlayıp birebir fikir alabilirsiniz; çocuğun mizacı, aranızdaki iletişim türü önemli buna göre bi yol çizebilirsiniz uzmanla.
 
Herkese Selamlar ;

Değerlerimden ''KİŞİSEL GELİŞİM''in ikinci adımındayım.

Kendimi bildim bileli okuyan, araştıran ve arayan biriyim. Bilgi edinmeyi, okumayı, farklı hobilerle ilgilenmeyi seviyorum. Velhasıl hep ararım ve gelişmenin misafiriyim.

Bu kısımda Dil Öğrenme' (İngilizce) ile ilgili konuşmak isterim. Süper lise mezunuyum, üniversitede hazrılık sınıfını sınavla geçtim, Sağlam bir grammerim var. Yurtdışı seyahatimizde bi şekilde iletişim kurabildim ancak yeterli değil. Eksiğim ise kelime ezberi , telaffuz'dur. Cambly üyeliğim var ancak beklediğim şekilde ilerleyemedim. Düzenli olarak dinleme , ezberleme ve metin yazma çalışması yapsam eminim gerçekci bir ilerleme sağlayacağım ancak bu da ciddi bir emek istiyor.

Çok hedefim var gibi, Zamanını rutinini kestiremiyorum bazen. Olur böyle şeyler. İnsanız. Çalışıyoruz , anneyiz, ev kadınıyız, evladız, bireyiz. Rollerimiz var. İyi ki de var. Çok da yüklenmeden minicik adımlarla ilerleyebiliriz.

Şimdi bir adım atıyorum. Haftada sadece 2 gün;

* 3 kelime ezberi yaparak
* 3 cümle kurarak

* 3 dk ingilizce video dinleyerek yola çıkıyorum.

 
Gittim pedagoga. Sınırları zorladığı bir dönemde dedi, özgüveni oldukça yüksek bu biraz bencilliğe doğru kaymaya meyilliymiş... Başka bir pedagoga götürsem iyi olacak
önerilerde bulunmadı mı? Alternatif davranış yaklaşım sunmadı mı?

Peki siz pedagogu yeterli bulmadınız mı?
 
Herkese Selamlar ;

Değerlerimden ''KİŞİSEL GELİŞİM''in üçüncü adımındayım. Okumalarım/Okurluğum

Storytel üyeliğim var, orada *Öykü/roman okumayı tercih ediyorum. Şu an Gogol'un *Bir Delinin Hatıra Defterini * dinliyorum. Haftada bir kitap bitirmeyi hedefliyorum.

Son yıllarda severek okuduğum kalem ve kitaplar..

*Aylin Balboa 'Bu Hikaye Senden Uzun Osman'
*Melisa Kesmez 'Nohut Oda'

Önümüzdeki 4 haftada bitirmeyi hedeflediğim eserler;
Nermin Yıldırım 'Rüyalar Anlatılmaz'
Adalet Ağaoğlu ' Düşme Korkusu'
Şermin Yaşar ' Kalk Yerine Yat'
Gogol 'Bir Delinin Hatıra Defteri'



Atomik Alışkanlıklar ' ı yeniden okuyorum. Aynı anda Sinan Canan 'ın Hayatın Anlamı' kitabını okuyorum.

Fiziki olarak okumak ise benim dinlenme yolum. Genelde Çocuk Gelişimi ile ilgili alan okumaları, manevi-dini ve psikolji okumaları yapıyorum. Araya öykü ekliyorum.

Kur an Kerim i okumaya gayret ediyorum.

Açıklamalı meal okuyorum. Son aylarda tefsir okumaya, çalışmaya başladım. Hatta bunun üzerine bir grup arkadaşımla okuma çalışma araştırma yapıp, birlikte üzerine konuşuyoruz. Gelişimimiz için destekleyici uygulamalar öneriyor , birbirimizi teşvik ediyoruz.

Bilinçli , okuduklarıyla genel çıkarımlarda bulunabilen , çok yönlü bir okur olmak hedefim. Bu alanda da gayret ediyorum.

*
 
Back
X