Ne guzel donmeniz. Orda cok turk var . Ayrimclk hala mi var . Nasil mesela
Olmaz olur mu? Mesela çok yakın zamandan bir örnek. Burada doktora yapan bir Türk mezun oluyor, 2 ay boyunca iş bulamıyor. Bu arada Alman erkek arkadaşıyla evleniyor ve soyadının değişmesiyle 1 hafta içinde iş buluyor. Bunun gibi yapılan deneyler de var. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek yani.
Mesela markete gittin, Almancanda bir bozukluk varsa marketin kasiyeri bile seni azarlar. 'Burası Almanya, burada Almanca konuşacaksın' der.
Siyah sakallı bir adamın metroda yanına oturmayanları bizzat duydum.
Birkaç kez, yarı Alman yarı Danimarkalı bir arkadaşımla yürüyüş yaparken, yaşlı Almanların garip davranışlarını yaşadım. Yanımdaki arkadaşım benden önce tepki verdi onlara, yabancı olduğunu anladıkları için sana böyle davranıyorlar dedi her seferinde.
Bir gün elimde bavulla gidiyordum. Kaldırıma iskele kurmuşlar, ben de altından geçmeye çekindiğim için iskele boyunca yola indim. Yaşadığım yer şehir dışında, çok sakin bir yer. Yoldan araba nadiren geçer. Bu sebepten 20 metre kadar yoldan yürüdügüm için, karşı caddeden bisikletiyle geçen bir Alman teyze bana dünyanın lafını saydı sabahın köründe. 'Geldiğin yere geri dön' gibi bir sürü şey. Hayata karşı nefretini orada bana kustu.
Benim annem de liseye kadar Almanya'da yaşamış. Ben çalıştığım yerde sorunlar yaşadığımda, 'ben ilkokuldayken 2 öğrenci kavga etti. Biri Alman, biri türk. Hoca sadece Türk'e tokat attı' demişti. 'Hocandan adalet bekleme, en iyisi bile bu kadar olabilir' demişti. Çok da haklıymış, bizzat yaşayıp gördüm.
Normal çocuklara hiperaktivite teşhisi koydurup gymnasium denen, üniversiteye gidebilmenin tek yolu olan liselere gidişini engelliyorlar. Sistematik bir şekilde. Sonra çocuğun ailesi bilinçli ise doktor doktor gezip çocuğunun hasta olmadığını kanıtlıyor, aile de cahilse çocuklar orta yerde heba oluyor.
Yukarıda birileri Türkiyede can güvenliğimiz yok demiş (haklı da bence) ama buradaki can güvenliği de kendilerine kadar. Her gün Türklere saldırılar oluyor. Camilere, derneklere, dükkanlara, evlere. Hanaou katliamı daha geçen yıl oldu. Tabi bunlar medyada yer almadığı için Türkiyeden bakanlar da sanıyor ki buradaki refah ortamı herkes için geçerli. O refah, insan hakları ve özgürlükler sadece kendileri için. İlk oturum iznimi almak için Kasım soğuğunda gece 3'ten sabah 7'ye kadar dışarda sıra bekledim. Sadece randevu sırası alabilmek için. İnsanlar battaniyelerle yabancılar dairesinin önünde yatıyordu ben gittiğimde. Orada düşündüm kendi vatandaşlarına bunu yaparlar mı? ASLA!
Nacizane yasadigim ulkeden ornek vereyim. Dunyanin en pahali sehirlerinden biri. Buraya gelen cogu gocmen cok iyi egitimi oldugu icin, zeki veya burs buldugu icin gelen, ulkeye beyin gocu yapan insanlar. Isci gelen de var ama azinlikta cunku tutunmasi zor bir sehir. Diger grup dil bilerek geliyor, esleri sonradan geliyorsa dil ogreniyor, uni mezunu olarak geliyor daha ustunu yapiyor. Bildiginiz gocmenler beyin takimini olusturuyor burada. Ulkeye uyumsuzluklari yok, dille dertleri yok, ulkenin isleyisine saygi duyuyorlar, “vergi” oduyorlar, katakulli yapip da issizlik parasi, cocuk parasi alan, kazandigini tr de yatirim yapip ulkeden vergi kaciran yok. Haliyle girdigimiz ortamda kral gibiyiz. Dun online derste dilim henuz akademik acidan akici olmadigi icin kendimi elestirdim. Hoca sinifta kendi dili olmayan bir dilde yuksek egitim alan tek insan sensin. Onlarin yapamadigini yapan sensin deyip ovdu.
bahsettiginiz ayrimciliga ugrayan insanlar yasadiklari ulkeyi nasil somuruyor? Aslimizi koruyacagiz diye dil ogrenmiyor. Okumayan egitime onem vermeyen nesiller yetistiriyor. (Istisnalar var) bir dugun yapiyorlar Almanya’da turkluk showuna ceviriyorlar. Saygisizca trafigi bloke edip, gurultu yaparak.. vs vs.. uyumsuzluk icin her seyi yapiyorlar. Hep yeterince para kazaninca donecegiz kafasinda ucuncu nesildeler.
Frandaki akrabalarim 35 yildir hala doktora cevirmenle gittiklerini soylediler esimin agzi acik kaldi. Ve adam normalde 6 ay alinan issizlik maasini sahtekar bir avukatla oyun yapip 20 yildir kesintisiz aldigini ovunerek anlatir. Fransa’da yasayanlar anlar beni ne kadar absurd bir seyden bahsediyorum.
Sizin sanssizliginiz gocmenlerin saygiyi “hak etmedigi” bir ulkeye gitmis olmaniz. Sizin konumunuzdaki biri yasadigim ulkeye gelse kalburustu bir hayati olurdu. Donmemesi icin cok nedeni olurdu. Yaptigi urettigi bilimin, ilimin kiymeti bilinirdi.
bahsettiginiz duzenlemeleri yapabilmenize memlekette izin verilecekse ne ala hic durmayin. Gurur duyariz sizinle.
Ben de Avrupa'nın en pahalı ikinci kentinde yaşıyorum (anlaşılmıştır sanırım

) Burada çok göçmen yok. Nitelikli göçmenlerin olduğu bir network ümüz var ve onlardan da çok kişi uğradığı mobing ve ayrımcılık nedeniyle destek alıyor. Hepsi de eğitimli, medeni, vergisini veren insanlar. Ama ben hiçbirimizin kral gibi olduğunu düşünmüyorum. Okulda -bir Türk geleneği olarak- kendini eleştirdiğinde hocan buna izin vermez, çünkü onların eğitim sistemi bizimki gibi değil. Hatta çoğu 'bizim Türkçemizden iyidir' gibi yüreklendirici şeyler söyler. Sırf bu sebepten seni kral gibi gördüklerini düşünme, bu eğitimcilerin genel tavrı. Ben de çok takdir ediyorum bunu ve bizim de eğitimcilerimizin bu yüreklendirici pozisyonda olmasını diliyorum. Ama bunu sosyal hayatta görmek çok zor. Umarım sen benden daha şanslı olursun da daha iyi insanlarla karşılaşırsın.
Ayrıca o güçlü ekonomileri de küçük gördükleri göçmenler üzerinden dönüyor. Yine bilimsel bir araştırmaya göre, Almanya işçi göçmenler olmadan 2 ay emekli maaşlarını ödeyemeyecek durumda. Sizce niye artık size ihtiyaç kalmadı deyip geri göndermiyorlar?
Bence şanssızlığım tarihin gördüğü en ırkçı ülkede yaşamak. Ne yaparlarsa yapsınlar silinmiyor.
O kalburüstü hayatı, hep ikinci sınıf insan muamelesi görerek, aidiyet hissetmeden, ailemden ayrı, yapayalnız yaşamak istemiyorum. Çocuğumun kendi koruyacak yaşa gelmeden bu muameleye maruz kalmasını da asla istemem. Herkesin hayattan beklentisi, yaşam tarzı farklı. Ben kimseye doğrusu budur diyemem, kendimi mutlu edecek yol neyse onu seçerim. Demeye çalıştığım, göçmen olmak sanıldığı kadar rahat değil. Onun da kendine göre zorlukları var. Kalmak da zor gitmek de, hangi zorluğu seçeceğine karar vermek mesele.