yaşanmışlık olarak yaşıtlarımın çok gerisinde hissediyorum

hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
O gunler gecti ve tekrari olmayacak, yani dusunmenin bi manasi yok. Yalniz, bundan sonrasini daha güzel yasamak icin gayret edebilirsin, ki bence 20ler ergenlik döneminden bin kat daha güzel.
 
Workawayi araştırmanı çok isterim. Gönüllü olarak sececegin bı ülke ve aileyle bı sure yaşama ve yaşadığın şehri kesfetme imkanı .. Gerçekten çok güzel olabilir. Gidiş geliş masrafların sana ait gerisi onlara ait. Belki bı sure birikim yapmak isteyebilirsin. Günde 4 saat haftada 5 gün eve destek veriyosun geri kalan vaktin senindir . İstersen part time bı işte bulabilirsin gittiğin yerde çoğu insan böyle yapıyor. Neden bunu söyledim çünkü farklı yerler görmek bakış açını değiştirip duygu durum dengene katkı saglayabilir. O kadar güzel bı yaştasin ki hayatinin temel gidisatinin taşlarını oturtuyorsun bı nevi ama o temel her zaman değişebiliyor içini rahat tut yani . Su an çoğu insanın yeterlilik, gelecek kaygısı mevcut . Pandemiden ve ekonomiden kaynaklı çoğu, yalnız değilsin. Geç kalmışlık hissi anladığım kadarıyla ama asla geç değil hatta çok güzel zamanlar.. Olabildiğince sosyalles ve düzenli uyu . Çok düşünmek zorunda kalmazsin 💗😘
 
Neyi seçerseniz onu yaşarsınız ( ilerdeki yaşlarınız için söyledim).

Geçmiş adı üstünde artık bir kontrolümüz kalmamış. Ona vahlanacağınıza size katkı olabilecek şeyleri düşünüp güzel bir hayat planı çıkarsanız daha verimli olurdu/olur.
 
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
Özgüvensiz, korkak ve akrabaları tarafından dışlanmış olarak büyüyen ben her zaman şunu istedim hayatta kendimi güzel ifade edebilmeyi, korkmadan iletişim kurabilmeyi, özgüvenle o okulun yarışmalarına katılıp şiirler okuyabilmeyi, etkinliklerde yer alıp başarılı olmayı... Gerçekte olan ise hep cesaretimi kıran bir çevrede büyüdüğüm için olumlu sonuçlandı diyemem. Mesela kalabalıkta sesim titrer konuşamazdım rehber hocam beni odasına çağırdığında durduk yere ağlardım o derece panik ataklık ve duygusal çöküntü vardı üzerimde bu dediğim ilkokul lise zamanlarım. Ama ne vardı biliyor musun? Eğlenmesini bilen ve pes etmeyen biriydim ilkokulda cesaret edip İstiklal Marşı yarışmasına katıldım 30 kişiden sonuncu oldum :KK70: Sınıf öğretmenim olsun öneli olan katılmandı demek yerine keşke seni yarışmaya dahil etmeseydim dedi ve ben o hocayı karşılıksız seven bir öğrenciydim annem acırdı bana :)) Sonra ilkokul 5. sınıfta hentbola başladım 7 yıl oynadım hiç başarılı olamadan profesyonel değildim ama sağlığıma ve fiziğime olan katkısını anlatamam o kadar iyi oldu. Sonra bando takımı yürüş takımı izcilik derken arttı benim girişimlerim bir kere adım attın mı hem devamı geliyor hem de istemsizce çevre ediniyorsun. Sonra dedim ki üniversiteyi dışarıda denizi olan bir yerde okuyacağım iki yıllık bile olsa. Ben çok küçük vasıfsız bir şehirde yaşadığım için eğitim ve sosyal anlamda bana katkısı olmayacağı gibi aksine zararı olacaktı. Antalya'yı kazandım ve 1 ay içinde herhalde 15 kişiyle tanışmışımdır ama hep okulda değil gittiğim saçma sapan yerlerde bile tanışıyordum :KK70: sonra turizm okuduğum için her hafta okul gezisi mecburdu bizde onunla birlikte eğlendiğimiz gibi okulun dışında kendimizde sahilde sabahlar ilçeleri gezerdik doğru düzgün para harcamadan. Benim hayatımı değiştiren ve etkileyen üniversite zamanım oldu ve iyi kötü çok şey yaşadım. Fakat bu kadar ayrıntılı analtmamın sebebi şu sen adım atmazsan kötü olanı bile yaşayamazsın. Ben hiçbir zaman evde iki günden fazla durabilen biri olamadım. Hep bir etkinlik projeler seyahatler mutlaka yer almaya çalıştım ve evet özgüvensizliğimin beni rezil ettiği durumlarda oldu ama böyle böyle kendini buluyorsun. Girişken olmazsan hayatta sabit monoton yaşıyorsun maalesef.
 
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
Daha çok gençsinnn, yaşanmışlık istiyorsan şimdi başla o yaşanmışlıkları yaratmaya. Emin ol ileride bu yaşlarını da lise yıllarıyla aynı hatırlayacaksın hemen hemen🙏🏻 Ha 15 ha 20 diyorum şimdi geçmişe bakınca…
 
Geçmişe değil artık geleceğe odaklanman gerek, sayıların bir önemi yok zaten15-20 yaş aralığı ailenin en kontrolcü davrandığı yaş aralığıdır. Asıl parti bundan sonra başlıyor.
 
Belki bir abd veya avrupa ülkesinde yaşıyor olsan 19 yaşlar çok eğlenceli deli dolu geçebilirdi ama Türkiyede yaşıyoruz. Hem 19 yaş herşey için çok erken daha olgunlaşacaksın neler neler öğreniceksin ne tecrübeler edineceksin hemen umudunu kaybetme
 
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
Hayatımın en güzel çılgın yılları 20 li yaşlar üniversite yılları sizde tam olarak bu yaştasınız geçmişi bırakın olan olmuş bugüne bakım derim.
 
kendimi 20 yaşında ama yuvadan atlamaya hazır olmayan bebek kuş gibi hissediyorum. çevreme bakıyorum herkes uçuyor...bi arkadaşım var kız 13-14 yaşından beri çeşmede yazlıklarında kimler kimlerle takılmış ne ortamlara girmiş hayatı görmüş. ben hep evdeydim ya. çıkamadım bi yere. ünide biraz özgürleştim gibi ama yok hep üstüme titrendi dizlerinin dibinden ayrılmayayım istendi ve ben hayatı kaçırdım gibi hissediyorum. hep sınırlar içinde yaşadım bir sonraki değil beş sonraki adımımı tartmam gerekti.
O hayatı görmek değil buna inan. Sen kendini geliştirmeye eğitimini yükseltmeye bak.
 
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
geçmişi düşünerek bugünü de yaşayamıyorsun 5 yıl sonrada 25 yaşımı keşke yaşasaydım dememek için geçmişe sünger çek ve yapamadıklarını yapmaya çalış mutlu olduğun şeyler yap hiçbirimizin hayatı maalesef o dizilerdeki gibi değil <3
 
geçmişteki hayatına hayıflanarak şu anki yaşından ödün veriyorsun. anı yaşa yapamadıklarını halan daha yapabilirsin.( sandım ki 40 yaşındasın)
 
hani elimde örnek vereceğim çok net konular da yok aslında ama bazen böyle hissediyorum ve ilk gençlik zamanlarımı boşa harcamışım gibi geliyor. sanki 15-20 yaşlarım hayatımın en güzel coşkulu yıllar olması gerekliymiş gibi hissediyorum (filmlerde izlediğimiz gençlerin çok etkisi var bunda eminim ve hayat bi dizi film değil bunun da farkındayım). ama bazen keşke kendime olan nefretim, özgüvensizliklerim, depresyon ve sosyal anksiyetem olmadan o yılları bidaha yaşasam diyorum. hatta hayatında iz bırakan hatalar yapan, kötü arkadaşlık ve ilişkiler kuran insanlara bile imrendiğim olabiliyor. çok kötü de olsa yaşanmışlıkları var diyorum en azından. aslında ben de çok şey yaşadım çok duygu hissettim fakat bu tecrübelerin çoğu ya kafamın içinde kendime özeldi ya da karşımdakilerin benim kadar önemsemediği durumlardı. lise aşkım diyebileceğim çocuk için hayatının kısa bir süresinde gelip geçen biri olduğuma eminim ve lisedeki en güzel günüm diyebileceğim bir günü yaşadığım arkadaşlarım asla o kadar anlamlı görmemişlerdir. bu kuruntu değil bu arada cidden böyle olduğunu gözlemledim de.
valla tam olarak ne yapmak isterdim onu da bilmiyorum sonuçta imkanlarım ve yaşadığım aile belli, çok bi şey değiştiremezdim geri dönsem. ama küçüklük halimi alıp onu çocuğum gibi yetiştirmek isterdim sanırım. benim gibi hisseden birine ne söylemek isterdiniz? yaşım 20 bu arada.
Öncelikle 78 yaşındaki ananem ben daha gencim diyor. Yani gençlik yaşla alakalı bir durum değil. Tamamen hissiyatla alakalı bir durum. Mesela ben çocukluğumdan beri yaşlı hissederim kendimi. O nedenle o ilk gençlik yılların geçip gitmiş gibi bir ruh haline kapılma. Kendinden neden nefret ettiğini objektif bir biçimde düşünmeni tavsiye ederim. Eğer değiştirebileceğin şeylerden dolayı ise bunları azimle değiştirebilirsin. yok değiştiremeyeceğin şeyler nedeni ise de onlarla barışman ve yoluna devam etmen gerekiyor. Anksiyete ve kendine güvensizliğin asıl sebebi başkalarının düşüncelerine fazlasıyla önem vermek olduğunu düşünüyorum. Psikoloji eğitimi almadım ancak iyi bir gözlemciyimdir. Hepimiz dünyaya kendi penceremizden bakıyoruz. Eğer senin için lisedeki o gün en güzeli ise başkasından bunu duymaya ihtiyaç duyma. Zira başkalarının duyguları ile yaşayamazsın. Bütün ömrün boyunca elinde olmayan şeyleri arzulayıp suçu kadere atarsın. Son olarak da imkanlarım ve yaşadığım aile belli çok bir şey değiştiremezdim demişsin. Ben de senin yaşlarındayken bu şekilde düşünürdüm. Ailemin maddi yetersizliklerinden dolayı üniversite sınavına yeterince hazırlanamadan işe girmek zorunda kaldım. Kasiyer olarak çalıştım. Bilenler bilir izin gününde dahi çağrılırsın ve para vermezler. Her gün nefret ede ede işe giderdim eve geldiğim gibi uyurdum ki rüyada özgür olayım diye. Tam 7 yıl bu şekilde çalıştım. Şu an 31 yaşımdayım ve istediğim hayatı yaşıyorum. Eğer geçmişe bağlı kalırsan bütün ömrün sızlanarak geçer. Ve en kötüsü de hayatını değiştirebilecekken bunu yapamayacağını düşünüp yaşlanırsın. Ne yapmak istiyorsun? Bu hayatta özgür olmanın tek koşulu maddi özgürlüktür. Sürekli kendine yatırım yap. Ben üniversite okuyamadım ancak yabancı dil öğrendim ve çeviri yaparak dilediğim saatte dilediğim yerde çalışıyorum. Plan yap ve ona uy. Çekindiğin şeylerin üzerine gitmelisin. Küçüklük haline artık ulaşamazsın ancak 20 yaşında çok güzel bir genç kız var onun mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamasını sağlayabilirsin.
 
20 yaşından sonra başlıyor hayat 15 yaşında ne yapabilirsin ki çocuksun. Ben çok dolu dolu yaşadım, Hayatımda kültürel, yaşanmışlık , eğitim, hobi ve arkadaşlık gibi tüm birikimi 20 ile 30 yas arası yaptım.

Bahsettiğin ve örneklere bakınca önemli olan maddi özgürlük ve liseden beri çalıştım. Verdiğin örnekler çok spesifik bunları düşünme kariyerine odaklanmani oneririm
 
yani zenginlerde filmlerdeki gibi aboyelerle kahvalti sofrasina oturmuyor ..sosyal medyada gorunen hayat gibi degil cogunun yasantisi


imrendirmeye calisan insanlar kisyi dibe cekiyor sadece sahsi dusuncem
 
X