Yeni bir şehir ama nasıl bir hayat?

Selam kızlar,
Akıl danışmak istiyorum yine size. Mümkün olduğunca öfkeye ve intikama kapılmadan çocuklarim için en doğru şekilde hareket etmek istiyorum.
Hatırlarsanız geçen yaz, kızlarımın babasıyla bir süre ayrı yaşamaya karar vermiştik. Beş altı ay sonra hiçbir şey çözülmeden kendi kendine gelip eve yerleşmisti. Bir sonuca bağlamadan da deprem oldu ve evleri boşaltmak zorunda kaldık. 6 aydır da akrabalarımin olduğu sehirlerde kiralık yer bulursam çocuklar, annem ve kız kardesimle dolastik. Babaları deprem şehrinde çalışmaya devam etti. Ben maddi manevi çok yoruldum. Sürekli başımızı sokacak bir yer aramak, ortada kalma kaygısı, ev kiralanmamasi, çocuklarin okulu, bakımları, başkalarına sığıntı olmak vs.
Kira, faturalar, iki çocuğun okul ücreti bende. O da kredi kartıni söylenerek ödüyor. Benden çok kazaniyorsun, masrafın yok desem de adam bu.
Şimdi şöyle bir gelişme oldu: bu adam çocuklarımizin tekrar aynı şehre dönmesini istemiyor çünkü ortada şehir yok artık. Sadece toz, hafriyat. Ayrıca artık ailelerden uzak kalıp kendi çekirdek ailemizi duzeltelim diyor. Biz de dahil herkesin suçu var diyor.
Gelgelelim madalyonun arka yüzüne.
Şimdi evliliğimizi mahfeden onun ailesiydi. Ve onlara müsaade eden kendisi.
Buna rağmen benim ailemle ilişkisini kesmişti ve bu şekilde devam edecekmis.
Deprem günü gittik annemi evinden aldık, onun işyerinde kaldık, kardeşim de geldi. Annem ve kardeşim de dahil hepimizi alıp daha güvenli bir şehre arkadaşının evine götürdü, iki gün kaldık. Bunlari yapıyor ama yüzlerine de bakmıyor. Sonra kendi memleketime geçtim ailemle. Ayrılırken ben ona o bana para bırakmaya çalıştı falan.
Bir süre sonra hiç haber vermeden gelip erkek kardeşimin evinde kaldı. Oysaki ailemle asla bir araya gelmek istemediğini söylüyordu. Ailemden kimsenin evine adım atmıyordu o zamana kadar. Herhalde depremden sonra daha sağduyulu oldu diye düşündüm. Ev küçük olduğu için annem ve hamile kardeşim, yurt gibi bir yere geçtiler, eşim rahat etsin diye. Annem sürekli esim ve çocuklar için yemek yapıp getirdi. Esim yüzlerine bakmıyor tabii.
Sonrasında sürekli kiralık ev aradım, çok zorlandım, birkaç ev değiştirmek zorunda kaldık. Nereye kiraya çıksak beyefendi gelip birkaç gün kalıp gitti ve bir ihtiyacın var mı demedi. Bu konuda çok tartıştık.
Kardeşim doğum yapacagi zaman ev sıkıntısı olduğu için tekrar deprem yerine geri döndü. Ben de eşime bizim eski beşiği onlara vereceğimi söyledim. Çünkü ustumuzdeki pijamadan başka hiçbir şey kalmamıştı ve yenisini temin edecek yer yoktu orada. "Bana sormadan niye veriyorsun beşiği, çocuklarimiza hatıra kalirdi" dedi. Yine tartıştık.
Böylece 6 ay geçti. İki gün önce diyor ki tayin istersin, başbaşa kalip ailemizi toparlamaya çalışırız.
Ben de dedim ki "annemin evi ağır hasarlı. Yaşlı kadını nereye bırakayım? Tayin isterim, ona da ayrı bir ev tutarım, elim üstünde olur." Bayağı bozuldu. "Aynı sehirde kalmasından rahatsız olduğun insanların evine neden davetsiz gelip kaldın o halde" dedim. Çocuklarim için idare ettim dedi. Kirasını karımın ödediği evimde kaldım dedi. "Biz seninle sorunlarımizi çözemedik, çözemiyoruz, ben aynı şeyleri yaşamak istemiyorum, tayin ister gelirim, ama kendime ev tutarım, seninle yaşamam bu şekilde. Çocuklar da babalarından uzak kalmaz" dedim. Çok sinirlendi. Başkaları için ailemizi dağıtıyorsun diye manipüle ediyor. Ben de diyorum ki "keşke ailemizi sen başkaları için dagitmasaydin, ben sadece huzuru seciyorum."
Simdi arkadaşlar kendime ev, anneme ev, kiralar çok pahalı, gelir sınırlı. Bu adamin kafa aynı. Yasayacaklarim aynı. Annemle de aynı evde yaşarsam çocuklari da beni de çok huzursuz ediyor. Birkaç psikiyatriste götürdüm, kaygı bozukluğu teşhisi kondu, mutlaka ilaç kullanması lazım, kullanmıyor, sürekli mutsuz ve öfkeli, herkesle kavga halinde.
Ben yeni bir psikiyatriste başlamıştım birkaç ay önce, belki yazmisimdir, TVye falan da çıkıyor. Bana dedi ki eğer dayanırım dersen aklıni kullan adamın parasından faydalan. Aksi halde maddi manevi her şey sana yüklenecek.
Şimdi şehir değiştirince bir psikologla devam ediyorum, o da diyor ki "bence devam edilmemesi gereken bir evlilik, siz üstesinden gelirsiniz korkmayın."
Yaklaşık bir senedir ayrı yaşıyoruz, çok zorlandım ama daha huzurluyum. Yakında işe baslayacagim daha zor olacak şartlar. Ama aynı evde mutsuz olacağım.
Siz ne düşünüyorsunuz? Uzun oldu kusura bakmayın.
O iş öyle olmuyor katlandikca dayanmaya çalıştıkça psikoloji gidiyor sinirler yıpranıyor,Hani filmdeki söz varya seninle cebellesecegim diye bütün güzel huylarım değişti diye..Bütün güzellikler gidiyor o yüzden bende 2. Uzmanın görüşündeyim tecrübe ile sabit dayanmak demek sabretmek demek kendi beden ve ruh sağlığımıza bi darbe ha yine de kendi adıma bayağı dayandım sabrettim artık güzelliklerin gittiğinin farkına vardim
 
Selam kızlar,
Akıl danışmak istiyorum yine size. Mümkün olduğunca öfkeye ve intikama kapılmadan çocuklarim için en doğru şekilde hareket etmek istiyorum.
Hatırlarsanız geçen yaz, kızlarımın babasıyla bir süre ayrı yaşamaya karar vermiştik. Beş altı ay sonra hiçbir şey çözülmeden kendi kendine gelip eve yerleşmisti. Bir sonuca bağlamadan da deprem oldu ve evleri boşaltmak zorunda kaldık. 6 aydır da akrabalarımin olduğu sehirlerde kiralık yer bulursam çocuklar, annem ve kız kardesimle dolastik. Babaları deprem şehrinde çalışmaya devam etti. Ben maddi manevi çok yoruldum. Sürekli başımızı sokacak bir yer aramak, ortada kalma kaygısı, ev kiralanmamasi, çocuklarin okulu, bakımları, başkalarına sığıntı olmak vs.
Kira, faturalar, iki çocuğun okul ücreti bende. O da kredi kartıni söylenerek ödüyor. Benden çok kazaniyorsun, masrafın yok desem de adam bu.
Şimdi şöyle bir gelişme oldu: bu adam çocuklarımizin tekrar aynı şehre dönmesini istemiyor çünkü ortada şehir yok artık. Sadece toz, hafriyat. Ayrıca artık ailelerden uzak kalıp kendi çekirdek ailemizi duzeltelim diyor. Biz de dahil herkesin suçu var diyor.
Gelgelelim madalyonun arka yüzüne.
Şimdi evliliğimizi mahfeden onun ailesiydi. Ve onlara müsaade eden kendisi.
Buna rağmen benim ailemle ilişkisini kesmişti ve bu şekilde devam edecekmis.
Deprem günü gittik annemi evinden aldık, onun işyerinde kaldık, kardeşim de geldi. Annem ve kardeşim de dahil hepimizi alıp daha güvenli bir şehre arkadaşının evine götürdü, iki gün kaldık. Bunlari yapıyor ama yüzlerine de bakmıyor. Sonra kendi memleketime geçtim ailemle. Ayrılırken ben ona o bana para bırakmaya çalıştı falan.
Bir süre sonra hiç haber vermeden gelip erkek kardeşimin evinde kaldı. Oysaki ailemle asla bir araya gelmek istemediğini söylüyordu. Ailemden kimsenin evine adım atmıyordu o zamana kadar. Herhalde depremden sonra daha sağduyulu oldu diye düşündüm. Ev küçük olduğu için annem ve hamile kardeşim, yurt gibi bir yere geçtiler, eşim rahat etsin diye. Annem sürekli esim ve çocuklar için yemek yapıp getirdi. Esim yüzlerine bakmıyor tabii.
Sonrasında sürekli kiralık ev aradım, çok zorlandım, birkaç ev değiştirmek zorunda kaldık. Nereye kiraya çıksak beyefendi gelip birkaç gün kalıp gitti ve bir ihtiyacın var mı demedi. Bu konuda çok tartıştık.
Kardeşim doğum yapacagi zaman ev sıkıntısı olduğu için tekrar deprem yerine geri döndü. Ben de eşime bizim eski beşiği onlara vereceğimi söyledim. Çünkü ustumuzdeki pijamadan başka hiçbir şey kalmamıştı ve yenisini temin edecek yer yoktu orada. "Bana sormadan niye veriyorsun beşiği, çocuklarimiza hatıra kalirdi" dedi. Yine tartıştık.
Böylece 6 ay geçti. İki gün önce diyor ki tayin istersin, başbaşa kalip ailemizi toparlamaya çalışırız.
Ben de dedim ki "annemin evi ağır hasarlı. Yaşlı kadını nereye bırakayım? Tayin isterim, ona da ayrı bir ev tutarım, elim üstünde olur." Bayağı bozuldu. "Aynı sehirde kalmasından rahatsız olduğun insanların evine neden davetsiz gelip kaldın o halde" dedim. Çocuklarim için idare ettim dedi. Kirasını karımın ödediği evimde kaldım dedi. "Biz seninle sorunlarımizi çözemedik, çözemiyoruz, ben aynı şeyleri yaşamak istemiyorum, tayin ister gelirim, ama kendime ev tutarım, seninle yaşamam bu şekilde. Çocuklar da babalarından uzak kalmaz" dedim. Çok sinirlendi. Başkaları için ailemizi dağıtıyorsun diye manipüle ediyor. Ben de diyorum ki "keşke ailemizi sen başkaları için dagitmasaydin, ben sadece huzuru seciyorum."
Simdi arkadaşlar kendime ev, anneme ev, kiralar çok pahalı, gelir sınırlı. Bu adamin kafa aynı. Yasayacaklarim aynı. Annemle de aynı evde yaşarsam çocuklari da beni de çok huzursuz ediyor. Birkaç psikiyatriste götürdüm, kaygı bozukluğu teşhisi kondu, mutlaka ilaç kullanması lazım, kullanmıyor, sürekli mutsuz ve öfkeli, herkesle kavga halinde.
Ben yeni bir psikiyatriste başlamıştım birkaç ay önce, belki yazmisimdir, TVye falan da çıkıyor. Bana dedi ki eğer dayanırım dersen aklıni kullan adamın parasından faydalan. Aksi halde maddi manevi her şey sana yüklenecek.
Şimdi şehir değiştirince bir psikologla devam ediyorum, o da diyor ki "bence devam edilmemesi gereken bir evlilik, siz üstesinden gelirsiniz korkmayın."
Yaklaşık bir senedir ayrı yaşıyoruz, çok zorlandım ama daha huzurluyum. Yakında işe baslayacagim daha zor olacak şartlar. Ama aynı evde mutsuz olacağım.
Siz ne düşünüyorsunuz? Uzun oldu kusura bakmayın.
Yani esinizin sizin icin anlamı ne sans vermek istiyor musunuz. Hoş onun oyle bir istegi yok arsız yüzsüzün teki. Ama eger diyoraqnizki ayrılmak istiyorum kararim kesin. Tayin isteyin alin annenizi yaniniza gul gibi yasayın gidin. Pismanlık görürseniz de barisma isteginiz olursa degerlendirin. Şuan pisman degil arsız bir adam var
 
Yani esinizin sizin icin anlamı ne sans vermek istiyor musunuz. Hoş onun oyle bir istegi yok arsız yüzsüzün teki. Ama eger diyoraqnizki ayrılmak istiyorum kararim kesin. Tayin isteyin alin annenizi yaniniza gul gibi yasayın gidin. Pismanlık görürseniz de barisma isteginiz olursa degerlendirin. Şuan pisman degil arsız bir adam var
O iş öyle olmuyor katlandikca dayanmaya çalıştıkça psikoloji gidiyor sinirler yıpranıyor,Hani filmdeki söz varya seninle cebellesecegim diye bütün güzel huylarım değişti diye..Bütün güzellikler gidiyor o yüzden bende 2. Uzmanın görüşündeyim tecrübe ile sabit dayanmak demek sabretmek demek kendi beden ve ruh sağlığımıza bi darbe ha yine de kendi adıma bayağı dayandım sa
Hepiniz sağ olun. Bu forumda gözüm çok açıldı. Anlamadıgim görmediğim şeyleri anladım.
Yapı gereği hemen kesip atamıyorum ilişkileri. Bir insanin 100 kapısı vardır, 99u acilmadiysa diğerini dene, felsefesiyle, kendimden feragat ede ede bugünlere geldim. Niye böyle yapıyor, niye beni üzüyor diye düşünmeyi bırakıp zaten gerçekten sevilmedim, değer görmedim diye düşünmeye döndüm.
Bunları, beni orantısız yargılayanlar için yazıyorum. Herkesin geçmişi ve psikolojik dayanıklılıgi aynı değil.
Güncel duruma dönecek olursak, aynı evde yaşamak istediğini ısrarla söylüyor, bazen şiddetli kavgaya dönüştürerek bazen de ılımlı gibi davranıp beni manipüle ederek.
Özür yok, gönül alma yok. Bizim için farklı bir şehre giderek gerekeni yaptığını söylüyor.
Ailemle bir arada olmak istemediğini vurguluyor, en fazla selam verip geçermiş.
Ben de tekrar aynı şeyleri istemediğimi söyledim. Zamanla durum değişirmiş, olumlu düşünecekmisim, olursa olur olmazsa olmazmış.
 
Selam kızlar,
Akıl danışmak istiyorum yine size. Mümkün olduğunca öfkeye ve intikama kapılmadan çocuklarim için en doğru şekilde hareket etmek istiyorum.
Hatırlarsanız geçen yaz, kızlarımın babasıyla bir süre ayrı yaşamaya karar vermiştik. Beş altı ay sonra hiçbir şey çözülmeden kendi kendine gelip eve yerleşmisti. Bir sonuca bağlamadan da deprem oldu ve evleri boşaltmak zorunda kaldık. 6 aydır da akrabalarımin olduğu sehirlerde kiralık yer bulursam çocuklar, annem ve kız kardesimle dolastik. Babaları deprem şehrinde çalışmaya devam etti. Ben maddi manevi çok yoruldum. Sürekli başımızı sokacak bir yer aramak, ortada kalma kaygısı, ev kiralanmamasi, çocuklarin okulu, bakımları, başkalarına sığıntı olmak vs.
Kira, faturalar, iki çocuğun okul ücreti bende. O da kredi kartıni söylenerek ödüyor. Benden çok kazaniyorsun, masrafın yok desem de adam bu.
Şimdi şöyle bir gelişme oldu: bu adam çocuklarımizin tekrar aynı şehre dönmesini istemiyor çünkü ortada şehir yok artık. Sadece toz, hafriyat. Ayrıca artık ailelerden uzak kalıp kendi çekirdek ailemizi duzeltelim diyor. Biz de dahil herkesin suçu var diyor.
Gelgelelim madalyonun arka yüzüne.
Şimdi evliliğimizi mahfeden onun ailesiydi. Ve onlara müsaade eden kendisi.
Buna rağmen benim ailemle ilişkisini kesmişti ve bu şekilde devam edecekmis.
Deprem günü gittik annemi evinden aldık, onun işyerinde kaldık, kardeşim de geldi. Annem ve kardeşim de dahil hepimizi alıp daha güvenli bir şehre arkadaşının evine götürdü, iki gün kaldık. Bunlari yapıyor ama yüzlerine de bakmıyor. Sonra kendi memleketime geçtim ailemle. Ayrılırken ben ona o bana para bırakmaya çalıştı falan.
Bir süre sonra hiç haber vermeden gelip erkek kardeşimin evinde kaldı. Oysaki ailemle asla bir araya gelmek istemediğini söylüyordu. Ailemden kimsenin evine adım atmıyordu o zamana kadar. Herhalde depremden sonra daha sağduyulu oldu diye düşündüm. Ev küçük olduğu için annem ve hamile kardeşim, yurt gibi bir yere geçtiler, eşim rahat etsin diye. Annem sürekli esim ve çocuklar için yemek yapıp getirdi. Esim yüzlerine bakmıyor tabii.
Sonrasında sürekli kiralık ev aradım, çok zorlandım, birkaç ev değiştirmek zorunda kaldık. Nereye kiraya çıksak beyefendi gelip birkaç gün kalıp gitti ve bir ihtiyacın var mı demedi. Bu konuda çok tartıştık.
Kardeşim doğum yapacagi zaman ev sıkıntısı olduğu için tekrar deprem yerine geri döndü. Ben de eşime bizim eski beşiği onlara vereceğimi söyledim. Çünkü ustumuzdeki pijamadan başka hiçbir şey kalmamıştı ve yenisini temin edecek yer yoktu orada. "Bana sormadan niye veriyorsun beşiği, çocuklarimiza hatıra kalirdi" dedi. Yine tartıştık.
Böylece 6 ay geçti. İki gün önce diyor ki tayin istersin, başbaşa kalip ailemizi toparlamaya çalışırız.
Ben de dedim ki "annemin evi ağır hasarlı. Yaşlı kadını nereye bırakayım? Tayin isterim, ona da ayrı bir ev tutarım, elim üstünde olur." Bayağı bozuldu. "Aynı sehirde kalmasından rahatsız olduğun insanların evine neden davetsiz gelip kaldın o halde" dedim. Çocuklarim için idare ettim dedi. Kirasını karımın ödediği evimde kaldım dedi. "Biz seninle sorunlarımizi çözemedik, çözemiyoruz, ben aynı şeyleri yaşamak istemiyorum, tayin ister gelirim, ama kendime ev tutarım, seninle yaşamam bu şekilde. Çocuklar da babalarından uzak kalmaz" dedim. Çok sinirlendi. Başkaları için ailemizi dağıtıyorsun diye manipüle ediyor. Ben de diyorum ki "keşke ailemizi sen başkaları için dagitmasaydin, ben sadece huzuru seciyorum."
Simdi arkadaşlar kendime ev, anneme ev, kiralar çok pahalı, gelir sınırlı. Bu adamin kafa aynı. Yasayacaklarim aynı. Annemle de aynı evde yaşarsam çocuklari da beni de çok huzursuz ediyor. Birkaç psikiyatriste götürdüm, kaygı bozukluğu teşhisi kondu, mutlaka ilaç kullanması lazım, kullanmıyor, sürekli mutsuz ve öfkeli, herkesle kavga halinde.
Ben yeni bir psikiyatriste başlamıştım birkaç ay önce, belki yazmisimdir, TVye falan da çıkıyor. Bana dedi ki eğer dayanırım dersen aklıni kullan adamın parasından faydalan. Aksi halde maddi manevi her şey sana yüklenecek.
Şimdi şehir değiştirince bir psikologla devam ediyorum, o da diyor ki "bence devam edilmemesi gereken bir evlilik, siz üstesinden gelirsiniz korkmayın."
Yaklaşık bir senedir ayrı yaşıyoruz, çok zorlandım ama daha huzurluyum. Yakında işe baslayacagim daha zor olacak şartlar. Ama aynı evde mutsuz olacağım.
Siz ne düşünüyorsunuz? Uzun oldu kusura bakmayın.
O kadar çileyi çekeceksiniz madem ben olsam sadece annemin kaygı bozukluğunu huzursuzluğunu çekerim.bir ev tutup annenizle çocuklarınızla yaşayın.zamanla duzeniniz oturdukca daha huzurlu olursunuz.adamin bir hayrı yok sıkıntısından başka bir de neden onu kendinize yük edinesiniz..
 
Hepiniz sağ olun. Bu forumda gözüm çok açıldı. Anlamadıgim görmediğim şeyleri anladım.
Yapı gereği hemen kesip atamıyorum ilişkileri. Bir insanin 100 kapısı vardır, 99u acilmadiysa diğerini dene, felsefesiyle, kendimden feragat ede ede bugünlere geldim. Niye böyle yapıyor, niye beni üzüyor diye düşünmeyi bırakıp zaten gerçekten sevilmedim, değer görmedim diye düşünmeye döndüm.
Bunları, beni orantısız yargılayanlar için yazıyorum. Herkesin geçmişi ve psikolojik dayanıklılıgi aynı değil.
Güncel duruma dönecek olursak, aynı evde yaşamak istediğini ısrarla söylüyor, bazen şiddetli kavgaya dönüştürerek bazen de ılımlı gibi davranıp beni manipüle ederek.
Özür yok, gönül alma yok. Bizim için farklı bir şehre giderek gerekeni yaptığını söylüyor.
Ailemle bir arada olmak istemediğini vurguluyor, en fazla selam verip geçermiş.
Ben de tekrar aynı şeyleri istemediğimi söyledim. Zamanla durum değişirmiş, olumlu düşünecekmisim, olursa olur olmazsa olmazmış.
Ailenizin zararı yok faydası var. Ne demek goruşmemek. Olmazsa olmaz demesi de saçma insan boyle mi yuva kurtarır. Samimi bir beyan bile yok. Resmen sizi yalnizlastırip manipule etmek istiyor. İçinizde kalacaksa deneyin diycem ama siz cekeceksiniz. Yahu yazik ginah cidden. Esinize sinir oldum gul gibi esin cocuklarin var sahip çık az duzgün ol ölürmüsün
 
O kadar çileyi çekeceksiniz madem ben olsam sadece annemin kaygı bozukluğunu huzursuzluğunu çekerim.bir ev tutup annenizle çocuklarınızla yaşayın.zamanla duzeniniz oturdukca daha huzurlu olursunuz.adamin bir hayrı yok sıkıntısından başka bir de neden onu kendinize yük edinesiniz..
Hepiniz çok haklısıniz, teşekkür ederim 🌸
 
Ailenizin zararı yok faydası var. Ne demek goruşmemek. Olmazsa olmaz demesi de saçma insan boyle mi yuva kurtarır. Samimi bir beyan bile yok. Resmen sizi yalnizlastırip manipule etmek istiyor. İçinizde kalacaksa deneyin diycem ama siz cekeceksiniz. Yahu yazik ginah cidden. Esinize sinir oldum gul gibi esin cocuklarin var sahip çık az duzgün ol ölürmüsün
Birkaç aydır, afad'in yönlendirdiği psikolog ile psikoterapi yapıyoruz. Artık şehir dışına çıkacağım için görüşmelerimiz bitti. Psikolog, psikopatolojik bir problemi olduğunu düşünüyor. Aynı şeyi daha önce Malatyadaki psikiyatrist de söylemişti. Bu absürt davranışların başka bir açıklaması olamaz zaten. Bir de anası bunu dört yaşına kadar emzirdigi icin oidipus kompleksi olduğunu düşünüyor bu yaşta bile. Aileme olan tavırlarının sebebi olarak da ailesi dolduruyordur büyük ihtimal dedi
 
X