Şikayet edin öyleyse ben haykırmak istedim hatta yazdığım an bile kapattıracaktım. Sadece bir yerde benim feryadım, acım kalsın istedim.
Tahmin edemiyorum ne yaşadığınızı
Benim gözümde hiç bir yaşanmışlığın acısı sonsuza kadar sürmez.
Çocukluğunuzdan bu yana sadece ‘mutsuz’ olamazsınız.
Sadece ‘kötü’ olmamıştır hayatınızda.
Her şey zıttıyla kaim, derler.
Mutsuzluğun bu kadar dibini sadece mutsuzluk yaşayarak tanımlıyor olamazsınız. Yaşadığınız en azından hayal ettiğiniz mutluluklar ve İyilikler de var. Yada varlıklarından haberdarsınız.
Kendinizi odaya kapatıp delicesine dans ettiğiniz, şarkı söylediğiniz bir kaç saat sonunda kaslarınız ağrırken, yüzünüzde Gülümseme olur.
İzlediğiniz fantastik bir filmle bir süre de olsa gerçek dünyadan uzaklaşır, hayalinizde yada filmin içinde yaşarsınız.
Bir arkadaşınızla izlediğiniz bir komedi filmine daha sonra yeri geldikçe göndermeler yapar, hayatınıza yayarsınız.
Örnekler çoğaltılır.
Bunlar size boş gelebilir, yaşadığınız acılar yanında hafif gelebilir. Ama hayat böyle bir şey. Mutlu olmak için büyük seyler beklerseniz mutlu olmak hayal olur zaten.
Düşünüyorum, en son ne zaman mutlu oldum diye. Bir kaç saat önce eşim dün gece gördüğü rüyayı anlatıyordu. Onu dinlerken mutluydum mesela.
Yada ondan bir saat kadar önce çocuğu uyuttugum odadan çıkarken bir şeylere çarptım ve gürültü koptu, çocuk uyanmadı diye mutluydum. Yani öyle hayattan beklentileri çok da büyük tutmamak lazım...
İnanç kısmına gelince, önce kendinizle olan savaşınızı bitirin. Namaz kıldım, intihara kalkıştım, demişsiniz. Namaz dediğiniz ameldir. İnanç değil. Eğer ihtiyaç duyduğunuz şey bir şeylere inanmaksa yolunuzu tekrar aramaya başlayın. Hangi din veya nasıl bir yaratıcı hayal edersiniz bilmem. Sadece bir yaprağa ve o yaprağın üstüne vuran ışığa İnanın isterseniz.
Ona baktığınızda ne gördüğünüz ile ilgili inanç.
Bende artık kendinize ve geçmişinize bakmayı bırakma vaktiniz gelmiş.
Neyse olan, olmuş artık. Bu gerçeği değiştiremeyeceğinizi kabul edip yolunuza bakın.