- Konu Sahibi labellevie
-
- #1
Ne demek istediğimi çok güzel özetlemişsin, ben bu düşünceye çok yabancıyım ilk kez duydum hayatımda o yüzdeniçinizde bana kızacaklar olacaktır elbet ama ben evlenmeden önce de
sonra da bu düşünceyi çok doğru buluyorum
çalışıyorum kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum ama kadınlığımı biliyorum
erkek de erkekliğini bilmeli diye düşünüyorum.
erkek doğası ve yaradılışı gereği birini koruma iç güdüsü vardır.
bu yaradılışı biz değiştiremeyeceğimize göre eşimizin koruması gereken kişi biz olacağız
çünkü erkek bu arayışa her zaman girer,sizin korumaya ihtiyacınız olmadığınızı düşünürse
ya annesini kız kardeşini kanatları altına alır ya da kanatları altına alacak başka bir kadın bulur
her erkek için geçerli mi bilmiyorum bu önerme ama Türk erkeklerinin çoğu için geçerli sanırım
bahsettiğin yazıyı bilmiyorum ama şöyle bir cümle var mesela benim aklımda
kadın kavanoz kapağını açmaktan aciz değildir ama o kavanoz kapağını kocalarına açtırarak
sen olmazsan ben ne yapardım mesajı verir.
Ben de öyleydim elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım hep, nazlanıp oturmadım, şunu isterim demedim, en ufak sıkıntıda kılıçlarımı kuşandım sana ihtiyacım yok, ben sensiz daha rahat yaşarım dedim, yaptıklarımı ailesine olmasa da eşimin yüzüne vurdum, gururunu incittim, hep güçlü kadın modundaydım, noldu kızkardeşleriyle sorunlar yaşayınca sana birşey mi yapıyorlar dedi, sen çalışıyorsun evleneceksin onlara anlayışlı ol dedi.Canım,
katılıyorum sana.
Aslında islami çerçevede bayanın durumu iyiyse çalışmaması
evinin hanımı olması gerektiği belirtilmştir
tabiki zaruri sebepler dışında
çünkü gerçekten çalışıp evli olan bayanlar çok yıpranıyorlar,
aşçı, ütücü, bakıcı, temizlikçi
eş idaresi, iş idaresi derken bir nevi erkekleşiyor
düşün kaç mesleği bir arada yürütüyor
erkekler ne kadar ev işlerinde yardımcı olsalar bile
tüm yük bayanların omuzunda oluyor.
Bu demek değildir ki çalışmak kötü veya haram,
insanın aykalrı üzerinde duması kendisine ve ailesine katkıda bulıunması çok güzel.
Çalışan bayanların veya ev rolünde erkeğin modeline giren bayanların daha yıprandığı aşikar.
.............................
bende senin gibiydim, 5 kardeşiz ama aralarında hep erkek rolü üstlenen
her işe koşan bendim bakıyorumda kardeşlerim arasında dertli bir ben kaldım
bu durum nişanlılık evresinde de aynıydı elimden fazlasını yapmaya çalıştım
bir çok açığı kapattım çok şükür ama çok yıprandım.
Ama bir arkadaşım beni uyarmıştı bu konuda
eşine naz yap
ateşin var ise hastyım deyip uzan iste eşine bayan olduğunu hissettir
sana bir şey istiyormusun dediğinde evet de, gerçekten çok haklı
eski erkek tuluh yok artık nazlıyım, kaprisliyim, eşime göre zorum
ne ararsan var
ama çook mutluyum şükürler olsun
çalışıyorum, yoruluyorum yalnız yıpranmıyorum.
..........
Bu arada sen nasılsın?
Durumlarınızda düzelmeler oldu mu?[/B]
Canım teşekkür ederim, ben de farklı yazılar okuyarak çözüm yolları bulmaya çalışıyorum, gerçekten de yüzyılın kanayan yarası çalışan kadınların dramı, hem güçlü görünmek ama güçsüz olmak, hem hiçbir şeye yetişememek sürekli koşturmak, hem ekonomik bağımsızlığınızı kazanın eşlerinize muhtaç olmayın diye yetiştirilmek, yani sonuçta bu bizim hatamız değil bize çocukluğumuzdan beri bu tembihleniyor.labellevie senin yorumlarını zaten çok beğenirim bu konuda benim bazı şeyleri görmemi sağladı.
gerçekten ne kadar güçlü olursan o kadar erkeğe ihtiyacın yokmuş gibi duruyor.
ben boşandım, hala herkes mesleğin var, güçlüsün sen dağılmayacağını biliyorduk diyorlar...
çok komik...
bende evlenirken hiçbir şey istemedim.
evimiz öğrenci evi gibiydi, tayin çıksın alırız diye düşündüm.
kim ne derse umrumda olmadı.
memleketlerimiz uzaktı nişan elbisemi filan kendim seçtim.
doğum yaptım 15 günlük anneydim, daha dikişlerim kaynamamıştı, kayınvalideme gittim çocuğu onlarda görsün diye...
haklısın erkekleşmek demek ben para kazanıyorum sende temizlik yapacaksın demek değil...
zaten nerdeyse hiç birimizin böyle bir çabası yok...
ama ben güçlüyüm imajı verince....
o da annesini aldı kanatlarının altına...
kızkardeşini, eltimi gösterirdi örnek olarak onlar ne yapsın diye...
hepsinin altında bu düşünce var...
tamam güçlü görünüyoruz da bizim de kanayan yaralarımız var bunu anlayamıyorlar...
bir de güçlülük şuradan da geliyor bence...
okuyup meslek sahibi olmak için ailemizin yanından erken ayrılıyoruz.
mecburuz güçlü görünmeye...
ben evlendiğimde 10 yıldır ailemden ayrı, kendi başıma yaşıyordum.
bu da insanın karakteri oluyor galiba belirli bir süre geçince...
Bu kavanoz kapağını ben yapıyorum artık, eskiden bıçakla falan açmaya çalışırdım şimdi eşime aşkım güçlü ellerinle şu kavanozu açar mısın diyorum, mutlu mutlu açıyor.En büyük hatamız,herşeye yetişme çabamız...
Eşlerimizi rahatlığa alıştıran bizleriz,hemde bu hatayı daha en başından yapıyoruz.
O anda farkında olmuyoruz işleri halletmek adına belki ama sonrasında gerçeklerle yüzleşiyoruz.
Erkek,erkekliğini bilecek,kadın kadınlığını...
Bizler hayat şartları gereği,hem çalışıyoruz,erkek gibi para kazanıyoruz,ev işleri,çoluk çocuk eş
derken sorumluluklarımız sürekli artıyor,altında ezilsekte sesimizi çıkarmıyoruz.
Erkek ne yapıyor?Para kazanıyor,çok yoruldum diyerekten evde eşiyle ilgilenmiyor,
çalışmak dışında başka yaptığı birşey olmuyor...Kadının mutsuzluğu başlıyor,kendini yalnız hissetmeye başlıyor.
Zaman geçtikçe hatta eşine saygı duymamaya başlıyor...
Bizler robot değiliz ama robotlaştık işte,yapacağımız herşey planlı programlı,
bizim dinlenmeye hakkımız yok,
hasta olmaya hakkımız yok,
nazlanmaya hakkımız yok,
çoğumuzun ev hanımı olma lüskü yok,
yok ta yok yani...
Bence;bir arkadaşın verdiği örnekte ki gibi kavanoz kapağını açmaktan aciz değiliz,
ama eşlerimizi çağırıp açtırmalıyız...
Bu örnek aslında çok şey anlatıyor içinde.
selam bende bu konuda bikaç birşey söylemek isterim
7 yıllık evliyim evlendiğimizden bu yana çalıştım hmaileyken kızım doğduğunda
ama hamile kalınca çalışmak istemiyordum aslında kızım doğduğunddada
ama borçlarımız vardı evimiz zaten kira eşimi tek bırakmak istemedim borçlarla ve bunu ona söyledim
aslında çalışmam ama senin tek başına borçlarla boğuşmana gönlüm razı değil dedim benim en büyük korkum eşinin çalışmasının rahatlığına alışmış kocadır
allaha şşükür öyle birşey olmadı ve şimdiye kadar eşimin yapacağı hiçbirşeyi ben yapmadım yapabiliceklerimide yapmadım
mesela evin teli ve neti benim üzerimedir ama her taksiti borcu faturayı üzerime almadım diyelim borca sıkıştık acil paraya ihtiyacmız var hemen gidip ailemden istemedim
çalşıyor olsamda cebimde para olsada birşey alıcağım zaman kafama göre gidip almadım ister market alışverişi olsun ister giyim eşya ne olursa olsun tek başıma almadım
geç gelicem sen git al desede olmaz tek başıma karar veremem sonra gideriz dedim ev sahibi yada yönetici tarzı insanlarla hiçbir zaman muhattap olmam eşime yönlendiririm direk
herkes kendi sorumluluğunu bilecek bana göre nazlı bir insan değilimdir arada yaparım yapmakta lazım diye düşünüyorum
Çok doğru davranmışsınız, sanırım yetiştirilme tarzından kaynaklanıyor, benim annem de babamın yapması gerek çoğu işi kendisi yapardı. Para kazanıyorum diye hiçbir kadının restleştiğini sanmıyorum ama hayat bana yanlış öğretilmiş birkaç yorumla derdimi anlatmam zor aslında eşimden de kaynaklanıyor bazı şeyler.29 yaşındayım hayatın sırrını çözdüm diyemem ama eşimle aramda bu erkek kadın olaylarında
keskin çizgiler koydum daha nişanlılık döneminden itibaren
eşimin durumu iyi çok şükür benim çalıştığım paraya ihtiyacımız yok ama
evlendiğim günden beri çalışıyorum ama çalışıyorum para kazanıyorum diye
eşimle hiç bir zaman restleşmedim.
iş çıkışı eve giderken en az iki fırının sayısız market ve bakkalın önünden geçiyorum
bazen markete gidip akşam için alışveriş yapıyorum
eşim benden yarım saat sonra evde olur genelde
eşim gelmeden arar bir şey alayım mı diye ona markete gitmiş olmama rağmen
eve gelirken ekmek al diyorum. ekmeği o alsın
çünkü kendini evin erkeği gibi hissetmesini sağladığımı düşünüyorum,
elini kolunu sallaya sallaya eve gelip hazır sofraya oturmaya alışmasını istemiyorum.
bazen eve geç gidince kapıcıya yetiştiremiyoruz çöpleri
eşimin eline veriyorum canım çöpleri atabilir misin diye.
balkona koyup ertesi güne bırakmıyorum,eşim de evin sorumluluğunu alsın diye
bunun gibi daha nice şeyler geliştiriyorum.
bunlar ilk aklıma gelenler .
Ben kendi yaşadıklarımdan örnekler verdim, belki benim yaptıklarımı başka insanlar taktir edebilirdipeki
ben nasıl davranayım
ailesi sanırım benimle olmasına razı olmadıkları ıcın gonullu bısey yapmıyacaklar
ıkımızınde brııkımı yok
benım aılemın durumu var
benım ıkıncı onun ılk evlılıgı olacak
benım bırde 21 aylık oglum var
beraber para bırıktırıuyoruz
neyi yapmamamı onerirsiniz bana ?
benim bir dairem var bir kira alırım evlenince kira alırım bazısı onu eşinden habersız bırıktır dıyor
banada vereceğiniz akıl varmı
Öncelikle kadınları yargılama gibi bir düşüncem yok, sadece öz eleştiri yapmak ve herkesin kendince bunu sorgulamasını istiyorum.
Daha önceki konumu okuyanlar, eşimin ailesinden ne kadar muzdarip olduğumu, eşimin beni korumadığı, üstelik ailesine daha çok bağlanıp beni suçladığını bilirler.
Şimdiye kadar hep aklımda neden sorusu vardı, konumda bile tam anlatamadığım bir kırgınlığım, beynimde hep o soru işareti, bu kadar süre boyunca hiç kendimde hata görmedim, hatasızım demiyorum ama bunları hakedecek ne yapmış olabilirdim, hep onlar mı suçluydu, acaba ben değilde başkası olsaydı ona da mı aynı davranırlardı vs vs.
Geçenlerde bir yazı okudum başka bir sitede, ismini vermek kurallara aykırı mı bilmiyorum ama yazarın adını verebilirim Sema Maraşlı, isterseniz okuyun yazılarını, islami çerçevede evlilik sorunlarını değerlendiriyor.
Yazısında erkekle kadının eşit olmadığı, ikisinin ayrı varlıklar olduğu, fıtratlarının farklı olduğu, kadınların son zamanlarda erkeksi davranarak mutsuzlaştığını iddia ediyor.
Ben de şahsen yazısını okumadan önce eşimin arkadaşlarının ev hanımı eşleriyle kendimdeki farkları görmüştüm, onlar da evliliğinde sorunlar yaşasa da benden daha mutlulardı, herşeye rağmen eşlerini sevdikleri her hallerinden belliydi.
Ben neden değildim, onlara göre daha avantajlı olmama rağmen neden mutlu değildim bunu çok düşündüm.
Sonra yazıyı okuyunca taşlar yerine oturdu, benim her ne kadar erkeksi davrananışlarım olmasa da yani argo konuşmam, halim davranışlarım kadınsıdır, yani kendimi öyle görürdüm meğer işler öyle değilmiş.
Benim en büyük hatam evlilik aşamasında erkek rolünü üstlenmek, yani eşime destek olucam, evliliğimizi ortak yapıcaz diye hiç kız gibi davranmadım,
evlencek kız ne yapar altın ister, kıyafet aldırır, nazlanır, ben her işin ucundan tutmak değil bütün sorumluğu aldım, benim param demedim eşim ailesine harcadı ses çıkarmadım, alışverişe gitsek kızkardeşlerinin aldıklarını da ödedim, yemek yesek erkek gibi hesabı hep ben ödemek zorunda hissettim kendimi,
halbuki ben gelindim ağır olamadım, bir şeye ihtiyacım olsa gidip aldım, ki kötü niyetle yapmadım amacım biran önce yuvamızı kurmaktı,
ama keşke 1 yıl geç evlenseydik ben de istediğim gibi nazımı kaprisimi yapa yapa düğün yapsaydım, keşke bencil olsaydım biraz,
sonuçta ben onların nefretini kıskançlığını kazandım, antipatik geldim, eşime de öyle, ayrıca karşılarında öyle güçlü olduğum için eşim onların beni üzeceklerine, ezeceklerine ihtimal vermedi, herşeyin sonunda güçlü göründüğüm için haksız duruma düştüm.
Ne demek istediğimi yazıyı okuyunca daha iyi anlıyacaksınız, başka yazıları da var tabi ama beni kendime getiren bu yazısı oldu.
Amacım benim yaptığım hataları başkalarının yapmaması, inanın güçlü göründükçe eziliyorsunuz, erkeklerin rolünü üstlendikçe daha mutsuz oluyorsunuz,
yazılarını internetten koyayca bulabilirsiniz, evlilik okulu adında dersleri de var bir sitede, yorumlarınızı bekliyorum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?