Blog

  • Kan grubu diyeti yorumlanması

    Kan grubu diyeti yorumlanması

    Kan grubu diyeti ilişkin birçok yayın incelendiğinde ve diyetin yorumunu yapacak olursak, çıkış noktasının mantıklı
    olmasına rağmen birçok noktada yetersiz ve dayanaksız kaldığını söyleyebiliriz. Kişiye özgü beslenme modellerini ele almamız gerektiğini bilen ve vurgulayan biz diyetisyenler için farklı bir yaklaşıma da neden olabilir.Ayrıca kitaplarda yazılan birçok besin ülkemizdeki insanların pek içli dışlı olmadığı besinler olarak göze çarpmaktadır. Diğer bir olumsuzluk ise kitaplardaki diyetlerin çok yoğun oluşudur. Bu nedenle uygulamaya geçirmek isteyen insanlar için karmaşık olabilecektir. Uygulama açısından düşünüldüğünde ve çevremdeki bazı insanların beslenme düzenini sorguladığımda benzer durumları gördüğüm gibi, bunun aksi yönde durumlarla da karşılaştımıızı ifade etmek isterim..

    KAN GRUBU DİYETİ YORUMLANMASI

    Kan grubu diyetinin son zamanlarda hastalıklarla ve beslenmeyle ilişkisi araştırılsa da somut bulguların elde edilemediğini tekrar vurgulamak isterim.
    Konu ile ilgili bilgiler araştırldığında, başlangıçta bütün insanlar sıfırdır. Sıfır grubu en eski kandır. M.Ö. 100.000-300.000 yıllık bir tarihi vardır.

    Sonra et obur insan ziraata geçiyor. Uzun süre sıcak bölgelerde ziraatla uğraşmaya başlayınca bilhassa Mezopotamya’da bu kan grubu mutasyona uğruyor ve A grubu kan ortaya çıkıyor. A grubunun var oluşu M.Ö. 25.000-15.000 yıla kadar inmektedir.

    B grubu ise, M.Ö. 15.000-10.000’li yıllarda Doğu Afrika’dan kuzeye giden ve soğukta yaşayan, et yemeye devam eden insanlarda oluşmuştur. İlk olarak Himalayalarda görülmüş daha sonra muhtemelen Moğollar vasıtasıyla da Kafkaslara getirilmiştir.

    A ve B kan gruplarının kaynaşmasıyla da AB kan grubu ortaya çıkar ki bu grubun ortaya çıkışı M.S. 900 yıllarından itibaren başlar. En yeni kan grubu olan AB grubuna dünyadaki insanların ancak yüzde beşi dahildir. Dolayısıyla bunlar mutasyonlar neticesinde ortaya çıkmış kan gruplarıdır. Kendisine has kimliği vardır.”

    Bugünkü modern anlamda hangi gıdanın hangi kan grubuna faydalı veya zararlı olduğuyla ilgili ilk çalışmaları 1950’li yılarda James D’adamo’nun Amerika’da yaptığı belirtilmektedir.

    “D’adamo, belli hastaları üzerinde yapmış olduğu çalışmalarında aynı ilaç ve aynı perhizi verdiği hastalarının bir kısmının çok süratli iyileştiklerini, bir kısmının kötüleştiklerini görüyor. Bunların ilaçlara tepki vermediğini gözlemliyor. Veya aynı yemekler veriliyor ancak o yemeğe bir takım hastalar farklı tepki veriyorlar. Bunun üzerine yemekleri, yedikleri gıdaları incelemeye başlıyor. Bakıyor ki yenildiğinde kan gruplarında ağdalaşmalara sebebiyet veren gıdalar var. Bu gıdalarda bilhassa proteinlerde bulunan ve lektin denilen bir yağ çeşidi var ki bu yağ çeşidi kan grubumuza göre sağlığımızı olumlu veya olumsuz yönde etkiliyor.”

    Sağlıklı bir beslenme için her şeyden önce bilinçli olmak gerektiğini akıldan çıkarmadan birey, kendisine faydalı olan besinleri tüketmesi gerekmektedir.

    Kan gruplarının her birinin kendine özel bir yapısı vardır. Bu özel yapıya uygun lektinler kanın akışkanlığını artırır, uygun olmayan lektinler ise kanın akışkanlığını yavaşlatır. Zararlı lektinler kan yoluyla taşınarak damar ve diğer organlara zarar verir bu da hastalıklara davetiye çıkarır.

    0 KAN GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Avcı kan grubu olarak adlandırılır. Nedeni sindirim sistemlerinin en eski insanlara göre çalışmasıdır. Bu nedenle bu grubun başarısı yağsız, kimyasaldan arınmış et ve kümes hayvanlarıyla
    balık tüketmesine bağlıdır. Süt ürünleri ve tahıllar bu gruba önerilmez. Buğday glüteni, mısır, kurufasulye, mercimek gibi besinler kilo almaya yardımcı besinler olurken, deniz yosunu, deniz ürünleri ve
    iyotlu tuz (genelde tiroit hormonu bozuklukları yaşadıkları için), karaciğer kilo vermeye yardımcıdır.
    Pastırma/jambon dışında her türlü eti yağsız tüketebilirler. Deniz ürünleri ideal besinlerdir. Sütürünleri bu kan grubu için uzak durulması gereken besinlerdendir. Çok az miktarlarda tüketimi
    esas olmalıdır. Simit ve her türlü ekmek uzak durulması gereken yiyeceklerdir. Zeytinyağı ve ketentohumu yağı az miktarda tüketimi idealdir. Kepekli çavdarlı ekmekler daha uygundur. Mantar,patates, mısır, karnabahar, siyah zeytin gibi besinler uzak durulması gereken besinlerdendir.Yüksek asitliği olan armut, portakal, mandalina, kivi ve böğürtlen ve kavun yenmemesi gereken
    meyvelerdendir. Muz, mango, kiraz, erik ve incir faydalı meyveler grubuna girer. Her türlü sostanuzak durulmalıdır. İçecek olarak en uygunu maden suyu ve yeşil çaylardır. Bu kan grubunda B-Kvitamini, kalsiyum, iyot, manganez alımına dikkat edilmelidir. Bunların eksikliği belirgin rahatsızlıklarayol açar. Bu kan grubuna sahip insanların kişisel özelliklerine bakılırsa güç, direnç, özgüven, cesaret,sezgi, doğuştan iyimserlik gibi özellikler gösterir. Liderlik vasıfları ön plandadır.

    A GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Çiftçi kan grubu olarak adlandırılırlar. Hassas bir sindirim sistemine sahiptirler. Bu nedenlevejetaryen beslenme düzeni faydalıdır. Oldukça hassas bir bünyeye sahip oldukları için tamamen saf
    ve doğal gıdalar tüketmeye çalışmalıdırlar. Et ve süt ürünleri hızla kilo aldırırken; soyalı yiyecekler,sebzeler kilo vermede yardımcı olacaktır. Eti tamamen menülerinden çıkarmalıdırlar. Çok azmiktarlarda deniz ürünleri tüketilebilir. Yine süt ürünleri de hayvansal olduğu için çok az miktarlarda fermente edilmiş olarak tüketilmelidir. Mukus üretimi az olan bu grupta buğdaylı besin tüketimioldukça az olmalıdır. Protein alımı, et ürünleri tüketiminin az olmasıyla çok aza indirgenen bu grup
    makarna ve tahıllarla protein alımını arttırmalıdır. Sebzeler A grubunun tüketimi için çok önemlidir.Lahana, biber, domates, patlıcan gibi her türlü sebze ve mantar dışındakiler tüketilebilir. Muz ,
    mandalina, kavun dışındaki meyveler tüketilmelidir. Kahve ve yeşil çay ideal içeceklerdendir. B-C-E vitaminleri kalsiyum, demir, çinko, selenyum, krom alımlarına özellikle dikkat edilmelidir. Bunların
    eksikliğinde görülen bozukluklar daha belirgindir. Kişisel özelliklerine bakılırsa dürüst, mazbut,yasalara saygılı, kontrollü insanlardır. Endişelerini çoğu zaman gizlerken hemen parlama özelliğine
    sahiptirler. Hitler’in bu kan grubundan olduğu bilinmektedir.

    B GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Göçebe kan grubu olarak adlandırılırlar. Bağışıklık ve sindirim sistemleri güçlüdür, esnek birbeslenme düzenine sahiptirler. En çok kalp hastalıkları ve kansere yakalanan gruptur. Ancak birçok
    hastalığın etkisinden kurtulabilen ve kan grupları içerisinde en fazla ömür ortalamasına sahip olankan grubudur. Mısır, mercimek, buğday kilo almasına direkt etki ederken, yeşil sebze, et, karaciğer,
    süt ürünleri kan gruplarına inat kilo vermelerinde yardımcıdır. Kırmızı et tüketimi çok faydalıdır.Buna karşın beyaz et tüketiminden uzak durmalıdırlar. Süt ürünlerinin tadını çıkarabilen tek gruptur.
    Nedeni bu grubun şekerinin süt ürünlerinin şekeriyle benzer olmasıdır. Pirinç, yulaf ve kepekliürünler in tüketimi idealdir. Buğday, mısır ve çavdar ekmeği dışındaki ekmeklerin tüketimi önerilir.
    Enginar, domates, mısır dışındaki sebzeler tüketilmelidir. Avokado, hurma, nar, kavun dışındakimeyveler tüketilmelidir. Yeşil çay bu grup için en ideal içecektir. Magnezyum, B vit. Eksikliği en çok
    görülen eksiklikler olduğundan bu eksikliklere dikkat edilmelidir. Kişisel özelliklerine bakılırsa esnek,yaratıcı, hastalıklara dayanıklı, uyumlu ve çalışkandırlar. Bir diğer isim olarak denge kan grubu olarak adlandırılır.

    AB GRUBU DİYET ÖZELLİKLERİ

    Gizemli kan grubu olarak adlandırılır. Nitekim diğer kan gruplarının bileşkesi olarak ortayaçıkmasıyla birçok özelliği üzerinde taşır, belirgin sınıflandırması yoktur. Dünyada RH faktörükatılmadan en az bulunan kan grubudur. Kırmızı et, barbunya, mısır kilo almasına neden olurken,;
    tofu, deniz ürünleri, süt ürünleri, yeşil sebzeler kilo vermeye yardımcı yiyeceklerdir. Hindi eti dışındaet tüketimi istenmemektedir. Çok çeşitli deniz ürünleri tüketebilirler. Levrek, mezgit, alabalık gibibalıklardan uzak durmalıdır. Süt ürünleri tüketiminde B grubuyla benzer özellikler taşır. Yulaf, çavdar,esmer pirinç ekmeği tüketilmesi ideal; mısır unu, mısır gevreği, karabuğday ürünleri tüketimi uygun olmayan tahıl ve ekmek grubuna girmektedir. Biber, mısır, turşular, enginar dışındaki sebzelerin tüketimi idealdir. Muz, avokado, mango, ayva, nar dışındaki meyveler idealdir. Yeşil çay bu grupiçinde en uygun içecektir. C vitamini, çinko, selenyum eksikliği hastalıkları ön plandadır. Bunedenle bu vitamin minerallerin alımlarına dikkat edilmelidir. Kişisel özelliklerine bakıldığında maneviyatına düşkün, kin tutmayan, tüm durumlara adapte olabilen, titiz, uyumlu insanlardır olduğu bildirilmiştir.

    Uzm. Dyt. Zühal AYNACI BAYEL

  • Yeni Yıl İçin Beslenme Önerileri

    2017’ye sayılı günler kala hepimizi yeni yıl heyecanı sarmış durumda.

    Yeni yıl demek yeni umutlar yeni dilekler demek. Zorlu geçen 2016’nın ardından 2017’nin işi oldukça zor görünüyor. Peki yılbaşı için planlarınız neler? Kimisi evinde geçirmeyi tercih eder kimisi için dışarıda kopmanın tam zamanı. Kimisi ne yediğine dikkat ederken kimisinin ne yediğinin haddi hesabı yoktur. Ya ertesi gün ne olacak hiç düşündünüz mü?

    İşte yılbaşı gecesi işi fazlaca abartıp ertesi gün hazımsızlık sorunları yaşamak ve daha sonrasında kilo almak istemiyorsanız sizler için hazırladığımız beslenme önerilerine göz atmanızda fayda var.

    Yeni Yıl İçin Beslenme Önerileri | 1

    İşte yeni yıl için beslenme önerileri

    Güzel bir kahvaltı

    Yılbaşı akşamı hiç yememiş gibi yemeklere abanıp midenizi rahatsız etmek istemiyorsanız sabah kalktığınızda güzel ve kaliteli bir kahvaltı yapın. Öğle yemeğinizi akşamı göz önünde bulundurarak daha hafif yemeklerle geçiştirin ve küçük atıştırmalıklarla akşamı getirin. Göreceksiniz ki akşam yedikleriniz ertesi güne sıkıntı çıkarmayacak.

    Ağır yemeklerden kaçının

    Yılbaşı sofralarının herhalde olmazsa olmazı mezeler ve kavurmalardır. Ancak bunlar yerine fırın-sote tarzı menüler tercih edin. Midenizi akşam akşam ağır yemeklerle doldurmanızın anlamı yok. Böylece ertesi gün hem hazımsızlık sorunu yaşamayacaksınız hem de fazla kilo almaktan kurtulacaksınız.

    Hafif tatlılar

    Yılbaşı geçesinde ağır tatlılar yerine evde yapılmış hafif tatlıları tercih edin. Şerbetli ve kremalı ağır tatlıların yerine meyveli sütlü tatlılar işinizi görecektir. Uzun sağlıklı yıllar için bunlara dikkat edin.

    Yeni Yıl İçin Beslenme Önerileri | 2

    Kuruyemiş miktarı önemli

    Yılbaşı geçesinde içkinin dibine vuracakların en lüks mezesi kuruyemişler olsa gerek. Alkolün yanında fındık, fıstık derken bir bakmışınız koca kase kuruyemişleri götürmüşünüz. Yılbaşı da olsa sağlığınız için kuruyemiş olayını abartmayın deriz.

    Hindi fırında olsun

    Eminiz yılbaşı gecesi çoğu kişinin tercihi hindi olur. Hindi menünüzü fırında yaparsanız daha hafif ve sağlıklı olur. Kızarmış hindi hem kalori almanıza hem de hazımsızlığa neden olabilir.

    Bol bol su için

    Yılbaşı sabahından başlayın su içmeye. En az 2 litre su içmeye çalışın. Asitli ve ya gazlı içeceklerin yerine su tercihin olsun. Yılbaşı gecesi hem yiyeceğiniz yemekleri dengelemede büyük işe yarayacak hem de sağlık açısından faydalı olacak. Ertesi gün baş ağrısız uyanmak istiyorsan suyu bol içmelisiniz.

  • Makarna Kek Tarifi

    Makarna Kek Tarifi

    Makarna Kek
    Malzemeler;
    1 paket yassı çubuk makarna – haşlanmış

    Bolonez sos için;
    Zeytinyağı
    1 adet büyük boy soğan – yemeklik doğranmış
    1 adet havuç – rende
    2 adet kereviz sapı – ince kıyılmış
    500 gr kıyma
    Tuz
    Karabiber
    3 diş sarımsak – ince kıyılmış
    3 adet domates – küp doğranmış
    2 su bardağı rende domates
    1 dal biberiye – ince kıyılmış
    2- 3 dal taze kekik
    1 tutam kimyon

    Arası için;
    2 su bardağı rende kaşar peyniri

    Makarna Kek Tarifi | 5

    Hazırlanışı;
    Bir tavada zeytinyağını ısıtın, soğanları ilave edin ve kavurun, soğanlar yumuşamaya başlayınca havuç ve ince kıyılmış kereviz saplarını ekleyip kavurmaya devam edin.
    Kıymayı ekleyin, kavurun, baharatları ve sarımsakları ilave edin ve kavurmaya devam edin. Kıymalar kavrulunca, küp doğranmış domates, domates püresi, taze kekik, ve biberiyeyi ilave edip karıştırın. Tencerenin ağzını kapatıp orta ateşte 10 dakika pişirin.

    Makarnayı bol suda haşlayın, pişmeye yakın makarna kaşığıyla hafif süzerek kıymalı harca ekleyin ve iyice karıştırın.

    Kek kalıbınızı iyice yağlayın, kalıbın taban kısmına biraz kıymalı harçtan yayın, ardından makarnalı harçtan ekleyin bolca kaşar peyniri serpin. Sonra bir kat daha makarna koyup bir kat daha peynir serpin. Peynirlerin üzerini kalan makarnayla kaplayın ve 180 derece önceden ısıtılmış fırında 15- 20 dakika pişirin.

    Makarna kekinizi ters çevirip sunum tabağınıza alın ve servis edin.

  • Alkol Lekesi Nasıl Çıkar?

    Alkol Lekesi Nasıl Çıkar?

    Giysilere ya da eşyalara bulaşan alkol lekelerini çıkarmakta zorlanıyorsanız önereceğimiz yöntemleri deneyebilirsiniz.

    Özellikle ev partilerinden sonra geriye evinizde istemediğiniz lekeler kalabilir. Gerek eşyalardan gerekse giysilerden lekeleri çıkarmanın çeşitli yöntemleri var.

    Şarap Lekesi Nasıl Çıkarılır?

    Beyaz kumaşta şarap lekesi: Kumaşı bir süre kaynamakta olan süte batırın sonra yıkayın. Örtünün üzerine dökülür dökülmez hemen tuz serpin. İlk yıkamada çıkacaktır. İnatçılık ederse, yıkama suyuna biraz çamaşır suyu katınız.

    Renkli kumaşta şarap lekesi: Lekeli kısmı amonyaklı soğuk suya batırın. Beyaz pamuklu örtüde: Hemen lekeli kısmı beyaz şarapla ıslatın.

    Lekeyi tuz ile kaplayın. Lekeli kumaşı bir leğenin üzerine gerdirin. Biraz su kaynatın ve kaynar suyu tam lekenin içinden geçecek şekilde, yaklaşık 25-30 cm yukarıdan leğene dökün.

    Beyaz şarap lekesi için: lekenin üzerinden soğuk su geçirin. Daha sonra yaklaşık bir yemek kaşığı likit sabuna 250 lt su ekleyerek oluşturacağınız karışımı spreyleyin ve enzim içeren bir deterjanı hafif hafif vurmak suretiyle, lekeye uygulayın. (Günlük kullanımdaki deterjanların çoğu enzim içerir.)

    Alkol Lekesi Nasıl Çıkarılır?

    Cilalı ahşap üzerinde: Lekeli yerleri bir mantar tıpasıyla silin veya terebentinle ıslatın, sonra parlatın.

    Masif ahşap üzerinde: Eter veya benzinle temizleyebilirsiniz.

    Leke çok inatçıysa, çakmak benzinini deneyiniz.

    Bira Lekesi Nasıl Çıkarılır?

    Üzerinize dökülen bira lekesi için Ilık suya amonyak karıştırıp silebilirsiniz. İpekli kumaşlar için suyun içerisine ispirto karıştırıp siliniz.

    Bu yöntemleri kullanarak giysilerinizde oluşan alkol lekesini kolayca çıkarabilirsiniz.

     

    Kaynak: evhayat.com

  • Evliliklere uzun yol bakımı şart

    Evliliklere uzun yol bakımı şart

    Evliliğinizde bir şeylerin yolunda gitmediğini, çıkmaza girdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Eşinizle ilişkinizi sıradan ve rutin mi buluyorsunuz? İlk günlerinizdeki tutkuyu ve heyecanı yaşayamıyor musunuz? Bu sorulara yanıtınız “Evet” ise, evliliğinizi bakıma alma vaktiniz gelmiş olabilir

    Evliliklerde bir süre sonra heyecan ve tutku yavaş yavaş sönmeye, eşler arasındaki ilişki rutin bir şekilde yaşanmaya başlar. Böyle olunca da bir süre sonra eşler birbirlerinden sıkılırlar. Günlük hayatın monotonluğu ve iş-ev döngüsüne hapsolan, çoğunlukla evde birkaç saat bir araya gelen çiftler birbirlerine ve ilişkilerine ilk zamanlarda gösterdikleri ilgi ve özeni göstermez olurlar. Günlük hayatın bir parçası haline gelen evliliklerinde şehvet ve aşkın yerini alışkanlıklar alır. Bunun sonucunda da iletişimden cinselliğe kadar hemen her konuda sorunlar kaçınılmaz olarak kendini göstermeye başlar. Bu sorunlar zamanla evliliği yıpratır, hatta sona erdirebilir.

    Boşanma oranlarının hızla arttığı ülkemizde, pek çok evliliğin aynı riskle karşı karşıya olduğunu belirten, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, çiftlerin monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden evliliklerine yapacakları bakımla ailelerin yıkılmaktan kurtarılabileceğini ifade etti. Evliliği çiftlerin birlikte yol aldıkları bir arabaya benzeten Keçe, arabanın yolda bırakmaması için belli periyodlarla yapılması gereken bakımların evliliklere de yapılması gerektiğinin altını çizdi.

    ‘EVLİLİK DE BAKIMA İHTİYAÇ DUYAR’

    Çiftlerin evlilik yolculuğuna ilk çıktıkları zaman duydukları heyecanı, gösterdikleri özeni ve ilgiyi, yolculuğun devamında koruyamamalarının olağan bir durum olduğunu belirten Keçe, tıpkı belli bir yol kat ettikten sonra arabaya yapılacak periyodik bakımlar gibi, belli bir zaman kat ettikten sonra da evliliğin bakıma ihtiyacı olduğunu vurguladı.

    Evliliğin de araba gibi zaman içinde yıpranmasının doğal bir süreç olduğunu söyleyen Keçe, arabanın kullanım ömrünü uzatmak ve olası yol kazalarını önlemek için yapılan bakımlara gösterilen dikkat ve hassasiyetin, evliliğin ömrünü uzatmak ve evlilik yolculuğundaki yol kazaları olan aldatma sorunu ile karşılaşmamak için de gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Arabanın sorunsuz gitmesi için yapılması gereken bakımlar dışında, keyif ve konfor için müzik sistemi, koltuklar, jantlar gibi aksesuarlarda iyileştirmeler yapıldığını belirten Keçe, evliliğe de heyecan, ilgi ve şehvet katacak değişiklikler yapılmasının önemli ve gerekli olduğunu ifade etti.

    ‘TUTKU VE ŞEHVETİ YENİDEN ATEŞLEYİN’

    Kadın ve erkek kendini hayatın düz ve sıkıcı yoluna kaptırınca eskiden bir dakika olsun görmek için yanıp tutuştuğu partnerinin zaman içinde her gün işe giderken yanından geçtiği bir manzara kadar sıradanlaştığını belirten Keçe, öncelikle evlilikteki tutkuyu ve şehveti yeniden alevlendirmek gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Kadının temel ihtiyacı arzu edilmek, erkeğin temel arzusu ihtiyaç duyulmaktır. Ama bu ihtiyaçtan kastım evin bozulan muslukları ya da atılması gereken bir poşet dolusu çöp değil… Şehvetten bahsediyorum. Evliliklerimize şehveti sokmalıyız. Çünkü kadın-erkek ilişkisinin öncelikli ihtiyacı şehvettir ama bize şehvetin kötü, ayıp, yanlış olduğu ve evlilik kurumunun kutsallığına uygun olmadığı öğretilmiştir. Ancak gerçek tam tersidir, çünkü evlilikte şehvet biterse, aşk biter, arzu biter, ilgi biter. Bunların olmadığı bir evlilik ise sadece bir ev arkadaşlığından ibaret olur.”

    ‘AV-AVCI OYUNU YENİDEN SAHNELENMELİ’

    “Ava giderken avlanmak da var, av ve avcı yer de değiştirebilir” diyen Keçe, şunları ekledi: “İşte tam bu noktada aşk oyunları devreye girmeli. Aşk oyunları, aslında bir av ve avcı hikâyesidir, hayal gücüyle sınırlı fantezilerdir. Kadınlar genelde avdır, erkekler ise avcı. Avcıya av tutkusunun hatırlatılması gerekir. Bunun için kadınların kendilerine doğuştan verilen özelliklerini, tıpkı ilk av günündeki tazeliğinde yeniden sahneye koyması şart. Flört döneminizi aklınıza getirin. Kadının av gibi yaklaşıp kaçtığı erkeğin de bir avcı gibi tutkuyla kadını kovaladığı günleri… İşte kadını kadın gibi, erkeği de erkek gibi hissettiren, şehvetin katalizör gibi devreye girdiği rollerdir bunlar… Ve işte bu roller, evliliği rutinden kurtarıp canlandırmak, aşk oyunları oynayarak şehveti yeniden eve çağırmak için yapılacak bakımda kullanılacak en önemli gereçlerdir.”

    ‘FLÖRT GÜNLERİNE GERİ DÖNÜN’

    Psikoterapist Cem Keçe, evliliğin bakıma alınmasında kadınların erkeklere göre daha fazla seçenekleri olduğunun altını çizerek kadınların dış görünüşlerindeki değişimlerin, saç renginin, stili değiştirilen bir makyajın ya da kıyafetlerdeki bir iki küçük değişimin erkekler tarafından hemen fark edileceğini söyleyen Keçe, “Erkekler görmek ister, kadınlar duymak… Bütün yakın ilişkilerin olmazsa olmaz prensibi budur. Kadınlar dış görünümlerinde istedikleri gibi oynayarak eşinin ilgisini çekebilir. Erkek ise kadınını geri kazanmak istiyorsa ve onun istediği gibi kendisine şehveti hatırlatmasını istiyorsa öncelikle flört günlerindeki nazik ve romantik adama dönmeli… Bunu kendi başlarına başaramayan çiftler ilişkilerindeki tutkuyu ve romantizmi artırmak için bir evlilik terapistine de başvurabilir. Çünkü evlilik terapisi sadece mutsuz ve çatışmalı çiftlerin başvurduğu bir çalışma değildir, mutlu bir yaşam için evliliğe bakım yapılması ve yeniden eski heyecanların geri getirilebilmesi için de çiftlere yardımcı olur” dedi.

  • Çocuğunuz arkadaşlarını ısırıyorsa dikkat

    Çocuğunuz arkadaşlarını ısırıyorsa dikkat

    Çocuklarda görülen ısırma davranışın altında çevresel ve psikolojik nedenler olabileceğini söyleyen Psikolog Levent Erdem, “Çocuğunuz arkadaşlarını ısırıyorsa sebebi dikkat çekme isteği olabilir. Çocuklar özellikle arkadaş ortamında, anne babanın başka çocuklarla ilgilenmesini kıskanıp dikkatini kendi üzerine çekmek için arkadaşlarını ısırabilir” dedi.

    Psikolog Levent Erdem, anne babalara uyarılarda bulundu:

    – Önce sakin olun ve sinirlenmeyin, bağırmayın tepkilerinizi kontrol edin. Bu sırada çocuğu da sakinleştirin. Ona sarılmak iyi bir yaklaşım olabilir.

    – Sonuçla yüzleştirin. Davranışın güzel ve uygun bir davranış olmadığını söyleyin. Davranışın sonucunu söyleyin. Örneğin, ‘Isırdığın arkadaşının canı çok acır, senin de canın acıdığında nasıl olduğunu hatırla. Arkadaşlarının canını acıtmak güzel bir davranış değil’ gibi bir cümle söyleyebilirsiniz.

    – Ceza vermek yerine anladığınızı hissettirin. Çocuğu özellikle arkadaşlarının içinde rencide edecek doğrudan cezalardan uzak durun. Örneğin ‘Bu kadar sinirlenecek durumu bana da söyler misin? Sana yardım etmek istiyorum.’ gibi bir cümle söyleyebilirsiniz.

    – Konuşturun ve çözüm üretin. Anlatmasını isteyin neler olduğunu ve neden sinirlenip ısırdığını. Bunu kısaca anlatmasını sağlayın. Arkadaşını “oyuncağını aldı diye” ısırdıysa ona çözüm önerisi sunun. Örneğin ‘Mehmet bu durumda arkadaşını ısırmak yerine oyuncağını vermek istemediğini söylesen daha iyi olur.’ Önlem alın.

    – Çocuğunuzun enerjisini harcamasına izin verin, çok sıkıldığı ortamlara uzun süre maruz bırakmayın, küçük ve basit konularda kendi seçimini yapmasına fırsat tanıyın. Çocuğunuzun ısırma davranışını durduramıyorsanız bir gelişim psikoloji uzmanına başvurmanızda yarar vardır, unutmayın.

    İHA

  • Bu öneriler kışın kilo almayı önlüyor!

    Bu öneriler kışın kilo almayı önlüyor!

    Kış aylarında belki de farkında olmadan aldığımız kiloların sebebi, enerji dengesini sağlayamamak. Bu noktada hemen hepimizin aklına şu soru takılıyor: Peki metabolizma hızımızı nasıl artırabiliriz?

    Acıbadem International Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Güneş, metabolizmanızı hızlandırmanın püf noktalarını anlattı:

    1.Uyandıktan 1 saat sonra kahvaltı edin

    Hızlı bir metabolizma için düzenli beslenmek ilk kurallardan birini oluşturuyor. Uyandıktan sonra 1 saat içinde kahvaltı ederek metabolizma hızınızı yüzde 30 oranında artırabilirsiniz. Kahvaltıda yağlı gıdalardan ve şekerli besinlerden uzak durmanız gerektiğini unutmayın. Kahvaltınızın dengeli ve doyurucu olması için protein (yumurta, peynir, süt), kaliteli karbonhidrat (tam tahıllı ürünleri, yulaf) mevsim yeşillikleri ve mevsim meyveleri içermesi gerekiyor.

    2.Ara öğünleri asla atlamayın

    Metabolizma hızının azalmasının en büyük sebeplerinden biri de, düzensiz beslenme alışkanlığı. Özellikle ana öğünleri (kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği) düzenli olarak tüketmek, besinlerin vücutta yağ olarak depolanmasının önüne geçiyor. İki ana öğünün arasında 4-5 saat gibi zaman dilimi olmasına da özen gösterin.

    3.Günde 10 bardak su için 

    Havaların soğumasıyla birlikte unutmaya başladığınız su ihtiyacınızı yeniden hatırlayın. Vücudunuzun yüzde 70’ni oluşturan suyu günde 10 bardak içmeniz metabolizma hızınızı arttırarak, aldığınız enerjinin vücutta yağ olarak depolanmasını engelleyecektir.

    4.1 fincan tarçınlı, limonlu zencefil çayı

    Zencefil ve tarçın vücut sıcaklığını yükselterek metabolizma hızını arttırıyor. Bunların yanına bir de C vitamininden zengin olan limonu eklediğinizde hem metabolizmanızı hızlandırmış hem de bağışıklık sisteminizi güçlendirmiş olacaksınız. 1 büyük bardak kaynamış suya 1 dilim taze zencefil, 1 tane çubuk tarçın, 2 dilim limon ilave edip,karışımı10 dakika kadar demlenmeye bırakarak çayınızı hazırlayabilirsiniz. Çayınızı tatlandırmak isterseniz 1 çay kaşığı kadar üzüm pekmezi ilave edebilirsiniz.

    5.Şekerli gıdalar ve hamur işlerine ambargo koyun 

    Yaşadığınız açlık krizlerinde belki de ilk aklınıza gelen şekerli gıdalar ve hamur işleri oluyor. Ancak unutmayın ki karbonhidrat içerikleri ve kalori yükleri yüksek olan bu besinlerin tamamına yakını vücudunuzda yağ olarak depolanıyor. Aralarda yaşadığınız açlıklarda bu besinler yerine mevsim meyvelerinden 1 porsiyon (1 orta boy elma veya portakal veya 1 tane kivi vb.) seçmeniz  kilo kontrolünü sağlamanızı daha çok kolaylaştırır.

    6.Yeşil yapraklı sebzeler sofraya

    Değişen hava koşullarına uyum sağlamak için vücut direncinizi arttırmanız gerekiyor. C vitamini vücut direncinizin artmasında ve güçlü bir bağışıklık sistemiyle vücut ısınızın korunmasında en önemli vitaminlerden biri. Bunun için de C vitamininden zengin olan, ıspanak,pazı, brokoli ve karnabahar gibi yeşil yapraklı sebze yemeklerini hafta da en az 3-4 kere tüketmelisiniz. Yeşil yapraklı sebzelerin yanında C vitamininden zengin olan turunçgillerin tüketimi de bağışıklık sistemini destekliyor. Her gün 1 adet portakal veya greyfurt yemek de vücut direncinizi arttırmanın bir diğer yolunu oluşturuyor.

    7.Badem yemekten korkmayın

    Riboflavin, magnezyum, bakır ve yağ asidinden zengin olan bademin sindirilmesi için vücudun daha fazla enerji harcaması gerekiyor. Bunun sonucunda metabolizma hızınız artıyor. Badem ayrıca midede kalış süresi de uzun olması nedeniyle kendinizi daha uzun süre tok hissetmenizi sağlıyor. Tüm bu özelliklerini düşündüğümüzde günlük 8-10 tane kadar çiğ badem metabolizma hızlandırıcı ve tok tutucu bir ara öğün olacaktır.

    8.Günde 1 fincan yeşilçay

    Yeşil çayın içerisinde bulunan kafein ve ‘epiogallocatechin-3-gallat’ adındaki bileşen sinir sistemi ile beyni etkileyerek kalp atış hızını ve metabolizmayı hızlandırıyor. İçerisindeki polinefol bileşenleri de iştahın baskılanmasına yardımcı oluyor. Bir kupa kaynamış suyu ocaktan aldıktan sonra içine 1 çay kaşığı kadar yeşil çay ilave edip 3-4 dakika kadar demleyin, ardından süzün. Sonrasında çayınızı isterseniz soğuk isterseniz sıcak olarak içebilirsiniz.

    9.Tadına bakmadan tuz ilave etmeyin

    Tuzda bulunan sodyumun fazla alımı vücudunuzun su tutmasına, bunun sonucunda da ödem yapmasına neden oluyor. Sonuç; kendinizi, özellikle sabahları uyandığınızda şişkin ve kilolu hissetmek. Günlük tuz tüketiminizi 5 gram ( 1 çay kaşığı) ile sınırlandırmaya özen gösterin.

    10.Fiziksel aktivitelerinize devam 

    Havaların soğuması spora ara vermeniz için bir neden olmasın. Eğer herhangi bir spor dalıyla ilgilenmiyorsanız günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler yaparak harcadığınız enerjiyi arttırabilirsiniz. Böylelikle yavaşlayan metabolizma hızınızın da dengesini sağlamış olursunuz.

  • 2017 gelinlik modelleri hangisi moda?

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda?

    2017’de ne tarz gelinlikler moda? Modern zaman gelinleri ne istiyor? Yeni sezonda gerçekçilikten uzaklaşmayan, minimalist, sade ama iddialı detaylar, gelinlikten davetiyeye, gelin çiçeğinden damatlığa, masa süslemesinden ilk dans müziğine kadar düğün organizasyonlarına hakim olacak. 2017 yılında evlenmeyi planlayan gelin adayları için rehber olabilecek bilgileri moda tasarımcıları anlattı. İşte detaylar…

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda?

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda? | 7

    Patika Fuarcılık tarafından bu yıl 15. kez 3-5 Şubat tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar’da düzenlenecek olan Evlilik Dünyası Fuarı’nın konsepti ‘Modern Zaman Gelinleri’ olarak belirlendi. Ünlü tasarımcılar Zeynep Tosun, Tuvana Büyükçınar, Özlem Kaya, Banu Güven ve Bora Aksu’nun gelinlik tasarımlarının kullanıldığı ve Fotoğrafçı Veli İhsan Uysal’ın yaptığı konsept çekimlerde, 2017’de gelinlerin rüyalarını süsleyen gelinlikler ön plana çıktı. Yeni sezonda gerçekçilikten uzaklaşmayan, minimalist, sade ama iddialı detaylar,  gelinlikten davetiyeye, gelin çiçeğinden damatlığa, masa süslemesinden ilk dans müziğine kadar düğün organizasyonlarına hakim olacak.

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda? | 8

    BAŞKALARINI BIRAKIN SİZ NE İSTİYORSUNUZ?

    “Başkaları ne ister” veya “ne derler” klişesinden çıkıp “biz ne istiyoruz” söylemi modern gelinlerin yeni manifestosu. Gelin ve damatlar daha modern ve kişiselleştirilmiş detaylarla düğün organizasyonlarında 2017’de farklılık yaratacak. Düğünler alternatif mekanlarda, daha samimi, abartıdan uzak, doğal ve eğlenceli olacak. Gelin ve damat adayları için tarihi mekanlarda modern çizgileri kullanmak, kontrast detaylarla davetlileri şaşırtmak, gelinlik ve damatlığa sevdiğiniz bir detayı eklemek modern evliliğin ana referansları olacak.

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda? | 9

    2017 yazına damga vuracak gelinlik modelleri ile ilgili tasarımcıların görüşleri:

    Gelin adaylarının evlilik hazırlığı sırasında en çok zaman harcadığı konu gelinlikler olunca, ünlü tasarımcıların verdiği bilgiler de merak konusu olmaya devam ediyor. Her tasarımcı kendi dokunuşu ve tarzıyla bambaşka özellikler ortaya çıkarırken, Modern Zaman Gelinleri’nin rüyalarını süsleyen gelinliklerin 2017 sezonunda ne tür özelliklere sahip olacağını tasarımcılar şöyle anlatıyorlar:

    ZEYNEP TOSUN:

    2017’de Bohem gelinlikler ön plana çıkıyor. Artık insanlar salon gelini olmayı çok fazla istemiyorlar. O yüzden genelde hafif ve balık modeller tercih ediliyor. Normalde dökülen, uçuşan modeller en çok tercih edilenler. Bunun dışında duvaklar da çok çok önemli. Biz gelinlikle duvakların el emeği göz nuru olmasından yanayız. Kesinlikle gelinliğin modeline uygun olması lazım duvağın. Gelinlik tasarlarken öncelikle gelinin ne istediğini bilip bilmemesi ve psikolojisi bizim için çok önemli. Ayrıca, içinde rahat edeceği bir gelinlik olması da dikkat edilmesi gereken bir durum. Özellikle çok trendy veya volüme gelinliklere gitmiyoruz. Gelinliğin, gelinin karakterini yansıtması en önemsediğimiz konu.

    Gelinlik seçerken boy ve vücut şekline dikkat!

    Bu gerçekten kişiye özel bir şey olduğu için çok değişiyor. Fakat, örneğin büyük göğüslülere veya kalın belli gelin adaylarına kabarık modeller önermiyoruz . Kişinin kendi proporsiyonuna göre gelinlik seçmesi çok önemli.

    BANU GÜVEN:

    Varolan trendlerin takipçisi değil katkıda bulunanı olmak bizi daha fazla mutlu ediyor. Gelinlik gibi kuralları olan bir alanda taze öneriler ve fikirler üretip geliştirmeye çalışıyoruz. Doğanın sonsuz kaynaklarından zarar vermeden faydalanıyoruz. Biz hep doğal gelinler görmek istiyoruz. Neutralize’16 koleksiyonumuzda da yine doğadan esinlenip bu kez deniz temasıyla tasarladık. Koleksiyonun bütününde su altının yavaşlığında uçuşan ipek şifonları ve ipek tülleri, deniz kabuğu etkisini hissettiren pliseleri, farklı karakterde Fransız dantellerini ve özel işlemeleri suyun yansıtıcılığına gönderme yapan simetrik kompozisyonlarda birleştirdik.

    Flow’17 koleksiyonumuzda ise imzamız haline gelen kol ve sırt detaylarını daha ileriye taşıyarak vücudu şekillendirici konstrüksiyonlar üzerinde çeşitledik. Soğuk tonların ağırlıkta olduğu tasarımlarda, birçok farklı malzemeyi bir arada kullandık. Kol ve sırt detaylarını vücudu şekillendirici konstrüksiyonlar üzerinde çeşitledik. Zarafetini yitirmeyecek oranda kabarık tasarımların yanında, ‘balık’ kesime kadar uzanan değişik hacim denemeleri yaptık. Gelinliklerde su damlası gibi ışıldayan zarif dantellerin, farklı yoğunlukta ve üst üste kullanımları hakim. Özellikle etek üzerindeki ışıltı çeşitlemeleri, bu senenin en önemli yeniliklerinden. Saç aksesuarlarında da renk ve orantılı ışıltı hakim.

    Saç-makyaj ve mücevher seçimi:

    Gelinlere saç ve makyaj için vereceğimiz en iyi öneri, doğru kişilerle çalışmaları yönünde olacaktır. Doğru makyaj bizim için doğal olandır. Saç için de aynı şey geçerli. Gelinlik, duvak ve aksesuarın en doğru bütünlüğü sağlayacağı toplu, yarı toplu veya açık saçlar ama doğal saçlar! Ve çok yalın balerin topuzları. Mücevher seçimi yaparken gelinlikle ve birlikte kullanılacak aksesuarlarla uyumlu olmasına dikkat etmek gerekiyor. Bizim en yakıştırdığımız mücevherler, vintage görünenler.

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda? | 10

    Boy ve vücut yapısına göre gelinlik seçimi:

    Kişinin vücut yapısı ve oranları, gelinliğin olması gereken silüetini belirler. Saçı ve teni, renk koordinatlarını verir. Bu kişiden kişiye değişir. En doğru tasarım, kusurları gizleyip güzelliğini yücelten, mutlu ve rahat hissettirecek olandır. Bu konuda profesyonellere danışmalarını ve bol bol deneme yapıp vücutlarını tanımalarını öneririm gelin adaylarının.

    Gelinlik kişiye özel olmalı:

    Bizim gelinlerimizde bu yaz da straplez, optik beyaz veya aşırı kabarık gelinlikler göremeyeceğiz. Düğün hazırlığı birçok detayı barındıran bir süreç. Bu süreçte doğru kişilerle çalışmak çok önemli. Biz herkesin gelinliği kendisinin olmalı diyerek ‘kar tanesi’ gibi eşsiz tasarımlar yapmaya özen gösteriyoruz. Tasarımlarımızı tercih eden misafirlerimizi hayallerinin ötesinde uğurluyoruz.

    BEGÜM SALİHOĞLU:

    2017 için en sevdiğim trendler olan büyük fiyonklar, uçuk pastel tonlarda pantone renkleri, dantel tulumlar ve pantolonların arkasında takılı kuyruklar bu yaz farklı olmak isteyen gelinlerin tercihi olacak. Bu farklılıkların dışında içte nüde tonlarında olan, daha bohem gelinlikler bu sezonda da devam edecek.

    Benim için gelinlik tasarlarken en önemli unsur kalıbın vücuda tam oturması ve gelini olduğundan da çok ince göstermesi. Kıvrımları olan bir gelin ise kıvrımları ortaya çıkartıp kesimiyle daha ince ve uzun gösterebiliyoruz. Kumaşta en iyi kaliteyi kullanıyoruz ve dantelleri kendi yorumumuzla kendimiz yarattığımız için her zaman farklı kılmayı başardık.

    2017 gelinlik modelleri hangisi moda? | 11

    Kimler nasıl gelinlik giymeli?

    Kum saati vücut tipindeki gelin adaylarına önerimiz A kesim, balık ve düz kesim. İnce uzun boylular da yine balık ve düz kesimin yanı sıra prenses kesim kabarık tercih edebilirler. Minyon tipte bir gelin adayına göğüsten aşağısı uçuşan bir gelinlik, düz kesim veya A kesim öneriyoruz.

    Elma tipindeki gelin adayları da A kesim tercih edebilir ya da prenses kabarık veya göğüsten aşağısı uçuşan modellere yönelebilir. Armut tipi vücut şekli de yine aynı gelinlikleri kullanabilir. Daha kilolu olan gelin adayları için de A kesim ve göğüsten aşağısı uçuşan modeller yine tercih edilmesi gereken modeller arasında.

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Ağrı kesiciler sağır ediyor

    Ağrı kesiciler sağır ediyor

    Her başınız ağrıdığında ilaç almamanız için bir neden daha!

    Takvim’de yer alan habere göre ağrı kesici kullanmanın işitme sorunlarına yol açtığı tespit edildi.

    Haftada en az iki kere ağrı kesici kullanan kadınlar sağır olma riskiyle karşı karşıya.

    Parasetamolün kulakta antioksidanları tükettiği ve kokleayı gürültüye bağlı hasara karşı daha savunmasız hale getirdiği, ayrıca iç kulağa giden kan akışını da durdurduğu belirtildi.

    Ağrı kesicilerin duymaya yardımcı olan kulak içindeki küçük tüylere de zarar verdiği ortaya çıktı.

  • Kepekli Saçlara Doğal Çözümler

    Kepekli Saçlara Doğal Çözümler

    Güzelim saçlarınızda beyaz beyaz o kepekler nasıl da kötü görünüyor değil mi? İşte sizler için hazırladığımız kepekli saçlara doğal çözümlerle saçlarınızdaki kepeklerden kurtulun.

    Kepek sorunu saçlarda kalıcı bir durum olmasa da çoğu zaman sinir bozucu olur. Böyle zamanlarda koyu renkler giymek neredeyse imkansızlaşır.

    Kepeklenme sorunu saç derisindeki pullaşmış ölü derinin saç tellerinde kötü bir halde gözükmesi. Peki durumdan nasıl kurtuluruz diyorsanız yazımıza göz atın deriz.

    Saçlarda görülen kepeklenmenin nedenleri:

    -Saçların çok ya da az yıkanması

    -Jöle ve saç spreylerinin sık kullanılması

    -Kuru bir cilde sahip olmak

    -Yeterli su tüketmemek

    -Aşırı stres ve kaygı durumunda olmak

    -Genel mevsimsel değişimler

    Saçlarda oluşan kepek sorununa karşı etkili şampuanlar işinizi görür ancak şampuansız da kepekli saçlarınıza son verebilirsiniz.

    Kepekli Saçlara Doğal Çözümler | 17

    İşte kepekli saçlara doğal çözümler:

    Kepeğe karşı kabarma tozu uygulaması

    -1 kabartma tozunu alın ve biraz ıslak olan saç diplerinize iyice sürün. Biraz ovuşturduktan sonra iyice durulayın. Saçlarınızdaki kepekler kaybolana kadar bu işlemi her duşta tekrarlayın. Ancak kabartma tozu kullanırken asla şampuan kullanmayın. İlk zamanlar saçlarınızda biraz kuruma yaşanabilir ama bu durum geçici. Sonraki haftalarda saçlarınız doğal yağ üreterek saçlarınızdaki pullanmayı giderecek.

    Kepeğe karşı aspirin uygulaması

    -2 aspirini toz haline getirin ve şampuanınıza ekleyin. Saçlarınız bu karışımla 2 dakika kadar bekletip durulayın. Ardından normal şampuanla tekrar yıkayıp durulayın.

    Kepeğe karşı limon uygulaması

    -Bir fincan dolusu suya 1 çay kaşığı limon ekleyin ve bu karışımla saç diplerinize masaj yapın. Ve bu uygulamayı kepekleriniz kaybolana kadar tekrarlayın.

    Kepeğe karşı tuz ve sirke uygulaması

    -Saçlarınızda eğer yoğun bir kepek varsa saçlarınızı şampuanla düzenli olarak yıkayın. Durulamak için ağız gargaraları kullanın. Bu işlemden sonra da saçlarınıza arıtıcı kremler kullanabilirsiniz.

    -Saçlarınız kuru haldeyken biraz tuz dökün ve masaj yapın. Ardından şampuanla tekrar yıkayın. Bu işlemi aynı şekilde sirkeyle de yapabilirsiniz. Saçlarınıza sirkeli suyla masaj yapın biraz bekletin ve iyice durulayın.

    Kepeğe karşı hindistan cevizi yağı uygulaması

    -Kepeğe karşı en etkili doğal yöntemlerden biri de Hindistan cevizi yağıdır. Hindistan cevizi yağını duştan önce saç diplerinize masaj yaparak sürün ve havlu sarıp 1 saat bekletin. Daha sonra saçlarınızı ılık su ve şampuanla iyice yıkayın.

    Sizin kepekli saçlara karşı önerileriniz nelerdir?