Kategori: Sağlık

  • Kanserle Savaşan 9 Besin

    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan, kanserle savaşan 9 besin yazımızı sizler için hazırladık.

    Günümüzün vebası kanserle savaşta şüphesiz sağlıklı ve dengeli beslenme büyük rol oynuyor. Hele de mevsiminde tüketince! Öyle besinler var ki vücudun bağışıklık sistemine katkılarıyla diğerleri arasından sıyrılıp bir değil birkaç adım öne çıkabiliyorlar. Üstelik onları mevsiminde tüketmemiz de son derece önemli.
    Kanser en çok korkulan hastalıklardan biridir ve kanserin önlemenin çeşitli yoları vardır.
    Bu yollardan biri de çeşitli yiyecek ve içecekleri tüketerek kanserle savaşmaktır.Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan, kanserle savaşan 9 besin yazımızı
    sizler için hazırladık.

    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Yeşilçay
    Çok fazla işleme uğramayan yeşil çay, kanserle mücadele eden mineral özlerinini kaybetmez ve diğer çay türlerinden daha fazla antioksidan içerir.
    Bu çay muhakkak günlük beslenmenizde yeralmalıdır çünkü belli kanser türlerini önlemekle kalmaz, şayet kanserseniz, kanserli hücrelerle savaşır.
    İyi haber şu ki, yeşilçayın kanserle savaşması hakkında pekçok çalışma yapıldı ve hep pozitif sonuçlar alındı.
    Kanserden uzak durmak veya varolan kanser hastalığınızdan kurtulmak için günde 2 fincan yeşilçay için.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Limon
    Limonu genelde limonata yaparak veya salatalara tat katsın diye, yani lezzet amaçlı kullanırız.
    Fakat son zamanlarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki düzenli limon kullanımı kanserle savaşta çok büyük bir etken.
    Limon içeriğinde yüksek oranda C Vitamini ve antioksidan barındırıyor, bu özellikleriyle kansere karşı en etkili gıdalardan biri olarak biliniyor.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Zeytinyağı
    Sızma zeytinyağı, kolon, meme, prostat kanseri gibi farklı kanser türlerine karşı korunmakta çok etkili bir besindir.
    Salatalarınızda ve yemeklerinizde kullanımı en sağlıklı yağlardandır.
    Danimarka’da yapılan bir araştırma, yemeklerde zeytinyağı kullanmanın kalbi korumaktan başka, kanser hastalığına yakalanma riskini azalttığını da ortaya koydu.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Nar
    Son yıllarda nar suyu çılgınlığı aldı başını gidiyor, adım başı nar suyu satan büfeler,
    bu faydalı gıdanın insanlar tarafından tüketilmesine hizmet ediyor.
    Kanser riskini azaltmak istiyorsanız size de önerimiz, mevsiminde iken, bu müthiş içecekten her gün bir bardak tüketmeniz.
    Bol miktarda potasyum ve C vitamini içeren nar, kansere karşı koruyucu antioksidanlar yönünden de oldukça zengindir.
    Nar suyundaki antioksidan miktarının, yeşil çay, kızılcık ve portakal suyuna göre kat kat fazla olduğu belirtiliyor.
    Mesela;1 bardak nar suyu, 10 bardak yeşil çaya, 4 bardak kızılcık suyuna ve 3 bardak portakal suyuna eşit miktarda antioksidan madde içermektedir.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Çilek
    Çilek lezzetli bir gıda olmasının yanısıra sağlığımız içinde çok faydalıdır.
    Bu faydalarından biri, varolan kanserle savaşıp onu durdurmaya çalışmasıdır.
    Çileğin bu faydasını daha da artırmak istiyorsanız, kendinize çilek ahududu ve yaban mersininden oluşan bir meyve kokteyli hazırlayabilirsiniz.
    Bu meyveler tam bir antioksidan deposudur.
    Çileğin antioksidan etkisi çeşitli kanser türlerinin yolunu açan serbest radikallerin artmasını (oksidatif stres) önlüyor.
    Bu başlı başına kanser riskini azaltan bir durumdur.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Domates
    Domatesin faydalarından yararlanmak için size önerimiz yemeklerinizde muhakkak domates bulunsun.
    Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki domates içerğindeki güçlü antioksidanlar ve likopen içeriği ile kansere karşı etkili bir gıda.
    Domatesin içinde bol miktarda bulunan likopen ile keten tohumu, beta-karoten ve alfa-lipoik asit gibi birtakım takviyeler; kanser riskini azaltıyor.
    Özellikle prostat gibi belli kanser türlerinde bu sebzenin etkinliği kanıtlanmıştır.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Havuç
    Havuç gözlere iyi gelmesi ile bilinir, fakat son araştırmalar gösteriyor ki bu sebze kansere karşı mücadelede de etkili bir gıdadır.
    İnsan genleriyle fonksiyonel pekçok benzer yönleri bulunan fare genleri üzerinde yapılan çalışmalara göre havuç, kanser büyümesini yavaşlatan özelliklere sahip.
    Bu bilgiden sonra bize düşen, havucu salatalarımızın vazgeçilmezi yapmak, biraz da zeytinyağı eklersek, zeytinyağının da faydalarını kazanmış oluruz.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Bitter Çikolata
    Senelerdir çikolatanın sağlığa zararlı olduğu, kilo yaptığı ve sakıncalı bir gıda olduğu düşünülürdü.
    Bu sütlü çikolatalar için hala geçerli, fakat değişen şu ki, yeni çalışmalar gösteriyor ki kalsiyum, fosfor,
    magnezyum, demir, çinko ve bakır gibi mineraller içeren bitter çikolata sağlığınız için oldukça faydalı bir gıda.
    Bitter çikolata sarımsak, yaban mersini,yeşil çay gibi diğer gıdalar ile birlikte “kanserle savaşan en iyi yiyeceklerden biridir.
    Size önerimiz mümkün mertebe çok işlemden geçmemiş, organik bitter çikolata yemeniz,
    bu çikolata içeriğindeki antioksidanlar sayesinde kanserden korunmakta etkili bir gıdadır.

    Kanserle Savaşan 9 Besin
    Kanserle Savaşan 9 Besin

    Sarımsak
    Sarımsağın hergün yeni bir kanser türü karşısında etkili olduğu gerçeği ortaya çıkıyor, bu liste her geçen gün artacak gibi.
    Sarımsak bazı antibakteriyel özelliklere sahiptir,ve bu özellik kanserli hücreleri yok ediyor.
    Ayrıca DNA’ da hasarlı kısımları onarıp, kanserli hücrelerin çoğalmasını durduruyor.
    Kokusu biraz rahatsız edici olsa da, yemeklerinizde muhakak sarımsak tüketmenizi tavsiye ederiz.
    En azından gece yatmadan bir diş sarımsak yutmakta işinizi görecektir.
    Kurumuş karanfil çiğneyerek, ağızda oluşacak kokuyu bertaraf ederebilirsiniz.kanserle_savasan_9_besin

    Goji Çileği
    Goji çileği kanseri önler: Kansere neden olan serbest radikallere karşı savaşan goji çileği, verilen hasarı da azaltabilyor. Düzenli tüketimde kansere yakalanma riskini düşürür.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Deniz suyunun diş sağlığına faydaları

    Deniz suyunun diş sağlığına faydaları

    Diş sağlığının korunması için özellikle yaz aylarını dikkate alan uzmanlar, tatilde diş eti kanamaları, apseler ve çürüklerin kötü sürprizler oluşturabileceğini belirtti. Deniz suyunun birçok yararının yanında, dişler için de olumlu etkileri olduğunu belirten uzmanlar deniz suyundaki tuzun bakterilerin çoğalmasını engellediğini kaydetti.

    Tatil hazırlıkları yapılan şu günlerde sağlıkçıların uyarıları bu kez diş sağlığına yönelik oldu. Tatile çıkmadan önce mutlaka diş kontrolü yapılması tavsiyesinde bulunan Diş Hekimi Suzan Yavaşca, alınacak önlemlerle kötü sürprizlerin önüne geçilebileceğini belirtti. Yavaşça, “ Tükürüğümüzdeki minerallerin, dişlerde oluşan bakteri plaklarının üstüne çökmesiyle meydana diş taşları görsel olarak kötü bir görünümün yanı sıra diş eti iltihabı ve diş eti hastalıklarına neden olur, bu da ağız kokusuna yol açar.” dedi.

    Tatil bölgelerinde tüketilen gıdalara ve diş temizliği alışkanlıklarına dikkat çeken Yavaşça, “Tatil mekânlarında tüketilen hazır yemekler ve karbonhidrat bazlı yiyecekler, dişlerde oluşmuş küçük problemleri telafisi zor sorunlar haline getirebilir. Düzenli olarak fırçalanmayan dişlerde çürükler, diş etlerinde rahatsızlıklar başta olmak üzere bir sürü sorun meydana gelebilir. Tatlı seçiminde tercihlerini yoğun ve ağır tatlılar dışında kalan sütlü tatlılardan yana kullanmalılar. Yemek yedikten sonra dişleriniz için yapacağınız en iyi şey su içmektir. Yemekten sonra içilen bir bardak su, yemek parçalarını ağızdan uzaklaştırır ve ağızdaki asidik ortamı ortadan kaldırır. Tabii yiyeceklerin yanında içeceklerin de tüketimi önemlidir. İçecek tüketirken pipet kullanılması iyi olur. Pipetler hızlı içim sağlayacak içeceklerin ağızda daha az zaman kalmasını sağlar.” şeklinde konuştu.

    Havuz suyuna nazaran deniz suyunun çok daha faydalı olduğunu ifade eden Yavaşça, “Tatilde havuz yerine denizin tercih edilmesinde de fayda var. Çünkü havuz suyu ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Havuz suyunda bulunan bakteriler ağız içinde bakteri oluşumunu artırır.Yüzme esnasında da havuz suyu ağızla uzun zaman temas ettiği için bu olumsuz sonuçtan kaçamazsınız. Fakat deniz suyu içerisinde bulunan tuz nedeniyle ağız ve diş sağlığına zarar vermez.İçerisindeki tuz ağızda bakterilerin artmasına mani olur ve yine içerisinde kimyasal madde bulunmadığı için diş sağlığı açısından risk teşkil etmez.” ifadesini kullandı.

  • Coppertone güneş kremi

    Coppertone güneş kremi

    Amerika’nın bir numaralı güneş koruyucu markası Coppertone, bu yaza yeni ambalajı ve yenilenmiş içeriğiyle çok hızlı bir giriş yapıyor. Türkiye’nin büyük ilaç ve sağlık markası Merck Sharp ve Dohme (MSD) tarafından pazara sunulan Coppertone ürünleri bu yaz güneş severleri güneşin zararlarından koruyacak. 30, 45 ve 50 SPF içeren 3 farklı koruma düzeyine sahip ürünleri, olgun ciltler için özel korumalı ürünleri ve çocuklar için hassas güneş koruyucular ile güneş sonrası kremin yer aldığı geniş ürün yelpazesi ile Coppertone ürünleri bu yaza damgasını vuracak. Sadece eczanelerde satılacak ürünlerile ilgili detaylı bilgiye i-tunes ve google play üzerinden coppertonetr uygulamasından ulaşabilirsiniz.

    Coppertone Hakkında
    Coppertone markası, Türkiye’de ve Dünya’da birçok ülkede güneş kremi ile eş anlamlı olarak algılanan bir markadır. Birçok nesil 70 yıldır Coppertone ile güneşten korunmuş ve birçok ülkede Coppertone’u bir numaralı güneş koruyucu markası durumuna getirmiştir. Coppertone, Türkiye’de 15 yıldır bulunmaktadır ve güneşin zararlı etkilerinden korunma bilincinin ülkemizde yerleştirilmesinde önemli bir rol üstlenmiştir. Coppertone’un hikayesi Eczacı Benjamin Green’in 1944 tarihinde cildi koyulaştıracak bir losyon keşfetme girişimi ile başlamıştır. Daha sonra şirket 1953 yılında Küçük Coppertone kızınının halka tanıtımıyla meşhur olmuştur. Coppertone kızının ve köpeğinin yer aldığı reklam konseptinde küçük sarışın kızın mavi bikinisinin altı Cocker Spaniel cinsi bir köpek tarafından çekiştirilmektedir. Bu arada kızın bikinisinin altında kalan bölümü daha açık bir tonda gözükmektedir. Reklama eşlik eden slogan ise «Solukbenizli Olmayın»dır. O tarihten bu yana bu sempatik ikili, ailelerin Coppertone markasına bağlılıklarının sembolü olmuştur. Coppertone 1970’lerin başında Amerikan Sanayi’sinin Sun Protection Factor (SPF) metodolojilerini geliştirmesinde öncü rol oynayan bir markadır. Coppertone Güneş Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen metotlar, güneş kremlerinin sınıflandırılmasında değerlendirilmek amacıyla Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi, FDA’ya gönderilmiştir. O günden bu yana bütün güneş kremi ürünleri için SPF testleri, Coppertone Güneş Araştırma Merkezi’nin FDA ile birlikte yaptığı öncü çalışmalar sonucunda ortaya konulan standardize laboratuvar koşullarında yürütülmektedir. Bugün Coppertone, ailenin bütün üyelerinin ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi güneş kremleri geliştirmeye devam etmeyi bir marka taahhüdü olarak benimsemiş bir markadır. Coppertone, 70 yıllık marka tecrübesi ile güneşten korunma kavramını 1 numaralı öncelik olarak ele almaktadır.
    ÜRÜNLER
    Coppertone Güneş Koruyucu Losyon SPF 45, Coppertone güneş koruyucu serisinin buğday ciltlere uygun yüksek koruma sağlayan yeni jenerasyonudur.

    Coppertone Sunscreen Lotion SPF 45 62.00 TL

    Coppertone Forteplus Krem SPF 50+, yüksek SPF’li UVA/UVB koruyucular ve antioksidanların birleşimi ile oluşan, cildi hem koruyan hem de besleyen güçlü bir formüldür.

    Coppertone Forte Plus Cream 50+ 86.50 TL
    (Anti-aging özelliğine sahiptir)

    Coppertone Bebek Losyonu SPF 50+, bebeklerin hassas cildini UVA ve UVB ışınlarının hasarından korumak için özel olarak geliştirilmiştir.

    Coppertone Baby Sunscreen SPF 50+ 66.50 TL

     

    BABY Baby-Kids Forte SPF45

  • Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Kadınlarkulübü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan varisten kurtulmanın 15 yöntemi yazımızı siz varisten muzdarip kişiler için hazırladık.

    Varislerden kurtulmak için bir çok yöntem vardır. Fakat bunun tek kesin kurtuluş yolu ameliyattır. Şayet ameliyat olmak istemiyorsanız, bu çirkin görüntülerden ve varis ağrılarından kurtulmanın evde uygulayabileceğiniz basit çareleri vardır.Varisleriniz hafif miktarda ve ağrısızsa, evde tedavi yöntemleriyle, hayat tarzınıza uygulayacağınız bir kaç iyileştirme ile bu sorundan kurtulabilirsiniz.
    Tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi almak için yazımızı okumanızı öneririz. Kadınlarkulübü editörleri olarak araştırdık, uzman önerilerinden oluşan varisten kurtulmanın 15 yöntemi yazımızı siz varisten muzdarip kişiler için hazırladık.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Duruş Pozisyonu Önemli
    Uzun süre ayakta durmaktan veya oturmaktan kaçının. Ayaklarınızı devamlı aynı pozisyonda tutumak sirkülasyonu azaltır.
    Buna karşı pozisyonunu değiştirerek, ayaklarınızı uzatarak iyi bir kan dolaşımı sağlayıp, varisten korunmanızı sağlayacaktır.
    Pozisyonunuzu 30 dakikada bir değiştirin. Ofiste kalkın bir yürüyüş yapın, bu mümkün değilse, ayağa kalkın ve oturmadan önce hafifçe bir gerinip kendinize gelin.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Bacaklar Yukarı!
    Bacaklarınızı kaldırın ve kırmadan dikleyin
    Otururken ayaklarınız yukarıda pozisyonda oturmak, kan damarları üzerindeki baskıyı azaltacaktır.
    Bunun gibi ayaklarınızı bükmeden oturmak damalarlar üzerindeki olası basıncı önleyecektir.
    Ayaklarınızı bükmekten kaçındığınız gibi, kollarınızda varis varsa dirseklerinizi de bükülü tutmaktan uzak durmalısınız.
    Mümkünse ayaklarınızı bir tabure veya sandalyeye uzatın ve öyle oturun bu durum kan dolaşımını artıracaktır. Zaman zaman ayaklarınızı kalp seviyenize kaldırmakta varisi önlemekte etkili bir yöntemdir.
    Uyurkende ayaklarınızın altına üç dört yastık koyup yüksekte tutun. Yatarken ayaklarınızı uzatmak, otururken bükmeyip uzatmak gibi önemlidir.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Giysilerinize Dikkat!
    Yüksek topuklu ve dar giysiler giymekten uzak durun. Bu giyim öğeleri kanın damarlar üzerindeki dolaşımını güçleştirir. Varislerden korunmak için bu tavsiyelere uymak şarttır.
    Özellikle bel çevresi, bacaklar, ve kasıklardaki dolaşımı engelleyen dar giysilerden sakının.
    Az topuklu ayakkabı giymek baldır kaslarınızın daha iyi çalışmasına böylece iyi bir sirkulasyona neden olmaktadır.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Egzersiz Yapın
    Günlük hayatınızda egzersize yer vermeniz hem iyi bir dolaşım hem de kas oranında artma demektir.
    30 dakikalık yürüyüş bile vücuttaki kan dolaşımında özellikle bacaklardaki dolaşım üzerinde pozitif etki sağlamaktadır.
    Kardiyovasküler egzersizlere yönelmek, vücudun daha fazla kan pompalamasını sağlayarak, kol ve bacaklardaki kas oranını artıracak ve sizi varisten uzak tutacaktır.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Fazla kilonuz varsa kilo verin!
    Şayet şişmansanız, bu ayaklarınızın üzerine ekstra yük binmesi demektir, bu da varise açık bir davetiyedir
    Yediklerinize dikkat ederek ve biraz sporla kısa sürede istediğiniz kiloya kavuşabilirsiniz.
    İdeal kilonuza inmeyi kendiniz başaramadıysanız, bir diyetisyenden yardım almanızı öneririz.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Dengeli Beslenin
    İçinde bol taze sebze ve meyvenin bulunduğu bir diyet, bedeninizdeki tuz oranını dengeleyecek, lifli gıda alımını artıracak
    ve böylece kan basıncı stabilize ederek, damarların üzerindeki yükü hafifletecektir.
    Bu yolu izlemek sizi varisten koruyacaktır.
    Düşük tuz oranlı bir  beslenme programı bacaklarınızıdaki ödemi azaltacaktır.
    Bu faydalı yiyeceklerdeki antioksidanlar da güçlü ve sağlıklı damarların oluşmasını sağlayacaktır.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Sigarayı Bırakın Ve Alkolden Uzak Durun!
    Sigara ve alkol kan basıncınızı olumsuz yönde etkileyen durumlardandır.
    Bunları hayatınızdan çıkarmak, vücudun sağlığa kavuşmasını sağlamaktır, sağlıklı
    vücut sağlıklı organlar, damarlar, ve iyi bir dolaşım demektir.
    Alkol kan damarlarınızı genişleterek varise yol açar.
    Sigara ise tansiyon üzerinde direk etkilidir, sigarayı bırakmak varisten kurtulmakta atılacak en önemli adımlardandır.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varis Çorabı Giyin
    Ayaklarınıza kompres uygulayan bu çoraplar, varis üzerine terapötik baskı uygulayarak geçici de olsa varis ağrılarının hafiflemesine ve bu problemle başetmenize yardımcı olacaktır.
    Bu çorapları eczanelerden veya mağazalardan temin edebilirsiniz.
    Çoraplar sayesinde tüm ayaklarınız belli basınç altında tutulacaktır.
    Çoraptan başka, medikal malzeme satan yerlerden varis için yeni teknolojik ürünlerde temin edebilirsiniz, fakat doktorunuza danışmadan bunları kullanmayın.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Krem Çözüm Olabilir
    Bazı tıbbi ve güzellik kremleri daha iyi bir dolaşım sağlayarak, varis görüntüsünü önlemekte iddialıdır.
    Böyle kremler E Vitamini ve kalendula özü gibi anti enflamatuar etkenler içerir.
    Yalnız bu kremler yüzeydeki varisin görünümünü çok hafifletse de varis tedavi edilmeyince derinin altında kalmaya devam eder.
    Bu çözüm olsa olsa varisin görünümünden kurtulmak olup, bu hastalığı tedavi etmek anlamı taşımıyor.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    At kestanesi Variste Etkili!
    Atkestanesi varis ağrılarından kurtulmakta ve varisi azaltmakta etkisi bilinen bir bitki özüdür.
    Bazı çalışmalar at kestanesinin varis çorabı gibi etkili bir çözüm olduğunu gösteriyor.
    Atkestanesi bitkisi damarları desteklemek dendiğinde etkileyici referanslara sahip.
    Bitkinin tohumları, kestanenin kendisi, aescin olarak adlandırılan saponin içeren özel bir bileşen içerir ki bu bileşen damarların şişmesini engelleyebilir.
    Aescin aynı zamanda anti-inflamatuvar bir ajan olmasının yanı sıra damarın sertliğini kaybetmesini engelleyerek kan damarlarını kuvvetlendirir.
    At kestanesi kullanımı ile ağrı, yorgunluk, gerginlik hissi ve bacaklarda şişme, kaşıntı dahil olmak üzere tüm semptomlarda belirgin azalma veya tamamen iyileşme gözlemlenmiş.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varislere Elma Sirkesi!

    Bu kötü ağrılı görüntülere elma sirkesi sürmenin tıbbi olarak kanıtlanmış bir yararı yok, fakat halk arasında yaygın bir kullanımdır.
    Elma sirkesini bir pamuğa sürün ve varisli bölgeye sürerek, ardından bir kumaşla bölgeyi kapatın.
    Kumaş bölgede, etkisini göstermek için, yarım saat kalsın.

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Varisli Bölgeye Lazer
    Lazer tedavisi genellikle küçük damarlar üzerinde kullanılır.
    Güçlü bir lazer ışığı küçük öbekler halinde varisli bölgeye uygulanır ve bu görüntülerin yok edilmesi amaçlanır.
    Bu tedavi 15-20 dakika sürer ve 3mm’den geniş varislerde uygulanmaz.
    Varisiniz yaygın değilse, 2-5 seansla bu iletin görünümünden kurtulabilirsiniz.

    varis tedavisi
    varis tedavisi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Skleroterapi Tedavisi Uygulatın
    Bu varisten kurtulamanıza yardımcı olan bir enjeksiyon türüdür.
    Tedavide doktor varisli bölgeye enjeksiyon uygulayarak kan akışını tamamen durdurur ve varis yara halini alıp gözden kaybolur.
    Anestezi gerektiren bir yöntem değildir.
    6-8 hafta boyunca uygulanır.
    Microsclerotherapy denilen bu tedavinin diğer bir şeklide mevcuttur.

    varis tedavisi
    varis tedavisi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Endovenöz termal ablasyon Yöntemi
    Bu tedavi için, lazer ya da radyo dalgaları güçlü ısı ile varis damar görüntülerini yok etme yöntemidir.
    Derin varisleri tedavide bu yol uygulanır.
    Doktorunuza danışarak bu tedavinin sizin için uygun olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

    varis tedavisi
    varis tedavisi

    Varisten Kurtulmanın 15 Yöntemi
    Flebektomi Yöntemi
    Yaklaşık 1cmlik kesilerle çok kalın varislere uygulanan bir yöntemdir.
    Belden uyuşturma veya genel anastezi ihtiyacı olan bu yöntemde özel cihazlar yardımı ile kesiden girilerek varisler çıkartılır.
    Küçükte olsa kesik izleri kalır. İşlem sonrası kendiliğinden, 2-3 haftada geçen morluklar olabilir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol sayesinde siz de bu dertten kurtulacak artık horlamayacaksınız!

    Horlama her yaşta görülebilen fiziksel bir sorundur.Yaşlı insanlar daha yüksek sesle ve şiddetle horlama eğilimindedir.
    Uyku sırasında solunum yaparken havanın akışına engel bir durum varsa, yüksek ses ile sonuçlanır ve buna horlama denir.Hava akışı düzensiz, yetersiz uyku veya yataktaki yatış pozisyonu gibi nedenlerle rahat nefes alınamıyorsa bunlar hep horlama nedenidir. Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol sayesinde siz de bu dertten kurtulacak artık horlamayacaksınız!

    Horlama zararsız gibi görünse de, kalitesiz uyku alımı, gün boyu agresiflik ve yorgunluk gibi sonuçlar doğurabilen bir etkendir.
    Ayrıca odadaki diğer insanların uyku düzenini bozarak, huzurlu bir gece geçirmelerini engelleyen bir durumdur.
    Aşırı horlama böbrek, kalp beyin gibi hayati organların oksijen alınımını engelleyerek, çalışma fonksiyonlarını bozabilir.  En doğru olanı biran önce bu problemden kurtulmaktır.
    Size bildireceğimiz horlamadan kurtulmak için 6 doğal yola uyarak bu soruna çözüm bulabilirsiniz.

    Yatış Pozisyonu Mühim
    Size önerimiz horlamak istemiyorsanız, asla sırtı üstü yatmayın.
    Sırt üstü yattığınızda dil ve boğaz kasları gerginliği azalır, gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz.,ve bu gevşemeye bağlı olarak horlama görülür.
    Yüzüstü yatmakta sağlıklı bir pozisyon değildir.
    Doktorların önerisi sağ avucunuz sağ yanağınızda olmak üzere, sağ tarafınıza yatmanızdır.
    Horlamanızda önemli ölçüde azalmanın olduğunu göreceksiniz.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Reyhan Çayı
    Birkaç fesleğen(reyhan) yaprağını ezin ve bir fincan ölçüde 2 dakika kaynatın.
    1 tatlı kaşığı bal ekleyip, çayı süzmeden için.
    Fesleğen tıkanıklığı açarak boğaz yolunuzu, soluk borunuzu açık tutar.

    Horlamadan kurtulmak
    Horlamadan kurtulmak

    Papatya Çayı
    1 bardak sıcak suya kuru papatya atıp, demleyin ve bir tatlı kaşığı bal ekleyip sıcak sıcak için.
    Papatya çayının sinirler üzerinde yatıştırıcı ve sakinleştirici etkisi vardır.
    Stresi azaltıp, horlamayı keser.

    Horlama Sorunundan Kurtulmak İçin Tavsiyeler
    Horlama sorunundan kurtulmak istiyorsanız kesinlikle alkolü bırakmalısınız.
    Alkol boğazın arkasında bulunan kasların düzgün bir şekilde çalışmasını engeller.
    Düzenli spor yapmakta kasları güçlendiren ve horlamayı engelleyen şeylerdendir.
    Obezite de horlamanın en büyük nedenlerindendir.
    Şayet kiloluysanız, kilo vermelisiniz.
    Kilo verip, ideal kiloya ulaştığınızda horlamanızında geçtiğini göreceksiniz.

    Uyumadan önce ağır yemeklerden kaçının, şayet açsanız açlığınızı narenciye ve sebze yiyerek bastırın.
    Sağlıklı beslenmekte horlamaktan kurtulmakta etkilidir.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Zeytinyağı
    Yatağa girmeden önce yalnızca bir çay kaşığı zeytinyağı içerseniz, boğaz kaslarınız kayganlık kazanır,
    soluk borunuz açılır ve bu da horlamayı azaltır ya da engeller.
    Böylece uykuda soluk alıp verirken, dokular artık titreyip ses çıkarmaz.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Süt
    Her gece yatmadan önce ılık bir bardak süt için.
    Buna bir tutam zerdeçal tozu veya biber tozu ekleyin.
    Zerdeçal solunum yollundaki herhangi bir tıkanıklığı temizler, ve soluk borusunun açık olmasını sağlar.
    Süt ise soluk borusunun büyük koruyucularındandı.
    Böylece nefes alışverişiniz rahat ve kolay olur.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu

    Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu

    Evde diş beyazlatmanın 7 doğal yolu ile siz de arzu ettiğiniz mükemmel dişlere kavuşacaksınız.

    Hepimizin hayali bembeyaz inci gibi dişlere sahip olmaktır.
    Güzel dişler gülümsemenizi güzelleştirmekle kalmaz, sizi çekici biri yapar.
    Beyaz ve düzgün sıralanmış dişler güzelliğinize güzellik katar.
    Evde diş beyazlatmanın 7 doğal yolu ile siz de arzu ettiğiniz mükemmel dişlere kavuşacaksınız.

    dis_beyazlatma

    Karbonat, adaçayı ve Tarçın 1 çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı adaçayı ve 1 çay kaşığı tarçını birbirine ekliyoruz. Islak ve temiz bir diş fırçası ile dişlerimizi fırçalıyoruz. Her akşam yatmadan önce bunu tatbik edin sonucu 1 haftada göreceksiniz

    Evde Diş Beyazlatmanın 7 Doğal Yolu
    Strawberries-Çilek

    Çilek dişlerde tartar oluşumunu yumuşatır ve onlara beyaz ve temiz bir görünüm verir.
    Çilek, diş macunlarında beyazlatıcı olarak kullanılan, önemli bir enzim olan malik asit içerir,
    ikinci olarak bu mükemmel meyve, ağzınızdaki ve dişlerinizdeki bakterileri izale eden liflerle kaplıdır.
    Çileği alın ve ezin, macun kıvamına geldiğinde dişlerinizi bunla fırçalayın.
    Bu uygulama dişlerinizi beyazlattığı gibi dişteki kalıntılarıda temizleyecektir.
    Fakat bu uygulamayı sık tekrarlamamalısınız, çilek asidiktir, çok fazla kullanıldığında
    diş minesine zarar verebilir.

    Diş Beyazlatmanın Doğal Yolları İçin Tıklayınız

    SaltTuz
    Tuz antibakteriyeldir ve bir temizlik maddesidir.

    Macununuza tuz ekleyip kullanmak, tuzun aşındırıcı özelliğinden dolayı, dişlerinizdeki kalıntıları giderir, temiz ve beyaz dişlere kavuşursunuz.
    Dişlerinizi beyazlatmak istediğinizde bu uygulamayı yapabilirsiniz.

    Bay-Leaf-and-orange-Peel

    Defne Yaprağı Ve Portakal Kabuğu
    Defne yaprağını alın ve ezin.
    Portakal kabuğunu rendeleyip, ezdiğiniz defne yaprağına ekleyip macun kıvamına getirin.
    Diş fırçanıza bu macunu sürün.
    5 dakika boyunca dişinizle bunla fırçalayın.
    Dişleri beyazlatmakta kesinlikle etkili bir yöntemdir.
    Her gün uygulanması dişlerin üst tabakasını aşındırabileceğinden tavsiye edilmez.Raw-carrots-1

    Havuç
    Çiğ şekilde havucu rendeleyin, ezin macun kıvamına getirin ve fırçanıza koyup, dişlerinizi bunla fırçalayın
    Havuç içerisinde dişleri beyazlatmak için özel bir madde içermez fakat
    havucun sert yapısı, dişlerinizi temizleyerek, onları beyaz ve çekici bir görüntüye kavuşturur.
    Havucun dişlere uygulanmasında herhangi bir mahsur olmadığından dişlerinizi beyazlatmak için, hergün uygulamnızı tavsiye ederiz.
    Dişlerinizi önce limon veya çilekle beyazlattıktan sonra, bu beyazlığı korumak
    için size önerimiz hergün dişlerinizi, fırçanıza koyduğunuz havuç parçalarıyla ovun.banana-peel

    Muz
    Muzda vücudunuz için gerekli çok değerli besinler vardır.
    Fakat muz kabuklarının bir işe yaramadığını düşünüp onları çöpe atarız.
    Dişlerinizi doğal yönden beyazlatmak için size önerimiz, muzun kabuğunu çöpe atmayın!
    Muzun kabuk kısmını ezip macun yapın, bunla dişlerinizi 2-3 dakika boyunca fırçalayın.
    15-20 dakika sonra normal diş macununuzla fırçalayın.
    Bunu haftada 3 kez uygulayıp, beyaz dişlere kavuşabilirsiniz.fruits

    C vitamini içeren gıdalar
    C vitamini açısından zengin meyveler dişlerinizi beyazlatmak yardımcı olabilir.
    Limon, portakal, çilek domates gibi gıdaları dişlerinize uygulayabilirsiniz. Bunları ezip macun yapın, fırçanıza sürüp, birkaç dakika boyunca bunla dişlerinizi fırçalayın.
    Biraz dişinizde dursun bu macun, ardından dişinizi yıkayıp durulayın.
    Dişleriniz beyazlayacak ve temizlenecektir.baking-soda

    Karbonat
    Karbonat dişleri beyazlatma amaçlı yüzyıllardır kullanılan bir maddedir.
    Bu gıdadan macun hazılaması çok kolay, yapmanız gereken biraz suyla, karbonatı karıştırıp macun kıvamına getirmek, bu macunu fırçaya sürüp, dişlerinizi fırçalamak hepsi bu.
    Yapılan son çalışmalar, karbonatın en güçlü ve en güvenilir diş beyazlatıcı olduğunu gösteriyor.
    Yalnız sık sık uygulamamalı, dişlerde aşınmaya neden olup, diş çürüklerine yol açabilir.

    İlgili Konular

    Diş Nasıl Fırçalanır? Resimli Anlatım

    Bitkisel Diş Beyazlatma Yöntemleri Nelerdir?

    Diş Hekimi & Diş Hastanesi

     

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Balık yağı kalp hastalıklarını önlemiyor

    Balık yağı kalp hastalıklarını önlemiyor

    Kanada’da balık yağının faydalarına ilişkin bir araştırma yapıldı.

    Ottawa Üniversitesi Kalp Enstitüsü bilimadamlarından oluşan ekibin lideri Dr. Fodor, Danimarkalı Dr. Bang ve Dr. Dyerburg tarafından 1970’li yıllarda “Balık yağı”nın faydalarına ilişkin yapılan orijinal çalışmanın, bilinenden farklı olduğunu öne sürdü.

    Fodor: “Bu araştırma o yüzden yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş. Ben, balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı için bir yararı olduğuna inanmıyorum”

    Balık yağının tüm dünyada tanınmasına ve milyarlarca dolarlık bir pazar oluşmasına sebep olan 1970’li yıllarda yapılan alanındaki ilk bilimsel araştırmanın bilimsel temellere oturmadığı iddia edildi.

    Bol balık yemenin ve balık yağının kalp rahatsızlıkları üzerindeki etkilerini araştıran bilim ekibinin çalışmalarının sonuçları, Kanada Kardiyoloji Dergisi’nde yayımlandı.

    Orijinal araştırmanın belgelerini tek tek incelediğini ve İnuit halkının kalp hastalıkları sıklığının hiçbir şekilde ölçülmediğine rastladıklarını belirten Fodor, “Eski araştırmacılar, Grönland halk sağlığı kayıtlarına ve kulaktan dolma bilgilere dayanmış. Görüştükleri yerel halk kalp hastalıklarının çok nadir olduğunu söylemiş. Haliyle bu veriler bilimsel olmaktan uzak ve çok zayıftır” dedi.

    Dr. Fodor, 70’li yılların Grönland’ında, zor ve çetin doğa şartları yüzünden birçok kişinin doktor veya sağlık merkezine ya erişemediğini ya da erişimin sınırlı olduğunu, bu sebeple sağlık kayıtlarının da az ya da hiç olmadığını hatırlattı. Yaptıkları çalışmada İnuit halkının kalp hastalığı oranlarının, İnuit dışındakilerle benzer, kalp krizinden ölenlerin oranının ise çok yüksek olduğunu dile getiren Fodor, çalışmada ayrıca Grönland İnuitlerinin genel ölüm oranlarının bölge dışındakilerden iki kat yüksekliğini de saptadıklarını kaydetti.

    Çoğu araştırmacının, orijinal çalışmanın sonuçlarını okumadığını ileri süren Dr. George Fodor, “Bu araştırma o yüzden yıllarca olduğu gibi kabul edilmiş. Ben balık yağı kapsüllerinin insan sağlığı için bir yararı olduğuna inanmıyorum. İnsanlar balık yağı kapsüllerinin kalp hastalıklarını önlemede yardımcı olmadığını bilmeli” dedi.

    Dünya kamuoyu 1970’lerde, Danimarkalı doktorların araştırması sonucu, Grönland’da yaşayan İnuit halkının, çok fazla balina ve fok eti yemeleri ve bunların omega-3 yağ asitleri açısından zenginliği dolayısıyla kalp hastalıkları oranlarının düşük olduğu fikri ile tanışmıştı.

    AA

  • Diş macunu ve sabun kısırlık sebebi mi?

    Diş macunu ve sabun kısırlık sebebi mi?

    Almanya’da yapılan araştırmaya göre, erkeklerde açıklanamayan kısırlık sorunlarının sebebi evlerde kullanılan maddeler olabileceğini gösterdi.

    Diş macunu, sabun, güneş kremi ve bazı plastik maddelerde bulunan her üç kimyasaldan birinin, erkeklerde sperm kalitesini düşürdüğü ortaya çıktı. Almanya ’da yapılan araştırmaya göre, erkeklerde açıklanamayan kısırlık sorunlarının sebebi bu maddeler olabilir.

    Almanya’nın Bonn kentindeki Avrupa Çalışmaları merkezinde yapılan araştırmada, evlerde yaygın olarak ‘görülen‘ 96 kimyasaldan 30′u spermlerin yüzme hareketini doğrudan etkilediği tespit edildi. Öyle ki, spermler yumurtayı döllemek için kritik önem taşıyan enzimleri olması gerekenden daha erken salıyor. Yani sperm, ‘kısır‘ hale geliyor. Araştırma, söz konusu kimyasalların vücuda aynı anda girmesi sonucunda bir tür ‘kokteyl etkisi’ ortaya çıktığını, yani kısırlaştırma etkisinin arttığını da ortaya koydu.

    Kopenhag Üniversitesi’nden Profesör Niels Skakkebaek araştırma hakkında, “Endüstriyel ürünlerdeki endokrin engelleyici kimyasallarla insan spermlerinin işleyişi arasında ilk kez doğrudan bir bağlantı tespit ettik. Bulgularımız, bu kimyasalların önceden düşünüldüğünden daha tehlikeli olduğuna işaret. Fakat modern toplumlarda artan kısırlığı bu şekilde açıklayıp açıklayamayacağımızı gelecekteki araştırmalar gösterecek” dedi.

    The Independent, insanların söz konusu kimyasallara her gün gıda ve içeceklerin yanı sıra krem veya sabun yoluyla da maruz kaldığını; bu araştırmanın sonucunda Avrupa’da bazı ürünlerin kullanımına yasak veya kısıtlama getirilebileceğini yazdı.

  • Menopoz gözyaşını azaltıyor

    Menopoz gözyaşını azaltıyor

    Menopoz döneminin gözyaşını azaltıp göz kuruluğuna neden olabileceğini biliyor muydunuz? Göz kuruluğunun menopoz döneminde kadınların %45’inde görülebildiğini söyleyen göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emrullah Taşındı, gözyaşı azlığı sorununa erken müdahale edilmediği takdirde ciddi göz sorunlarına ve enfeksiyonlara neden olabileceği konusunda uyardı.

    Kadınların korkulu rüyası menopoz, gözyaşını azaltarak, gözde kuruluğa neden oluyor. Kuru göz her yaş grubunu etkileyen bir rahatsızlık olmakla beraber, menopoza bağlı hormonal değişimler sebebiyle genelde kadınlarda daha sık ortaya çıkıyor. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen göz kuruluğu, yaklaşık yüzde 35 oranında gözleniyor. Gözyaşı salgısı, kadınlarda ilerleyen yaşla birlikte azalıyor. Menopozdan itibaren kadınlarda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte gözyaşı üretimi de azalıyor. Altmış beş yaş üstü kadınlarda yaklaşık yüzde 15 oranında gözyaşı kalite bozukluğu görülüyor. 40 yaşın üstündeki kadınlarda daha sık rastlanan göz kuruluğu, hava kirliliğinin yüksek olduğu büyük şehirlerde daha yüksek oranlarda görülüyor.

    Göz kuruluğu, özellikle akşam geç saatlerde bulanıklık veya gözlerde yorgunluk ya da sabah uyanınca gözü açmada zorlanma, gözlerde yanma batma şeklinde kendini gösteriyor. Bugün en fazla görülen göz hastalıklarından birinin kuru göz olduğunu ifade eden göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emrullah Taşındı “Menopozdan sonra gözlerde yanma, batma, kızarma gibi şikâyetlerle ortaya çıkan göz kuruluğunun tedavisinde, yapay gözyaşı damlaları ve gözyaşı salgısını artırıcı ve kuru göze özgü bağışıklık yanıtını baskılayıcı damlalar yanında destekleyici tedaviler de uygulanmaktadır. Diğer taraftan gözyaşı yapımını azaltan ve menopoz döneminde kullanımında artış görülen antidepresan ve antialerjik ilaçların kullanımının azaltılması da önem taşımaktadır” şeklinde bilgi verdi.

    Sık sık göz kırpın
    Dakikada ortalama 25 defa göz kırpıyoruz. Okurken, bilgisayar kullanırken bu sayı 8’e düşüyor. Eğer gözümüzün yaşı eksilirse veya buharlaşırsa, göz yüzeyimiz kuru iken bu kırpma işlemini yaparsak canımız yanar ve huzursuz oluruz. Kuruluk hafif olduğunda sanki uykumuzu iyi alamamışız gibi bir his, orta şiddette kurulukta, batma, yanma gibi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emrullah Taşındı “Göz kuruluğu sorunu yaşayan kişilerin bol su içmeleri, gözlerini ovalamamaları, ağır makyaj yapmamaları, sigara ve dumandan uzak durmaları gerekiyor. Bunun yanında bilgisayar kullanımını sınırlamak ve gözleri sık kırpmak önemli” şeklinde konuşuyor.

    Makyaj yapma ya da makyajı tam silememe
    Makyaj yaparken sıvı kozmetiklerin kullanılmaması, kozmetiklerin iç göz kapağına sürülüp gözle temas etmemesi, mümkün olduğu kadar antialerjik, “water-proof” olarak nitelenen kozmetiklerin kullanılması, kirpik diplerinin tıkanmaması gibi alınabilecek çok sayıda önlem bulunuyor. Gözyaşı kuruluğu olan kişide özellikle kalitesiz rimeller iç kısma sürüldüğünde ve göze kaçtığında, gözyaşı bunu atamıyor. Atamadığı için iritasyon dolaylı olarak artabiliyor. Makyajın çok iyi temizlenmesi ve arkasından suni gözyaşıyla temizlenmesi iritasyon riskini azaltıyor.

  • Bahar gribinden nasıl kurtulunur?

    Bahar gribinden nasıl kurtulunur?

    Selenyum itibariyle zengin olan Sarımsak, sağlık için yararları çok olan bir besindir. İçeriğinde manganez, B 6, C,B 1vitaminleri,kalsiyum,fosfor ve bakır bulunur. Sarımsak, kolesterolü ve tansiyonu düşürür, kalp ve damar sıhhatini korur, kalp krizi riskini azaltır, içeriğinde bulunan ”alojene”sayesinde kanın pıhtılaşmasını önler.

    Anti Bakteriyel özelliği sayesinde bakteri ve virüslerin sebep olduğu hastalıkların iyileşme sürecini hızlandırır. Kolon ve mide kanseri başta olmak üzere bir çok kanser türünden korur. Sarımsak, demir emilimini de artırır. Mide gazına iyi gelen bu altın besin sindirimi de kolaylaştırır. Antiokidan özelliğe sahiptir. Bahar aylarında ortaya çıkan nezleden korunmak ya da kurtulmak için de Sarımsak epey etkili bir besindir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve vücut direncini artırır. Nezle olduğunuzda sarımsak yiyerek iyileşme sürecinizi çabuklaştırabilirsiniz.Yalnız sarımsağın kanaat inceltici tesiri olması nedeniyle adet dönemindeki bayanlar, operasyon olacak kişiler bu besini tüketmemelidirler. Ayrıca tansiyonu normalde düşük olan kişilerde bu besinden uzak durmalılar. Zira kan basıncı zati düşükse sarımsak bunu henüz da düşürerek kişileri halsiz bırakabilir ve hatta bayılmalarına bile sebebiyet verebilir. Hipertansiyon rehabilitasyonu için düzenli ilaç kullananlarda kesinlikle doktora danışarak besini tüketmeliler.