Sevildiğimi hissetmiyorum.. hissedecek miyim?

Ayneeeen. Benim eşim de öyle çok güveniyordu.. Onu çok sevdiğimi biliyordu. Sen yapamazsın diyordu. Davayı sen açacaksın diyordu. Blof yapıyordu. Boşanma celbi eline gitti. Nikahın sakasi olmaz. Hele ki en ufak sorunda bu dile getirilmez. Dile getirilirse elinizde patlar. O çok seven insan birden buz gibi olur. İsterse çok iyi bir insan olsun eşi. Benim eşim de kötü biri değildi. Ama konu sahibi gibi takıntılı ve zırt birt boşanma dediği için ona yol verdim. İnsanların sevgisini sinamayin. Konu sahibi resmen eşinin sevgisini sınıyor. İstediği kalıba girsin istiyor.
Boşandınız yani ?
Bizim de sorunlar oldukça ben dedim boşanırım diye
En son o evi terketti ve boşanıyoruz dedi
Şuan ayrı evde yaşıyor boşanmak istiyor kararlıyım diyo buz dolabı gibi aynen
 
Boşandınız yani ?
Bizim de sorunlar oldukça ben dedim boşanırım diye
En son o evi terketti ve boşanıyoruz dedi
Şuan ayrı evde yaşıyor boşanmak istiyor kararlıyım diyo buz dolabı gibi aynen
Tabi ki de . Mahkemeye verdim. Boşanma aşamasındayım. Terkeder affetmez. Bu işin asla şakası olmaz. Öfkeli iken dedim bilmem ne. Hayır zihnindeki neyse odur. Bana da yalvardı ağladı. Bitti dedim. İnsanlar sevgiye çok güvenip bu beni bırakmaz diyor. Ne verirseniz onu alırsınız. Eşiniz sizin ana ya da babanız değil ki menfaatsiz bağrına bassın. Bu dünyanın her yerinde aynı.
 
Şunu da bilin eşiniz dönse bile. Hiç birşey eskisi gibi olmaz.. Bugün evi terkeder boşanma davası açmaz belki. Ama yeni bir tartışmada bu sefer iş mahkemede biter. İnsanlar neden sevgiyi tüketir anlaması güç.
 
Ah ah daha iki yıllık bir evlilik için niye bu kadar kaygı?
Biraz akışına bırakın hayatı . Eşiniz ve diğer eşler hepsi evliliğin ilk günü ilk yılı gibi olmaz olamaz lütfen bu kadar beklenti duymayın sadece kendinizi yorarsiniz. Ayrıca benim eşim yaklaşık dört beş yıldır seni seviyorum demedi eve yardım asla etmez ağlasam Beter ol der nerdeyse. Yani demem o ki adam iyi biri , siz evlilik daha tam oturmadığı için kaygı duyuyosunuz.
Bnm eşim bana yardım etmez maaş kartımı aldı istediğim bir şey olduğunda da almaz bana daha dün kavga ettik ve sebebide dolaptan 2 tabak istemem bağırdı çağırdı gitti geldiğimde inşallah gebermiş olursun dedi
 
Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Sonra benim okuduğum şehire geldi ve işe başladı. Güzel bir nişanlılık geçirdik, sonra pandemi olduğu için yurdum kapanacaktı benim ya aile evime dönmem ya da evlenmem gerekiyordu ailemiz destek oldu ve evlendik. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, çöpleri değiştirir kedimizin bütün işlerini yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere iki hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Ama malesef yeminimi bozdum. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
Adam neden değişmek zorunda siz değişin kabullenin onu biraz da, o kadar pozitif özelliğini saymışsınız insan az ben ne yapıyorum peki der sürekli dırdır sürekli mızmızlık yapıyosunuz kavga çıkartıyosunuz gibi görünüyo burdan. Üç günde bir diyosunuz daha ne anlamadım yuh yani
 
Öncelikle sürekli evden çalıştığınız için dışarı giden Eşiniz kadar çok yorulmuyorsunuz.İlgi ve sevgi beklediğiniz adam size göre daha yorgun ve kafası meşgul.Erkekler genelde sonuç odaklıdır seviştik barıştık.yani söylememe gerek yok kafası vardır.hayatınızın merkezine onu almayın.bir hobi meşgale bulun kendinize.sürekli ilgi beklentisi daha çok uzaklaştırır sizi.Arkadaşlıklar kurun onlarla buluşun.Eve dönünce sizi özlesin.yoksa siz sürekli evde.her an elinin altında olmayın.Unutmayın eşler birbirlerine gore zamanla şekil alırlar.sadece sizin isteginize gore değil.Birazda siz alışıp ona uyun.Sizi kıramayan üzmeyen naif bir Eşiniz var anladığım kadarıyla.Kiymetini bilin.Biraz araya özlem girsin daha tatlı olucak herşey
 
Öncelikle bunun boşanacak kadar büyük bir neden olmadığını düşündüğümü söylemekle birlikte.. haklı olduğunuzu düşünüyorum ve sizi anlıyorum.. Belli ki içiniz içinize sığmıyor, biraz daha tutku biraz daha heyecan olsun istiyorsunuz. Bende öyle biriyim. Her gün değil ama ayda yılda bir, yada özel bir günde, bi bişeyde yani bi alevlenelim en azından istiyorum hayatımda olan kişi ile. 3 bin bakımı gibi bir şey. Her gün her an değil, ama arada tutkulu bir 'seni çok istiyorum' u duymak gerek. Uzun süreli durağanlık beni bunaltıyor ve yetmemeye başlıyor. Kadın kadın hissedemiyorum öyle olunca.

Bide anlamadığım, herkes size yürümüş burda🙄.. zaten beklentinizi ve neyi eksik hissettiğinizi paylaşmışsınız eşinizle. Sizi günlerce günlerce ağlarken erirken izleyeceğine, durumu düzeltmek adına bir koca ve içten 'seni çok seviyorum' demek, bir buket çiçek alıp size istediğiniz gibi yaklaşmak çok zor olmamalı. Zaten bir kez yapsa sakinleşirsiniz muhtemelen. Anladığım kadarıyla 2 yıldır yoksunluk yaşıyorsunuz. Yoksa yanlış mı anladım, eşiniz ara sıra beklediğiniz gibi gösteriyor ama siz hergün mü olsun istiyorsunuz, yetmeyen bu mu?

Çalışıyo yorgun olsa nolcakki 3 tane fabrika mı yönetiyo ki o kadar yorulacak? Hepimiz çalışıyoruz. İlişkide birbirinin duygularını önemsemek ve ciddiye almak önemli bir nokta bence. Bi taraf kendimi kötü hissediyorum çünkü buna ihtiyacım var dediğinde karşı tarafın ciddiye alması gerek. Yada o aynı şekilde sizden bir beklentisini, onu çok etkileyen bir duygu durumunu söylerse, sizde ona göre ciddiye almalısınız. Aksi halde çile
Ha ama çok sık 'yalvartayım, süründüreyim' şeylerine giriyorsanız bu irite ediyor o yüzden, çözmek için uğraşmıyor olabilir
 
Bnm eşim bana yardım etmez maaş kartımı aldı istediğim bir şey olduğunda da almaz bana daha dün kavga ettik ve sebebide dolaptan 2 tabak istemem bağırdı çağırdı gitti geldiğimde inşallah gebermiş olursun dedi
Sen de kocana ödül olarak bebek yapmaya uğraşıyorsun öyle mi. Ne diyeyim ki.
 
Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Sonra benim okuduğum şehire geldi ve işe başladı. Güzel bir nişanlılık geçirdik, sonra pandemi olduğu için yurdum kapanacaktı benim ya aile evime dönmem ya da evlenmem gerekiyordu ailemiz destek oldu ve evlendik. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, çöpleri değiştirir kedimizin bütün işlerini yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere iki hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Ama malesef yeminimi bozdum. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
Adama üzüldüm. Size daha nasıl davranmasını istiyorsunuz ki? Bir süre sonra kendisi sıkılacaktır bence sizin tavırlarınızdan. Evlilik tek taraflı bir şey değil.sizin tavırlarınız eşinizinkine göre çok çocukça
 
Siz daha tutkulu seviyorsunuz ve ayni tutkuyu gormek istiyorsunuz.goremeyince agresiflesip iliskinize zarar veriyorsunuz.terapi imkani varsa bu durumu cozer ama hatanin sadece karsi tarafta olmadigini kabul edin.ben dilini birakin acilen.
 
Nefrett ederim boyle mic mic her an sevgi her an ilgi bekleyen miz miz insanlardan.

Partnerlerine yasama alani birakmayan tipler bunlar.

Beni seviyor musunnn
Bir daha soyleee
Bir dahaaa
Ya size derdini açmış birini bu şekilde yargılamak ne kadar doğru? iyi niyetle yazmış olsanız bile bu üslup birine yardımcı olamaz ki. Ben yazan kişiyi çok iyi anlıyorum çünkü ben de eşimin bana gösterdiği ilgiden sevgiden asla tatmin olamayıp en ufak bir şeyde hemen beni sevmiyor musun yoksa artık diyen "TİP"lerdenim. Ama bu tip dediğimiz şey psikoloji ne yazık ki ve öyle dalga geçilmeyecek kadar da ciddi bir şey. Ben de çok istiyorum sürekli ilgiye ihtyaç duymayıp kendi kendime duygusal anlamda yetebilmeyi ama başaramıyorum, annem ve babamdan çocukluğumda asla sevgi göremediğim için bu tatminsizlik hissi gitmeyebilirmiş.

Demem o ki bu yargıladığınız saçma bulduğunuz konu ne yazık ki kişinin o kadar da kolay değiştirebildiği bir şey değil. Ama varsa bir çözüm öneriniz, seve seve okur faydalanırız.
 
Öncelikle yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ve boşanma konusunda söylediklerimizi katılıyorum. Sadece çok sinirli bir yapım olduğu için o an öyle sinirleniyorum ki öyle hissediyorum gerçekten. Sevilmedigim bir evlilikte niye kalıyorum diye düşünüyorum. Ama sakın kafayla saçmaladigimin farkına varıyorum
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki. "Sevilmediğim bir evlilikte kalmak istemiyorum" dediğim her an saçma sapan şeyler yapıyorum. Mesela dün sırf uyumadan önce beni seviğp öpmedi diye yatağımızdan kalkıp diğer odaya gittim uyumaya ilk kez, geldi çocuk musun sen diye kızdı kızdı kavga ettik ve gitti. Sabah işe giderken bile yanıma uğramadı. Bu davranışın en çok kendime zarar verdiğini görüyorum. Bize ancak kendimiz iyi gelebiliriz. Nasıl olur bilmiyorum ama bu tatminsizliğin sebebi eşlerimiz değil, biziz.
 
Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Sonra benim okuduğum şehire geldi ve işe başladı. Güzel bir nişanlılık geçirdik, sonra pandemi olduğu için yurdum kapanacaktı benim ya aile evime dönmem ya da evlenmem gerekiyordu ailemiz destek oldu ve evlendik. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, çöpleri değiştirir kedimizin bütün işlerini yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere iki hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Ama malesef yeminimi bozdum. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
Hepsini okuyamadim ama her defasinda kavga ederek daha da uzaklaştiracaksiniz. Surekli sevgiye açsiniz. Karşinizdaki insani yipratiyorsunuz. Sevgililik, nişanlilik donemleriyle kiyaslamayin. Ayni olur mu? Zamanla tutkulu sevgi bağliliğa donuşur. Çalişmiyorsunuz galiba. Buyuk ihtimal evde olmaktan takiyorsunuz. Uğraşlar bulun
 
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki. "Sevilmediğim bir evlilikte kalmak istemiyorum" dediğim her an saçma sapan şeyler yapıyorum. Mesela dün sırf uyumadan önce beni seviğp öpmedi diye yatağımızdan kalkıp diğer odaya gittim uyumaya ilk kez, geldi çocuk musun sen diye kızdı kızdı kavga ettik ve gitti. Sabah işe giderken bile yanıma uğramadı. Bu davranışın en çok kendime zarar verdiğini görüyorum. Bize ancak kendimiz iyi gelebiliriz. Nasıl olur bilmiyorum ama bu tatminsizliğin sebebi eşlerimiz değil, biziz.
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Benim gibi birinin hissettiklerini okumak, yalnız olmadığımı hissetmek çok iyi geldi. Bahsettiğiniz odayı terk etmeyi ben de çok yaptım. Malesef hiç bir şeye yaramadı. Yine birkaç gün sonra barışıp onu sevgiye boğup beklentiler içine girdim. Ve yine hayal kırıklığı. Malesef kendimi geride tutamıyorum, ağırdan alamıyorum. Ona olan bu sevgi hassasiyeti nereden geliyor onu da bilmiyorum. Ben kimseye karşı böyle değildim, umursamazdım beklentim olmazdı. Aslında konuyu açtığimdan bu yana baya düzeldim ilişkimiz her yönden iyiye gidiyordu. Az önce yatmadan önce öpmek istedim baştan savma öpünce sinirlenip kendi istemedigi zaman niye azıcık olsun benim için bir şeylere katlanmadigini sordum. Abarttigimi ve sorun cikardigimi söyledi. Yaptığını inkar etti.. yine sessizce ağlayarak arkamı döndüm sonra. Artık kavga çıkarmak da gelmiyor içimden..
 
Öncelikle bunun boşanacak kadar büyük bir neden olmadığını düşündüğümü söylemekle birlikte.. haklı olduğunuzu düşünüyorum ve sizi anlıyorum.. Belli ki içiniz içinize sığmıyor, biraz daha tutku biraz daha heyecan olsun istiyorsunuz. Bende öyle biriyim. Her gün değil ama ayda yılda bir, yada özel bir günde, bi bişeyde yani bi alevlenelim en azından istiyorum hayatımda olan kişi ile. 3 bin bakımı gibi bir şey. Her gün her an değil, ama arada tutkulu bir 'seni çok istiyorum' u duymak gerek. Uzun süreli durağanlık beni bunaltıyor ve yetmemeye başlıyor. Kadın kadın hissedemiyorum öyle olunca.

Bide anlamadığım, herkes size yürümüş burda🙄.. zaten beklentinizi ve neyi eksik hissettiğinizi paylaşmışsınız eşinizle. Sizi günlerce günlerce ağlarken erirken izleyeceğine, durumu düzeltmek adına bir koca ve içten 'seni çok seviyorum' demek, bir buket çiçek alıp size istediğiniz gibi yaklaşmak çok zor olmamalı. Zaten bir kez yapsa sakinleşirsiniz muhtemelen. Anladığım kadarıyla 2 yıldır yoksunluk yaşıyorsunuz. Yoksa yanlış mı anladım, eşiniz ara sıra beklediğiniz gibi gösteriyor ama siz hergün mü olsun istiyorsunuz, yetmeyen bu mu?

Çalışıyo yorgun olsa nolcakki 3 tane fabrika mı yönetiyo ki o kadar yorulacak? Hepimiz çalışıyoruz. İlişkide birbirinin duygularını önemsemek ve ciddiye almak önemli bir nokta bence. Bi taraf kendimi kötü hissediyorum çünkü buna ihtiyacım var dediğinde karşı tarafın ciddiye alması gerek. Yada o aynı şekilde sizden bir beklentisini, onu çok etkileyen bir duygu durumunu söylerse, sizde ona göre ciddiye almalısınız. Aksi halde çile
Ha ama çok sık 'yalvartayım, süründüreyim' şeylerine giriyorsanız bu irite ediyor o yüzden, çözmek için uğraşmıyor olabilir
Ne kadar güzel yazmışsınız, çok teşekkür ederim. Evet kesinlikle tutkulu bir insanım. Çiçek alır mesela, ama konuşmak istemez genellikle, boşver der, ben benim açımdan neden sinirlendiğimi üzüldüğümü anlattığımda sanki bir daha öyle yapmayacakmişcasina konunun üstünü örter, ben de beklentiye girerim, anlaşıldığımi düşünürüm... Yakınlaşma oldugunda zaten tutkulu oluyoruz ama tutku sadece cinsellikte midir ki? Bana hiç özlediğini söylemez istediğini söylemez gurursuz gibi hep ben söylerim. Bunları duymak istediğimi defalarca söyledim malesef hiçbir değişiklik yok 2 senedir.. onun beni benim onu sevdiğim gibi sevmemesini kabullendim, ama çok canımı acıtıyor hala bu gerçek.
 
Herkese merhaba. Foruma yeni üye oldum ve kendi konuma benzer konular okudum hep. Sonunda hislerinin içinden çıkamaz hale geldim, dertleşmek ve fikir almak için yazıyorum. Biraz uzun olabilir, sıkılacaklar ve küçümseyecekler okumak zorunda değil.
Öncelikle aramızda 4 yaş var ve ilk gördüğüm anda onun eşim olacağını anladım. eşim çok sakin, ılımlı, adeta dingin bir liman, fakat asla pısırık değil. Karakterli, kararlı, kafasına koyduğunu yapan, sorumluluk sahibi bir birey. Asla benim gibi fevri hareketleri yoktur, ben bağırır çağırırım o beni öylece dinler, bu huyu bazen beni deli etse de bazen de hayran kalırım.
Tanıştıktan 8 ay sonra nişanlandık. Nişanlılık süresinde ben okuyordum o ise okulu bitirip aile evine dönmüştü ve başka eğitimler alıyordu. Sonra benim okuduğum şehire geldi ve işe başladı. Güzel bir nişanlılık geçirdik, sonra pandemi olduğu için yurdum kapanacaktı benim ya aile evime dönmem ya da evlenmem gerekiyordu ailemiz destek oldu ve evlendik. Pandemiden dolayı basit bir nikahla evlendik. İlk zamanlarımız çok güzeldi, ilklerin verdiği heyecanla bana çok bağlıydı, bana beni sevdiğini söyler güzel cümleler kurardı kadın olduğumu hissettirdi. Bana anlayışlı oldu hep. Ayrıca çok evcil bir insandır. Çok düzenli, temiz, tertipli. Ev işlerinde yardımcı olur, gerekirse yemek yapar, çöpleri değiştirir kedimizin bütün işlerini yapar, bana temizlikte yardım eder vs vs..
Şuan iki senelik evliyim. Sevildiğimi hissedemiyorum, eşim bana çok iyi davranıyor, her istediğimi yapıyor, ev işlerinde yardımcı oluyor anlayışlı sabırlı sakin bir insan. Ama bana karşı sanki onun bebeğiymişim gibi davranıyor. Eskiden güzelim, sevgilim, birtanem derken şimdi bebeğim, minik bebeğim, sarı kafalim falan diyor. Sanki aramızda bir boşluk var ona ulaşamıyorum gibi. Onun en yakını olamıyorum. Bana sevdiğini söylemiyor, ben söylersem de sadece "ben de" veya "sence?" ile gecistiriyor nisanliyken ben "ben de" deyince çok bozulurdu sen de ne? Derdi. neden söylemediğini sorduğumda ne gereği varmış gibi davranıyor. Ben bu konularda zorlanıyorum diyor. Neden zorlanır ki bir insan sevgilisine sevdiğini söylemeye. Bana sarılması ve öpmesi baştan savma gibime geliyor. Bu konuda çok kavga ettik, beni sevdiğini biliyorum, bunu birçok yolla gösteriyor yaptıklarıyla ama benim sevgi dilim fiziksel temas ve sevgi sözcükleri. Ne kadar kendimi avutursam avutayim bunlar olmadığı için mutsuzum. Cinsellik de ayrı bir dert. 3 günde bir genellike fakat hep benim ilk adımı atmamla. bazen de ben ona ilk adımı attığımda tutkuyla yaklaştığımda, masumca sarılıp öpüp sanki beni bastırmaya çalışıyor, veya çok yorgunum, ayy şimdi güzelce uyuyalım falan yapıyordu tabi ben fevri bir şekilde çıkışıyordum anladın ve istemiyorsun böyle numaralar yapmana gerek yok diye, her seferinde anlamadım senin öyle istediğini vs diyor. Belki gerçekten anlamıyordu ama insan birkaç defadan sonra eşini tanımaz mi, neyi ne için yaptığını bilmez mi? Ben mesela onun bir cümlesinden bir hareketinden anlıyorum istemediğini. Bana hep kafasının çok yoğun olduğunu işinin stresinden düşünemediğini ve cok yorgun bitkin oldgunu söylüyordu. Klasik erkek bahanesi.. artık evden çalışıyor ve istediği zaman gidip geliyor.
birlikte olunca çok tutkulu ve duygusal, fiziksel anlamda mutlu oluyoruz ikimiz de. Fakat ben ilk adımı o atsın beni istesin, bunu bana göstersin istiyorum. Mesela bir kere iki hafta ayrı kalmıştık, bana özledim deyip yaklaştığında sanki dünyalar benim olmuştu. O geceyi hiç unutamam. Bazen uzun günler birlikte olmayınca soruyorum beni özledin mi diye. O gecistiriyor. Oysa zor olmamalı eşine mutlu hissettirmek iki çift lafla. Bazı günler akşam için plan yapıyoruz gece oluyor ben bekliyorum heyecanla, bir geliyor yorgunluktan ölmüş, uyumaya ramak kalmış. Tabi ki sinirden oluyorum ve kavga ediyoruz. Benim için ne kadar yorgun olursam olayım her zaman hazırım ve memnunum ama onun için yorgunluk ve uyku. Uykusuna dayanamamasi beni çileden çıkarıyor.
Ben de çok istemediğim zamanlar ona hayır demiyorum, desem de çok dert etmiyor zaten. Bu bile umursamadığını gösteriyor.
Çok kez kavga ettik beni dolaylı yoldan reddeddiği için. Kimi zaman telafi etmeye çalışıyor ama iş işten geciyor. Kimi zaman sinirlenip ayrı yerde yatıyorum uyuyana kadar ağlıyorum. Bir keresinde yemin ettim bana yalvaracaksin diye, çok çirkin fakat o kadar sinirlendim ki. Ama malesef yeminimi bozdum. Çok karar alıyorum o gelene kadar hiç yaklaşma diye. Uzak dur diye, ama ona dayanamıyorum ondan uzak duramıyorum. Kavgadan birkaç gün sonra barışıp birlikte olduğumuzda kendimi çok kötü hissediyorum yine kendimi hiçe saydım diye.
Eskiden bu durumları kabul etmeyip işini stresini bahane ederdi. Ama artık iş stresi yok kadar az, ekonomik sıkıntılarımız yok, sen söz verip tutmuyorsun çoğu şeyi kafanda yasiyorsun beni hayatına dahil etmiyorsun dedim. Her seferinde değişeceğini söyleyip kafandaki streslerinden bir türlü cikamadigini söyledim. Mucizevi bir şekilde anladı ve psikoloğa gitmek istediğini söyledi. Fakat bu olaydan sonra da defalarca kavga ettik. Tabi ki binbir türlü iş çıktığı için gidemedi bir türlü. Gitmek istediğini biliyorum inanıyorum fakat eşim gerçekten kafasında o kadar çok stresli ki yaşamaya fırsatı kalmiyor.
Kavgalarda dile getirdim boşanmak istediğimi (tabi ki lafta sadece). Hatta eşyalarımı topladım, ben artık sevilmedigim bir insanla yaşamak istemiyorum diye. Ama ondan boşanmak istemiyorum. Ona çok aşığım. Ve onun gibi bir insanı asla bulamam. Ben seni çok seviyorum diyor bana göre yaptıklarımla bunu gösteriyorum diyor. Muhtemelen onun sevgi dili hizmet davranışları.. gerçekten bu açıdan bakıldığında öyle. Değişeceğini söylüyor ama artık umudum kalmadı. Baristiktan sonra ben ima ediyorum bazen hemen olumsuz bir şey sezsem bitiyor benim için. Artık onun beni anlamasıni beklemeye tahammülüm kalmadı. Gerçekten çok şey mi istiyorum sizce..
Artık kendi haline bırak soğuk davran diyorum olmuyor.. yine ben gidiyorum yine ben hayal kırıklığına uğruyorum. Gerçekten bu kadar zor olmamalı. Beni gerçekten sevmediğini düşünmeye başladım..
İçten içe biliyorum değişmeyeceğini ama kabul etmek de çok zor. İki senem geçti onu beklemekle. Onun beni istemesini beklemekle. Resmen inanamıyorum iki sene ya dile kolay benim kadın olarak hayatım böyle mi geçecek.yillar sonra geri dönüp baktığımda istemediğimin acısıyla mi sızlayacak kalbim?
Çok mu abartmıyorum. Artık sinirlerim çok bozuldu ağlamaktan harap oldum geçenlerde sinir krizi geçirip bayıldım. Ben de yakında psikoloğa gideceğim. Ama gerçekten çok üzülüyorum.
4 gün önce kavga ettik aynı sebeplerden o gündür soğuk davranıyordum. Bugün istemeden ağlamaya başladım diğer odada yanıma geldi dakikalarca sarıldı öptü, ben karşılık vermedim fakat sonra dayanamayıp karşılık verdim ve yakınlaştık. Hatalarını duzeltmeyecegini bildiğim için yine kendime kızdım, eskisi gibi olmadığını, birlikte olduk diye kavganın verilen sözlerin unutamayacağını söylüyor. Ama inancım kalmadı. En çok kendime kızgınım kendimden nefret ediyorum onu bu kadar sevdiğim için..
Ne bileyim bunca yazıyı yazınca da herşey çok anlamsız geldi.. kimseyle konuşamıyorum anlatamıyorum. Kafayı yemek üzereyim..
Ya sanki kendimi gördüm sevilmedigimi hissetmiyorum ama ilgi beklemeyi biraz abartıyorum sanırım. Eşimde tıpkı eşiniz gibi. Bende 1 buçuk yillik evliyim geçenlerde eşime beni sevmiyorsun sevdiğini soylemiyorsun dediğimde peki sen en son ne zaman beni sevdiğini söyledin dedi hatırlayamadım. Oysa ki onu çok seviyorum. O gün anladım ki zaman geçtikce sevgi kaliyor ama canimlar cicimler bitmesede çoğu zaman yerini fedakarlıklara anlayışa bırakıyor. Kendi sikayet ettiğim şeyi kendim yapiyormusum oysaki. Sizinle tavirlarimiz neredeyse birebir. Yalnız cinsellik konusu dışında.oda erkeğin libidosuna göre degisir. Bizim böyle olma sebebimiz eşinizin gerçekten iyi olmasi. Yani şunu demek istiyorum. Eğer bizi döven söven yada içkisi kumarı olan bir eşimiz olsaydi asla böyle derdimiz olmayacakti. O zaman diyecektik ki
Sadece dovmesin istiyorum sadece hakaret etmesin istiyorum sadece içki içmesi istiyorumm... Ama eşlerimiz de kusur az olduğu için daha fazlasını istiyoruz. İnsanoğlu asla elindekinin kıymetini bilmiyor hep daha daha daha diyoruz. ..
 
X