Zararlı bildiğimiz ama kilo vermek için aslında yararlı olan besinler nelerdir?
Gerçekte “aman sakın yeme” diye tanımlanan yiyeyecek ve içeceklerin, belki de sağlığımıza ve diyetimize faydalı olabileceği hiç aklınıza geldi mi?
Bakın hangi yiyecekleri zayıflama sürecinizde listenizden çıkarmamalı, tam tersine kilo vermek için faydalanmalısınız?
YUMURTA
Yumurta; her zaman kolesterol açışından az tüketilmesi tavsiye edilen bir besindir, ayrıca beyazı ve sarısını ayrı ayrı tüketmek gerektiği de söylenir.
Bir adet yumurtanın beyazında, kolesterol ve yağ yoktur ancak sarısında 213 mg kolesterol bulunur. Besinlerdeki yüksek kolesterolün, kan kolesterolünde direkt artışa neden olduğu düşünülmüş ve bu nedenle yumurta tüm diyetlerden uzak tutulmuş ve az tüketilmiştir.
Ancak yumurta; tüm besinler içerisinde en kaliteli proteini içermektedir. Çünkü yumurta proteinin de insan vücudunda sentezlenemeyen ve kesinlikle besinler ile dışarıdan alınması gerekli olan "elzem amino asitleri" bulunmaktadır. Sindirilebilirliği yüksektir, tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. Yumurta başlıca A, D, E ve B grubu vitaminleri olmak üzere diğer vitaminleri de önemli oranda içermektedir. Yumurta sarısındaki A vitamini gözün iyi görmesini sağlar, kemik gelişimi ve sağlıklı dişler için de gereklidir. D vitamini, insan vücudunda kalsiyumun kullanılmasına yardımcı olur. Yumurta sarısı, D vitamini sağlayan birkaç besinden biridir. Yumurta özellikle çocuklarda D vitamini eksikliğine bağlı kemik bozukluğu oluşmasını engeller. Yumurta, demir ve çinko gibi sağlığımız için çok önemli olan mineralleri de içermektedir.
KIRMIZI ET
Kırmızı et; genelde beslenme önerilerinde her zaman sağlıksız bir besin olarak lanse edilmiştir.
Neden olarak kırmızı etin sindiriminde meydana gelen güçlük ile bağırsaklarda besinin parçalanması sırasında oluşan kanser yapıcı maddelerin sağlığı verdiği tehdit olarak gösterilmesi olmuştur.
Dünya Sağlık Örgütünün diyet ve kanser araştırmalarına baktığımızda, Batılı ülkelerde tüm kanser vakalarının en az % 30’ünün diyet etmenlerine bağlı olduğunu göstermektedir. Hatta kanser araştırmacıları diyet ve kanser arasındaki bağlantıyı araştırmaya başladıklarında ilk majör etken olarak kırmızı etten kaçınılmanın en etkin yol olduğunu bildirmeye başlamışlardır. Hatta kırmızı et tüketiminin azalması ile daha az hastalıklara yakalanma olacağı ihtimalini de belirtmişlerdir. Kırmızı etin yağ ve kolesterol içeriğinin yüksek olmasının prostat ve meme kanserleri için riski arttıran bir hormon üretimini de sağladığı düşünüldüğünde ülkemiz için çok önemli bir riskli besin konumuna geldiği düşüncesi ağır basmaktadır.
Diğer yandan kırmızı et; protein bakımından oldukça zengin bir besin kaynağıdır. Protein, vücuttaki dokuların gelişmesi, yeni dokuların oluşması ve hasar gören dokuların tamiri için gereklidir. Ayrıca ette yüksek miktarda, kırmızı kan hücreleri için çok gerekli olan B12 vitamini, yanı sıra deri sağlığı ve yeni hücrelerin yapılanması için çinko bulunur.
O zaman kırmızı eti nasıl ve ne sıklıkta yemenin doğru olacağını bilmekte fayda var. Kırmızı eti haftada 2’den fazla yememek kanserden korunmak açısından önemli bir değişimdir. İkincisi bu besinleri kendi suyunda düdüklüde veya buharda pişirerek yemek en sağlıklı olanıdır. Böylece yukarıda bahsettiğimiz kanser bileşiklerinin oluşmasını da engellemiş oluruz. Yağı görünmeyecek kadar yani tamamen yağsız et yemek oldukça önemlidir. Etin işlenmiş ürünler olan salam, jambon, sosis, sucuk ve salamı mutfaklardan çıkarmak gerekir. Ve en önemlisi sağlıklı pişirilen eti bol değişik renkte taze sebze ile yemek en değerlisidir.
MAKARNA
Makarna vitamin ve mineral bakımından çok zengin ve yararlı bir besin kaynağıdır.
Makarna; A, B1, B2 vitaminleri ile demir, kalsiyum, fosfor, potasyum ve protein yönünden çok zengin bir gıdadır. Makarnadaki yağ ve sodyum oranı çok düşüktür. Kolesterol riski de bulunmaz.Makarna, kompleks karbonhidratlar grubunda yer alır ve metabolizmada çabucak parçalanarak, hemen enerjiye dönüşür. Bu nedenle, kolay hazmedilir. Ayrıca, makarnanın içinde şişmanlatıcı unsurlar da bulunmaz. Şişmanlatan makarna değil, içine konulan yağ ve kalorisi yüksek soslardır. Formuna dikkat eden herkes, hafif bir sosla yapılmış bir tabak makarnayı gönül rahatlığıyla yiyebilir.
KAHVE
Kahvenin, astım hastalarına yardımcı bir içecek olduğu yaklaşık 150 yıldır bilinmektedir.
Kahvenin içerisindeki kafein nefes yollarını açıcı etkiye sahiptir. Kahvenin de yeşil çay ve siyah çay gibi iyi bir antioksidan kaynağı olduğu tespit edilmiştir. Hatta kahve işlenme sürecinde de içindeki antioksidanları kaybetmemektedir. Bilindiği üzere antioksidanlar kanser hücrelerinin çoğalmasını ve yayılmasını engelleyici özelliktedirler. Yapılan araştırmalar, kahve alışkanlığına sahip yaşlıların, hafızalarının daha kuvvetli olduğunu kanıtlıyor. Günde bir fincan kahve içen erkeklerin Parkinson hastalığı riski, yüzde 40'a varan oranlarda azalıyor. Ayrıca sütsüz siyah kahveyi şekersiz tükettiğinizde kalori ve yağ almadan metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.
PEYNİR
Peynir; süt ürünleri arasında besin değeri en yüksek olanıdır, protein minerler ve vitaminler gibi esansiyel maddeler bakımından zengin bir kaynaktır. A, B ve E vitaminleri, kalsiyum ve fosfor içerir. Peynir protein açısından sütle aynı gereksinimi karşılayacak değerdedir. Özellikle beyaz peynir ve lor protein açısından zengindir.100 gram peynir yetişkin bir insanın günlük mineral ihtiyacını karşılayabilir. Peynir, kolay hazmedilir ve diğer gıdaların hazmolmasına yardımcı olur. Ayrıca Kemik erimesini önler, mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir, ishali tedavi eder ve diş çürüklerini önler.
alıntıdır