Benim kedim veterinerden çıkma bir sarman. İlk aldığımda ayağında hala pinler vardı,pansuman yapardım. O kaddaaaaaarrr sakin mizaçlı, o kadaaaaaaarrr uysal bir kedi ki. Tek derdi sevmek, sevilmek. Beş yıldır ev arkadaşimiz ,toplasan beş çizik yememisimdir.
Asiri korkak bir kedi, misafir gelince-supurge çalıştırınca saklanır, saatlerce asla çıkmaz:)
Yeğenim bebekken kuyruğunu,kulağını çekiyordu falan, sevmek için. hiç endiselenmezdim bile,çünkü biliyorum ki korkusunu öfkesini şiddetle çözen bir kedi değil,ani hareket yapmadan fırsat bulunca vin diye kaçacak


Ama yakın bir arkadaşımın da sarman kedisi var. Kedi kedi değil, terminator. Tam bir ölüm makinası

parmak gördü mü deliriyor,saldırıyor.
Yani karakter çok onemli. Bazı kediler oyuncudur, bazıları hiç degildir. Bazıları oburdur,bazıları istahsizdir. Bazıları Aralık kapı bulsa evden kaçar,bazıları kapıyi açık görse aklı çıkar, ya beni kovarlarsa diye (benimki mesela)
Nasıl her çocuk birbirinden farklıysa her kedi de birbirinden farklıdır.
Ayrıca masrafları da devlet anaokulu/ Montessori kreşi, özel hastane/devlet hastanesi,organik beslenen çocuk/pirinç lapası yiyen çocuk ayrımında olduğu gibi cesit çeşittir.
Nişantaşı'ndaki veteriner ile Bağcılardaki veteriner aynı iğneyi yapar ama aynı parayı almaz

bunun gibi. Ucuzunu da bulabilirsiniz pahallisini da. Mesela ben kendi kedimin kuduz asisini belediyede bedava yaptırıyorum . Geçen sene zor durumda kalan bir kediyi havaalanından yeni sahibine gönderecektim, meğer kuduz aşısı ve kimlik zorunluymus. Havaalanı yolunda, Kadıköy'de bir veterinere gittim 150 lira ödedim. Yani sıfır liraya 150 lira

)
Dış parazit için de mesela,evde damla var , ara ara ensesine o damlayı damlatiyorum.
ayrıca mama konusunda da . Proplan mama verir kimi, ben temizmamadan 4 kilosu 60 liralık kısırlaştırılmış kedi maması veriyorum, iki ay idare ediyorum (hatta sokak kedilerime aldığım mama 15 kilosu 160 falan,yine temiz mamadan. O da iki ay rahat yetiyor). Kum da 17 kilo 40 lira...
Yani iki aylık temizmama siparişim 100+160 (biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar demişler, mahalledekileri de beslemek lazım) , 260 lira tutuyor.
Kedişime yaş mama yerine evde pistikce haşlanmış tavuk veriyorum . Ayda iki sokak kedilerim için yaptığım yaş mamadan yiyor (herkese tavsiye ederim. Bir tencereye su+2yumurta+2 bardak pirinç koyun haslansin. O haşlanırken bir diger tavada ciğer kavurun. Sonda blenderin icine kabuğuyla beraber yumurtalı pirinci ,ciğeri koyun,bir guzel akiskan kıvama gelene kadar çalıştırın.
buncacik şeyden tüm mahalleyi doyuracak kadar mama cikiyor. Çok da sağlıklı)
yani sözün özü mesele kediyse alt limit de yok, üst limit de. Bütçeniz neyse o kadarlik bütçe ayirirsiniz . Ama cins kedi alma isteginizi teessüf ile karşıladım. Hele para vermek istemenize şok oldum.
ona vereceğiniz parayla insanlar tavuk kemiği bıraktı diye genzi yırtılan, ayak basip ağız kısmını bukmeden çöpe konserve atan insanlar yüzünden konsevenin demirinin ağzını kestiği, arabaların çarptığı nice kedinin tedavisini karşılayabilirsiniz. Ya da düzenli olarak besleme yapan insanların mama kumbarasina bir miktar gönderip sırtlarındaki yükü azaltabilirsiniz.
SEvgisi hepsinin aynı, neden para ile alasiniz ki? Üstelik çoğu cins kedinin burnu basık,kulağı kıvrık falan olsun diye genleriyle oynuyorlar.
Hayvancagizlar ağrı içinde yaşayıp ölüyorlar. Üstelik cins kediler zorla yılda iki kere hamile kaldırılıyor, zavallı damızlık dişiler birkaç senede perte çıkıyor doğurmaktan.
ille de cins kedi alacaksanız (ki ben öğrenciyken bu şekilde sahiplenmistim,şu an 10 yaşında,eski ev arkadaşımla yaşıyor) açın interneti, pet diye alıp pat diye birakan nice cins kedi sahibi var. Zamanla heves edip almis, şimdi bikmis, iyi bakacak bir aileye vermek istiyor (başından atmak istiyor).
böyle bir kedi bulabilirsiniz. Hatta üniversitede bize şey teklif etmişlerdi bri Ankara kedisinin ailesi 'esim hamile, toksoplazmadan korkuyoruz. Bir sene sizde kalsın, biz tüm masrafları karşılayıp aylık yüz lira verelim' (ki o zamanlar kyk kredisi 260 liraydı,yüz iyi paraydi). Yani böyle teklifler bile var


Bir başka önerim de, kendinize guvenmiyorsaniz önce geçici sahiplenin,zor durumdaki bir hayvanı. Bir süre sonra geri verme zamanı geldiğinde,alistiysaniz vermezsiniz,sizde kalir. Anlasamadiysaniz da geri verirsiniz . Geçici sahiplenmek cidden hayat kurtarıyor. Ben de şimdiki kedimi mesela geçici sahiplenmistim,çünkü ailem hoş karşılamiyordu. "Geçici ,pansumanı bitince gidecek, geçici, pansumani bitince gidecek" diyee diye alıştılar kediye,kendileri göndermek istemedi, mesela :) ama tam tersi olup gondemek bile istesem vicdanı olarak rahat olacaktım çünkü geçici olarak yardımcı oldum.
siz de bu yöntemi deneyebilirsiniz.
bol şans