2009 Nisan Anneleri

dilek burdaymış ama çıkmışş..geçmiş olsun da dilekçim herangi bişey söylemedin doğum günü çekilişi hakkında bizim hediyemiz sana ulaşmamış olabilirmi yoksa yoğunluktan unuttunmubilmiyorumkismile
 
Köşelerini hamilelik günlüğüne çeviren kadın yazarlar bu yazıya çok kızacak... DOĞURGAN KÖŞE YAZARI TAKIMI BEBELERı BOZUYOR! DUMAN, KADIN YAZARLARI DUMAN ETTı! Vatan yazarı Selahattin Duman harika bir Pazar yazısıyla günün en eğlenceli köşesine imza atmış.



Duman, kentli orta sınıf kadının hamilelilk tavırlarını hicvettiği yazısında Amerika'dan ithal edilen çocuk büyütme kültürünü eleşitirirken, kadın köşe yazarlarına da fena çakmış. Köşelerini hamilelik günlüğüne çeviren kadın yazarların aslında hangi damardan beslendiğini ortaya koyan Duman, kendi çocukluğundan trajikomik anektodlar aktarıyor...

“Doğurgan köşe yazarı” takımı bebeleri bozuyor

Bayılıyorum şu çağın okumuşlarındaki annelik babalık güdüsüne.. Hamile kalmaları ayrı, doğurmaları ayrı, doğurdukları bebeği büyütmeleri ayrı bir macera.. Sendrom, travma sözcükleri dillerinden düşmüyor..

Çocuk yetiştirme meselesine yukarıdaki spottan devam ediyorum..

Allah’a şükür okumamış veya okutulmamış yani “organik kalmış” ahalimizde bu türden sendromlar yok..

Okumuş takımından bir anne, gebelik testinin pozitif çıktığı günden itibaren doğmamış bebeğin hangi okula gideceğini plânlar..

En geç, bebe on aylıkken bir yerlere kaydını yapar..

Organik ailelerde ise telaş yoktur..

Dünyaya bir bebe getirmek kendi plânları değil de “takdir-i ilâhi” olduğundan bütün sorumluluk ruhani aleme devredilmiştir bile..

Bir çocuk daha mı? Nasıl bakacaksın?

“Rızkını Allah verir.. ”

Baktın diyelim.. Ya okuması, yetişmesi?

“Ne bilem .. Kısmetse okur.. ”

***

Geçenlerde bir yakınım, eczaneden satın aldığı predictör testi zımbırtısından “hamilesin.. ” müjdesini aldı..

Doktorun da onayladığı müjdeye göre doğacak çocuk henüz dört milimetreydi..

Topu topu bir pirinç tanesi kadar..

Potansiyel anne ile baba o “pirinç tanesi” kadar canlının on bir milimetreye kadar büyümesine zor bela sabrettiler..

Doktor “On bir milimetre olmuş.. ” deyince de “Tam zamanıdır?” deyip oyuncak seçimi için alışverişe çıktılar..

Görünüş o ki ilk bilgisayarını almak için ceninin iki santim olmasını zor bekleyecekler..

HER ŞEY TRAVMA

Bu benim için anlaşılır bir heyecan.. Lakin gebelikle başlayan heyecanın yan etkileri bu kadarla kalmıyor, buralarda durmuyor ki..

Büyüyerek, gelişerek devam ediyor..

Organik olmayan annelerde görülen ve “kendini, evrendeki doğum mucizesini ilk gerçekleştiren kişi sanma sendromu .. ” zaman içinde çocuğu da vuruyor..

Gazetelere bakın.. Her birinde en az bir yeni doğum yapmış anne-yazar var..

Bebeleri evrenin merkezi.. Onlar da o merkez etrafında artık her ne yaşanıyorsa “köşe yazısı niyetine” onun tutanağını tutuyorlar..

Okuyorsun.. Herkesin bebesinde görülen ne kadar salaklık varsa onların bebelerinde de görülmekte.. Lakin onlar bunu “hayatın mucizesi” olarak yorumlamakta..

Ne mi oluyor?

Aşırı annelik, kısmen babalık gayreti sayesinde her türlü travmaya açık kuşaklar geliyor..

Hollywood sağ olsun..

Bütün aile filmleri, dizileri “çocukken yaşanan travmalar.. ” üzerine..

Travmasız çocuk yok..

“Babam mezuniyet günüme gelmedi.. Onu hiç affetmeyeceğim.. ”

“On yaşındaydım, annem babam doğum günümü unuttu.. O şoku hâlâ atlatamadım.. ”

“Babam saçımı hiç okşamadı.. O yüzden böyle sapıtıyorum.. ”

Amerika bu zırvaları ciddiye alıyor..

Seri katili savunan bir avukat jüriye kapanış konuşması yapıyor..

“Müvekkilimin travmatik bir çocukluğu vardı.. O daha on yaşındayken ruhsal açıdan yaralanmıştı.. Annesi (Thanksgiving) yemeğinde müvekkilimin tabağındaki hindiye sos koymayı unutmuştu.. Müvekkilim bu şoku yaşam boyu atlatamadı.. ”

Gülmeyin.. Duruşma jürisinin bu savunmayı dinleyip, o seri katil için “Not Guilty” yani “Suçsuz.. ” demesi yüzde ellilik ihtimal..

Eee ! Amerikalı’nın ciddiye aldığı bir şeyi bizim inorganik ebeveynlerin ıskalaması imkânsız..

***

Oralar başka alem..

Bebe sapıtır, anası iki tokat ekleştirir.. Yarım saat sonra Sosyal Hizmet Kurumu’ndan birileri kapıya gelir..

Çocuğu “yoğun şiddet görüyor” gerekçesi ile ailenin elinden almaya çalışır..

Bu haller bize uyar mı? Tartışalım..

Bizde sopa çocuğun gelişmesine yarayan vitamin yerine geçer..

Şahsen ben dayak yemediğim gün “Acaba annem hasta mı oldu?” travması yaşardım..

Yediğim dayaklardan dolayı kendimi hiç de “ruhen örselenmiş” saymam.. Örselenen bir şey varsa o da çamaşır makinemizin hortumu olabilir..

GERÇEK TRAVMA..

Hoover ilk çamaşır makinemizdi.. Suyu, gövdenin dışına asılı bir hortumla boşalırdı.. Doğal olarak da hortum istendiğinde çıkarılabilirdi..

O makineyi yapan ustalara helâl olsun çekmek isterim.. Nasıl dayanıklı bir hortum yapmışlar öyle?

Ben diyeyim hortum.. Siz belleyin Maskeli Süvari Zorro’nun kamçısı..

O kadar tepemde şakladı.. Lastik hortumun bir dişlisi bile açılmadı..

Tabii o yıllarda çocuğa atılan dayağın travmatik etkisi diye bir şey bilinmiyordu..

Onlar, azıtan çocuk yüzünden yetişkinlerin geçirdiği travmaların ciddiye alındığı zamanlardı..

Bizim kuşaktan bir tek çocuğun bile “Babam okuluma gelmedi, diploma alışımı görmedi.. ” diye sızlandığını hatırlamam..

Tam tersine.. Babaların okula gelmesi, evladının karnesini bizzat almaya çalışması yaratırdı çocuk üzerindeki travmayı..

Düşün! Baban karneni senden evvel alıyor.. Kaç dersten çakmışsın haberin yok..

Dolayısıyla “Hoca bana takık .. ” türünden dört dörtlük bir savunma geliştiremiyorsun..

Karnenin alındığından habersiz kaldığın için “doğal kaçış yollarını” hazırlayamıyorsun..

Eksik olsun böyle ilgi..

***

1960’lı yıllarda “Aman çocuğunuza baskı yapmayın.. ” diyen “Çocukları ruhsal açıdan yaralarsınız.. ” dilleri döken ne kadar psikiyatr varsa şimdi pişman..

O tür modaları Amerika’dan “bize uyar mı uymaz mı.. ” muhasebesi yapmadan transfer edenler şimdi öz eleştirilerini yapıyorlar..

“Hatalı olan bizmişiz, yanlış yapmışız.. ” demeleri birer samimi itiraftır..

Bir durun.. Psikolojileri yediği her şaplakla yerine gelen eski kuşaklara bakın, onların çocukluklarını hatırlayın..

Bir de şimdiki gibi büyük küçük tanımayan, yayıla yayıla konuşan, gelenekten habersiz, travma görmemiş bebelere bakın..

Aralarından mucize filan çıkmıyor..

Yüzde doksan dokuzu analarının koyacağı muhalefet şerhine rağmen “salaklar ordusuna” en geç on beşinde katılıyor..

Üstelik “Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu dünyayı.. ” havasında gidiyorlar..

Çocuk büyütme olayını ne kadar abarttığımıza siz karar verin..

Kıssadan Hisse: Tek çocuk anayı babayı şaşkın, çok çocuk ise düşkün eder..

Selahattin Duman/Vatan
 
çok güzel selincim...
şurasına koptum..delikafadulden
Geçenlerde bir yakınım, eczaneden satın aldığı predictör testi zımbırtısından “hamilesin.. ” müjdesini aldı..

Doktorun da onayladığı müjdeye göre doğacak çocuk henüz dört milimetreydi..

Topu topu bir pirinç tanesi kadar..

Potansiyel anne ile baba o “pirinç tanesi” kadar canlının on bir milimetreye kadar büyümesine zor bela sabrettiler..

Doktor “On bir milimetre olmuş.. ” deyince de “Tam zamanıdır?” deyip oyuncak seçimi için alışverişe çıktılar..

Görünüş o ki ilk bilgisayarını almak için ceninin iki santim olmasını zor bekleyecekler..
 
bizdemi bu kadar önemsiyoruz dışardan öylemi görünüyo acaba..
yoksa selahattin duman çok mu hafife almış olayı..:bbo:
 
ben de anlayamadım gülşen. doğru yapıyoruz yanlış mı? ama adamın haklı olduğu çok yer de var Allah için
 
kızlar yarın abimin eşini sezeryana alıyorlar,
martın sonunda gelecek dediler iğneler filan
şimdi de gelmiyo zamanı doluyor beklemeyelim
ağrı,açılma su hiçbir belirti yok
sizlerde öyle birşey olmuş muydu ??
 
bende de ağrı açılma su yoktu ama günümün dolmasına 1 gün kalmıştı. ve bebişin suyu çok azalmıştı ondan suni sancı vermişlerdi
 
bende de ağrı açılma su yoktu ama günümün dolmasına 1 gün kalmıştı. ve bebişin suyu çok azalmıştı ondan suni sancı vermişlerdi
normal mi yapmıştın sen cnm unuttum da
bizimkinde de birşey yok ama suyun azalmış
yarında son günnnnn

benim fırlama nasıl erken geldi bekleseydi
bende 5 de doğum yapacaktım
 
Şirvan naptın 1 yaş aşılarını sen geçen hft yaptırmamıştın dimi
bende yarın yaptırayım diyorum,inş.ateş yapmaz yaaa
cuma günü kontrolümüz var .. ozaman yapar diye düşünüyorum.
tabi baran bey iyileştiyse...

38.5 fln makattan ama canım.............


geçmiş olsun ...
hepsi hasta bunların.
ayy allahtan baran emeklemedi. .




bende hiç bir belirti yoktu.
 
hadi kızlar ben kaçtım malzeme alıcam biraz işyeri için..anneler günü için süper çiçekler hazırlıyorum kurabiyeden..yine avmdede satışa sunucaz
 
günaydın kızlar benim oğluşta dün geceden beri ateşli bi husuz görmeyin valla yaaaaaaa..........
gecmiş olsun sevilay....
aynen ye egde bnımle yatıyor kokuma alıştı cok zor heleki memeden ayırmak cok zor olucak cok memeeci....

ege şimdi uyudu mesela beşigine yatırdım gece aglayınca alıyom yanına o emerken bende uyuyp kalıyorum.....
ee yamımda sabaha kadar uyuozz



gelıyorum bı sakınleştırıım benım cadıyı kopardı tuşları yına
canım biberonu sormuşsunn ege cok süt içmiyor ama leke falan omadı

bimde alma sütü dost süt marka yokkk

pına......... al.. bari....

egede 3-4 gündür kahvaltı 1 -2 kaşık öglen 1-2 kaşık akşam 1-2 kaşık yemek yemıyor artıkk egede zayıfladıııı yürüorlar ya artık



KAYNANADA GECEN GÜN DEMEZMıııııı


bu cocuk zayıflamış biraz yogurtt yedirrr

diyeceksınız ne alakaa

görüöcemın oglu günde 1 kilo yogurtt yıyor evet yesin güzel bişeyde

insanlar diyet yaparken yogurttt yıyorr
yogurt kilomu aldırırr hyr kemiklere yararı varrr
ama kaynanaya göre poyraz yogurtt yıyor ya ondan irii cahiilikk yaaa


eltımde dedııı ama poyraz yogurt yıyorsa egedemi yemeli....
ne sacma insanlar diyettlerde yogurt yıyor anne dedi cok cahill konuştu kırmak istemedim sustummmmmmm
sabırrr bu gelin ve kıının cocuklarına ayrım yapan kaynanalardan nefret edıyorummmmmmm

ah ahh evet şirvannn

10 cocuk bir anneye bakamazz
1 anne 10 cocuga bakıyor büyütüyor görüyoruz ne zorluklallallala

allahım kimseyi kimseye muhtac etmesinnnnn

daha kötüsü nasıl olur bilmem şirvan 84 yaşında herşeyi unutan bi kadın
ve herşeyii yeni öğrenen yerinde durmayan bi bebek ve ev işleri artı bi tanede düşüncesiz kocaaa

allah kolaylık versinn mügeeeeeeeeeeee







slmmmm
bizde 6 da geldik egeyi yıkadım uyuttum inşallah uyur dişleri gelıyor egenınnnn sanırım burnu akıyor çünküü ne zaman burnu aksa diş patlatıyorrr
 
Konuyu Toplam 5 Kullanıcı okuyor. (4 Kayıtlı kullanıcı ve 1 Misafir)
urla, huzur84, kokteyl, ceyo16


herkes gecmişte sanırımmm
be kaçar bu akşam kocacımerken gelıcek bye
 
Selam!

Çiçenkin dergisini aldım bugün,ikisi de çok hoş çıkmışlar.yolda açtım hemen dergiyi

Ay ne dicektim,unuttum,da şimdi de çıkmam lazım.Kaç saatte ancak okuyabildim geçmişi,bir Miray a bir buraya,bir onu kucağıma derken..
 
ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy selin harika bi yazi canim bencede aynen katiliyorum bende hep abarttigimi dusunugum anlarda kendi ve dahi anne babamin cocukluk hikayelerini hatirlamaya calisiyorum en iyisi dogallik yani organik olmak tabi onuda abartmadan hehehehehehe
 


mucuk mucuk mucukkkkkkkkkkk
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…