bir vardı bir yoktu. sueda hanım henüz annesinin karnında mışıl mışıl uyuyor ara sıra tekmeler atarak günlerini geçiriyordu. her geçen gün onun biraz daha büyümesi, bulunduğu sıcak yuvadan ayrılması anlamına geliyordu. ama onun içi çok rahattı. önce allaha sonra annesine güveniyordu. doğum tarihi 20.04.2009 olan sueda bu tarihi sabırla beklerken annesi evde değişiklikler yapmaya karar vermişti. hamile halinede bakmadan ordan oraya ordan oraya koşturuyordu karnında minik kızyla. evler boyanmış yeni mobilyalar gelmiş, perdeler sipariş edilmiş, ev tam bir ana baba günü. bu arada heznede yaşayan sueda da bir telaş ver. oda içerde toparlanmaya başlamış. ee nede olsa ayrılma vakti yaklaşıyor. dışarda annesi içerde o derken takvimler 18 04.2009 olmuş bile. o akşam yarın için temizlikçi kadın ayarlanmıştı. ama suedanın annesi o kadar paniktiki kadının yetiştiremeyeceğini düşünerek kendisi de bi yandan koşturuyordu. akşam çocuk odası yerleştirilmeye başlandı. baba bir yandan anne bir yandan odayı düzenlemeye koyuldular. yerler silindi. halı serilidi. beşiğe son hali verildi. o esneda anne kocasına ' eh beşiğimzde hazır kızımz belki yola çıkar ' dedi gülerek. babda ona aynı güler yüzle karşılık verdi. bunu duyan sueda 'annem beni çağırıyor. beşiğim hazırmış . yola çıkmam lazım' diyerek hareketlenmeye başladı. çabalarken çabalarken kese yırtıldı ve su akmaya başladı. annenin içini o anda bi heyecan sarmıştı. içinden ılık ılık bişeyler akıp gidiyrdu. altımam mı kaçırdım yoksa diyerek lavoboya koştu. o da ne altı tamamen ıslanmıştı. bu suedanın geliş işaretiydi . skain sakin çıktı lavabodan. kocasının yanına giderkek, canım .hadi işlerini bırak. kızmız yola çıktı bizde yola çıkalım, dedi. baba heyecanla , sanki kendisi doğuracakmış gibi ordan oraya koşturmaya hazırlanmaya başladı. saatler 22.30 olmuştu. yozgata anneannenin evine gidildi. ama onlar evde yoktu. ardından teyzeye geçildi. ev halkı şaşırmış hastaneye değilde neden kendilerine gelmiş olduklarına anlam veremeden ve bunu onlara soramadan içeri buyur ettiler. enne oldukça sakindi. anlaşılan sudan başka işaret yoktu. telaşlanan ablasını sakinleştirmek için sancıların artmasını bekleyeceğini, bu durumda hastaneye gitmenin gereksiz olduğunu anlattı. gece ilerliyor ama sancılarda bir artış olmuyordu. sabaha kadarda olmadı. sabah babayla hasteneye geçildi. aksilik günlerden pazardı. ebeler anneyi muayene etiler. ama yüzleri gülmüyordu. doktorla görüşüldü. durum sezeryan olabiridi ve ne biçim bir hasteneyse anestesi uzmanı izinli olduğu için gelemiyordu. o yüzden başka bi hastaneye geçildi. ordada yapılan muayenelerden de hoş sonuçlar çıkmadı. %80 sezeryan ihtimali vardı. açılma çok azdı. sancı yoktu. o anda anne böyle bir duruma kendini hazırlamadığından biraz telaşa kapıldı. o normal doğum istiyordu. kızını önce o kollarına alıp koklamak istiyordu. hazırlanan yatağa geçti. etrafında diğer anneler sancıyla kıvranırlarken o ldukça rahattı. derken ebeler serum taktılar. seruma iğe enjekte ettiler. bunun sancıyı hızlandıracağını söylüyorlardı. suni sancı dedikleri bu olsa gerekti. zaman ilerledikçe sancı artmaya anne zorlanmaya başladı. en kötüsü ebelerinve doktorun başında dolanıp habire açıklığı kontrol etmeleriydi. bunu dışında o kadar zorlanmıyor hatta büyük bi sabır örneği gösteriyordu. etrafındakiler inlerken o dua ediyor, kendini sakinleştirmeye bunun normal bir şey olduğunu tekrar tekrar hatırlamaya çalışıyordu. başarılı ıkınmaları sonucu açılklık istenen noktaya gelmşti. e bunun doğal sonucu tabiki ÇATAL dı. çatalda da talimatlar sonucu ıkınmlaraını bşarıyla yapan anne acının son doruğunu yaşadığını, bundan sonrasına gücünün yetmeyeceini anldığı anda allah tarafından sabırının mükafatı olarak
; çok güzel , mis kokulu, nur topu gibi bir evlat ile ödüllendirildi. acılar bitmişti. doğumhaneninin insanı ürperten o soğukuluğuna ve kan kokusuna rağmen anne yavrsunun sesiyle huzura kavuşmuştu. anne o anda canını o kadar yamkasına rağmen tek yavrucuğunu düşünüyor, neden ağlamıyor diye soruyordu ebeye. ebe gayet rahattı. bir dünyayı daha dünyaya getirmiş olmanın verdiği kendine güzvenle dğlıyor hiç merak etme Bilge , demişti.
güzel yavrum sende herkez gibi ağlayarak geldin dünyaya. korktun , şaşırdın. üşüdün . seni tüm acılara göğüs gererek doğurdum. ve şunu unutma seni ,ömrüm yettiğince, dünyanın bütün kötülüklerine göğüs gererek (allah izin verdiği müddetçe) aynı sıcaklıkla koruyacağım.
burayı bugün gördüm . okuya okuya geliyorum. daha seninkine gelmedim ave ben seni normal yaptı sanıyodum . hep normal yapcam diyodun. hııı şaşırdım.güzelll lgözlerim doldu.. gene..
normal doğuran tüm anneleri teprik ediyorum .
ben beceremedim.. valla..
kızlar bu kadar duygu dolu sözleri nerden buluyorsunuz..
ben hiç yazaman böyle şeyler.
tam bir odunum vallla..
şuan gözyaşlarımı tutamıyorum..
işyerimdeyim...
dedimya mügecim doğumun belirtisi hiç bişi yoktu ortada nişan bile ..kısmet işte oğlumun o gün doğması hayırlıymış öyle oldu..gülşencm maşallah düğünemi gitmişsin doğumamı belli değil
Allah herkese böyle doğumlar nasip etsin maşallah
ömrüde gelişi gibi güzel olsun umut bebişin
yaa sağolsun cnmm benim gelmeden önce uçak saatine kadar pantolonunu gömleğini kurutemizlemeye vermiş oğlumu temiz karşılıyım diye..doğumu için önceden beğendiğim pastayı bile sipariş etmiş..gülşen ne güzel bir hikaye ya eşine de maşallah herşeyi ayarlamış helal olsun
yaa sonuda keşke öyle olsaydı..çok buruk girdim doğuma o yanımda olmadığı için..Ay çok heyecanlı bir hikaye olmuş,sonunu heyecanla bekledim valla,dedim eşin doğumhanede mi bekliyormuş,ama değilmiş)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?