Zeynep gibi bu sorun bizim için de büyük dert
Evet Toprakta tvyi çok seviyor bu benim için çok şaşırtıcı bi vaka oldu çünkü bizim ailedeki bebekler tv izlemeyi hiç sevmezler.
Hiçte beklemediğim bu sorunla çok erken aylarda karşılaşmamda bi o kadar enteresan gelmişti bana.Toprak nerdeyse 2 aylıktan beri tvye ilgi duyuyor diyebilirim..
Tv dediğim tabi ki reklamlar
Az diyaloglu,0 iletişimli çok hızlı akan renkli şaşalı görüntüler
Bi çoğu gibi bizim de asıl problemimiz bunlar.
Tv eşim ve benim için vazgeçilmez bi iletişim aracı değil.Nitekim şu an evimizde ki tvde yayın yok.Sadece dvd seyretmek için kullanıyoruz.Önceki evimizde de aylar sonra kayınpederim kurmuştu.Buraya gelince canımız sıkılıyor diye.
Lakin tvyi tamamen hayatımdan çıkarıyorum diyenler bile çıkaramazken,biz tv seven bi aile değiliz deyip işin içinden sıyrılabileceğimizi de sanmıyorum.
TV seyretmediğini söyleyen Amerikalıların % 8inin televizyon karşısında geçirdiği ortalama süre 10 saat
Kaynak: Connoisseur, Eylül 1989
Toprakın tvye olan ilgisini fark edince hemen tutuştuk biz eşimle.Eşim katiyetle katlanamıyordu reklamlara kitlenmesine.
Ben tv konusunda hep şöyle derdim velilerime filan:Tvnin kumandası var,o da sizin elinizde.Tv,pc bunlar çağımızın getirdikleri bunları yasaklayarak değil nasıl kullanıldığını öğreterek doğru davranmış oluruz. Demek ki ben başıma böyle bişeyin geleceğini hesap ederek konuşmamışım.Zira evdeki hesap çarşıya uymadı
Günde değil ayda bi kere bile olsa Toprakın tvye kitlenmiş halini görmek benim içimi parçalıyor. TV izlerken beynimizin yaydığı elektromanyetik dalganın frekansı değişiyor. Alpha yaymaya başlıyoruz ki bu beynimizin kendini kapatması gibi bir şeye denk geliyor.Yani oğluma tv izletmiş olmuyorum.Beynini kapatmış oluyorum!
Ayrıca yapılan araştırmalarda bebeklerin % 90ı 2 yaşına gelmeden düzenli TV izleyicisi haline geldiğini söylüyor.Daha kendi seçimleri tercihlerini yapamayan,eğitimsiz bir bebeden tvyi doğru kullanmayı öğrenmesini nasıl bekleyebiliriz ki? Yüzde doksanlardan bahsediyoruz kızlar
Nerdeyse bütün çocuklar demek oluyor bu!
Yo yo bu kadar basit bir biçimde koruyamayacağımdan eminim yavrumu tvnin çok çok kötü olan etkilerinden
Gündüzleri açmayarak bi nebzede olsa çözüm bulmuştuk.Lakin kayınvalidemlerle yakın oturuyor olmamız bu noktada olayları biraz karıştırdı.İki günde bi görüşmek ve onların tvsiz duramaması benim kararımı uygulamama engel oluyordu.Görümcemin oğlu muhakkak tvyi açıyor,tv açık oluyor öyle hayatına devam ediyor.Bir
İki
Kaç kere müdahale edebilirsin ki?
Bi de o kadar anlatmamıza rağmen kayınvalidem Toprakın tvye kitlenmiş halini görünce,bak nasılda izliyor diye seviniyor.Dur oğlum bak sana ne açıcam deyip alıyor kumandayı eline
Taşınmamızdan sonra tvyi bu evde kurmamamız biraz bu konuda ne kadar ciddi olduğumuzu anlamalarına sebep olmuştur umarım.
Tvnin etkileri ile ilgili bi kaç araştırmayı paylaşmak istiyorum şimdi.Sonra da tv sorununa kendi çözümlerimi yazayım istiyorum.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi`nden çocuk hastalıkları ve nörolojisi uzmanı Prof. Dr. Adnan Yüksel`e göre, bebeğin sosyal gelişiminde karşılıklı iletişim, doğru organizasyon için ciddi ehemmiyet arz ediyor. Bebeğin, jest ve mimiklerine karşılık bulabilmesi son derece önemli. Çocuklarda karşılıklı göz kontağı ile yapılacak iletişimin yerine; cansız, jest ve mimiklere cevap vermeyen, üstelik frekansı çok yüksek görüntü akışı (TV) beyin hücre bağlantılarında yanlış organizasyona sebep oluyor.
Pedagog Adem Güneş, 0-2 yaş arası çocukların beynini, `yeni dökülmüş `beton kalıp`a benzetiyor ve şu uyarıyı yapıyor: `Bu dönemde bu kalıp üzerine düşeceğiniz not ileride katılaşmış bir hayat felsefesi olacaktır.` Güneş, özellikle `klip` ve `reklam` spotlarında birkaç saniye içine sıkıştırılmış aşırı ışık, flaş, ses ve görüntü kirliliğinin çocuğun gelişmekte olan zihnini şaşkına çevirdiğini ifade ediyor.
BİLİMSEL ARAŞIRMALARIN ÇARPICI SONUÇLARI
Amerikan Çocuk Hastalıkları Akademisi`nin, 0-3 yaş grubu 2600 çocuk üzerinde 7 yıl boyunca yaptığı araştırmanın sonuçları çok çarpıcı. Buna göre, günlük 3 saat televizyon karşısında oturmak, çocukların zihinsel problem yaşama oranını yüzde 30 oranında artırıyor. Bu tür çocukların karşı karşıya kaldığı zihinsel problemlerin başında, kendi enerjisini kontrol altında tutamaması geliyor. Televizyonlardan alınan aşırı ışık, ses ve hareketlilik çocukların beyninde birtakım yıpranmalar oluşturuyor. Beyin hücrelerinde meydana gelen bu sakatlanmalar neticesinde, çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanıyor, bir türlü sakin durmayı ve dinlenmeyi beceremiyor, hiç durmak bilmeyen el, kol ve vücut hareketleri ile dikkat çekiyor. Zihnî fonksiyonları zarar gören bu gruba dâhil çocuklar ayrıca, dikkatlerini bir noktada odaklamakta zorlanıyor ve konsantrasyon problemleri yaşıyor.
Amerika`da yapılan diğer bir araştırma da ekrandan yayılan aşırı görsel uyarıların beyinde zarara yol açması ve epilepsi gibi hastalıkların, TV seyretme alışkanlığıyla ilintili olduğunu somut bir şekilde ortaya çıkarıyor. CNN International, Aralık 1997`de 700 epilepsi hastası üzerinde yapılan bir araştırmayı yayımladı. Araştırmanın sonucu dikkat çekiciydi. Gözlem altında tutulan hastalar, izledikleri `Pokemon` isimli çizgi filmde, `Pikachu`nun gözlerinin 8 saniye yanıp sönmesinin hemen ardından (20 dakika içinde) epilepsi nöbetine girmişti.
Bir de tv ilgisini çekmeyen,çekmediği içinde yanında rahatça tv izlenen çocuklar ile ilgili yapılan bi araştırma var. Bir grup çocuk televizyon açıkken ve kapalıyken oyun oynatılıyor, konsantrasyon süreleri ölçülüyordu.
Çocuk o sırada izlemiyor yalnız, sadece açıkken oyun oynuyor. Televizyon açıkken, çocuğun oyuna konsantrasyon süresinin ciddi şekilde düştüğü gözlemleniyor.
"Sorun aslında izlenen görüntünün içeriğinde değil, - az diyalog, az etkileşim ve sürekli değişen görüntüler- asıl sorun bebeklerin beyninin gelişme şekli. Çocukların beyni iki yaşından önce çok hassas. Sürekli nöral bağlantılar kuruluyor ve beynin boyutu büyüyor. Bu hassasiyet nedeniyle bebeklerin bol bol etkileşimli uyaran alması gelişmeleri ve öğrenmeleri için çok önemlidir. Araştırma eğitim DVDlerinin böyle bir imkan sağlamadığını göstermiştir."
An itibariyle tv ile ilgili düşüncelerimiz şöyle:
Şu an için evimizde tv yok.Takip etmek istediğimiz şeyleri Toprak uyuyunca internetten takip ediyoruz.
Toprak şu an tvnin ne olduğunu çokta bilmiyor,çabucak unuttu diyebilirim.Kumanda hastalığı da yok pek tabi. Tvyi tanımıyor ama yayın nedir biliyor.Bazen yanında beğendiğim bir diziyi izlediğim oluyor.Bazen de çizgi film benzeri programlar açıyorum net üzerinden
Bunlar onun tv hakkında az da olsa fikir edinmesinde şimdilik yeterli sanıyorum.
Şu an için bunlar bile beni mutlu etmeye yetiyor tv ile ilgili.İlerde ne olur ne düşünürüz bilemiyorum.Kesin bişey söylemek için çok erken
2 yaşından önce tvnin kötü etkilerinden uzak tutabiliyor olmak
Şu an benim için önemli olan bu.
Tvye alternatif olarak anlama kotası yükseldikçe yeni şeyler geliştiriyoruz
Bunlardan bitanesi müzik eşliğinde, çektiğimiz resimlere bakmak
Bizatihi bunun için resimler çektik babasıyla.Parkta ördeklerle oyanarken,bardakla su içerken,yemek yerken,banyo yaparken,uyurken,üstünü başını kek yapmışken,anesiyle dayısıyla oynarken-onlar istanbulda oturdukları ve bu aralar sık görüşemediğimizden unutmamasına da faydası olur diye düşünüyorum-sabah babasını uyandırmaya çalışırken,aile fertlerinin net belli olduğu v.b gibi resimlere bakıyoruz.Uzun uzun kalıyor resimler ekranda.Bende anlatıyorum.Bak baba..Aaa gitmiş.Bu Toprak.Mama yiyor.Imm ımm mis mis mama yiyor.Bıcı bıcı.
Hem birlikte vakit geçirmiş oluyoruz hemde kelimeleri,kavramları,eylemleri öğretmeye çalışıyorum.Hafızasını canlı tutmasını sağlamaya çalışıyorum.Tuhaf bi gülümseme oluyor yüzünde.Anımsıyor buna eminim
Babasına bakmaktan çok hoşlanıyor.Ekrana sarılıp cici yapıyor
Bildiği kelimeleri bazen söylüyor bazen söylemiyor.Zamanla daha çok söyleyecek inşallah
Tabi bi de tvnin kurtarıcı yanı var.Bende açıyorum bazen yalan yok
Tv yok ama tivibu varr
Onun stabil kalmasını benimse yanında olmamı gerektiren durumlar oluyor.Şimdilerde tv açmak yerine çektiğimiz videoları izletmeye başladık.Daha sakin,ev hayatının olduğu,tanıdığı yüzler,tanıdığı sesler,çoğu zaman ana karakterin kendisi olduğu komik,eğlenceli gerçek hayattan gerçek görüntüleri açıyoruz.Anlaşılır olanlarını izletmeye gayret ediyoruz.Videolarda da favorisi banyo videoları
Dün akşam eşimin fikirlerini tekrar almak için konuyu açtığımda yeni fikirler aklımıza geldi.Kendi eğitim videolarımızı çekebiliriz diye düşündük.Kendi hayatımızdan,kendi bildiği insanların,bildiği ya da öğrenme aşamasında olduğu şeylerin yer aldığı videolar çekelim dedik.
Ne çok yazdım kızlar hakkınızı helal edin ya
Dahada yazıcam bıraksalarda benim adam gelecek varayım gideyim yemekleri ısıtayım