Kızlar doğum hikayemi elimden geldiğince detaylarıyla anlatmaya çalışacağım.
Salı günü doktorum yıllık izinden geldi. 5 gün öncesinde ağrılarım vardı, hafif pembemsi bir akıntım oldu ve nst’de sancılarım çıkmıştı. Erken doğum olabilmesi ihtimaline karşılık 12 saat arayla akciğer geliştirici iğneleri yapıldı. Bu 5 gün boyunca sürekli iğne, sancıları giderici haplar ve serumlar kullandım. Nihayet doktorum 9 ağustos Salı günü geldi. Ultrasonda suyumun haddinden fazla azaldığını gördü. Beni riskli gördüğü durumlarda yönlendirdiği bir prof. var ertesi gün yani 10 ağustos Çarşamba için randevu aldık. Bu şekilde çok dayanmaz, haftaya alırız dedi. Ben buna çok üzülmüştüm ilk önce ama hem karnımdaki ağrılardan dolayı hem de kızımı merak ettiğim için her işte bi hayır var deyip kabullendim. O gün annemi çağırmıştık. Hemen geldi. Eve gittik annem temizlik yapmaya başladı halıları falan yıkıyor, cam siliyor ama yetişmedi tabi. Ertesi gün eşim nöbetçi olduğu için evi o halde bırakıp prof. doktora gittik annemle. Epey bi bekledikten sonra muayeneye aldı beni. Bu doktora kendi doktorum çok güveniyor. İşinin ehli. Onun yorumuyla doğumu başlatıcaz yada ertelicez. Neyse ultrasonda incelemeye başladı. Bu arada sorular soruyor bana. Önce suyumun gerçekten çok azaldığını, buna bağlı olarak bebeğin kordona baskı yaptığını, bu yüzden kalp atışlarında ritim bozukluğu olduğunu ama kordondaki baskı azaldığında tekrar ritmi tutturduğunu söyledi. Ancak asıl canını sıkan şeyin karnımın çok sert olduğunu, bunun plesanta dekolmanı, yani plesantanın erken ayrılmasına sebep olabileceğini söyledi. Kızlar burası gerçekten önemli. Benim karnım gerçekten çok sertti. Bazen bir yere toplanıyor gibi olurdu. Ben o zamanlarda kızımın hareket ettiğini ve başı yada poposunun dayandığını o yüzden sertleştiğini düşünürdüm. Meğer onlar rahim kasılmalarıymış ve çok tehlikeliymiş. Buna çok dikkat edin. Aniden plesantan ayrılabilir ve bebek ölümü gerçekleşebilir dedi. Nst de düzenli sancıların var, doğum sancıların başlamış bunları durdurmaya çalışmanın manası yok, doktoruna söyle yoğun bakımı hazırlasın ve mümkün olan en kısa zamanda doğumu başlatsın dedi. Ben çok şaşırdım tabi. Ama her kontrolde kötü haber almaya alıştığım için daha diyorum ki hafta mı ne zaman alsın. Doktor da bugün yarın alsın ertelemeyin dedi. Bu arada saat 5 civarı. Doktorumu aradım hemen sonuçları al gel dedi. Ben artık geç oldu yarın alırlar diye gittim hastaneye annemle. Doktorum raporu okumasıyla bana ‘sen yukarı doğumhaneye çıkıyorsun annende giriş işlemlerini yaptırıyor’dedi. Ben ağlamaya başladım. Hiç hazır hissetmediğimi, yanımda bişey olmadığını en azından eve gidip geliyim diyorum ama doktorum hayır acil sezeryana alıyoruz dedi. Eşimi aradım çantaları al gel beni alıyorlar diye. Hemen geldi. Yukarı çıktım beni alelacele soymaya başladılar. Ameliyata hazırlıyorlar. Ama ben önüme gelene yalvarıyorum şimdi değil hiç hazır hissetmiyorum diye. Ama beni dinleyen yok. Hiç hayal ettiğim gibi değildi. Benim suyum gelecekti ve beni eşim telaşla yetiştirecekti hastaneye. Bi taksiyle kocam olmadan ağrı yok sancı yok. Bu şekilde olmamalıydı. Beni soydular hızla. Sonda, damar yolu taktılar sedyeye yatırdılar. Ameliyathaneye aldılar. Doktorum bana işin aciliyetini anlatıyor ama o kadar panik haldeyim ki duymuyorum. O ara eşim geldi yanıma. Sağolsun doktorum çağırmış. O an biraz kendime geldim. Eşim teselli etti. Ağlayarak bayılırsan ağlayarak ayılırsın dediler. Eşimden elimi bırakmamasını ve uyandığımda da yanımda olmasını istedim. O ara narkoz etkisini göstermiş ve uyumuşum. Uyandığımda eşim yanımdaydı. Elimi tutuyordu. Kızımı sordum gülümsedi ve çok iyi olduğunu söyledi. O an ferahladım. Karnımda bir acı hissediyordum. Beni odama götürdüler. Kızımı bekliyordum ama o gece göremedim. Eşim sık sık yoğun bakıma gidip görüyor, bana haber getiriyordu. Sabah gittim kızımı görmeye. O kadar güzel, o kadar masumdu ki… itiraf etmek gerekirse yenidoğan bebekler çok çirkin görünürdü bana. Ama derler ya herkese kendi çocuğu güzeldir diye, gerçekten hayatımda gördüğüm en güzel bebek benim kızım gibi geliyor şimdi. 2400 gr’lık minicik bir melek. Allah’a şükür bir sıkıntısı yok. Prematüre olduğu için gözlem altında. Ben yanına gidip emziriyordum. O anı tarif etmek imkansız. Küçücük ağzıyla nasıl tutuyor memeyi, nasıl çekiyor. O an ağlayabilirdim.
Bugün taburcu olacaktık ana kız. Tüm işlemlerimizi yaptık, tam çıkacağız kızım kusmuş. Doktoru bir gece daha kalmasını önerdi. Yıkıldım resmen. İnsanın eli boş dönmesi o kadar kötü ki… Şimdi süt sağıp gönderiyorum eşimle. İnşallah yarın toparlanırsa gelecek kuzum. O zaman bayram olacak işte. Minik kuşumun yokluğu çok belli. Bu arada eşimin desteği olmasaydı toparlanamazdım. Bence bu anlarda herkesten çok insan eşini istiyor yanında. Gece yanımda kalan, tuvalete bile götüren, beni yürüten, oraya buraya koşturan hep eşimdi. Varlığını hissetmek bana güç veriyordu. Şimdi geldi kızımın yanından. Kızım kusmamış. İnş. kusmaz ve gelir kuzum yanıma…
Benim doğum hikayem çok parlak değil ama sonucu güzel. Kızım sağlıklıya unuttum gitti her şeyi. Umarım sizlerin çok güzel doğumları ve sağlıklı bebekleri olur. Herkese hayırlı doğumlar diliyorum….
bebebğin hayırlı olsun canım.Allah analı babalı büyütsün,hayırlı evlat eylesin inşallah.bebeğinle de hemen kavuşursunuz inşallah