Biraz gülün diye yazıyorum, dert yanmak için değil, ben alıştım zaten o da gitti bile :)))
hastanedeyiz, yatışım yapıldı. odada doğum fotografçısı foto çekiyor. bu da sürekli kadına kızım otursana kızım çok yoruldun falan diyor. deli galiba :) en sonunda kız yokken eşim patladı. anne bi sussana para verdik bizim için foto çekiyor. ne diye oturtmaya çalışıyorsun diye. bu şimdi benim dışımda herkese şirin gözükecek ya ipin ucunu kaçırdı
doğum yaptım odaya geldim 20 dk olmuş emzirmem için kucağıma verdiler dövünmeye başladı meme ucun çok küçük nasıl emecek bu çocuk diye...
akşama kadar hastanedeydi. çocuk vik dese aç bu çocuk aç ondan ağlıyor tüh tüh diyor... boğacaktım gerçekten. bi de demez mi akşama kalayım. yok artık dedim içimden. annem burda eşim burda tşkler dedim.
ertesi gün yine geldi hastaneye poşete börek koymuş getirmiş. hastaneye ya hem de poşet içinde... sarma sarsaymış. açtı dağıttı odadakilere... birazdan doktorum gelecek toplayın onları dedim. neden toplıcakmışız böyle böreği nerde bulacakmış o dedi. konu böreğin güzelliği değil burası hastane, adam hastane odasını kadınlar hamamına çevirmişsiniz dese ne dicez dedim. bunun üzerine ne yaptı. aynı poşetin içinde bu sefer bir takım meyveler çıkardı hadi bunları da yiyelim diye. bana diyor ki sen de yesene. anne yasak bağırsaklarım düzgün çalışmıyor katı şeyler yiyemem diyorum ama bu börekler çok hoş ye bişey olmaz diyor.
eve geldik. bu da yetişti tabi. diyor ki südyenin geceliğin ıslanmıyor senin, taşmıyor demek ki sütün, demek ki yeterli değil. eşim araya girdi, anne buzlukta sütler var. onlar emzirdikten sonra sağıp koyduklarımız sütü var yani diye... neee sağdınız mı onlar senin sütün mü napcaksınız onları harcamayın diyor. Allahım ya sabır.
sonra dedi ben memlekete gidicem. bu çocuk daha çok küçük. bişeyden anlamıyor. sevilmiyor bile. memlekete gidip diğer torunlarımı görücem. biraz ele avuca gelsin öyle dönerim. ben sanki o oynasın diye maskot doğurdum ona...
tutturdu çocuğa su vermiyor musun? hayır anne dedim. ama ciğerleri yanar onun su vermen lazım dedi. gerekli olsa doktor söylerdi dedim. ama olsun çocuğun ciğeri yanar.
doktordan döndük. dedim kızım 200 gram almış 1 haftada. sadece anne sütü için gayet iyi dedi doktorumuz diyorum. neeee kilo mu almış yok daha neler ne kilosu hahahahah diyor. kadın tıbba ve fiziğe bile karşı yani... tartıda kilo artışını görmüşüz doktor teyid etmiş ama bizimki uygun görmediyse bitmiştir o konu. doktor da kim, bilim de neymiş...
he bu arada tutturdu göbeğine krem sür, orası çok kuru, çocuğun canı yanar. ya zaten doktorun verdiği losyonla sabah akşam temizliyorum. zaten amaç kuruması ve göbeğin düşmesi değil mi? yok ama çocugun canı yanarmış öyle kuru kuru.
çocuk vik dese geliyor yanıma. neden ağladı o diyor. bigün diyecektim gel soralım belki cevap verir. yaw çocuk bu ağlayacak. acıkmıştır, altı bistir gazı vardır. vik demiş yani bi dur bi sakin. ama onun derdi benim. ben çocuğu ağlatıyorum.
bu aldığınız domatesler hiç hoş değil. bu ev çok sıcak. kirası çok pahalı. bu mutfak dolapları çok eski. cam açınca çok gürültü oluyor. vs. vs. vs....
pazartesi akşam üstü geldi çarşamba akşam üstü evine gitti. 48 saat bizde kaldı sadece. bu süre içinde çatal kaşık çekmecemi boşaltıp kendince gerekli gereksiz diye bir takım şeyleri ayırıp gereksiz bulduklarını attı. çarşaflarımın olduğu dolabı boşaltmış yeniden katlamış düzenlemiş. eşim varken masalar açılıyor o yokken bir kere sofra kurmadı. kendi başına mutfak masasında yemek yedi. ben de tepsiye koyup yemek zorunda kaldım. dizi izliyorum odaya geldi kumandayı yanımdan aldı bana hiçbişey demeden kanal değiştirdi.

bunları niye anlatıyorum. evine dönünce eşime beni şikayet etmiş. hiç rahat ettirmedi beni. kendimi evimde gibi hissedemedim diye. evinde hissetse napcaktı çok merak ediyorum.
sonuç bugün memleketine uçtu. en azından eylüle kadar yok. :)))))