Güldüm,eğlendim,ağladım,koştum,düştüm,kanadım...Yaşadım yani. Okudum okudum okudum...Yüzlerce kitap,makale,dergi. Gezdim, karış karış. Her fırsat bulduğumda atladım bir otobüse bir tura gördüm yeni yerler,yeni insanlar. Bitirdim üniversiteleri,katıldım onlarca eğitime,kursa,iyi bir iş de buldum. Yetmedi bunlar. İçimde kocaman bir boşluk.Nereye koşsam,nereye baksam ne yapsam dolmadı o boşluk. Ta ki onu tanıyıncaya kadar. Aşık oldum. Hayatın sırrına vardım dedim.Ne güzel günlerdi. Saatlerce telefonda konuşurduk ertesi gün işe uykusuz ama gözlerim ışıl ışıl giderdim. İçimde kocaman bir volkan.Sıcacık tutuyor beni. Hele içimdeki güç,kuvvet. Dünya gelse üstüme umrumda değildi. İşimde daha gayretli,daha başarılı olmaya çalışıyorum. Etrafıma ışıltı saçıyorum. O var ya gerisi kolay. Doldu ya içimdeki o boşluk geriye ne kalırsa tufan. O bana dokunup sarıp sarmalıyor ya üşümüyorum hiç,uyanmak istemediğim bir rüya her şey sanki. Bana sürprizler yapıyor, kendi el emeği göz nuruyla hediyeler yapıyor,hiç ummadığım yerde karşıma çıkıp çocuklar gibi mutlu ediyordu beni. Bir anne çocuğuna nasıl bakarsa öyle şefkatle bakıyordu bana. Büyülü bir masaldı yaşadığım. Binbir güçlükle savaşarak, her şeyi göze alarak evlendik. İlk aylarımız masalın devamıydı. Sarılıp uyuyordum sevdiğim adama, sabah onun gözlerinden güne merhaba demek o kadar güzeldi ki...Bebek istedim,sınava hazırlanıyordu bir kaç ay sonra olsa olmaz mı dedi. Olur dedim. Onun yavrusunu onun parçasını dünyaya getirme fikri bile yetiyordu havalara uçmama. Hamile kaldım,havalara uçtum mutluluktan. Ona güzel bir notla müjdeyi verdim. Sevindi.Ama sanki benim kadar değildi mutluluğu. Korktu belki de. Bilmiyorum. Günler geçti evliliğimizin üzerinden...Büyü bitti,masal son buldu,rüyadan uyandım.Bana dokunmak için fırsat kollayan,gözlerime bakınca kalbime dokunan,her fırsatta bir plan yapıp gezip dolaşma fırsatı yaratan,hiç ummadığım yerlerde karşıma çıkıp sürprizler yapan adam gitti. Evleneli bir buçuk yıl olacak. Sürprizi geçtim.Bir kere bile hediye almadı bana. Akşamları eve gelip iki sohbet etmek yerine bir elinde ıpad i bir elinde telefonu bunlar olmazsa kumandayı alıp koltuğa uzanıyor şimdi. Bana sarılıp dokunmak, bebeğiyle konuşmak aklından bile geçmiyor. Ben bazen gidiyorum bak bebiş senin sesini tanıyormuş konuşsana kızınla diyorum 1-2 dk ilgileniyor o kadar. Dışarıda elimi tutmadan yürümeyen adam şimdi önden önden yürüyor.Bakıp kalıyorum,o kadar şaşkınım ki...Tahammülü hiç yok. Eskiden hırçındım,kırar bağırsam bile beni sakinleştirirdi şimdi hiç tahammülü yok hemen bağırıyor.Benimle dışarıda bir plan yapmak gezmek dolaşmak sanki mecburiyetten yapılıyormuş gibi davranıyor. Hani çocuğunu hava aldırmaya çıkartırsın ya öyle işte...3 haftadır her haftasonunu arkadaşlarıyla geçiriyor. Geç saatte eve geliyor. Araba onda. Ben ise evde oturup ağlıyorum sadece. Bebeğimin odasını hazırlıyorum,kıyafetlerine sarılıp ağlıyorum. Ne oldu,neden niye böyle olduk bilmiyorum. Kendime olan güvenim,gücüm yerle bir oldu. Tek sarıldığım bebeğim.Onu üzüyorum diye çok üzülüyorum. kucağıma alacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Bazen o kadar çok ağlıyorum ki aklımdan boşanmak bile geçiyor. Böyle evlilik için beklemedim ki ben 30 yaşıma kadar. Aşkı bekledim. Aşk olmayacaksa,sevgi olmayacaksa niye evli kalınır. Ben kendime de yeterim bebeğime de yarın boşanma avukatı bulacağım diye yatıyorum yatağa. Hatta tayinimi alıp gideceğim buralardan diyorum.Ertesi gün sakin ol geçer belki düzelir her şey diye sakinleştiriyorum kendimi.Düzelmiyor hiçbir şey.Dua etmekten başka yapacağım hiçbir şey yok. Nerede yanlış yaptım bilmiyorum. Öyle işte. Bunu yazarken bile işyerimde ağlıyorum, darmadağın oldum.Dua edin bana...