Fazla mutevazi olma gercek sanirlar!
Üzgün suratFazla mutevazi olma gercek sanirlar!
Şu yorumunuz beni düşündürdü, destek almanız gereken bir durum yaşıyor olabilir misiniz?Aklıma bir şey geliyor, ona inanıyorum ve öyleymiş gibi geliyor.
Yani bu inanç mesela özgüvensiz olduğumu hissetmemle alakalı. Mesela buna inanıp hep özgüvensiz gibi gezdiğimi düşünüyorum. Destek almam da iyi gelebilir tabiŞu yorumunuz beni düşündürdü, destek almanız gereken bir durum yaşıyor olabilir misiniz?
Naifliğiniz adına yorumum ise, sizin gibi insanların sayısı bir hayli azaldı ama lütfen kendinizi değiştirmeyin hepimiz nezaketsiz ve kaba insanlardan çoğu kez şikayet ederiz ve hatta kendimiz bile farkına varmadan kabalaşabiliriz.
İş hayatında etik değerlere uygun karar verip mümkün mertebe bahsettiğiniz insanlarla iletişiminizi minimuma indirin, ama nezaketten vazgeçmeyin...
Yani bu inanç mesela özgüvensiz olduğumu hissetmemle alakalı. Mesela buna inanıp hep özgüvensiz gibi gezdiğimi düşünüyorum. Destek almam da iyi gelebilir tabi
Haklısınız. Benim aslında bütün çabam da bu özgüveni hissetmeye çalışmamPatala kütele, aklına ilk geleni düşünmeden konuşmak bence özgüven değil. Çekinmemiz lazım, karşımızda ki insana bir şey söylerken çekinmemiz lazım kırılır mı diye. İnsan olmak bunu gerektirir, medeni olmak bir insiyatif değil, toplumun bir parçasıysak bu bir zorunluluktur. Sakın kendinizi özgüvensiz hissetmeyin, insanlar bu hengamede ya birbirine baka baka ya yorgunluktan kabalaşabiliyor.
Ancak odanızın temizlenmesini istemeniz, hizmet beklemeniz, toplantılarda yaptırım uygulamanız sizin göreviniz. Bağırıp çağırmanıza gerek yok, yapılacağını belirtin yapsınlar. Kendinizden emin olun gerisi gelir.
Haklısınız. Benim aslında bütün çabam da bu özgüveni hissetmeye çalışmam
arkadaşlar iyi akşamlar,
Benimkisi de böyle bir dert işte. Aklıma bir şey geliyor, ona inanıyorum ve öyleymiş gibi geliyor.
Kişilik olarak fazlasıyla mütevazi bir yapım oldu hep. Ama şuanki iş konumum bu mütevazılığı kaldırmıyor. Böyle olduğum için işimde sıkıntı yaşıyorum. Emri vaki yapmam gereken şeyleri yapamadığım için özellikle.
Mesela çay isticem masama, binbir rica ile itina ile konuşuyorum. -bir çay alabilir miyim size zahmet, lütfen diye. Masam temizlenecekse, kalkıp kendim siliyorum. Geçen odam günlerce temizlenmedi, bayağı bir sonra uyardım. Hergün temizlik şart olmasına rağmen.
Bir görevde komisyonda Başkan olarak ben varken komisyon üyeleri benden daha çok söz sahibi olabiliyor, neden sakince konuşmam, kimse alınmasın diye dikkat etmem yüzünden. Bu yüzden bir iki kez sorun yaşadım, üyelerden birinin dediği oldu diye iş başa sardı. Benim verdiğim kararı aynı üye imzalamak istemediği için iş artık uzamasın diye onun dediğini yaptık mesela. Yuppi diyerek çıktı odadan, kimin dediği olacak yarışına dönmüş gibi. Halbuki ben hem söz sahibi olarak hem de en uygun kararları yazmaya çalışmıştım.
Bugün yine başka bir komisyonda başkanken ve jürideyim, usule uygun şekilde eleme yapılsın diye uğraşırken, fazla sorgulamayın, bizim dediğimizi yapın tavrıyla karşılaştım. tüm gün başım ağrıdı.
Dürüstüm, asla yalan söyleyemem, söylemedim de, kıvıramam da.
Ben çalışma ve verimli olma düşüncesinde iken insanların bu şekilde yarış içinde oldugunu farketmem hayal kırıklığına uğrattı açıkcası.
Çok belirgin bir kaç kıskançlık durumu hissettim.
Bir arkadaşıma anlattım sen oraya fazla gelmişsin dedi. Genelde yaşıtım olmasına rağmen çoğu bekar, evliler yeni evli ve bir iki tanesi tek çocuklu. Evlenememiş olmayı dert ediyorlar genelde. Benim iki çocuğum var ve statü olarak en üstten başladım. Bütün eğitimlerin ve yabancı dil belgelerim tam. Aktif olarak etkinliklere katılıyorum..
Oysa ben arkadaşça sıcacık bir ortam hayal etmiştim bu işyerinde başlamadan önce.
Bu sebeple kendimi zorlayarak direktif verme konusunda biraz çabalayayım diyorum. Yapamıyorum. Kendimin dışına çıkamıyorum. Çıkmazsam sorun yaşıyorum.
Geçmişi düşünüyorum hep böyleydim. Daha önce de kırıldıgım çok kişi oldu. Hep iyi niyetli yaklaşmış olduğum için kurgınlıklarım büyük oluyor.
Öyle işte. Paylaşmak istedim.
Yarınki komisyonda da bizim dediğimiz şekilde olacak diye direktif veren kadına da anlayacağı dilden tavır takınmak istiyorum. Hiç yüzüne bakmadan, çok da umursamaz bir edayla işimi yapıp, imzamı atıp çıkayım diyorum. Bakalım nasıl olacak..
Ama bu tür durumlar kendimi bulamamış oldugumu iyice hissettirdiği için daha bir özgüvensiz yaklaşıyorum..öyle hissediyorum.
insanın sosyal hayatta değişik statüleri olabilir..bunları karıştırmamak gerek..konumunun hakkını vermek insanı kaba yapmaz..eğer çalıştığın yerde yöneticiysen tabi ki ağırlığın olacak..hizmetli çalışanlara şayet yaşları sizden büyükse de abi abla diye hitap etmeyin..Malesef toplumumuz fazla nezaketi kaldıracak potansiyelde değilarkadaşlar iyi akşamlar,
Benimkisi de böyle bir dert işte. Aklıma bir şey geliyor, ona inanıyorum ve öyleymiş gibi geliyor.
Kişilik olarak fazlasıyla mütevazi bir yapım oldu hep. Ama şuanki iş konumum bu mütevazılığı kaldırmıyor. Böyle olduğum için işimde sıkıntı yaşıyorum. Emri vaki yapmam gereken şeyleri yapamadığım için özellikle.
Mesela çay isticem masama, binbir rica ile itina ile konuşuyorum. -bir çay alabilir miyim size zahmet, lütfen diye. Masam temizlenecekse, kalkıp kendim siliyorum. Geçen odam günlerce temizlenmedi, bayağı bir sonra uyardım. Hergün temizlik şart olmasına rağmen.
Bir görevde komisyonda Başkan olarak ben varken komisyon üyeleri benden daha çok söz sahibi olabiliyor, neden sakince konuşmam, kimse alınmasın diye dikkat etmem yüzünden. Bu yüzden bir iki kez sorun yaşadım, üyelerden birinin dediği oldu diye iş başa sardı. Benim verdiğim kararı aynı üye imzalamak istemediği için iş artık uzamasın diye onun dediğini yaptık mesela. Yuppi diyerek çıktı odadan, kimin dediği olacak yarışına dönmüş gibi. Halbuki ben hem söz sahibi olarak hem de en uygun kararları yazmaya çalışmıştım.
Bugün yine başka bir komisyonda başkanken ve jürideyim, usule uygun şekilde eleme yapılsın diye uğraşırken, fazla sorgulamayın, bizim dediğimizi yapın tavrıyla karşılaştım. tüm gün başım ağrıdı.
Dürüstüm, asla yalan söyleyemem, söylemedim de, kıvıramam da.
Ben çalışma ve verimli olma düşüncesinde iken insanların bu şekilde yarış içinde oldugunu farketmem hayal kırıklığına uğrattı açıkcası.
Çok belirgin bir kaç kıskançlık durumu hissettim.
Bir arkadaşıma anlattım sen oraya fazla gelmişsin dedi. Genelde yaşıtım olmasına rağmen çoğu bekar, evliler yeni evli ve bir iki tanesi tek çocuklu. Evlenememiş olmayı dert ediyorlar genelde. Benim iki çocuğum var ve statü olarak en üstten başladım. Bütün eğitimlerin ve yabancı dil belgelerim tam. Aktif olarak etkinliklere katılıyorum..
Oysa ben arkadaşça sıcacık bir ortam hayal etmiştim bu işyerinde başlamadan önce.
Bu sebeple kendimi zorlayarak direktif verme konusunda biraz çabalayayım diyorum. Yapamıyorum. Kendimin dışına çıkamıyorum. Çıkmazsam sorun yaşıyorum.
Geçmişi düşünüyorum hep böyleydim. Daha önce de kırıldıgım çok kişi oldu. Hep iyi niyetli yaklaşmış olduğum için kurgınlıklarım büyük oluyor.
Öyle işte. Paylaşmak istedim.
Yarınki komisyonda da bizim dediğimiz şekilde olacak diye direktif veren kadına da anlayacağı dilden tavır takınmak istiyorum. Hiç yüzüne bakmadan, çok da umursamaz bir edayla işimi yapıp, imzamı atıp çıkayım diyorum. Bakalım nasıl olacak..
Ama bu tür durumlar kendimi bulamamış oldugumu iyice hissettirdiği için daha bir özgüvensiz yaklaşıyorum..öyle hissediyorum.
Haklısınız. Nazik olduğum kadar üzüldüğüm de olmuştur. Mesela çay servisi yapan abla geçen gün çayıma attığım karanfilin yıkarken zorluk çıkarması sebebiyle karanfilinizi alır mısınız bardağınızdan, yıkarken zor oluyor dedi . Hayretler içinde kaldım. Şimdiye kadar birilerinin çaya limon, tarçın, elma dilimi, karanfil kattığını görmüşümdür. Hiçbirine böyle bir şey söylendiğini duymadım. Ve tabi ki karanfilli çayımı içmeye devam ediyorum.insanın sosyal hayatta değişik statüleri olabilir..bunları karıştırmamak gerek..konumunun hakkını vermek insanı kaba yapmaz..eğer çalıştığın yerde yöneticiysen tabi ki ağırlığın olacak..hizmetli çalışanlara şayet yaşları sizden büyükse de abi abla diye hitap etmeyin..Malesef toplumumuz fazla nezaketi kaldıracak potansiyelde değil
Haklısınız. Nazik olduğum kadar üzüldüğüm de olmuştur. Mesela çay servisi yapan abla geçen gün çayıma attığım karanfilin yıkarken zorluk çıkarması sebebiyle karanfilinizi alır mısınız bardağınızdan, yıkarken zor oluyor dedi . Hayretler içinde kaldım. Şimdiye kadar birilerinin çaya limon, tarçın, elma dilimi, karanfil kattığını görmüşümdür. Hiçbirine böyle bir şey söylendiğini duymadım. Ve tabi ki karanfilli çayımı içmeye devam ediyorum.
Belki olabilirdi ama bende tam ters tepti. İş arkadaşlarıma çık sıcak davrandım hep. Hal hatır sorma, günaydın mesajları bazen. Resim çekinip ortamlarda paylaşma. Ama bir bakıyorum üç beş kişi pasta kesmiş, artmış bile. Davet eden yok. Maksat pasta değil tabi, nezaket. Ama bu durumda sanırım kıskançlıklar sevginin ötesine geçti.Yazdıklarınızda kendimi buldum ama insan zamanla değişebilir sizin şimdiye kadar daha rahat olmanız gerekirdi. Statünüz yüksek alt konumdaki elemanlar size laf söyleyemez. Benimki gibi statünüz düşük olsa (şimdilik öyle) bazı şeyleri yutabilirdiniz.
Bence sizdeki problem şu iletişime kapalısınız insanlarla biraz samimiyet kurmaya çalışın. Benle hiç iletişim kurmayan halimi hatırımı sormayan üstlere ben de gıcık olurdum işlerini görmek istemezdim. İnsanın kendini değiştirmesi zor ama ufak asabiyet gösterileri insanların biraz sizden çekinmelerini sağlayabilir.
Ortamda sayılmak için insanların biraz sizi sevmesi lazım. Bu da o insanlarla konuşarak, biraz ilgi göstererek oluyor. Bu arada mesafenizi ayarlayacaksınız sınırlarınızı çizeceksiniz tabii ki...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?