• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

31 Yaş, Evlilik Korkusu, Bekar Baba

Herkese merhabalar,

Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)

2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.

7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.

Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.

Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.

Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)

Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.

Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.

3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.

Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.

Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.

Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.

Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.

Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.

Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.

Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.

Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.

Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.

Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.

Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.

31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.

Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.

Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.

Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.

Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.

Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.

Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.

İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
korkularında haklisin bence , hic evlenme deneyimin olmadığı halde gelecekte olanları tahmin ediyorsun ve emin ol bu korkuların yarısı da gerçekleşecek .
Mukemmel bir başlangıç yaptık eşimle hic bir sorun da yaşamadık ailesine bağlı olması beni en fazla etkileyen durum oldu diyebilirim , ama evlendikten sonra bu sana agir geliyor . Annem demesi , bacım demesi her dertlerine koşması güzel bir davranışken başta sonradan senin hayatının en büyük problemi olabiliyor .
Evlendikten sonra burda açacağın ilk konu eşim ve kızına ilgisi bile olacak eminim .
Biz bayanlar her zaman bütün ilginin bizde olmasını isteriz . Ben de senin gibi ilgiyle büyüdüm ve bu kadar tahammülsüz olacağımı da asla bilmezdim . Ama bak çıkmazın içindeyiz burdaki bir çok bayan gibi .
 
Herkes iki haftada bir çocuğu görmeye odaklanmış kimse adamın bunu çocuğuna sahip çıkmayan, düzgün bir hayat sunmayan eski eşi yola getirmek için yaptığını görmemiş. Bahsi geçen baba evet iyi bir baba heleki eski eşten boşanırken çocuklarından da boşanan maddi manevi hiçbir desteği olmayan onca baba varken gayet iyi bir örnek.

Çocuklar dünyanın en güzel şeyi elbette ama hırslı, bencil, cahil ebeveynlerin elinde malesef ikinci evlilik söz konusu olduğunda maşa görevi görüyolar. Senin bir düzenin varken, sen bir aileyken karşı taraf bu gibi kavramlara uzak olduğu için olur olmadık zamanlarda akla hayale gelmeyecek mevzularla çocuğu bahane ederek taciz etmeyi pek severler. Ama konudaki bahsi geçen çocuk 10 yaşında eğer baba bundan sonra eski eşle değil çocuğuyla birebir muhatap olursa yaşanabilecek tüm sorunları minimuma indirirsiniz. Eski eşle sözlü yada görsel iletişim olduğu sürece asla huzurlu olamazsınız. Çocuğun size olan sevgisinden de çok fazla emin olup güvenmeyin hayal kırıklığı yaşamamak adına. Yarın öbür gün hamile kalıp bir can dünyaya getirdiğinizde tüm dengeler alt üst olup taşlar yerinden oynayabiliyo malesef.
 
Herkes iki haftada bir çocuğu görmeye odaklanmış kimse adamın bunu çocuğuna sahip çıkmayan, düzgün bir hayat sunmayan eski eşi yola getirmek için yaptığını görmemiş. Bahsi geçen baba evet iyi bir baba heleki eski eşten boşanırken çocuklarından da boşanan maddi manevi hiçbir desteği olmayan onca baba varken gayet iyi bir örnek.

Çocuklar dünyanın en güzel şeyi elbette ama hırslı, bencil, cahil ebeveynlerin elinde malesef ikinci evlilik söz konusu olduğunda maşa görevi görüyolar. Senin bir düzenin varken, sen bir aileyken karşı taraf bu gibi kavramlara uzak olduğu için olur olmadık zamanlarda akla hayale gelmeyecek mevzularla çocuğu bahane ederek taciz etmeyi pek severler. Ama konudaki bahsi geçen çocuk 10 yaşında eğer baba bundan sonra eski eşle değil çocuğuyla birebir muhatap olursa yaşanabilecek tüm sorunları minimuma indirirsiniz. Eski eşle sözlü yada görsel iletişim olduğu sürece asla huzurlu olamazsınız. Çocuğun size olan sevgisinden de çok fazla emin olup güvenmeyin hayal kırıklığı yaşamamak adına. Yarın öbür gün hamile kalıp bir can dünyaya getirdiğinizde tüm dengeler alt üst olup taşlar yerinden oynayabiliyo malesef.
Annenin karakteri bu değişmez ki kız onda da olsa kötü bir hayat sürmeye, kızına sahip çıkmamaya devam edecek ve belki de annesinin yanında heba olacak bu kız çocuğu, kadında bir değişim olmaz; ama kız çocuğu için çok şey fark eder. Anne umursamaz, adamın nasıl olduğu belirsiz biri, belki sapık ve kıza tecavüz bile edebilir ileride. Akıllı ve kızına düşkün bir baba tüm bunları göz önünde bulundurur, hazır fırsat bu fırsat diyip kızın velayetini alır, al senin yanında kalacak diyip, daha da ateşin içine bırakmaz, düzgün hayatı kendisi sunar, evladına sahip çıkar. Siz cidden anneyi yola getirmek için yaptığını mı düşünüyorsunuz? Böyle bir derdi olsa adam evleneceği zamana kadar beklemezdi, bu hamleyi çoktan yapardı; ama adam resmen evlenmeye yaklaştığı ve konu sahibini ikna için kızını baştan atmaya çalışıyor.
 
Son düzenleme:
Çocuğuna herkesten 10 kat düşkün bir baba ama evlenince başka bir adamın evine onu 2 hafta yollayarak sadece 1 hafta sonu alacak? Anlamıyorum yazarkendemi farketmediniz ne kadar abes olduğunu?
bende tam bunu düşündüm... Üstelik güvenmediği bir adam... Olumsuzluklari okurken sandım ki devamında "sevgilim bu yüzden velayeti almak istiyor"yazacak... Evladını ne kadar önemsediği ortada,sırf bu sebeb bile o" güzel adam"ı benim gözümde bitirir.
 
Bence iyi bir baba kızının aynı evin içinde nikahsız başka bir adamla yaşayan karısına bırakmaz velayetini alırdı. Sende haklısın ama adamı seviyorsan o kızın velayetini alın ve vermeyin. En azından kızınız size küçük yaşta alışır. Abla olarak sizin yanınızda kalması daha iyi hafta sonu annesine gitsin yada yalnız kalmak istediğinizde babannesine. Ama evlenirken lütfen bu kızı atmayacağınızdan bir ömür boyu yanınızda olacağını bilerek evlenin.
 
Ben adamın yerinde olsam onca şey duyuyoruz kızımı o kadına bırakmam.dunyanin binbir türlü hali var.
Size de tavsiyem denginizi bulun. Zor çok zor bu işler.
 
Babam sorumsuz, kumarbaz, duyarsız, yalana başvuran berbat bir eşken dünyanın en iyi babasıydı ve bize çok düşkündü (hala da öyle). Babalığı eşliği hakkında sizi yanıltmasın.

Annem çok çekti, 50 yaşında boşadı kurtuldu, babam da benim yaşımda biriyle evlendi, kadın o kadar aşıktı ki kesin "böyle güzel adamdan nasıl boşanılmış?" Diye epey düşünmüştür, cevabı çok geçmeden buldu tabii.

Bizdeki çocuklu boşanmış aile hikayeleri yabancı romantik filmlerdeki gibi çocuklarının düğününde yan yana gelip bir damla göz yaşı ile günaydın gülümseyerek durmakla sınırlı olmuyor nedense.

Çocuğun ateşi çıkar, parkta düşer, babasını özler, annesi regl olur saracak adam arar babayı arar, veli toplantısı olur, tatili olur , kadının işi olur toplantısı olur, mezuniyeti olur , sözü olur nişanı olur...olur da olur yani. Annesi çeker gider sonsuza kadar sizinle yaşar, ergenliği olur, depresyonu olur, sizin zorlu hamileliğiniz olur, uyumayan ve sinirlerinizi alt üst eden bebeğiniz olur, eşinizle sorunlarınız olur ... En kötü sahnede bile gülümseyerek hep 3 kişilik bir tablo çizebiliyorsanız kafanızda, neden olmasın?
 
Çevremizdeki babalardan 10 kat daha duyarlı !!!
Kusura bakmayın ama çevrende tanıdığım en kötü en ilgisiz baba bile kız çocuğunu tanımadığı ne idüğü belirsiz Bi Ada'mla yaşamasına müsade etmez. Ne güzel ohh 2 haftaya indirmiş ne hali varsa görsün bara mı götürürler mağaralarda yapsınlar. Yahu Nasıl vicdandır. Kız çocuğu neler okuyoruz Allah esirgesin. Demem o ki babalığı beş para etmez.
Size gelince 3 senedir aklınız nerdeydi? Hani bu durumu kabullenemediyseniz niye 3 sene??
 
Ben sonuna kadar okudum ve sende bu evlilige adim atacak potansiyeli goremedim senin korkularin daha agir basiyor adamin hayati da zaten zor eger aklinda bu kadar soru isareti varsa adamada yazik biran once soyle yoluna baksin
 
Siz bu yastan sonra baskasina alisamamaktan cekinip bu adami gozunuzde cok buyutmussunuz.

Iyi bir baba diyorsunuz. Iyi bir baba kizinin nikahsiz bir birliktelikte ne idugu belli olmayan bir yasam surmesine izin vermez. 10 yasindaki cocuga velayet danisilmaz. O istemese de iyi bir baba o velayeti alir. Dahasi iyi bir baba evlenmek icin cocugunu 2 haftada 1 gormeyi bir duzen olarak kurmaz. Anneden hayir yok babayi da 2 haftada 1 gorecek oh ne ala memleket ne ala baba.

Iyi egitimler bize bol kazanc olarak dondu diyorsunuz. Neden maddi konular sizi korkutuyor onu da anlamis degilim. Evlenince calismayacak misiniz?
 
Siz basbasa kalin diye cocugu basinizdan attiginizin farkinda misiniz? Cok duskun baba dediginiz adam ayda 2 kere kizini gormek icin diretiyor, cok etkileyici gercekten :işsiz: ve agzinizla diyorsunuz kadin ne yedigi belirsiz tiplerle iliski yasiyor ve kiz eve gitmek istemiyor hanimefendi? O heriflerden biri Allah korusun 10 yasindaki kizi taciz etse?
Madem cok iyi yurekli insanlarsiniz bu ihtimali gozardi etmeyin.
 
Herkese merhabalar,

Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)

2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.

7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.

Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.

Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.

Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)

Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.

Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.

3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.

Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.

Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.

Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.

Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.

Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.

Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.

Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.

Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.

Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.

Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.

Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.

31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.

Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.

Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.

Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.

Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.

Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.

Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.

İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
Yorumları okudum, ben bu konuda farklı düşünüyorum. Benim için çocuk daha önemli olurdu, elden el hiç tanımadığımız çocukların başına bişey gelse ne kadar üzülüyoruz değil mi. Madem iyi bir baba , çocuğuna sahip çıkmalı. Hiçbir anne baba evlenmek için başından çocuğunu atmaya çalışmamalı. Annesinin nasıl biri olduğu ortada, ya o birlikte olduğu adamlardan biri kıza bişey yapsa, Allah korusun, bunun vicdan azabı ile baş edebilecek misiniz. eğer gerçekten adamı seviyorsanız ve ondan iyi bir eş olacağına eminseniz, çocuğu ile birlikte kabul edin, babaanne de veya sizde kalsın. Anneyle çok iletişim halinde olmayın. Belki masum bir yavruya el açtığınız için çok mutlu olursunuz kimbilir, Allah size daha çok huzur ve mutluluk verir o çocuğun hayrına .

Şimdi ayrılsanız başka biri olsa mutlu olacağınızın garantisi Yok, önemli olan anlaşmak ve huzur bence. Çocuk yüzünden vazgeçmeyin. Evlilik bu garantisi Yokki, hiç evlenmemiş biriyle evlenseniz de kesin mutlu olacaksınız diye bişey Yok. Bu kadar endişeniz olsa da bazen olacağın önüne geçilmiyor, tabi büyük anlaşmazlıklar varsa gözgöre göre evlenin demem ama sırf çocuk var diye vazgeçmeyin, herşey en başta dört dörtlük başlasa bile bazı sorunlar oluyor mutlaka her evlilikte . en baştan bu işe girmeyecektiniz yada şimdi artık bir karar vermelisiniz , ne zamana kadar böyle devam edeceksiniz
 
Çocuğuna herkesten 10 kat düşkün bir baba ama evlenince başka bir adamın evine onu 2 hafta yollayarak sadece 1 hafta sonu alacak? Anlamıyorum yazarkendemi farketmediniz ne kadar abes olduğunu?

Sizin mesajınız nezdinde herkese toplu bir cevap vermek istiyorum. Takdir edersiniz ki, gecenin 2sinde çaresiz ve yorgun bir şekilde nerden girip nereye bağlamışım konuyu. Yazılanların hepsini kıymet vererek, tarafsız okudum, Allahım hepinizden razı olsun, herkes ne umutlarla evleniyor, kimsenin umutları boşa gitmesin inşallah.

Ama;

1) Sevgilimin eski eşinin ilişkisi 1 tek adamla, o da 2 yıldan fazladır beraber. Adam tanınan varlıklı bir adam, sadece tarz olarak bizlerden çok farklı, nikahsız yaşamaları kendi sorunları ama evde 10 yaşında bir çocuğun rol modeli olan bir annenin bunu yapması bize ağır geliyor, adam yoksa kıza kendini sevdirmek için uğraşan bir adam. Hatta annesinden dahi ilgili. Adam tacizci/tecavüzcü/gaspçı falan değil. Kaldı ki çocuk annesine çok bağlı, ne olursa olsun velayetinin değişmesi çocuğa teklif edildiğinde annemde kalsın velayetim diyecek kadar bilinçli. Aksi olsa, çocuk istemese bile hukuki mücadeleye girilir ve o çocuk alınırdı.

2) Sevgilimin derdi 2 haftada bir yani ayda 2 kez çocuğunu görmek geri kalan 26 gün rahatına bakmak değil. Çocuğu haftanın 3 günü okula kendi arabasıyla götürür, çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılar, hatta öğle arasında dahi okula gidip çocuğuna bakar vs. Yani burda yapılmak istenen, anne-kız ilişkisini düzene bindirmeye çalışmak ve çocuğun anneyle sıfır olan ilişkisini ÇOCUĞUN İSTEĞİ ÜZERİNE yapılandırmak.Bundan dolayı da 1 haftasonu anneyle kaliteli vakit geçirsin, 1 haftasonu babayla istiyor. Haftaiçi yine alır, getirir, götürür, bunla ilgili zerre sorun yok.

3) Benim ailemden annem olayı biliyor, o da tam olarak şuandaki aşamayı bilmiyor, yani biri var, boşanmış çocuklu, evlenilecek adam olarak görüyorum ama korkuyorum bundan dolayı da uzak duruyorum gibi biliyor. Bizim evde zor olan annemdir, babam daha düşkündür bana ve daha çok değer verir benim düşüncelerime. Annem bile çocuk sorun olmaz da eski eş durumları seni yıpratır diyor. Babam da ilk başta tabiri caizse hayalkırıklığı yaşayacaktır ama sonunda benim isteğim olacaktır diye düşünüyorum.

4) Evet, bir arkadaş da benim çocuğu atmak istediğimi ima etmiş.En çok buna kırıldım sanırım. Çünkü ben o çocuk mutlu olsun ve arada kalmasın diye kendi hayatımı, isteklerimi 2. plana atmış durumdayım. Sevgilim de bunu görüp kahrolup bu düzeni bozmak için uğraşıyor zaten. Ben babasına hala aşık bir kız çocuğu olarak, asla ve asla baba kız arasına girip düzen bozan olmam, Allah'tan korkarım her şeyden önce. Ama herkesin kendini tanıdığı da bir gerçek, yani benim kabullenip kabullenemeyeceğim şeyler var bu hayatta. Parçalanmış bir ailenin çocuğunun hayatı ne kadar önemliyse, onun kadar olmasa da Benim hayatım da var tabi ki. Bunları da bu yola girmeden düşünmek zorundayım. Aranızda anne olanlar belki buna karşı çıkıyordur, ama empati yaptığınızda bana az da olsa hak vereceğinizi düşünüyorum.
 
Herkese merhabalar,

Uzun yıllardır okuyorum yazdıklarınızı, sizinle üzülüyor, sizinle seviniyorum. Kayıt olmak ve bir şeyler yazmak bugüne kısmetmiş. Öncelikle, pek derdini anlatabilen biri olmadım hiçbir zaman, beni tanıyan herkes süper mutlu, keyifli bir insan olarak bilir bu yüzden. Artık canıma tak etti sanıyorum, biraz uzun olabilir bu yüzden paylaşacaklarım, okumaya yüreği yeten olursa şimdiden çok teşekkür ederim :)

2010 yılında İstanbul'da üniversite hayatımı bitirince, baba mesleğini yaptığım için döndüm kürkçü dükkanına. Aslında sadece meslekten değil benimki, anne-baba aşkım, onların yaşlılığında yanlarında olmam gerektiği vs gibi vicdani düşüncelerle 1 gecede topladım evimi ve 7 yıllık İstanbul macerama son verdim.

7 yıldır da ailemle birlikte yaşıyorum. 1986 doğumluyum, bir ay sonra 31 bitiyor anlayacağınız.

Bugüne kadar erkek arkadaşlarım oldu, hiç kısa süreli olmadı, alışkanlıklarına bağlı bir insanım, uzun ilişki adamıyım sanıyorum. En kısası 1,5 yıl süren 3 ilişkim oldu. En sonuncusunu da İstanbul'da bırakıp geldim bu şehire. Olmayacağı belliydi, sonu yoktu, uzatmaları oynuyorduk zaten. Ama alışkanlıklarımdan vazgeçemediğim için o ayrılık konuşmasını yapamıyordum, tası tarağı toplayıp gelince de bitti kendiliğinden.

Uzunca bir süre hem mesleğe alışmak, hem yeni bir şehirde aileyle yaşamaya alışmak derken yalnız kaldım. Hayatıma kimseyi almadım. Küçük şehir, babam tanınan bir adam, çok gelen giden arayan soran oldu ama kısmet değilmiş, hiçbiri ile ilgilenmek dahi istemedim, ailem de tutucu olmadığından hep saygı duydular düşüncelerime.

Evlenmek benim için bir dönemin sonu gibiydi hep, hala da öyle. Yani şanslı doğanlardanım ben, iyi bir aile, ilgili, eğitimli anne-baba, şımartmadan ama her istediği yapılan kız çocuklarıydık biz. Mesleğimizi elimize aldığımız an maddi anlamda ayrıldık aileden hepimiz de ama iyi eğitimler aldık, sonucu da iyi meslekler, iyi kazançlar olarak döndü bize. Allah'ıma bin şükür, maddi manevi hiçbir sorunum olmadan bu yaşıma kadar geldim. ( Bu kısmı anlatmamın tek nedeni, aile durumum, maddi durumum ve korkularımın sebepleridir. Lütfen başka şekilde anlayıp linç etmeyiniz :)

Sonra... Sonra bir gün, hiç olmayacak bir yerde, hiç olmayacak bir şekilde bir adamla tanıştım. Ama ne adam. Adamı tanıyalı 1 ay olmamıştı ki, ne güzel adamsın sen, senin adın güzel adam olsun demiştim. Daha 1 kez bile yemeğe çıkmışlığımız yoktu, yoğun bir mesajlaşma-telefon trafiği içindeydik.

Sonra bir gün nasıl olduysa beni ikna etti, buluştuk, oturduk, konuştuk ve o günden bugüne tam 3 yıl geçti.

3 yıldır hayatımın merkezinde, işimde gücümde her sorunumda, hayatımın her yerinde bu adam.

Hala da güzel adam benim için, bu konuda da değişen bir şey yok. Şartlar farklı olsa idi, 2 buçuk yıl önce evlenmiştim ve belki şuanda size kaynanamı anlatıyordum :) 2,5 yıl önce biz henüz 5 aydır tanıştığımız anda evlenme teklifi etti ve hala da bekliyor evlenmek için.

Sorunumuz şu ki; hayatta huzursuzluktan başka bir şeyden korkmayan ben, huzursuzluk dolu bir ilişkinin içindeyim. Sevdiğim adam evlenmiş, boşanmış ve dünya güzeli bir kız çocuğu var. 10 yaşında. Velayeti annede, ama sadece mahkeme nezdinde bu velayet işi. Velayet babada sayılır, hafta içi her gün çocuk babada, yatmadan yatmaya anneye gidiyor, çünkü anne nikahsız bir birliktelik yaşıyor ve bu adam da evinde kalıyor, dolayısıyla çocuk da sanıyoruz ki bu durumdan mutsuz ve bunu dile getirmese de bir şekilde her fırsatta kaçıyor. Velayetin değişmesini de çocuk istemiyor, bu defa annem beni tamamen unutur benden vazgeçer diye düşünüyor sanırım.

Az önce de dediğim gibi, küçük bir şehirdeyim, beni ileride neler bekliyor diye düşündüğümden azıcık bir araştırma içine girdim ve malesef ki sevdiğimin eski eşi ile ilgili duyduklarım, şahit olduklarım bugüne kadar tanıdığım/çevremde olan hiçbir insanın hayatına benzemiyor. Sevgilime olan aşkım aslında onun babalığını görünce arttı. Çevrenizde ne kadar da iyi bir baba dediğiniz babaları düşünün, size yemin ederim 10 katı iyidir. O derece ilgili, o derece deli oluyor kızını mutlu edebilmek için. Kadın da bunu fırsat bilip "kız senin yanında mutlu ne yapayım" diyip işin içinden sıyrılıyor.

Sevgilim de kızının mutsuzluğunu görüp eski eşiyle 2 ay önce bir konuşma yaptı, kendi hayatında istediğini yapmakta özgür olduğunu ama kızının hayatını artık daha fazla düzensizlik içinde geçirmesine izin vermeyeceğini söyledi. Kadın çıldırdı, sevgilime ve hatta ailesine ağza alınmayacak, hayal gücünüzün yetmeyeceği küfürleri etti, bana kadar küfretti, kızını sevgilime göstermemekle tehdit etti, çocuğa oturup baban evlenecek ondan dolayı artık seni istemiyor bile dedi, çocuğun psikolojisini alt üst etti. Sevgilim de tüm sabrıyla diretti, mahkeme kararı olan 2 haftada bir haftasonu çocuk babada kalır hükmünü uygulayacağını, haftaiçi zaten çocuğunu görmediğini ve çocuğun artık annesi ile vakit geçirmek istediğini ve bundan dolayı da 2 haftada bir haftasonu çocuğu alacağını söyledi. Kadının cevabı da " Benim de hayatımda biri var, cumartesi akşamları onu götüremeyeceğim yerlere gidiyoruz, alamam." oldu.

Her cumartesi de çocuğun bize söylediği kadarıyla barlara, canlı müziklere vs gidiyorlarmış.

Çocukla benim aram çok iyi, bana daha adımla hitap ederken abla demez, ablam der. Babasıyla olan ilişkimizi destekler, beni ayrı sever bilirim.

Ama ben korkuyorum. Deliler gibi korkuyorum.

Hiç evlenmemiş, anne olmamış biri olarak, birinin 2. evliliği olmaktan korkuyorum.

Bencil olduğu 3 yıldır her hareketiyle bariz olan bir kadının hayat boyu hayatımın istesem de istemesem de içinde olacağından korkuyorum.

Şimdiki hayatımı deliler gibi özlemekten korkuyorum.

Ama hiç olmadığım kadar aşık olduğum bir adamı, sırf geçmişi yüzünden bırakıp gitmekten ödüm kopuyor.

31 yaşında yeniden birini tanımak, anlamak, sevmek fikri ödümü koparıyor, sanki bu sonmuş gibi hissediyorum.

Sevdiğim adam evlendiğimizde çocuğun 2 haftada bir haftasonu bizimle olacağını, geri kalan zamanlarda annesinin buna alışmak zorunda olduğunu söylüyor. Şimdiden de bunun için mücadele veriyor ve baya bir yol da kat etti hır gürle de olsa. Zaten sevgilimin annesi babası da hep üstünde torunlarının, yani o konuda asla bir sorun olmayacağını, karı koca olarak 2li hayatımızın da olacağını, ama 3lü olduğu zamanların da olacağını söylüyor. Bunun dengesini de 2 haftada 1 olarak kuracağını söylüyor. Bu konuda da beni tanır ve keşke bu kadar vicdanlı olmasaydık ikimiz de, her şey daha kolay olurdu der hep. Çocuk mutsuzken onu mutlu edebilmek için 2miz de deliye dönüyoruz, çocuğu bırakınca konuşacak halimiz kalmıyor o derece.

Onun haricinde de, linç edilebilirim evet ama yine de söyleyeceğim, sevgilimin durumu da iyi ama yine de baba evinde yaşadığım maddi rahatlığı yaşayamayacak olmam da beni korkutuyor.

Evlenip boşanmaktan da deli gibi korkuyorum.

Bu korkuları nasıl yeneceğim? Nasıl bir yol izlemem lazım? Daha baştan bu kadar sorunlu gelen bir ilişki sonrasında ne olur? 2li olarak hiç bir kavgamız gürültümüz yok. Bazen eski eşi yüzünden geriliyoruz, ettiği küfürler vs beni benden alıyor, sevgilim de çocuk zarar görmesin diye alttan alıyor. Ya da haftaiçi deli gibi yoğun çalışıyoruz 2miz de, 3 yıldır 1 cumartesi akşamı başbaşa yemeğe gidemedik çünkü her hafta çocuk sevgilimde. Bazen bunalıyorum bu yüzden. Bunlar dışında hiç kavgamız yok diyebilirim.

Sizden ne istediğimi, ne beklediğimi dahi bilmiyorum. Yalnızca yazıp rahatlamak istedim.

Aranızda benzer ilişkiler yaşamış/yaşayan birine tanıklık etmiş olanlar varsa paylaşabilirse sevinirim.

İyi ki varsınız, şimdiden biraz da olsa rahatladım.
Senin çok iyi, dengeli, mantıklı bir kadın olduğunu hissettim. Her şeyi düşünüp tartmışsın. Öylede yapman gerekir. Sana söyleyebileceğim şu, sen yelkenleri sağlam bir gemi gibisin. çalkantılı okyanuslarda korkmadan yol alabilirsin. Bu adamı ve kızını sevdiysen bu yola gir derim. Belki onların, hayatlarını yola koyabilmek ve kendi mutluluğunu bulabilmek için senin bu dalgalarla boğuşman gerekmektedir. hayal ettiğin durgun sular senin bu amansız dalgaları aşmanı bekliyor olabilir.
 
Kitap gibi yazmışsınız vallahi. Ben de olsam yapamazdım. Çünkü evlenince herkes bi nebze değişiyor ve bi çocuğun sorumluluğunu almak ne kadar mantıklı bilemedim. Mesela başbaşa bi tatile gidemeyeceksiniz. Romantik bir akşam yemeği yiyemeyeceksiniz. Çünkü anne sorumsuz çocuk sürekli babada birde sizin allah nasip eder sizin çocuğunuz olursa kıskançlıklar başlayacak bilemedim zor.
 
'Biz çok iyiyiz hiç tartışmıyoruz x mevzusu arada canımı sıkıyor bi' de y mevzusu kadamı karıştırıyor' diyorsun ya, o x ve y mevzuları evlenince okuyor sana x küp, y küp. Eşimin evlenmeden önce bazı huyları bana batıyordu ve koca dünya telaşında bunun lafgı olmaz seviyorum seviliyorum dedim evlendim. Tolere edilecek basit şeyler oldupundan pişman değilim. Ama evliliğin arasına kaynamıyor hiçbirşey. Aklına takılan gönlünü huzursuz eden canını sıkan her ne varsa evlenince bunları misliyle yaşayacağını bilip gir bu yola. Harbiden fragman fragman diye kadga ütüleyenler haklı. İki saatlik filmin dört dakikalık fragmanı gibi. O dört dakikayı sayki kırk yıl izleyeceksin. Sevmek yetmez, yetmedi, yetmeyecek.
 
Cocuga cok uzuldum.ayrica ne siz ne de babasi hic de bahsettigin gibi vicdanli insanlar falan degilsiniz.zavalli cocugun 2 haftada bir cumartesi babasinda kalacak olmasindan bile rahatsizsiniz.ne demek rahatsiz olmak yahu.babasi o babasi.adamda sirf senin gonlun olsun dite cocugu annesine sepetleme pesinde.amac hic de annesiyle vakit gecirsin falan degil.kullahima anlatmayin onu.bu zamana kadar cocuguyla vakit gecirmekten rahatsiz olmayan adam simdi mi bundan rahatsiz da anneyle vakit gecirsinmis.anne ayri bir vicdansiz.o da adamin biru icin cocugu yollama pesinde.10 tane adami kurban ederim cocuklarima.benim esim bunu yapsa biriyle evlencek diye cocuklaryla gorusmeyi azaltsa paralarim o adamida kadinida
 
çok karmaşık bir konu, o yüzden az ve öz bir yorum yapmak istedim;
sizi fazla garantici, sevgilinizi de sorumsuz buldum.
ayrıca birbirinizin dengi değilsiniz.
 
Sizin mesajınız nezdinde herkese toplu bir cevap vermek istiyorum. Takdir edersiniz ki, gecenin 2sinde çaresiz ve yorgun bir şekilde nerden girip nereye bağlamışım konuyu. Yazılanların hepsini kıymet vererek, tarafsız okudum, Allahım hepinizden razı olsun, herkes ne umutlarla evleniyor, kimsenin umutları boşa gitmesin inşallah.

Ama;

1) Sevgilimin eski eşinin ilişkisi 1 tek adamla, o da 2 yıldan fazladır beraber. Adam tanınan varlıklı bir adam, sadece tarz olarak bizlerden çok farklı, nikahsız yaşamaları kendi sorunları ama evde 10 yaşında bir çocuğun rol modeli olan bir annenin bunu yapması bize ağır geliyor, adam yoksa kıza kendini sevdirmek için uğraşan bir adam. Hatta annesinden dahi ilgili. Adam tacizci/tecavüzcü/gaspçı falan değil. Kaldı ki çocuk annesine çok bağlı, ne olursa olsun velayetinin değişmesi çocuğa teklif edildiğinde annemde kalsın velayetim diyecek kadar bilinçli. Aksi olsa, çocuk istemese bile hukuki mücadeleye girilir ve o çocuk alınırdı.

2) Sevgilimin derdi 2 haftada bir yani ayda 2 kez çocuğunu görmek geri kalan 26 gün rahatına bakmak değil. Çocuğu haftanın 3 günü okula kendi arabasıyla götürür, çocuğun tüm ihtiyaçlarını karşılar, hatta öğle arasında dahi okula gidip çocuğuna bakar vs. Yani burda yapılmak istenen, anne-kız ilişkisini düzene bindirmeye çalışmak ve çocuğun anneyle sıfır olan ilişkisini ÇOCUĞUN İSTEĞİ ÜZERİNE yapılandırmak.Bundan dolayı da 1 haftasonu anneyle kaliteli vakit geçirsin, 1 haftasonu babayla istiyor. Haftaiçi yine alır, getirir, götürür, bunla ilgili zerre sorun yok.

3) Benim ailemden annem olayı biliyor, o da tam olarak şuandaki aşamayı bilmiyor, yani biri var, boşanmış çocuklu, evlenilecek adam olarak görüyorum ama korkuyorum bundan dolayı da uzak duruyorum gibi biliyor. Bizim evde zor olan annemdir, babam daha düşkündür bana ve daha çok değer verir benim düşüncelerime. Annem bile çocuk sorun olmaz da eski eş durumları seni yıpratır diyor. Babam da ilk başta tabiri caizse hayalkırıklığı yaşayacaktır ama sonunda benim isteğim olacaktır diye düşünüyorum.

4) Evet, bir arkadaş da benim çocuğu atmak istediğimi ima etmiş.En çok buna kırıldım sanırım. Çünkü ben o çocuk mutlu olsun ve arada kalmasın diye kendi hayatımı, isteklerimi 2. plana atmış durumdayım. Sevgilim de bunu görüp kahrolup bu düzeni bozmak için uğraşıyor zaten. Ben babasına hala aşık bir kız çocuğu olarak, asla ve asla baba kız arasına girip düzen bozan olmam, Allah'tan korkarım her şeyden önce. Ama herkesin kendini tanıdığı da bir gerçek, yani benim kabullenip kabullenemeyeceğim şeyler var bu hayatta. Parçalanmış bir ailenin çocuğunun hayatı ne kadar önemliyse, onun kadar olmasa da Benim hayatım da var tabi ki. Bunları da bu yola girmeden düşünmek zorundayım. Aranızda anne olanlar belki buna karşı çıkıyordur, ama empati yaptığınızda bana az da olsa hak vereceğinizi düşünüyorum.
Valla aklın varsa evlenmesin, 31 yaş geç bir yaş değil,bekar birini bul, bekarın nazı olur ama evlendikten sonra bu kadar derdi de sıralayıp getirmez. Çocuk her zaman size yük olacak kendi çocuğundan kısacaksın çoğu zaman ve bir anda adam o çocuğun masrafını sen ve ailen de senin çocuklarının masrafını karşılar duruma gelecek,bu işler böyle.
 
Back
X