- 10 Ocak 2016
- 1.136
- 2.375
- 133
- Konu Sahibi sookiestackhouse
-
- #1
Daha 32 yasindayken evlendim. Cok da erken diil yani:))) evliligim de cok yeni. Ama ruh doyurma kismina katiliyorum. Katiliyorum da iste benim ruhum doyumsuz galiba biraz. Diyorum ya bu konuyu acmaya bile cekiniyorum bircok tanidigima. Yukarfa bir uye sakayla karisik prenses sendromu demis. Yani sesli soylemese bile cogu arkadasim da boyle dusunur eminim. Kocan kumarci veya gozu disarda biri olsaydi boyle sacma seyleri dusunmezdin diyen bile oldu mesela.(kkyi okuyunca hak vermemek elde degil) ama ben de bu hislerimle basa cikamiyorum artik. Surekli dizi film vs izliyorum, kitap okuyorum ve kendimi hep baska yerleri, baska seyleri hayal ederken buluyorum. Bulundugum noktadan huzursuzum. Hep baska biryer, baska bir hayat ozlemi mi cekecegim?Aslında anlıyorum hak da veriyorum ama maalesef sende de hata var. Kendini yeteri kadar tanımadan belki de ruhunu tam anlamıyla doyurmadan evlendin. Kaç yıllık evlisin,orayı kaçırdım da daha geç yaşta evlilik yapsaydın bunları hissetmezdin bence.
Benim geç evlilik yapma sebeplerimden biri budur.
Bence eşiniz sizi bunaltan biri, farkında olmadan da olsa bunaltıyor, alışverişte bile dipdibe olmak pek de normal gözükmedi banaMerhaba hanımlar,
Öncelikle yazıp yazmama konusunda çok düşündüm ama içimi birilerine dökmem lazım. Sorun şu ki 34 yaşındayım, iyi bir mesleğim ve beni sevip sayan bir eşim var. Birçok kişi için sahip olunduğuna şükür duyulması gereken şeyler beni boğmaya başladı. Şöyle ki, sanırım evlendiğime pişmanım. Eşimi çok seviyorum ve bana karşı hiçbir kötülüğü olmadı ama beni çok boğuyor evlilik galiba. Bekar olsam şimdi belki Japonyadaydım diyorum. Ya da Brezilyada. Ben herseyi rahatlıkla arkamda bırakıp sıfırdan başlamayı hep göze alabilmiş biriyim ama eşim öyle değil. Önemli bir konumda sevilip sayılan biri çevresinde. Bunları bırakıp gitmek ve yeniden zorluk yaşamak istemiyorum diyor. Bense karnım tok olsun yeter kafasındayım. Bunları yapamamak bende (saçma biliyorum ama hayatı kaçırıyormuş hissi yaratıyor) Gezi ve macera programlarını izlerken gözlerim doluyor. (Şımarıklık diyecek belki çoğu insan.) Eşim de sever gemeyi birlikte yurt dışına da gideriz ama benim aylarca dil dökmem ve onu vize almaya ikna etmem gerekiyor bu da beni çok yoruyor. Paramız da var yani zor durumda da değiliz.
Sadece bu da değil, beni hiç yalnız bırakmıyor. Hep dibimde. yani kıskanclık gibi diil de yani sensiz zevk almıyorum beraber gidelim beraber oturalım vs vs. Ama ben yalnızlıgına da düşkün biriyim. Eskiden iş gezileri olurdu onları dört gözle beklerdim. Hem nefes alırdım hem de onu özlemiş olurdum. Ama şimdi öyle bir durumu yok çünkü konumu değişti. Birlikte alışverişe gidiyoruz hemen her magazada sıkılıyor hemen çıkmak istiyor. Sen burda otur kahve iç ben dolaşıp geleyim diyorum ne meraklısın bensiz gezmeye diyor ( İnanır mısınız işten bazen izin alıp yalnız başıma haftaiçi alışverişe gidiyorum bazen. Tepemde bik bik edip durmasın diye.
Diyeceksiniz ki neden evlendin? Ben de kendime çok soruyorum bunu ama sanırım mantıklı geldi aşık olduğum ve zaten aynı evde yaşadığım biriyle evlenmek. Yaşım da müsaitti neden olmasın dedim.
Çevremde kimseye anlatamıyorum çünkü çoğu insana saçma gelecek. Ortada boşanmalık bir sorun da yok zaten bu sorunun çözümü o da değil. Sanırım bu içinde bulunduğum yaş itibariyle bu günlerde kafama dank eden birşey. Başka biri olsa değişir miydi bu hislerim diye düşünüyorum ama sanırım hayır. Sanırım bu huzursuzluğum eşime de yansıyor son dönemlerde. Dalıp dalıp gidiyorsun hep diye şikayet ediyor. O kadar haklı ki.
Bunları onunla konuşmayı da denedim. Ama kendimi anlatamadığım için haksız duruma düşüyorum ve bana küsüyor. Çocuk düşünüyorduk. Psikolog bir arkadaşım bu haldeyken olmaz yoksa post partum bile yaşarsın dedi. Erteledim kendi kafamda. Onu bile soyleyemiyorum çünkü kalbi kırılır gibi geliyor. Şimdi böyleysem menapozda neler yaşarım kimbilir.
Uzun olmuş biraz kusura bakmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Yani ruhun doyumsuz olması bir kabahat değil de bir çıkmaz bunu sen de biliyorsun.Daha 32 yasindayken evlendim. Cok da erken diil yani:))) evliligim de cok yeni. Ama ruh doyurma kismina katiliyorum. Katiliyorum da iste benim ruhum doyumsuz galiba biraz. Diyorum ya bu konuyu acmaya bile cekiniyorum bircok tanidigima. Yukarfa bir uye sakayla karisik prenses sendromu demis. Yani sesli soylemese bile cogu arkadasim da boyle dusunur eminim. Kocan kumarci veya gozu disarda biri olsaydi boyle sacma seyleri dusunmezdin diyen bile oldu mesela.(kkyi okuyunca hak vermemek elde degil) ama ben de bu hislerimle basa cikamiyorum artik. Surekli dizi film vs izliyorum, kitap okuyorum ve kendimi hep baska yerleri, baska seyleri hayal ederken buluyorum. Bulundugum noktadan huzursuzum. Hep baska biryer, baska bir hayat ozlemi mi cekecegim?((
Kalkip gitsem esime buyuk haksizlik, kalsam bana....
Genelleme olmasın ama türk erkeğinin tatil anlayışı bu galiba. Yatmak, dinlenmek, açık büfede tıkınmak, deniz yada havuz olursa yüzmek.ayni doyumsuzluk bendede var- hep oldu zaten ve birgün doyacagimi sanmiyorum. beraber yasadigim nisanlim ayni esiniz (konunuzu okurken zaten kendim yazdim sandim)
bende dün daha kavga cikartdim evde- senelik tatili plani yapiyorduk ben asya turu istiyorum nisanlim türkiyede hotel tatili diyor. yahu her sene 2 hafta hotelde otur otur gel beni boguyor. Anlamiyor. dinlenmek istiyormus- tur yaparken dinlenmesi mümkün degilmis. neyse- bende iyice bunaldim. 3 yildir beraberiz, bir yildir beraber yasiyoruz- cok sevmeme ragmen kendimi altin kafesde hissetdim.
eskiden belkide cok özgürdüm ama ikisinin ortasi olsa iyi olurdu
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?