Patates gününde sabah 1, akşam bir patates.İnce inde dilimleyip 15 dakika fırında bol pul biber ve kekik eşliğinde pişirip yiyordum.Haşlamasından kat be kat lezzetliydi.Gün boyu yeşil çay ve bol bol su.Kalori =140 kalori (orta boy patates 70 kaloridir)
Sebze günü; sabah 2 domates, 1 havuç (acayip tok tutuyor), 2-3 çarliston biber.Bol su, yeşil çay.Akşam da aynısı.200 kalori toplamda eder.Bir sebze günümde mor lahanalar var ya, ondan yedim.Sabah yarısını, akşam yarısını.O da çok tok tuttu.Bir sebze günümde ise sebze çorbası yaptım.(havuç, soğan, lahana ile yaptım, mercimek çorbası gibiydi, hem de sıcak bir şeyler geçti boğazımdan)
Meyve günü; sabah. öğle akşam 1 portakal.Yeşil çay, bol su.Günlük 150 kalori. (ya da 3 mandalina)
Et günü; içinde 10 tane küçük nuggetsların satıldığı paketlerden aldım.Sabah 5 nuggets, akşam 5 nuggets.Ortalama 400 kalori.Bol su, yeşil çay.Başka et gününde kurbanlık dana eti vardı, sabah, öğle akşam ondan yedim.Bir başka et gününde 2 parça olan shnitzelden almıştım, sabah 1, akşam diğer parçasını yedim.
Süt ürünleri günü; sabah-öğle-akşam birer kase yoğurt.Bol su, yeşil çay.Ortalama 300-400 kalori (yoğurdun türüne bağlı değişir)
Özetle; kaçamak yapılmazsa, yağ, tuz kullanılmazsa, azcık da sporla desteklenirse şahane bir diyet.Tabii ben çalışmıyorum, evdeyim.Bu dediklerim çalışan insanları ayakta tutmaz, kalorileri çok düşük.
Ama şu da var, eğer patates gününde biri oturur da nasılsa limitsiz diye 10 patates yerse, eder 700-800 kalori.O zaman ekmekli, peynirli şahane 1000 kalorilik diyetler var, ayda 2-3 kilo verdiren, burada boşa zaman geçirmiş ve istediği miktarda kilo verememiş olur.O yüzden tamam benim gibi 2 patatesle günü geçirin demiyorum ama abartmamak, kaçamak yapmamak ve full iradeyle yola devam etmek gerekiyor.
Bir de açlık olmalı, olacak, leptin hormonu salgılanacak, insan doymayacak, yemekten aç kalkacak, yatana kadar aç olacak, uyanana kadar metabolizma çalışacak, açlıktan hatta insan uyuyamayacak.
Ben 22 gün boyunca evde "açıııım, açımmm üleyyn" diye gezdim.Her öğünden sonra "Şükür Allahım, bu öğün de DOYMADIM, kilo vereceğim" diye kalktım.Yatarken insan koyun sayar ya, ben koyun yerine ekmek, makarna, pilav, çukulata saydım
Yani acı yoksa gelişme de yoktur. "Ay tuzsuz iğrenç", "ay yağsız berbat", "ay bunu ekledim şunu çıkardım" lar ancak bizi daha da yavaşlatacak şeyler.Ne olur yani bir ay hiç tuz kullanmasak? Yağ kullanmasak? Kaçamak yapmasak? Demekki zamanında çok kullanmışızki şimdi bu haldeyiz.Kendimizi tatlandırıp, kendimize acıyarak aslında kendimize zarar veriyoruz.Tuzsuz ye arkadaş, tuz yemediği için kimse ölmemiş, ama yediği için ölen çok.
Okulda şişko şişko geziyoruz, eşlerimizin yanında ablaları-anneleri gibi iri kıyım dolaşıyoruz, oramızda buramızda selülitler, yağlar bıngıl bıngıl. İstemez miyiz daha genç, daha sağlıklı ve fit olmak? Bunlar için dayanacağız, sabradeceğiz, iki dakikalık zevk için yemeyeceğiz, aynada mümkünse her sabah soyunup vücudumuza bakacağız.Taaki kendimizi beğenip,
estetik ve fit bulana kadar.
Kendimize yeni bir beden sunacağız, daha özgüvenli ve mutlu olacağız.Eski kıyafetlerimize gireceğiz, güzel şeyler alıp, alışverişlere gönül rahatlığıyla çıkacağız.Tüm bunları, güzel günleri bir parça çukulata,ekmek, tuz ve yağla geciktirmeyelim.
Sağlıkla, iradeyle zayıflayıp, mutlu olalım.