- 28 Kasım 2014
- 2.849
- 4.258
- 168
- Konu Sahibi pigme pofuduk
-
- #7.361
ben bildirim geliyor sanmıştımAcizane kul
hepimiz yorgunuz ki ne diyeyim.
şehzade aynı şehzade. yazsam cevap verir ara desem arar ama kendiliğinden yazmaz aramaz. ve artık çok umurumda da değil.
Yahu pofuduk bi anlayamadın şunu senin değersiz olmanla alakası yok bunun adamın kendini bilmezliği. Kaç yaşına gelmiş adamın kredi kartı borcu niye babasına gidiyor ayrıca? Onu geçtim büyük biraz büyüklüğünü bilecek mesafeli olacak, söylenecek laf mı şu ya sana, ne diyecekse çeksin oğlunu bi kenara desin, her şeyde böyle yüz göz oldular zaten. Gözünü seveyim her ayrıntıyı hatırlayıp da kendine göre yorumlama.aslında iyiydim de bazen nerden geliyorsa aklıma geliyor bazı şeyler.
nişana 10 gün falan var, işten çıktım bi akşam. annesi hastaydı biraz, benim de kimse yok evde, aradım müsaitseniz geleyim dedim. dışardaymış işi az kalmış sen git geliyorum ben de dedi. sevgilimin mesaisi geç bitti o gün o da yok. herneyse.
babasının telefonuna bemimkinin kredi kartı borcunun mesajı gelmiş. adam resmen bana hesap sordu ne bok yediniz diye. hiçbir şey söylemedim.
sabahın 9unda aklıma bu geldi sinirim bozuldu. ben bu kadar değersiz miydim? ben kendi kredi kartım kaç para geliyor bilmem babam bi kere hesabını sormadı.
oturdum buna ağlıyorum. onca olayın arasında önemsiz kalmıştı ama birden aklıma gelip canımı yaktı bugün.
Burdan ben bile sinirlendim annenemerhaba ben geldim.
önce hemen cevap vereyim, geri dönüp okumuyorum. birkaç kere denedim hepsinde de sövüp kapattım. bu aralar başka sıkıntılar da var, benimle ilgili değil, o yüzden sinirleniyorum.
birkaç gündür iyi değildim zırlayıp duruyordum da derdim başkaymış. gecikmişim. şu an ağrım var ama keyfim yerinde. evde olunca takip etme gereği pek duymuyorum gecikince de sıkıntımı anlamıyorum. neyse.
az önce eski bi arkadaşla konuştum. arkadaş da denmez aslında, abla. lisede aynı servisteydik, o benden birkaç sınıf büyüktü. 2 sene beraber okuduk sanırım.
yani çok detaya girmeyeceğim ama konuşurken sorguluyoruz ya hep, yine aynı şeyi yaptım.
o insanlar sevmeyi ve değer vermeyi bilmiyordu. bu kadar. hayatları boyunca kan bağı olmayan hiç kimseyle muhatap olmamışlar çünkü. yani nasıl desem, kaybetme korkusu yok. o yüzden kimseye değer vermek zorunda hissetmemişler nasıl yapıldığını da bilmiyorlar. bu kadar. nokta. bitti.
ben değersiz değilim. sevilmeyecek veya istenmeyecek bi insan da değilim. öyle olsaydım bile bana bu şekilde davranmak onların haddi değildi. ama onlar bu kadar. ben onlara ağır geldim fazla geldim kaldıramadılar.
aranızda böyle olan var mı bilmiyorum ama varsa da özür diliyorum, benim ensest diyebileceğim bi şekilde yaşıyorlar. insan gerekirse kuzeniyle aynı yatağı paylaşır ki hep paylaştık ama evlenmez. kuzen kardeştir, ne olmuş olursa olsun zor zamanda destek olandır. zaten bu yüzden herkes kuzeniyle evleniyor. kimse ne yaparsa yapsın kimseye sırtını dönemiyor, ve bu yüzden inceliklere önem verilmiyor.
bu dedesinin son zamanlarında çıkıp onlara gitmiştim ya, o zamanlar house m.d. izliyordum, o olaydan sonra bi daha hiç izlememiştim. ona başladım tekrar, kaldığım yerden devam ediyorum.
historical romans okurdum ben deli gibi, ona da epeydir ara vermiştim, tekrar başladım. emeğe saygı sonsuz ama bi gecede 450 sayfalık kitap bitiren ben için orijinal almak çok zor, internetten indirdim okuyorum. çıldırıyorum arkadaşlar yemin ederim çok özlemişim. öneri isteyen olursa seve seve veririm.
bi de o kız bana kitap yaz dedi de bu hemen karar verilecek bi şey değil düşünmem lazım.
ha bi de size biraz dert yanayım madem.
malum benimkiler yok evde yalnızım, malum gücümü geri kazanıyorum, annem gitmeden önce evi temizle falan dedi de gitti, aradığında da hep soruyor onu yaptın mı bunu yaptın mı diye, yok deyip geçiştiriyorum. malak gibi yatıyorum diyorum. boyama yapıyorum, dizi izliyorum, kitap okuyorum falan işte.
geçen kahvaltı yapayım diye mutfağa girdim, ay dedim şu buzdolabını sileyim. sonra dedim fayansları sileyim. sonra dedim dolap kapaklarını sileyim. halıyı toplayıp kaldırdım, shaggyden nefret ediyorum, tabanı da süpürüp paspasladım. konuşurken anneme söyledim, annem diyor ki camlar? portmanto? antre?
antrenin halılarını süpürüp kaldırdım altını da süpürdüm. sonra halılara sinirlendim, salondaki halıları topladım, antrenin halılarını salona aldım, annem genelde makinayla yıkar ben sevmiyorum, gittim kosla halı aldım, küçük sert kıllı bi fırça aldım halıları sildim. içime sinmedi bi daha silicem. anneme söyledim konuşurken, annem diyor ki koltukları da silecek misin? halıları geri yaymadan önce paspas çekmeyi unutma, koslayı çok dökme rengi solmasın, camları sildin mi?
ya ben mi her şeye sinirleniyorum bilmiyorum ama böyle işte.
Nasıl yani evlilik sorunları? Anlaymak istemiyorum demişsin ama; başkasıyla filan mı görüşüyor?ne diyeyim ki?
bu aralar biraz sinirlerim bozuk sanırım. ama bazı kararlar verdim.
sınavım var, sınavdan sonra belli olacak. kazanamazsam il dışı iş bakacağım. kazanırsam da artık ona göre gelişir her şey.
ama her durumda bütün sosyal medya hesaplarım gidecek. telefon numaram telefonum değişecek.
bunları yapmadan önce içimde kalan her şeyi de sayıp döküyorum.
bazı şeyler oldu, yani evlilik sorunları. onları şimdi anlatmak istemiyorum canım sıkıldı.
yani bu aralar yine biraz depresifim ama toparlarım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?