9 yıllık ilişkim 2 ayda nasıl bitti !


ben de diyorum ki annesinin iki lafıyla koşup gidecek adam giderdi zaten. annesi babası "gelmesin istemiyoruz" demişken bile bu adam "bitti gidiyorum" demedi. biz yine eskisi gibi konuşmaya devam ettik.
 
Aslında müdahale etmiyorlar demişsiniz ya, bu kadın tektaşınızı küçültmenize bile izin vermiyordu hatırladığım kadarıyla. Müdahalenin en alası değil de nedir ki bu?
 
ben de diyorum ki annesinin iki lafıyla koşup gidecek adam giderdi zaten. annesi babası "gelmesin istemiyoruz" demişken bile bu adam "bitti gidiyorum" demedi. biz yine eskisi gibi konuşmaya devam ettik.
Klasik ama erkekler evlendikten sonra aileleri inanılmaz kıymete biniyor. Sanki yıllarca beraber yaşamamışlar da daha yeni hasret gideriyormuşcasına tavırlar. Ben bu klasikleri "yok ya öyle olmaz" diyerek kulak arkası ettiğim için çok sinir harbi yaşadım.
 
Aslında müdahale etmiyorlar demişsiniz ya, bu kadın tektaşınızı küçültmenize bile izin vermiyordu hatırladığım kadarıyla. Müdahalenin en alası değil de nedir ki bu?

ben o konuda hak verdiğimi söylemedim zaten. evet karışmamalıydı. "küçültmeyin değiştirin" dedi. ama orda haksız. onu ilgilendirmez.

"hiçbir şeyim içime sinmedi, siz her şeyi o kadar kendi istediğiniz gibi yaptınız ki benim isteklerimin başka olabileceği aklınıza bile gelmedi" dedim.
 

neden evlenirken değil de evlendikten sonra?
 
neden evlenirken değil de evlendikten sonra?
Aynı eve girdikten sonra değişiyor her şey. Sebep nedir bilemem. Evlenirken de bunun sinyallerini alıyorsun ama kendini kandırıyorsun işte. Ben de derdim yok canım annesine sanane bile diyor, karışma diyor yapmaz öyle diye ama içten içe biliyordum yaşayacaklarımı. Yaşadım da.
 
Kesinlikle ilgilendirmez. Tıpkı eşyalarınızın, söz elbisenizin siyah olmasının, düğünün sonbaharda olmasının onu ilgilendirmediği gibi.. Tedirgin edici olan şey şu ki, kadın tüm bunların kendisini ilgilendirmediğini kesinlikle kabul etmeyen bir tip. Hatta ona göre en çok onu ilgilendiriyor anladığım kadarıyla. Artık nişan sürecinde anlayacaksınız bir şekilde istedikleriniDen feragat etmeyerek birlikte bir şeyler yapıp yapamayacağını.. Belirleyici bir süreç yaşanacak. Bu yüzden düğün konusunda çok acele etmeyin derim ben. Aileyle ortak bir dil bulabilecek misiniz bundan emin olun önce. Siz ne düşünüyorsunuz?
 

yanlış anlamayın lütfen asla kırıcı olmak istemiyorum da, aynı evde olduğunuz için sıkıntı olmuş olabilir mi? yani her şeyi bilmiyorum tabi ki ama sizin sıkıntınız benim anladığım kadarıyla düğün öncesi de dahil istediğiniz hiçbir şeyin olmamasıydı. eşiniz yapmaya çok yanaşmamıştı. beraber oturduğunuz için mi oldu demeye çalışıyorum lütfen yanlış anlamayın. hani "kaynananla oturmayı neden kabul ettin o zaman şimdi şikayet etme" diyen güruhtan değilim. size öyle şeyler de söylendiği için kelimelerimi seçmeye çalışıyorum. "evimiz kapımız ayrı olsa sıkıntı yaşamazdık" diyebiliyor musunuz ben ondan bahsediyorum.
 
Hayır diyemiyorum işte, ayrı olsa da yaşayabileceklerim farklı değildi sadece evim ayrı olduğu için bu derece olmayacaktı ama yine olacaktı. Adamın anlayışı böyle çünkü.
 

ben dışardan biriymişim gibi bakmaya çabalıyorum.

geline yüzüğü büyük geliyor, kayınvalide diyor ki "öyle kullan", aradan zaman geçince diyor ki "bir kere alınıyor, üzerinde işlem yapılmamış olsun, küçültmeyin değiştirin".

bence burda gelin haklı. kayınvalideyi ilgilendirmez. işlem görmüş yüzüğün ne zararı olabilir?


söz elbisesinde de gelin haklı. ne giyeceği kimseyi ilgilendirmez. ha gelinin kendi babası da ilk başta atarlanmış, "zorla mı evleniyorsun, siyah mı giyilir, niye siyah aldın" demiş, ama gelin "ben beğendim, bence bana yakıştı" deyince onaylamasa da susmuş. kayınvalide susmamış. belki gelin rica etmek yerine "ben giyeceğim sizi ilgilendirmez" dese kayınvalide geri adım atabilirdi. belki gelin daha çok diretip sınırını daha net çekebilirdi.

düğün konusunda herkes kendince haklı. gelinin hayali, evet. kayınvalide ilk başta "olmaz" diyor, sonra "akrabalarımız o tarihte gelemez" diyor. gelin bunun hesabını sorunca da "o kadar gelenimiz gidenimiz olacak, kasım çok zor olur" diyor. kendince haklı, ağustosta terasa bile yatak atarsın ama kasımda atamazsın. ha gelinin babası da aynı düşüncede ama o kızı sonbahar istiyor diye sonbaharı kabulleniyor.

ama beyaz eşya konusu var bi de.

gelinin seçtiği her şey alınacak. kayınvalide "annecim yine sen seç ama ben alınmadan ne alınacağını bileyim, belki bi fikrim bi önerim olur" diyor. "davlumbazın çerçevesi cam, yağı kiri çok gösterir ama sen bilirsin" diyor. "çamaşır makinası inox, banyoda paslanır ama sen bilirsin" diyor.

ben dışardan baktığımda, kayınvalidenin söylemlerinde, sözün gündeme gelmesinden beyaz eşya alınmasına kadar, hatta cuma günkü konuşmayı da göz önünde bulundurarak, ciddi anlamda yumuşama görüyorum. kayınvalidenin geri çekilmesi var. yok diyemem. "ben bunu istiyorum, bu olacak" diye bastırıyor diyemem.

geline dışardan bakmaya çalışıyorum, gelinde de yumuşama var ve beni asıl endişelendiren o.

bu gelin, "ben gider nişanlığımı gelinliğimi alırım, sevgilim gelir parasını öder, herkes de salonda üstümde görür, önceden üstümde görülmesi bence uğursuzluktur, kayınvalidemi de hiç ilgilendirmez" diyen kadındı, şimdi beğendiği ama modelini rengini değiştirerek diktirmek istediği nişanlık için "gelsin o modele baksın ama fazlasını istemesin" diyor.

dışardan bakınca gelin için endişeliyim. ya ilk başta fazla sertti, çok şeye set çekmeye çalıştı, ya da şimdi fazla yumuşadı. birinden biri yanlış. hangisi bilmiyorum.
 
Hayır diyemiyorum işte, ayrı olsa da yaşayabileceklerim farklı değildi sadece evim ayrı olduğu için bu derece olmayacaktı ama yine olacaktı. Adamın anlayışı böyle çünkü.

yine de belki eşya alışverişiniz falan olsa adamın huyu daha net anlaşılabilirdi gibi geliyor.
 
Tüm aklımdan geçenler yazılmış.
Ama sen olmuşsun Pofuduk, bu bakış açını bir ömür devam ettirirsen gayet güzel yaşar gidersiniz.
Mutluluklar diliyorum...
 
Belirleyici bir süreç yaşanacak. Bu yüzden düğün konusunda çok acele etmeyin derim ben. Aileyle ortak bir dil bulabilecek misiniz bundan emin olun önce. Siz ne düşünüyorsunuz?

şimdi de kendi açımdan ne düşündüğümü yazayım dışardan bakmayı bırakayım.

gittim nelere kırıldığımı söyledim. bundan sonra nasıl davranılacağı gerçekten önemli. "hayır öyle olmaz" derse ortak dil bulamıyoruz demektir.

nişanın ertelenme olasılığı var.

düğün için hiçbir şey bilmiyorum. salon 2000 kişilik olacak. zaten o kapasitede kaç salon var ki? bu tarihten sonra, benim istediğim tarihe bile salon bulabileceklerini sanmıyorum.

bi de eften püften bi şeyler istemeyi düşünüyorum. bakalım yapılıyor mu, yapılıyorsa tam olarak benim istediğim mi yapılıyor.

telefonda çok cici konuşuyor şu an. ikisi de öyle. arada gidip gidip bakacağım işte.

şu an için ne düşünebilirim veya nasıl sınayabilirim ki?
 
bakış açımın hangi kısmı için söylediniz bunu?
Her yapılanı kafanda pembeleştiriyorsun, anlayışın artık öyle bir boyuttaki, geçinemeyeceğin kimse olamaz sanırım. ( ama hayra geçer misin, el üstünde tutulu musun, hayır)
Senin görüldüğün hali de söyleyeyim. Aldı ağzının payını yola geldi( bu kadar kaba tabirle değil tabi ama bu saatte kabaca tabiri söyledim, yorgunluğuma ver)
Zannetmeki ne anlayışlı kız diye davranacaklar san, sen serti görüp geri çekilip ona göre davranan bir gelin olacaksın.
Bakış açını böyle tut ki böyle davranılırken de pesbembe yapabilesin.
Sonsuz mutlu olursun.
( çıplak gözlerinle bakmasanda kendi kurduğun balonun içinde yaşar gidersin, kötü mü, balon patlamadığı sürece sakıncası yok)
 
yine de belki eşya alışverişiniz falan olsa adamın huyu daha net anlaşılabilirdi gibi geliyor.
Adamın huyu çok netti ama ben anlamak istemedim. He şu an sorun yaşıyor muyum hayır. Her şey gayet yolunda gidiyor ama ileride benzer sorunlar yaşayacağıma eminim. Ben iyi niyetli yaklaştıkça üzerime gelindi. Hala da kimsede kötü niyet olduğunu zannetmiyorum, tek sorun benim her şeyi kabullenen biri olmam yüzünden fazla rahat olmaları. Belki daha net çizgiler koysaydım herkes durması gereken yeri bilip bi çekinecekti. Bu tıpkı titiz arkadaşının evinde gösterdiğin dikkati dağınık arkadaşının evinde göstermemeye benziyor. İşin kötüsü bundan sonra koyacağım sınır da "artık bizi istemiyor, değişti, eskiden böyle değildi" olarak anlaşılıyor.
 

sizi anladım ben de, ben diyorum ki, şu ara acıları var, bu konuyu biraz erteleyeyim, bu arada da üstüme düşeni yapayım.

biraz zaman geçtikten sonra, gözlemlerim de olumluysa, ben gidip zaten "siz bana böyle böyle davrandınız, ben bu davranışlardan rahatsızım, bazı şeylerden hoşlanmıyorum, böyle devam edecekse ben istemiyorum" diyeceğim ve ne söylediklerini de dinleyeceğim.

neden bana "ayh her şey yoluna girdi, ne tatlı kocişim ne şeker kaynanam var, ben o kaynatayı pek severim yerim onu ben, hadi gidelim alışveriş yapalım" demişim gibi davranılıyor? daha sonra tekrar konuşacağımı belirtmedim mi? bana nasıl davrandıklarına bakacağım demiyor muyum?

"evet kadın böyle yapmış ama herkese öyle davranıyor, gelinim diye bana farklı davranmış değil" dedim diye resmen linç ediliyorum.

bakın ben bu davranışı kabulleniyor veya onaylıyor değilim. "ay bana kızı gibi davranıyor, ne dert ne tasa" demiş de değilim. sadece "kötü niyetli değil" diyorum. "evet bana uymuyor, ama niyeti de önemli" diyorum.

gerçekten bilemediğim için soruyorum, neresi sıkıntılı?
 

işte ben o sınırı en başta koyunca öyle anlaşıldı. insanlar çok değişik değişik.
 

Linç etme demeyelim, herkes sizi yanılsamalardan kurtarmayı görev bildi , o sebepten oldu.

"evet kadın böyle yapmış ama herkese öyle davranıyor, gelinim diye bana farklı davranmış değil"

Mesela bunun size haksızlık yapmaları ve sizin fikirlerinizi önemsememeleri ile alakası ne? Gelinsiniz diye farklı davranmış olsaydı daha mı kötü bir şey olurdu?

Herkese terbiyesizce davranması daha kötü bile değil mi? Demek ki asla size gerektiği gibi davranamayacak, normali bu sanıyor. Hep hayatınızın göbeğinde olmak isteyecek.

Zaten en kötü kayınvalideler ''Oğlumun, kızımın iyiliği için yapıyorum. Onlar için en iyi olanı istiyorum.'' diyenler değil mi?

Bu öyle bir savunma ki, eş adayınız öyle bir durumda önünüze sürebilir ki, hiçbir şey diyemezsiniz.


Ya da yanlış anlaşılma diyorsunuz mesela, ailesini ikna etmemi değil yanlış anlaşılmayı düzeltmemi istedi diyorsunuz. Bu yanlış anlaşılma değil ki? Ailesi sizi eve tok geldiniz diye istememiş, siz de neden tok geldiğinizi açıklıyorsunuz. Basbayağı ikna deniyor buna.

Kendi neden saçmalamayın, bir daha onun hakkında böyle bir şey duymak istemiyorum, eve isterse tok gelir isterse aç gelir diyemiyor da, sizin anlatmanız gerekiyor?

Ben de gerçekten anlayamadığım için soruyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…