Ablam Yıllardır Beni Psikolojik Şiddetle Bitirdi, Artık Dayanamıyorum

  • Konu Sahibi Konu Sahibi Amaraa
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

Amaraa

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
3 Temmuz 2025
26
6
1
19
Merhaba arkadaşlar, biraz uzun olacak, kusura bakmayın lütfen.
Çok uzun zamandır böyle hissediyorum. Eskiden o ne yaparsa yapsın yine de sorunu kendimde bulurdum. Hep “O haklı, benim iyiliğimi istiyor, ondan iyisi yok.” diye düşünürdüm. Ama artık öyle değil. O kadar manipülatif, o kadar yalancı bir insan ki… Yıllardır, daha ben çocukken bile, bana bir hiç olduğumu, asla bir şey başaramayacağımı, kimsenin beni sevmediğini ve sevmeyeceğini empoze etti. Daha doğrusu, bana bunu inandırdı.

Size baştan anlatayım:
Ben daha ilkokula bile gitmezken, o evin büyük kızı olarak anneme ev işlerinde yardımcı olurdu. Genelde zaten büyük çocuk çalışır, daha fazla sorumluluğu olur; küçük çocuk daha az sorumluluk alır, tüm dünyada bu böyledir. Bizim evde de durum böyleydi. Annem zaten çok temiz ve titiz bir kadındır, ona fazla iş bırakmazdı. Genelde yerleri girgiklamak , çekyat düzeltmek, sofra bezi sermek gibi ufak işleri yapardı. O da nâdir annem onu bile bırakmazdı.
Ama o, bunu kendine yediremedi. “Ben yapıyorsam sen de yapacaksın.” kafasına girdi. Aramızda 3 yaş var. Ben daha ilkokula bile gitmiyordum.

Her Allah’ın günü bana “Sen tembelsin, pissin, hiçbir şeye yaramıyorsun, el âlemin çocukları neler yapıyor.” diye canımı okurdu. Bilirsiniz, psikolojide bir kural vardır: Biri bir şeyi ne kadar çok derse, o şey doğru da olsa yanlış da olsa bir süre sonra inanılır. Bende de öyle oldu. Bir süre sonra kendimi gerçekten tembel, işe yaramaz biri olarak görmeye başladım. Çünkü benim kafamda o ne diyorsa doğruydu. O, “Sen böylesin” diyorsa, öyleydim. Başka açıklaması olamazdı. Çünkü gözümde o dünyanın en iyi, en merhametli, kimseye kötülük yapamayan biriydi. Hep öyle derdi, ben de öyle inanmıştım.

Tabii, annemin ve babamın beni hiç savunmaması da bunda büyük etkendi. Tabiri caizse beni bir sırtlanın önüne attılar ve gittiler.
Hiç unutmuyorum, küçükken kuzenimle beraber üçümüz fotoğraf çekiyorduk. Fotoğrafı çektik, fotoğrafa baktı baktı ve “Ne kadar malsın! Bak (X)’e, ne kadar düzgün poz vermiş. Poz vermeyi bile bilmiyorsun, adam gibi gül!” diye kızdı. Kuzenim bana bakıp güldü. Sanırım ilkokul 1. sınıftaydım. Annem de yanımızdaydı, hiçbir şey demedi. “Sen neden kardeşini aşağılıyorsun, neden rencide ediyorsun?” demedi. Hiçbir şey demedi.
Kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki… Sonra yine fotoğraf çektik.

Buraya kadar kimse için sorun yoktu. Onun beni aşağıladığı, rencide ettiği her an, kimse için bir problem değildi. Çünkü artık ben kendi gözümde bile yetersizdim. O, “Sen malsın.” diyorsa öyleydim.

Şimdi, bunu niye anlattım? Daha küçücük bir çocukken bile ne kadar manipülatif biri olduğunu görün istedim.

Asıl sorun ise son 3–4 yıldır var, özellikle de son 2 yıldır… Hayatım cehennem gibi.
Yazın bilirsiniz, geceleri çok sıcak olur ve kimse doğru düzgün uyuyamaz. Ben de uyuyamazdım, sağa sola döner dururdum. Her yıl bu böyleydi. Ama o yıl her gece ağlıyor, tüm evi ayağa kaldırıyordu. Ne olmuş? Ben bilerek sırf onu uyandırmak için ses yapıyormuşum.

Bakın, her gece, gece 2–3 gibi evi uyandırır, ağlar, bağırır çağırırdı. “Sen bunu bilerek yapıyorsun!” derdi.
Adım sesinden, yatakta sağa sola dönme sesinden, telefonu masaya koyarken çıkan küçücük sesten bile olay çıkarırdı. Bu iki yıl böyle sürdü. Artık aynı odada uyumuyorum. O yatağında, ben ise salonda yerde ya da çekyatta uyumaya başladım. Ama yine de bitmedi. Benimle derdi hiç bitmedi.

Yakın zamanda maalesef bir taciz olayı yaşadım. Kaçmaya çalışırken başımı yaraladım, kafatasım çatladı. Psikolojim tamamen bozuldu. O olayı hatırlamak bile istemiyorum. Bana diyordu ki:
“Senin suçun! Senin mallığın yüzünden oldu. Sen, etrafındaki insanların ne mal olduğunu bile anlamaktan aciz bir insansın.”
Her kavga ettiğimizde de bana, “Kafanın diğer yarısını da ben kıracağım.” diyordu. Yani amacı tamamen canımı yakmaktı. O zaman 17 yaşındaydım.

Daha yeni yeni anlıyorum bunun normal olmadığını. Bir gün okulda rehberlik hocasıyla konuşurken, “Her şey benim yüzümden oldu. Eğer aptal olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.” dedim. Rehberlik hocası, “Öyle şey mi olur? Nereden bilecektin? Kendini bir daha sakın suçlama.” dedi.
Tam o anda jeton düştü. “Evet ya, gerçekten benim suçum değildi ki! Neden ablam beni suçladı?” diye düşündüm.

Avukata bile yanımda, “Benim kardeşim mal, dostunu düşmanını ayırt edemiyor.” demişti. Avukat da bana acıyarak bakıp, “Kız nereden bilsin başına bunların geleceğini?” deyince hemen yan çizdi ve lafı yumuşattı.

Bu arada, en başta annem hep sessiz kalırdı ya, beni öldürse bile bir şey demez ya da onu desteklerdi… İşte bu olaydan sonra annem, herhalde kızını kaybetme korkusundan dolayı, beni savunmaya başladı. O zaman anladım ki:
“Demek ki bu evde herkes her şeyin farkındaymış da bir tek ben uyuyormuşum.”

Annem artık beni savununca o iyice çığırından çıktı.
Bakın, her gün mutlaka bana bulaşmasa, kavga etmese olmaz. Sürekli “deli” der, taciz olayını hatırlatır, aşağılar. Ben sessiz kaldıkça daha çok delirir, daha çok kavga çıkarır.

Lavaboya girerim, “Bak anne, bilerek yapıyor! Tam ben girecekken girdi.” der. Sanki alnımda “lavaboya gireceğim” yazıyormuş gibi.
Banyoya girerim, kapıya vurur: “Çık, banyo yapacağım.” der. O banyoyu burnumdan getirir. Balkona çıkarım, “Bak anne! Tam ben balkonda kitap okuyacakken bilerek girdi!” der, kavga çıkarır.

Odama girerim, sırf yüzünü görmeyeyim diye çıkmam. Bu sefer odaya gelir:
“Her gün sığır gibi yat! Bu oda ahır gibi oldu senin yüzünden. Odamdan soğudum.” der.

Yani mutlaka kavga çıkarmak için bahane bulur. Artık evde nereye kaçacağımı şaşırdım.

Bir de artık beni kontrol edemiyor ya, artık ne mal olduğunu hem ben hem annem hem babam anladık ya, daha da anormal oldu.
Bana, “Seni delirtmeden durmayacağım!” diyor.

Ne yapacağım? Tek isteğim evden gitmek, ondan kurtulmak. Ama gidecek yerim de yok. Ne yapacağım?
 
Son düzenleme:
Vallahi bacım bu kadarını okuyamam yani çok sıkıntıysa şiddete karşıyımdır ama bazen gereken yerlerde vardır al eline şöyle evire çevire bir güzel döv o seni delirtmeden sen onu delirt
Durr daha konuyu okumadık bile belki abla haklıdır hshsjs yorumuna istinaden bi anda ablaya girişmesin 🤣
 
başlıktaki ablam’ı bile abim diye okumuşum e neden abisini yazmış diyorum yarın kaldığım yerden devam edeceğim iyi geceler 🥹
 
Şu saatte kimse okumaz diye düşünüyorum yarına inşallah 🫠
Konu sahibesi özet geçse fena olmazdı.
Neyse okuyan olursa 3-5 bildirim düşerse gelir bakarız napalım 🙈


Araya bir göz gezdirdim bence bu abla kesinlikle dayağı hak ediyor konu sahibi 17 yaşında tacize uğramış ve ablası bu senin hatandı diyerekten o konuda bile konu sahibini suçlamış Rprnn Rprnn
 
Sorun ablanızda bence ,okuduklarımdan onun normal olmadığını çıkardım . Keşke anne babanız seyirci olacağına ablanızı bir pedagoga götürseymiş
Şu saatte kimse okumaz diye düşünüyorum yarına inşallah 🫠
Konu sahibesi özet geçse fena olmazdı.
üşenmeden okudum 😂 kısa özet geçeyim ablada sanki psikolojik bir sorun var ve kardeşinede psikolojik baskı uygulamış . Yanlışım varsa düzeltin 😂
 
Konu uzun değil iki kez veya üç kez konu alt alta yapıştırılmış. Seni deli etmeye çalışıyorsa o evde gözünün önünde dur o deli olsun boşver
 
Neyse okuyan olursa 3-5 bildirim düşerse gelir bakarız napalım 🙈


Araya bir göz gezdirdim bence bu abla kesinlikle dayağı hak ediyor konu sahibi 17 yaşında tacize uğramış ve ablası bu senin hatandı diyerekten o konuda bile konu sahibini suçlamış Rprnn Rprnn
Gerçekten mi ya bir abla bu kelimeyi kullanabilmis mi kardeşine 😲 haklısın bencede dayaklık.
Sorun ablanızda bence ,okuduklarımdan onun normal olmadığını çıkardım . Keşke anne babanız seyirci olacağına ablanızı bir pedagoga götürseymiş

üşenmeden okudum 😂 kısa özet geçeyim ablada sanki psikolojik bir sorun var ve kardeşinede psikolojik baskı uygulamış . Yanlışım varsa düzeltin 😂
Yanlışn yok galiba hshsj abla manyak çıktı 🥲

Konu sahibi yorumlara cevap yazsa anlayacağız nedir.
 
Merhaba arkadaşlar, biraz uzun olacak, kusura bakmayın lütfen.
Çok uzun zamandır böyle hissediyorum. Eskiden o ne yaparsa yapsın yine de sorunu kendimde bulurdum. Hep “O haklı, benim iyiliğimi istiyor, ondan iyisi yok.” diye düşünürdüm. Ama artık öyle değil. O kadar manipülatif, o kadar yalancı bir insan ki… Yıllardır, daha ben çocukken bile, bana bir hiç olduğumu, asla bir şey başaramayacağımı, kimsenin beni sevmediğini ve sevmeyeceğini empoze etti. Daha doğrusu, bana bunu inandırdı.

Size baştan anlatayım:
Ben daha ilkokula bile gitmezken, o evin büyük kızı olarak anneme ev işlerinde yardımcı olurdu. Genelde zaten büyük çocuk çalışır, daha fazla sorumluluğu olur; küçük çocuk daha az sorumluluk alır, tüm dünyada bu böyledir. Bizim evde de durum böyleydi. Annem zaten çok temiz ve titiz bir kadındır, ona fazla iş bırakmazdı. Genelde yerleri girgiklamak , çekyat düzeltmek, sofra bezi sermek gibi ufak işleri yapardı. O da nâdir annem onu bile bırakmazdı.
Ama o, bunu kendine yediremedi. “Ben yapıyorsam sen de yapacaksın.” kafasına girdi. Aramızda 3 yaş var. Ben daha ilkokula bile gitmiyordum.

Her Allah’ın günü bana “Sen tembelsin, pissin, hiçbir şeye yaramıyorsun, el âlemin çocukları neler yapıyor.” diye canımı okurdu. Bilirsiniz, psikolojide bir kural vardır: Biri bir şeyi ne kadar çok derse, o şey doğru da olsa yanlış da olsa bir süre sonra inanılır. Bende de öyle oldu. Bir süre sonra kendimi gerçekten tembel, işe yaramaz biri olarak görmeye başladım. Çünkü benim kafamda o ne diyorsa doğruydu. O, “Sen böylesin” diyorsa, öyleydim. Başka açıklaması olamazdı. Çünkü gözümde o dünyanın en iyi, en merhametli, kimseye kötülük yapamayan biriydi. Hep öyle derdi, ben de öyle inanmıştım.

Tabii, annemin ve babamın beni hiç savunmaması da bunda büyük etkendi. Tabiri caizse beni bir sırtlanın önüne attılar ve gittiler.
Hiç unutmuyorum, küçükken kuzenimle beraber üçümüz fotoğraf çekiyorduk. Fotoğrafı çektik, fotoğrafa baktı baktı ve “Ne kadar malsın! Bak (X)’e, ne kadar düzgün poz vermiş. Poz vermeyi bile bilmiyorsun, adam gibi gül!” diye kızdı. Kuzenim bana bakıp güldü. Sanırım ilkokul 1. sınıftaydım. Annem de yanımızdaydı, hiçbir şey demedi. “Sen neden kardeşini aşağılıyorsun, neden rencide ediyorsun?” demedi. Hiçbir şey demedi.
Kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki… Sonra yine fotoğraf çektik.

Buraya kadar kimse için sorun yoktu. Onun beni aşağıladığı, rencide ettiği her an, kimse için bir problem değildi. Çünkü artık ben kendi gözümde bile yetersizdim. O, “Sen malsın.” diyorsa öyleydim.

Şimdi, bunu niye anlattım? Daha küçücük bir çocukken bile ne kadar manipülatif biri olduğunu görün istedim.

Asıl sorun ise son 3–4 yıldır var, özellikle de son 2 yıldır… Hayatım cehennem gibi.
Yazın bilirsiniz, geceleri çok sıcak olur ve kimse doğru düzgün uyuyamaz. Ben de uyuyamazdım, sağa sola döner dururdum. Her yıl bu böyleydi. Ama o yıl her gece ağlıyor, tüm evi ayağa kaldırıyordu. Ne olmuş? Ben bilerek sırf onu uyandırmak için ses yapıyormuşum.

Bakın, her gece, gece 2–3 gibi evi uyandırır, ağlar, bağırır çağırırdı. “Sen bunu bilerek yapıyorsun!” derdi.
Adım sesinden, yatakta sağa sola dönme sesinden, telefonu masaya koyarken çıkan küçücük sesten bile olay çıkarırdı. Bu iki yıl böyle sürdü. Artık aynı odada uyumuyorum. O yatağında, ben ise salonda yerde ya da çekyatta uyumaya başladım. Ama yine de bitmedi. Benimle derdi hiç bitmedi.

Yakın zamanda maalesef bir taciz olayı yaşadım. Kaçmaya çalışırken başımı yaraladım, kafatasım çatladı. Psikolojim tamamen bozuldu. O olayı hatırlamak bile istemiyorum. Bana diyordu ki:
“Senin suçun! Senin mallığın yüzünden oldu. Sen, etrafındaki insanların ne mal olduğunu bile anlamaktan aciz bir insansın.”
Her kavga ettiğimizde de bana, “Kafanın diğer yarısını da ben kıracağım.” diyordu. Yani amacı tamamen canımı yakmaktı. O zaman 17 yaşındaydım.

Daha yeni yeni anlıyorum bunun normal olmadığını. Bir gün okulda rehberlik hocasıyla konuşurken, “Her şey benim yüzümden oldu. Eğer aptal olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.” dedim. Rehberlik hocası, “Öyle şey mi olur? Nereden bilecektin? Kendini bir daha sakın suçlama.” dedi.
Tam o anda jeton düştü. “Evet ya, gerçekten benim suçum değildi ki! Neden ablam beni suçladı?” diye düşündüm.

Avukata bile yanımda, “Benim kardeşim mal, dostunu düşmanını ayırt edemiyor.” demişti. Avukat da bana acıyarak bakıp, “Kız nereden bilsin başına bunların geleceğini?” deyince hemen yan çizdi ve lafı yumuşattı.

Bu arada, en başta annem hep sessiz kalırdı ya, beni öldürse bile bir şey demez ya da onu desteklerdi… İşte bu olaydan sonra annem, herhalde kızını kaybetme korkusundan dolayı, beni savunmaya başladı. O zaman anladım ki:
“Demek ki bu evde herkes her şeyin farkındaymış da bir tek ben uyuyormuşum.”

Annem artık beni savununca o iyice çığırından çıktı.
Bakın, her gün mutlaka bana bulaşmasa, kavga etmese olmaz. Sürekli “deli” der, taciz olayını hatırlatır, aşağılar. Ben sessiz kaldıkça daha çok delirir, daha çok kavga çıkarır.

Lavaboya girerim, “Bak anne, bilerek yapıyor! Tam ben girecekken girdi.” der. Sanki alnımda “lavaboya gireceğim” yazıyormuş gibi.
Banyoya girerim, kapıya vurur: “Çık, banyo yapacağım.” der. O banyoyu burnumdan getirir. Balkona çıkarım, “Bak anne! Tam ben balkonda kitap okuyacakken bilerek girdi!” der, kavga çıkarır.

Odama girerim, sırf yüzünü görmeyeyim diye çıkmam. Bu sefer odaya gelir:
“Her gün sığır gibi yat! Bu oda ahır gibi oldu senin yüzünden. Odamdan soğudum.” der.

Yani mutlaka kavga çıkarmak için bahane bulur. Artık evde nereye kaçacağımı şaşırdım.

Bir de artık beni kontrol edemiyor ya, artık ne mal olduğunu hem ben hem annem hem babam anladık ya, daha da anormal oldu.
Bana, “Seni delirtmeden durmayacağım!” diyor.

Ne yapacağım? Tek isteğim evden gitmek, ondan kurtulmak. Ama gidecek yerim de yok. Ne yapacağım? Sizce sorun gerçekten Merhaba arkadaşlar, biraz uzun olacak, kusura bakmayın lütfen.
Çok uzun zamandır böyle hissediyorum. Eskiden o ne yaparsa yapsın yine de sorunu kendimde bulurdum. Hep “O haklı, benim iyiliğimi istiyor, ondan iyisi yok.” diye düşünürdüm. Ama artık öyle değil. O kadar manipülatif, o kadar yalancı bir insan ki… Yıllardır, daha ben çocukken bile, bana bir hiç olduğumu, asla bir şey başaramayacağımı, kimsenin beni sevmediğini ve sevmeyeceğini empoze etti. Daha doğrusu, bana bunu inandırdı.

Size baştan anlatayım:
Ben daha ilkokula bile gitmezken, o evin büyük kızı olarak anneme ev işlerinde yardımcı olurdu. Genelde zaten büyük çocuk çalışır, daha fazla sorumluluğu olur; küçük çocuk daha az sorumluluk alır, tüm dünyada bu böyledir. Bizim evde de durum böyleydi. Annem zaten çok temiz ve titiz bir kadındır, ona fazla iş bırakmazdı. Genelde yerleri süpürmek, çekyat düzeltmek, sofra bezi sermek gibi ufak işleri yapardı.
Ama o, bunu kendine yediremedi. “Ben yapıyorsam sen de yapacaksın.” kafasına girdi. Aramızda 3 yaş var. Ben daha ilkokula bile gitmiyordum.

Her Allah’ın günü bana “Sen tembelsin, pissin, hiçbir şeye yaramıyorsun, el âlemin çocukları neler yapıyor.” diye canımı okurdu. Bilirsiniz, psikolojide bir kural vardır: Biri bir şeyi ne kadar çok derse, o şey doğru da olsa yanlış da olsa bir süre sonra inanılır. Bende de öyle oldu. Bir süre sonra kendimi gerçekten tembel, işe yaramaz biri olarak görmeye başladım. Çünkü benim kafamda o ne diyorsa doğruydu. O, “Sen böylesin” diyorsa, öyleydim. Başka açıklaması olamazdı. Çünkü gözümde o dünyanın en iyi, en merhametli, kimseye kötülük yapamayan biriydi. Hep öyle derdi, ben de öyle inanmıştım.

Tabii, annemin ve babamın beni hiç savunmaması da bunda büyük etkendi. Tabiri caizse beni bir sırtlanın önüne attılar ve gittiler.
Hiç unutmuyorum, küçükken kuzenimle beraber üçümüz fotoğraf çekiyorduk. Fotoğrafı çektik, fotoğrafa baktı baktı ve “Ne kadar malsın! Bak (X)’e, ne kadar düzgün poz vermiş. Poz vermeyi bile bilmiyorsun, adam gibi gül!” diye kızdı. Kuzenim bana bakıp güldü. Sanırım ilkokul 1. sınıftaydım. Annem de yanımızdaydı, hiçbir şey demedi. “Sen neden kardeşini aşağılıyorsun, neden rencide ediyorsun?” demedi. Hiçbir şey demedi.
Kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki… Sonra yine fotoğraf çektik.

Buraya kadar kimse için sorun yoktu. Onun beni aşağıladığı, rencide ettiği her an, kimse için bir problem değildi. Çünkü artık ben kendi gözümde bile yetersizdim. O, “Sen malsın.” diyorsa öyleydim.

Şimdi, bunu niye anlattım? Daha küçücük bir çocukken bile ne kadar manipülatif biri olduğunu görün istedim.

Asıl sorun ise son 3–4 yıldır var, özellikle de son 2 yıldır… Hayatım cehennem gibi.
Yazın bilirsiniz, geceleri çok sıcak olur ve kimse doğru düzgün uyuyamaz. Ben de uyuyamazdım, sağa sola döner dururdum. Her yıl bu böyleydi. Ama o yıl her gece ağlıyor, tüm evi ayağa kaldırıyordu. Ne olmuş? Ben bilerek sırf onu uyandırmak için ses yapıyormuşum.

Bakın, her gece, gece 2–3 gibi evi uyandırır, ağlar, bağırır çağırırdı. “Sen bunu bilerek yapıyorsun!” derdi.
Adım sesinden, yatakta sağa sola dönme sesinden, telefonu masaya koyarken çıkan küçücük sesten bile olay çıkarırdı. Bu iki yıl böyle sürdü. Artık aynı odada uyumuyorum. O yatağında, ben ise salonda yerde ya da çekyatta uyumaya başladım. Ama yine de bitmedi. Benimle derdi hiç bitmedi.

Yakın zamanda maalesef bir taciz olayı yaşadım. Kaçmaya çalışırken başımı yaraladım, kafatasım çatladı. Psikolojim tamamen bozuldu. O olayı hatırlamak bile istemiyorum. Bana diyordu ki:
“Senin suçun! Senin mallığın yüzünden oldu. Sen, etrafındaki insanların ne mal olduğunu bile anlamaktan aciz bir insansın.”
Her kavga ettiğimizde de bana, “Kafanın diğer yarısını da ben kıracağım.” diyordu. Yani amacı tamamen canımı yakmaktı. O zaman 17 yaşındaydım.

Daha yeni yeni anlıyorum bunun normal olmadığını. Bir gün okulda rehberlik hocasıyla konuşurken, “Her şey benim yüzümden oldu. Eğer aptal olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.” dedim. Rehberlik hocası, “Öyle şey mi olur? Nereden bilecektin? Kendini bir daha sakın suçlama.” dedi.
Tam o anda jeton düştü. “Evet ya, gerçekten benim suçum değildi ki! Neden ablam beni suçladı?” diye düşündüm.

Avukata bile yanımda, “Benim kardeşim mal, dostunu düşmanını ayırt edemiyor.” demişti. Avukat da bana acıyarak bakıp, “Kız nereden bilsin başına bunların geleceğini?” deyince hemen yan çizdi ve lafı yumuşattı.

Bu arada, en başta annem hep sessiz kalırdı ya, beni öldürse bile bir şey demez ya da onu desteklerdi… İşte bu olaydan sonra annem, herhalde kızını kaybetme korkusundan dolayı, beni savunmaya başladı. O zaman anladım ki:
“Demek ki bu evde herkes her şeyin farkındaymış da bir tek ben uyuyormuşum.”

Annem artık beni savununca o iyice çığırından çıktı.
Bakın, her gün mutlaka bana bulaşmasa, kavga etmese olmaz. Sürekli “deli” der, taciz olayını hatırlatır, aşağılar. Ben sessiz kaldıkça daha çok delirir, daha çok kavga çıkarır.

Lavaboya girerim, “Bak anne, bilerek yapıyor! Tam ben girecekken girdi.” der. Sanki alnımda “lavaboya gireceğim” yazıyormuş gibi.
Banyoya girerim, kapıya vurur: “Çık, banyo yapacağım.” der. O banyoyu burnumdan getirir. Balkona çıkarım, “Bak anne! Tam ben balkonda kitap okuyacakken bilerek girdi!” der, kavga çıkarır.

Odama girerim, sırf yüzünü görmeyeyim diye çıkmam. Bu sefer odaya gelir:
“Her gün sığır gibi yat! Bu oda ahır gibi oldu senin yüzünden. Odamdan soğudum.” der.

Yani mutlaka kavga çıkarmak için bahane bulur. Artık evde nereye kaçacağımı şaşırdım.

Bir de artık beni kontrol edemiyor ya, artık ne mal olduğunu hem ben hem annem hem babam anladık ya, daha da anormal oldu.
Bana, “Seni delirtmeden durmayacağım!” diyor.

Ne yapacağım? Tek isteğim evden gitmek, ondan kurtulmak. Ama gidecek yerim de yok. Ne yapacağım? Sizce sorun gerçekten bende mi?

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Bütün bunlar olurken anne babanız ne yapıyordu hiç demedi mi cocuklarimizi psikiyatriye götürelim pedagoga götürelim bir tedavi aldıralım yani sizi böyle kendi halinizde ne yaparsanız yapın diye öylece bıraktılar mı evden ayrılmak istiyorsunuz ama anne babanız gerçekten böyle sebepler yüzünden sizi dışarıdaki zorlu hayata tek başınıza göndermeye hazır mı ?

Ben genelde evden ayrılmak isteyip hiçbir birikimi olmayanlara , yatılı hasta bakıcılığı çocuk bakıcılığı gibi işleri araştırmalarlarını gerekirse profesyonel şirketlerle görüşüp daha güvenli olarak çalışmalarını hem de para biriktirmek için çok daha iyi bir yol olduğunu söylüyorum size de söylemiş oldum şu anda
 
Okudum ama kopyala yapıştır yaparken konuyu iki kez yazmışsınız o yüzden aşırı uzun görünüyor.
Ablanız ağır hasta, yaşlar kaç?
 
Üzüldüm durumunuza . Ablamızın kendinizi korumak için psikolojik destek alabilseniz keşke .evden ayrılmak en doğrusu ama anladığım kadarıyla o da mümkün değil . Ondan kaçarken sağlıksız adımlar atmayın derim . Ailenizin gözünü korkutun ya da onlar bir çaresine bakacaklar ablanızın
 
Üzüldüm durumunuza . Ablamızın kendinizi korumak için psikolojik destek alabilseniz keşke .evden ayrılmak en doğrusu ama anladığım kadarıyla o da mümkün değil . Ondan kaçarken sağlıksız adımlar atmayın derim . Ailenizin gözünü korkutun ya da onlar bir çaresine bakacaklar ablanızın
Bu arada klavyem yine sağ olsun kendimi doğru ifade etmeme izin vermedi .umarım anlayabilirsin .
 
Merhaba arkadaşlar, biraz uzun olacak, kusura bakmayın lütfen.
Çok uzun zamandır böyle hissediyorum. Eskiden o ne yaparsa yapsın yine de sorunu kendimde bulurdum. Hep “O haklı, benim iyiliğimi istiyor, ondan iyisi yok.” diye düşünürdüm. Ama artık öyle değil. O kadar manipülatif, o kadar yalancı bir insan ki… Yıllardır, daha ben çocukken bile, bana bir hiç olduğumu, asla bir şey başaramayacağımı, kimsenin beni sevmediğini ve sevmeyeceğini empoze etti. Daha doğrusu, bana bunu inandırdı.

Size baştan anlatayım:
Ben daha ilkokula bile gitmezken, o evin büyük kızı olarak anneme ev işlerinde yardımcı olurdu. Genelde zaten büyük çocuk çalışır, daha fazla sorumluluğu olur; küçük çocuk daha az sorumluluk alır, tüm dünyada bu böyledir. Bizim evde de durum böyleydi. Annem zaten çok temiz ve titiz bir kadındır, ona fazla iş bırakmazdı. Genelde yerleri girgiklamak , çekyat düzeltmek, sofra bezi sermek gibi ufak işleri yapardı. O da nâdir annem onu bile bırakmazdı.
Ama o, bunu kendine yediremedi. “Ben yapıyorsam sen de yapacaksın.” kafasına girdi. Aramızda 3 yaş var. Ben daha ilkokula bile gitmiyordum.

Her Allah’ın günü bana “Sen tembelsin, pissin, hiçbir şeye yaramıyorsun, el âlemin çocukları neler yapıyor.” diye canımı okurdu. Bilirsiniz, psikolojide bir kural vardır: Biri bir şeyi ne kadar çok derse, o şey doğru da olsa yanlış da olsa bir süre sonra inanılır. Bende de öyle oldu. Bir süre sonra kendimi gerçekten tembel, işe yaramaz biri olarak görmeye başladım. Çünkü benim kafamda o ne diyorsa doğruydu. O, “Sen böylesin” diyorsa, öyleydim. Başka açıklaması olamazdı. Çünkü gözümde o dünyanın en iyi, en merhametli, kimseye kötülük yapamayan biriydi. Hep öyle derdi, ben de öyle inanmıştım.

Tabii, annemin ve babamın beni hiç savunmaması da bunda büyük etkendi. Tabiri caizse beni bir sırtlanın önüne attılar ve gittiler.
Hiç unutmuyorum, küçükken kuzenimle beraber üçümüz fotoğraf çekiyorduk. Fotoğrafı çektik, fotoğrafa baktı baktı ve “Ne kadar malsın! Bak (X)’e, ne kadar düzgün poz vermiş. Poz vermeyi bile bilmiyorsun, adam gibi gül!” diye kızdı. Kuzenim bana bakıp güldü. Sanırım ilkokul 1. sınıftaydım. Annem de yanımızdaydı, hiçbir şey demedi. “Sen neden kardeşini aşağılıyorsun, neden rencide ediyorsun?” demedi. Hiçbir şey demedi.
Kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki… Sonra yine fotoğraf çektik.

Buraya kadar kimse için sorun yoktu. Onun beni aşağıladığı, rencide ettiği her an, kimse için bir problem değildi. Çünkü artık ben kendi gözümde bile yetersizdim. O, “Sen malsın.” diyorsa öyleydim.

Şimdi, bunu niye anlattım? Daha küçücük bir çocukken bile ne kadar manipülatif biri olduğunu görün istedim.

Asıl sorun ise son 3–4 yıldır var, özellikle de son 2 yıldır… Hayatım cehennem gibi.
Yazın bilirsiniz, geceleri çok sıcak olur ve kimse doğru düzgün uyuyamaz. Ben de uyuyamazdım, sağa sola döner dururdum. Her yıl bu böyleydi. Ama o yıl her gece ağlıyor, tüm evi ayağa kaldırıyordu. Ne olmuş? Ben bilerek sırf onu uyandırmak için ses yapıyormuşum.

Bakın, her gece, gece 2–3 gibi evi uyandırır, ağlar, bağırır çağırırdı. “Sen bunu bilerek yapıyorsun!” derdi.
Adım sesinden, yatakta sağa sola dönme sesinden, telefonu masaya koyarken çıkan küçücük sesten bile olay çıkarırdı. Bu iki yıl böyle sürdü. Artık aynı odada uyumuyorum. O yatağında, ben ise salonda yerde ya da çekyatta uyumaya başladım. Ama yine de bitmedi. Benimle derdi hiç bitmedi.

Yakın zamanda maalesef bir taciz olayı yaşadım. Kaçmaya çalışırken başımı yaraladım, kafatasım çatladı. Psikolojim tamamen bozuldu. O olayı hatırlamak bile istemiyorum. Bana diyordu ki:
“Senin suçun! Senin mallığın yüzünden oldu. Sen, etrafındaki insanların ne mal olduğunu bile anlamaktan aciz bir insansın.”
Her kavga ettiğimizde de bana, “Kafanın diğer yarısını da ben kıracağım.” diyordu. Yani amacı tamamen canımı yakmaktı. O zaman 17 yaşındaydım.

Daha yeni yeni anlıyorum bunun normal olmadığını. Bir gün okulda rehberlik hocasıyla konuşurken, “Her şey benim yüzümden oldu. Eğer aptal olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.” dedim. Rehberlik hocası, “Öyle şey mi olur? Nereden bilecektin? Kendini bir daha sakın suçlama.” dedi.
Tam o anda jeton düştü. “Evet ya, gerçekten benim suçum değildi ki! Neden ablam beni suçladı?” diye düşündüm.

Avukata bile yanımda, “Benim kardeşim mal, dostunu düşmanını ayırt edemiyor.” demişti. Avukat da bana acıyarak bakıp, “Kız nereden bilsin başına bunların geleceğini?” deyince hemen yan çizdi ve lafı yumuşattı.

Bu arada, en başta annem hep sessiz kalırdı ya, beni öldürse bile bir şey demez ya da onu desteklerdi… İşte bu olaydan sonra annem, herhalde kızını kaybetme korkusundan dolayı, beni savunmaya başladı. O zaman anladım ki:
“Demek ki bu evde herkes her şeyin farkındaymış da bir tek ben uyuyormuşum.”

Annem artık beni savununca o iyice çığırından çıktı.
Bakın, her gün mutlaka bana bulaşmasa, kavga etmese olmaz. Sürekli “deli” der, taciz olayını hatırlatır, aşağılar. Ben sessiz kaldıkça daha çok delirir, daha çok kavga çıkarır.

Lavaboya girerim, “Bak anne, bilerek yapıyor! Tam ben girecekken girdi.” der. Sanki alnımda “lavaboya gireceğim” yazıyormuş gibi.
Banyoya girerim, kapıya vurur: “Çık, banyo yapacağım.” der. O banyoyu burnumdan getirir. Balkona çıkarım, “Bak anne! Tam ben balkonda kitap okuyacakken bilerek girdi!” der, kavga çıkarır.

Odama girerim, sırf yüzünü görmeyeyim diye çıkmam. Bu sefer odaya gelir:
“Her gün sığır gibi yat! Bu oda ahır gibi oldu senin yüzünden. Odamdan soğudum.” der.

Yani mutlaka kavga çıkarmak için bahane bulur. Artık evde nereye kaçacağımı şaşırdım.

Bir de artık beni kontrol edemiyor ya, artık ne mal olduğunu hem ben hem annem hem babam anladık ya, daha da anormal oldu.
Bana, “Seni delirtmeden durmayacağım!” diyor.

Ne yapacağım? Tek isteğim evden gitmek, ondan kurtulmak. Ama gidecek yerim de yok. Ne yapacağım? Sizce sorun gerçekten Merhaba arkadaşlar, biraz uzun olacak, kusura bakmayın lütfen.
Çok uzun zamandır böyle hissediyorum. Eskiden o ne yaparsa yapsın yine de sorunu kendimde bulurdum. Hep “O haklı, benim iyiliğimi istiyor, ondan iyisi yok.” diye düşünürdüm. Ama artık öyle değil. O kadar manipülatif, o kadar yalancı bir insan ki… Yıllardır, daha ben çocukken bile, bana bir hiç olduğumu, asla bir şey başaramayacağımı, kimsenin beni sevmediğini ve sevmeyeceğini empoze etti. Daha doğrusu, bana bunu inandırdı.

Size baştan anlatayım:
Ben daha ilkokula bile gitmezken, o evin büyük kızı olarak anneme ev işlerinde yardımcı olurdu. Genelde zaten büyük çocuk çalışır, daha fazla sorumluluğu olur; küçük çocuk daha az sorumluluk alır, tüm dünyada bu böyledir. Bizim evde de durum böyleydi. Annem zaten çok temiz ve titiz bir kadındır, ona fazla iş bırakmazdı. Genelde yerleri süpürmek, çekyat düzeltmek, sofra bezi sermek gibi ufak işleri yapardı.
Ama o, bunu kendine yediremedi. “Ben yapıyorsam sen de yapacaksın.” kafasına girdi. Aramızda 3 yaş var. Ben daha ilkokula bile gitmiyordum.

Her Allah’ın günü bana “Sen tembelsin, pissin, hiçbir şeye yaramıyorsun, el âlemin çocukları neler yapıyor.” diye canımı okurdu. Bilirsiniz, psikolojide bir kural vardır: Biri bir şeyi ne kadar çok derse, o şey doğru da olsa yanlış da olsa bir süre sonra inanılır. Bende de öyle oldu. Bir süre sonra kendimi gerçekten tembel, işe yaramaz biri olarak görmeye başladım. Çünkü benim kafamda o ne diyorsa doğruydu. O, “Sen böylesin” diyorsa, öyleydim. Başka açıklaması olamazdı. Çünkü gözümde o dünyanın en iyi, en merhametli, kimseye kötülük yapamayan biriydi. Hep öyle derdi, ben de öyle inanmıştım.

Tabii, annemin ve babamın beni hiç savunmaması da bunda büyük etkendi. Tabiri caizse beni bir sırtlanın önüne attılar ve gittiler.
Hiç unutmuyorum, küçükken kuzenimle beraber üçümüz fotoğraf çekiyorduk. Fotoğrafı çektik, fotoğrafa baktı baktı ve “Ne kadar malsın! Bak (X)’e, ne kadar düzgün poz vermiş. Poz vermeyi bile bilmiyorsun, adam gibi gül!” diye kızdı. Kuzenim bana bakıp güldü. Sanırım ilkokul 1. sınıftaydım. Annem de yanımızdaydı, hiçbir şey demedi. “Sen neden kardeşini aşağılıyorsun, neden rencide ediyorsun?” demedi. Hiçbir şey demedi.
Kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki… Sonra yine fotoğraf çektik.

Buraya kadar kimse için sorun yoktu. Onun beni aşağıladığı, rencide ettiği her an, kimse için bir problem değildi. Çünkü artık ben kendi gözümde bile yetersizdim. O, “Sen malsın.” diyorsa öyleydim.

Şimdi, bunu niye anlattım? Daha küçücük bir çocukken bile ne kadar manipülatif biri olduğunu görün istedim.

Asıl sorun ise son 3–4 yıldır var, özellikle de son 2 yıldır… Hayatım cehennem gibi.
Yazın bilirsiniz, geceleri çok sıcak olur ve kimse doğru düzgün uyuyamaz. Ben de uyuyamazdım, sağa sola döner dururdum. Her yıl bu böyleydi. Ama o yıl her gece ağlıyor, tüm evi ayağa kaldırıyordu. Ne olmuş? Ben bilerek sırf onu uyandırmak için ses yapıyormuşum.

Bakın, her gece, gece 2–3 gibi evi uyandırır, ağlar, bağırır çağırırdı. “Sen bunu bilerek yapıyorsun!” derdi.
Adım sesinden, yatakta sağa sola dönme sesinden, telefonu masaya koyarken çıkan küçücük sesten bile olay çıkarırdı. Bu iki yıl böyle sürdü. Artık aynı odada uyumuyorum. O yatağında, ben ise salonda yerde ya da çekyatta uyumaya başladım. Ama yine de bitmedi. Benimle derdi hiç bitmedi.

Yakın zamanda maalesef bir taciz olayı yaşadım. Kaçmaya çalışırken başımı yaraladım, kafatasım çatladı. Psikolojim tamamen bozuldu. O olayı hatırlamak bile istemiyorum. Bana diyordu ki:
“Senin suçun! Senin mallığın yüzünden oldu. Sen, etrafındaki insanların ne mal olduğunu bile anlamaktan aciz bir insansın.”
Her kavga ettiğimizde de bana, “Kafanın diğer yarısını da ben kıracağım.” diyordu. Yani amacı tamamen canımı yakmaktı. O zaman 17 yaşındaydım.

Daha yeni yeni anlıyorum bunun normal olmadığını. Bir gün okulda rehberlik hocasıyla konuşurken, “Her şey benim yüzümden oldu. Eğer aptal olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.” dedim. Rehberlik hocası, “Öyle şey mi olur? Nereden bilecektin? Kendini bir daha sakın suçlama.” dedi.
Tam o anda jeton düştü. “Evet ya, gerçekten benim suçum değildi ki! Neden ablam beni suçladı?” diye düşündüm.

Avukata bile yanımda, “Benim kardeşim mal, dostunu düşmanını ayırt edemiyor.” demişti. Avukat da bana acıyarak bakıp, “Kız nereden bilsin başına bunların geleceğini?” deyince hemen yan çizdi ve lafı yumuşattı.

Bu arada, en başta annem hep sessiz kalırdı ya, beni öldürse bile bir şey demez ya da onu desteklerdi… İşte bu olaydan sonra annem, herhalde kızını kaybetme korkusundan dolayı, beni savunmaya başladı. O zaman anladım ki:
“Demek ki bu evde herkes her şeyin farkındaymış da bir tek ben uyuyormuşum.”

Annem artık beni savununca o iyice çığırından çıktı.
Bakın, her gün mutlaka bana bulaşmasa, kavga etmese olmaz. Sürekli “deli” der, taciz olayını hatırlatır, aşağılar. Ben sessiz kaldıkça daha çok delirir, daha çok kavga çıkarır.

Lavaboya girerim, “Bak anne, bilerek yapıyor! Tam ben girecekken girdi.” der. Sanki alnımda “lavaboya gireceğim” yazıyormuş gibi.
Banyoya girerim, kapıya vurur: “Çık, banyo yapacağım.” der. O banyoyu burnumdan getirir. Balkona çıkarım, “Bak anne! Tam ben balkonda kitap okuyacakken bilerek girdi!” der, kavga çıkarır.

Odama girerim, sırf yüzünü görmeyeyim diye çıkmam. Bu sefer odaya gelir:
“Her gün sığır gibi yat! Bu oda ahır gibi oldu senin yüzünden. Odamdan soğudum.” der.

Yani mutlaka kavga çıkarmak için bahane bulur. Artık evde nereye kaçacağımı şaşırdım.

Bir de artık beni kontrol edemiyor ya, artık ne mal olduğunu hem ben hem annem hem babam anladık ya, daha da anormal oldu.
Bana, “Seni delirtmeden durmayacağım!” diyor.

Ne yapacağım? Tek isteğim evden gitmek, ondan kurtulmak. Ama gidecek yerim de yok. Ne yapacağım? Sizce sorun gerçekten bende mi?

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
Evet konu çok uzun ama 2 kez yapıştırmışsınız olduğunun 2 katı görünüyor
 
Maddi durumunuz yerindeyse ve kimsenin haberi olmadan yapabilecekseniz ablanız gibi bir vakayla baş etmeyi öğrenmek için bir psikoloğa gidebilirsiniz. Sorunlu olan kişi ablanız ancak çirkin tutumuna bakarak psikoloğa gitmeyi kendisine yediremeyeceğini düşündüğüm için bu fikri veriyorum. Ayrıca ona duyurmamanız önemli çünkü yaşadığınız çok kötü bir olayda bile sizi vurmaya kalkan ablanızın psikoloğa gittiğinizi duyması halinde oradan da vurmaya çalışacağını düşünüyorum.

Tabii ben bunun diplomasını almadım ancak çoğu psikoloğun bu karakterdeki birisine narsist diyebileceğini düşünüyorum. Narsist insanlar genellikle umursanmadıklarında ilk olarak pik noktasıyla çıldırıp tabiri caizse kudurup sonradan durulur ve yeni kurban arama girişime başlarlar diye biliyorum. Mesela odaya girip "burayı ahır ettin" dediğinde odanızdan çıkmayın, kısaca "aynı rahimden çıktık şikayetin varsa babama ilet bana da oda yapsınlar" diyip başka da münakaşaya girmeden kulaklık takıp işinize devam edebilirsiniz. Ya da başka bir mevkide peşinizden gelip "bilerek benim gideceğim yere gidiyorsun" dediğinde duymazdan gelip o konumda bulunmaya devam edebilirsiniz. Banyodan çıkmayın mesela, işinizi uzatın. Napabilecek, muhtemelen hemen hemen aynı kilo ve yapıdasınızdır bir tane o vurur bir tane de siz vurur ağlarsa da onun taktiğini ona uygularsınız; "Anne bu kız iyice delirdi kendi kendine vurup bir de ağlıyor" falan dersiniz. Etik olmayan bir tavsiye ama bence kesinlikle çok işinize yarar. Kaldı ki bence mübah da. Karşınızda yıllarca her türlü ufaklı büyüklü konudan sizi vurmuş bir insan var, kendine olan zorbalık özgüvenini zedelerseniz bir noktadan sonra uzaklaşacağını düşünüyorum.
 
Ablanız da psikolojik sıkıntı var. Anne babanız da buna göz yummuş. Yaşınız kaç şuan, okumak için farklı şehre gidebilirsiniz
 
Ahhh o ablanı benim elime verselerdi,sen ve senin gibi ailesi tarafından psikolojik şiddete maruz kalan tüm çocuklar için kafasında saç bırakmazdım😡
Senin için çok üzüldüm. O iblise de sinir oldum.
Kaç yaşında şuan o. Okulu falan yoksa evlenip defolup gitsin. Seni delirtecekmiş bak hele bak !!
Sanki abla değil düşman.
 
Back
X