• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ağlama krizine girdiğim bir evlilik yıl dönümü..

Herkese Merhaba,

Evliliğim ile ilgili konumun linkini bırakıyorum. İsteyen okuyabilir.

İçimdeki öfkeyi bitiremiyorum, lütfen fikir istiyorum.

Bu konuyu ağlamaktan şişmiş gözlerle yazıyorum. Çok kısaca özetlemem gerekirse çekişmeli boşanma sürecindeyim. Eşim beni sevmeden evlenmiş, hep yıllarım evliliğim için mücadele ederek geçti. 3 yıllık evli iken birden fazla kadınla aldatıldığımı öğrendim. Daha bunu sindiremeden eşim yakalandığını anlayıp bana çok ağır iftiralar atarak çekişmeli boşanma davası açtı.

1 hafta içinde sinir krizleri geçirerek evimi boşalttım.(kayınpederin eviydi). İşimden ayrılmak durumunda kaldım. İşyerinde birden fazla kere fenalık geçirdim, hastaneye kaldırıldım. Çok ama çok zor bir yıl geçirdim. Çok ciddi travmalarım var. Anlatsam sayfalar yetmez. En ufak bir tetiklenmede travmalarım hortluyor. Şimdi evliliğimde 4.yıl dönümü geldi çattı ve ben çekişmeli boşanıyorum.

Kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Gene bir ağlama krizi geldi.İşten eve gelip ağlama krizine girdim. Öfkem geçmiyor. Kaybım çok büyük. Anne olma şansım yok. Artık kimseye inancım yok. Hayata inancım kırıldı. Eşime sadece iyilik yaptım, ona tüm benliğimle sevgi, sadakat verdim; başıma gelmeyen kötülük kalmadı. Benden bir özür bile dilemedi, benden bir helallik bile istemedi. Aldattığı yetmemiş gibi bir de insan onuruna hakaret olan iftiralara uğradım. Bu 1 yılda hayatımın en kötü yılını yaşadım. 38 yılda, bu yıl kadar zorlandığım hiç olmamıştı.

Herkese sormak istiyorum. Bunun nasıl üstesinden geleceğim? Yapılanı hala hazmedemiyorum. 1 yıl geçti ama öfkem hala taze. Yapılan kötülükler çok fazla geldi. İçimde inanılmaz bir hayata kırgınlık var. İçimdeki bu öfke bana zarar verir diye korkuyorum. Siz biten ilişkileriniz veya evliliklerinizde ne zaman nötr oldunuz?

Daha duruşmalar başlamadı. Eşimi ve ailesini görüp daha ne tetiklenmeler yaşayacağım kimbilir. Adliyede öfke patlaması yaşamaktan da korkuyorum. Herkes kapat artık konuyu diyor ama kapatamıyorum. Kendimi sakinleştiremiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Bu öfke, kırgınlık ne zaman dinecek? 1 yıl geçti öfkem dinmedi, daha ne kadar travmalarım tetiklenecek?

Okuyan ve mesaj yazan herkese teşekkür ediyorum.
Allah her zaman iyilerle karşılaştırsın.
 
bence kabul etseniz iyi olur

yani erkeklerden çok var öyle elini kolunu sallayarak gidip hayatını yaşayan,

sizinki nasrettin hoca hikayesi gibi dikenli çift çekeceksiniz de koyunlar takılacak da yününü alacaksınız da satacaksınız da paranız olacak, borcu ödeyeceksiniz

adam evlenecek de çocuk yapacak da o kadın annelik etmeyecek onu bırakacak da evliliğiyle eşiyle sınanacak da

belki çok aşık olacak kadın da, çok güzel evliliği de olacak ve mis gibi bir çocuğu olacak. o zaman kahrınızdan ölecek misiniz?
8 yıl kadastro davasının bitmesini bekledim ama bu intikam planını bekliyemicem. 😅
 
Herkese Merhaba,

Evliliğim ile ilgili konumun linkini bırakıyorum. İsteyen okuyabilir.

İçimdeki öfkeyi bitiremiyorum, lütfen fikir istiyorum.

Bu konuyu ağlamaktan şişmiş gözlerle yazıyorum. Çok kısaca özetlemem gerekirse çekişmeli boşanma sürecindeyim. Eşim beni sevmeden evlenmiş, hep yıllarım evliliğim için mücadele ederek geçti. 3 yıllık evli iken birden fazla kadınla aldatıldığımı öğrendim. Daha bunu sindiremeden eşim yakalandığını anlayıp bana çok ağır iftiralar atarak çekişmeli boşanma davası açtı.

1 hafta içinde sinir krizleri geçirerek evimi boşalttım.(kayınpederin eviydi). İşimden ayrılmak durumunda kaldım. İşyerinde birden fazla kere fenalık geçirdim, hastaneye kaldırıldım. Çok ama çok zor bir yıl geçirdim. Çok ciddi travmalarım var. Anlatsam sayfalar yetmez. En ufak bir tetiklenmede travmalarım hortluyor. Şimdi evliliğimde 4.yıl dönümü geldi çattı ve ben çekişmeli boşanıyorum.

Kendimi inanılmaz kötü hissediyorum. Gene bir ağlama krizi geldi.İşten eve gelip ağlama krizine girdim. Öfkem geçmiyor. Kaybım çok büyük. Anne olma şansım yok. Artık kimseye inancım yok. Hayata inancım kırıldı. Eşime sadece iyilik yaptım, ona tüm benliğimle sevgi, sadakat verdim; başıma gelmeyen kötülük kalmadı. Benden bir özür bile dilemedi, benden bir helallik bile istemedi. Aldattığı yetmemiş gibi bir de insan onuruna hakaret olan iftiralara uğradım. Bu 1 yılda hayatımın en kötü yılını yaşadım. 38 yılda, bu yıl kadar zorlandığım hiç olmamıştı.

Herkese sormak istiyorum. Bunun nasıl üstesinden geleceğim? Yapılanı hala hazmedemiyorum. 1 yıl geçti ama öfkem hala taze. Yapılan kötülükler çok fazla geldi. İçimde inanılmaz bir hayata kırgınlık var. İçimdeki bu öfke bana zarar verir diye korkuyorum. Siz biten ilişkileriniz veya evliliklerinizde ne zaman nötr oldunuz?

Daha duruşmalar başlamadı. Eşimi ve ailesini görüp daha ne tetiklenmeler yaşayacağım kimbilir. Adliyede öfke patlaması yaşamaktan da korkuyorum. Herkes kapat artık konuyu diyor ama kapatamıyorum. Kendimi sakinleştiremiyorum. Bana ne tavsiye edersiniz? Bu öfke, kırgınlık ne zaman dinecek? 1 yıl geçti öfkem dinmedi, daha ne kadar travmalarım tetiklenecek?

Okuyan ve mesaj yazan herkese teşekkür ediyorum.
Mahkeme koridorunu yaşayan bilir. İllaki zor süreç alacak.Psikolojik destek alın.
 
benim anlamadığım olay şu

-adam çok çirkinleşti, ailesi de iftiralar atıyor vs diyip duruyorsunuz....

güzel kardeşim adam sizi aldatmış, aldatan adamın daha başka yemeyeceği herhangi bir b.k olabilir mi?

zaten evlilik boyunca fazla verici olan, taviz derecesinde davranan sizmişsiniz. siz zaten olmayan bir evliliğin içinde kendinizi kandırıyormuşsunuz
ki kadın bu kadar totosunu kaldırmasa da erkekler zaten kolay aldatıyor, ama sizinkinin zaten size bi sevgisi saygısı yokmuş, o hayli hayli aldatır

yani şey değil misiniz biraz (birazı şüpheli)
fazla pembe gözlüklü?

siz bu ülkede yaşamadınız mı. sizi geçen sene bugünlerde bu ülkeye mancınıkla mı fırlattılar?

ne biliyim hukuka adalete filan da hala inanıyorsunuz

yavv ne hukuku? neyin adaleti? 4 sene adliye dava kağıt kürek uğraşınca adalet mi olmuş olacak? (ha Allah'a inanıyorsunuzdur, ilahi adaleti umut ediyorsunuzdur, bu başka ama şu ülkede bir şekilde adaletin tecelli edeceğine inanmak için hele hele son gündemlerle yani artık pembe gözlüklü değil baştan aşağı pesbembe boya küpüne banmış olmak lazım)

dava 4 sene sürerse asıl çocuk için süre sıkıntısı olan sizsiniz asıl o sizden intikam almış olacak. isterse 5-10 sene sürsün yani ne olacak en kötü o çocuğu evlilik dışı yapar. çok mu dert? neden onun yaşının sizden büyük olmasına takıyorsunuz ki? o erkek. onun için 40lı yaşlar kritik eşik değil.
sizi aldatan adam çocuğu evlilik dışı yapınca mı utanacak? nesine utansın herkes zaten biliyor ki boşandınız temelde sadece mahkeme bitmemiş. kimse takmaz bile adam 2 sene sonra çocuk yapsa.
ya da 50 yaşında yapar çocuk. siz yapabilir misiniz evlilik dışı, veya 50 yaşında çocuk? %99 yapamazsınız. kim kimden adalet bulmuş oluyor böyle? ha "ortak mala çökmek istiyor, ben de vermem o malı yedirmem" demeniz OK de, neden "benden büyük" diye vurguluyorsunuz o zaman? malla yaşın alakası yok ki.

kuzenim boşanıyor davanın neredeyse senesi oldu. eşini eve bakmadığı, eline geçen 3 kuruş parayı da içkiye okeye sigaraya bastığı, kahveden çıkmadığı hem çalışan hem çocuklara bakan kadın tarafı olduğu için boşuyor. aldatma filan yok ama zaten öyle büyük bir aşk da yoktu yaşı 35 olmuştu çocuk istiyordu adam da evlenelim geçinir gideriz demişti evlenmişlerdi zamanında. 17 sene sonra daha da adamın içkisine sigarasına para tutmamasına her sorumluluğun kendisinde olmasına (hem işte çalış, hem evde çalış hem çocuklar vs vs. enişte ev nasıl dönüyor bilmeyen birisi) yeter dedi boşanıyorlar.

neyse tabii ki adam anlaşmalı kabul etmedi
tabi ki aldattı da dedi, her iftirayı da attı
adam para kazanmadığı kuzen de anca eve baktığı için zaten mal mülkleri yok
adam evden de gitmediği için kuzenim çıktı evden başka yer tuttu

neyse ev sahibi kirayı vermeyince enişteyi evden atmış, bu yine geldi kuzenin kapısına dayandı
kaç kere uzaklaştırma aldı hala sürekli kapıya dayanıyor

kardeşleri her gün geliyor "boşanırsan abime kim bakacak ortada kalır boşama" baskısı yapıyorlar

atmadığı iftira kalmayan adama (aldatma, mal kaçırma her iftirayı attı) hala daha bir de ne olur boşama diye yalvarıyorlar
adam ha bire dilekçe verip duruyor
gülersiniz dilekçeye şey bile yazmış "karım evden gitti, ben sokakta kaldım"

la manyak zaten kadın o yüzden boşuyor seni. kira ödeyemeyen, senelerdir totonu kaldırıp çalışmayan bir adam olduğun için...

neyse. biz biliyorduk böyle olacağını. zatn beklediğimiz buydu hiç sürpriz de olmadı...

yani böyle. normal boşanan kaç adam var ülkede? ay etrafınızn tümden salon beyefendisi mi dolu sizin pamuklar arasında mı yetiştiniz bilmiyorum ki.

"oğlumuzun yediği b.kları biliyoruz kızım sen kurtul bundan yoluna bak" diyen kaç aile var?
ne sanıyordunuz?

ne biliyim ciddi soruyorum bu ülkede bu kadar pespembe şepşeker olmak bir başarı, hiç mi etrafınızda aldatan boşanan yoktu? nasıl bir alemdeydiniz yaşınız neredeyse 40 çünkü. bakın duyarlı hassas bir insansınız anlıyorum. daha önce de konunuza yazmıştım. ama ben bu kadar şefkatli hassas olup bu kadar kendini koruyamamayı anlamıyorum.

ki benim etrafımda mesela ailemde boşanma yok gibi bişey büyük olay çıkar her boşanmada. kadınlar korkar boşanmaz. dul kalacağına öl yani.
ama mesela arkadaş çevrem ya evli değil ya boşanmış hatta 2. turu da döndüler 3. turdalar genelde. hani bir çevresinde olmasa başka çevrenizde oluyor, hiç değilse etrafta melekte komşuda vs vs görüyorsunuz

ilişkilerin oldukça çetrefilli olduğu, erkeklerin epey epey bi leş olduğu bir ülke burası. %90 durum bu.

nasıl olup da tüm bunlardan azade kaldığınıa kalacağınıza nasıl böyle tatlış asude devam edeceğinize bu kadar kani olmuştunuz anlamıyorum..anlayamıyorum bunu.

bakın deseniz adam beni çooook seviyordu
hep el üstünde tutardı acaip süper düper evliliğimiz vardı
şok oldum sindiremiyorum deseniz OK, o istisnai adamı bulmuşsunuz, cidden zor gelmiş derim.

ama siz zaten bir yanılsamanın içindeydiniz
illa ki uyanacaktınız...
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.

Tabi ki alice harikalar diyarında büyümedim:) bende ülkemizde doğdum büyüdüm. Sadece eşimin bu kadar çirkinleşeceğini tahmin etmiyordum, karşılıklı konuşulur ve anlaşmalı için çabalar sandım. O benim onu yakaladığımı anlayınca hemen yangından mal kaçırır gibi iftiralarla boşanma davası açtı.

Benim erkek kuzenim, şu an davamı üstleniyor, 2 kere evlendi boşandı. İkisinde de eski eşleri ile anlaşmalı boşandı. İlk eşiyle ortak çocukları yok. Ona rağmen kadın ne istiyorsa verdi. İkinci eşiyle 2 ortak çocukları var. İkinci eşine dünyanın malını bıraktı, hala eski eşine yardım yapar, çocuklarının okul taksitleri, tatilleri, giyim, kuşam, kurs onda. Ek kartı hala eski eşinde istediği gibi eski eşi kullanır. Bir şeyi belirteyim kuzenimin durumu baya iyi, hem hukuk bürosu var yanında 25 avukat çalışıyor hem de başka gelirleri var. Ona rağmen istemeyen bunların hiçbirini yapmazdı. Durumu yokuşa sürer, çirkinleşirdi.

İkinci eşiyle hadi ortak çocukları var. İlk eşiyle hiçbir ortak kan bağı yok ona rağmen 1. eski eşi de ne talep etti ise verdi, eski eşiyle anlaşmalı boşandı. Kadın evlilikte kalmak istemedi, ingiltere'ye gitti. Çekişmeli süreçlerinin hepsini biliyor ama eşlerinin helalliğini alıp ayrıldı. Ben eşimden de anlaşmalı boşanma talebi bekledim onun yerine çirkinleşti. Bizim ailede başka da boşanan yok.

Eşimin ablası boşanmış, hem de eski eşiyle yıllarca mal mülk kavgasına çok çirkinleşmişler. Zaten paracı bir aile. Paralarını alma da ne yaparsan yap modundalar. Şimdi anlıyorum onlar için diğer çocuklarının da çirkinleşmesi bir şey değil ki. Zaten diğer evlilikte çirkinleşip bitmiş, alışıklar. O yüzden umursamadılar. Biz alışık değildik şok olduk.

Çocuk konusunda da, ben anne olmak istiyorum ama kuzeniniz gibi yana yakıla değil. Kim olursa evlenip hemen çocuk yapayım deseydim 20'lerimde evlenirdim zaten. Benim için baba adayı çok önemli. İçime sinmeyen biri olursa gene olmaz. Ciddi olalım, yaşım 38. Hemen dava bitseydi bile önüme gelecek erkeklerin hepsi 40 ve üstü. Ve ülkemizde çoğu bu yaşlardaki erkeklerin çocuğu veya çocukları var. Beni çok sevecek, benden de bir tane isteyecek, şartlar uyacak vs ölme eşeğim ölme. Zaten bir veya iki çocuğu olup benden de çocuk istemesi için bir erkeğin çok iyi para kazanması lazım. Çünkü birden çok çocuğa bakacak, nafaka verecek, bizim çocuğa da bakacak vs. Yani benim anne olma ihtimalim düşük. İmkansız değil ama düşük. 20'lerin sonunda boşanıyor olsaydım, 38 değil 28 olsaydım anlaşmalı boşanma mantıklı olurdu. Ama şu an birkaç senenin de çok bir fark edeceğini sanmıyorum. Bir de şu var, diyelim yumurtam var karşıma gelecek adam tahminen 40'lı yaşların sonuna doğru olacak, beni çok seviyor olabilir ama çocuk istemeyecek de olabilir. Belki bende 48 yaşında olsam çocuk istemeyeceğim.

Eşim çocuk da yapabilir, evlenebilir de. Diğer üyelere de yazdım. Evlensin çocuğu da olsun. Ahlarım tutacaksa evli iken tutması daha iyi olur. Ben çocuksuz eşsiz kalsın diye ah etmedim ki. Tam tersini dedim, çocuğu da olsun eşi de. Ahlarım ona evliyken daim olsun dedim hatta. O yüzden sıkıntı yok. Evlenip çocuğu olduğunu duysam krize girmem yani. Şu an sevgili edinmiş bile olabilir. Evli iken sadakati olmayanın şimdi mi sadakati olacak? Tabi ki olmayacak.

Yani çocuk konusu artık benim için nasip kısmet. Bir daha evlenirsem korunmayacağım. Olursa olur diyeceğim. Ama olmazsa da vardır bir hayır diye bakıyorum. Benim kuzenim iki çocuklu olmasına rağmen boşandı. Boşanan boşanıyor.

Bu arada ben eşimin yerinde olsaydım, eşimi aldatmış olsaydım, eşimin ayağına gider, ondan özür diler anlaşmalı boşanma için çok çabalardım. Helallik isterdim, mert ve ahlaklı erkek bunu yapardı. Onu kendim gibi sanmışım, en büyük yanılgım bu oldu. Ama hayatımın en pahalı ve en öğretici dersini aldım. Resmen çivi gibi kafama çakıldı. inşallah bir daha aynı hataları ne olursa olsun yapmayacağım.
 
Adam zaten iyi biri demiyoruz ama kazanç ve kayıp dengesini gözetmek lazım. Ben avukatım ve şunu rahatlıkla söyleyeyim, adliyeden adalet beklemek, bir rüya, bir hayal. Hangi dünyada ve ülkede yaşıyoruz. Mahkemenin verdiği karardan da memnun olmayacak bundan 100% eminim. Boşanma davası 4-5 yıl kesinleşmesi sürecek( en az) bunun ilk 2 -2,5 yılı yerel mahkemede geçecek, hadi konu sahibinin lehine bir karar verildi, maddi ve manevi tazminat aldı. Tazminatlar, tazminatı ödeyecek kişiye göre belirlenir, yani alacağı bence en fazla 200-300 bin , ama bunu kesinleşmeden alamaz. 2030 yılında 200-300 bin TL ‘ ye ne alanır ki.
Bir de mal davası var, o boşanma kesinleştikten sonra değerlendirmeye alınacak, yani mal davası 4-5 yıl boşanma davasından sonra görülecek ve onun kararı da 2-3 yıl sürse.
Ayrıca mal davasında sanki evin yarısını , arabanın yarısını alırım gibi bir düşünce var. Kesinlikle öyle değil, geçenlerde şu an 7 milyon eden evden 500 bin TL katkı payı alacağı çıktı, Ben erkek vekiliyim , yani evin yarısı falan değil .
Şimdi herşeyin bitmesi 7-8 yıl sürecek ve konu sahibinin eline geçen para , külüstür bir araba almaya bile yetmeyecek. Dava yoluna devam ederse bunu kazanacak. 7-8 yıl evli kalmanın , onun soyadını taşımanın , ilşkiye başlayamamanın, sürekli davayı takip edip düşünmenin, karşılığı bu.
Eğer bir an önce bitirirse evli olmaktan, o adamın soyadını taşımaktan, adamla arasındaki bağdan kurtulur. Eğer biri ölse hala birbirlerinin mirasçıları, biri ölse şartları varsa diğerinin dul maaşı alması mümkün, birbirlerinin organlarının bağışlanıp bağışlanmayacağı konusunda karar verme yetkisi büyük ölçüde eştedir. Biri ölse en büyük tazminat hakkı eşin. Boşandığın anda tüm bu yüklerden kurtuluyorsun.
Konu sahibi hala öfkeli kızgın, hala intikam hırsıyla yaklaştığı , özür beklediği için iyileşmeye başlamıyor, eğer iyileşmek istiyorsa bu evlilikten bir an önce kurtulmalı .
Şimdi eksi ve artılarını dinlediniz, siz kendiniz ve konu sahibi için hangi yolu tercih etmek mantıklı diye düşünürdünüz???
Size bir sorum var.

Alacağım katılma payının yıllar içinde kuşa dönüp dönmemesi umrumda bile değil. Zaten yaşadığım acıların kefareti hiçbir meblağ olamaz.

Diyelim anlaşmalı boşandım. Adam mahkemelerde yıllarca sürünmedi, bana dert olmaz mı? Pes etmişim gibi, tereyağından kıl çeker gibi adama sorunsuz bir boşanma hediye ettim diye dert olmaz mı? Seneler sonra keşke hemen pes etmeseydim der miyim?

Hemen anlaşmalı boşanıp bundan sonrasında pişman olan tanıdığınız müvekkil var mı? Ciddi soruyorum.
 
allah aşkına çok ciddi olarak soruyorum
birini sevmezseniz size canım dese batar
sesi yılan olur tıslar
ilk günden birine seni sevmiyorum dediniz
ve sizi bırakmadığı gibi sizden ayrılmamak için her şeyi yaptı yapıştı size
ne yapar ne düşünürsünüz
sevebilir misiniz o insanı
saygı duyabilir misiniz kendine saygı duymayan kendini paspas eden insana
bu yaptıkları sizin için bile olsa
üstelik bu kadar kötü bir adamı nasıl sevdiğinizi de anlamıyorum ben
bir sevdiniz olmadı iki sevdiniz olmadı nasıl tiksinmediniz nasıl sevmeye devam ettiniz
sevgi karşılıklı olunca güzeldir
yormaz üzmez kırmaz
her şey kolayca akar gider
bunları yaşayıp nasıl sevmeye devam ettiniz ki
Evet bunlara rağmen sevmeye devam ettim eşimi.

Sadece ilk günden seni sevmiyorum demedi, sadece seviyorum deyip hiç hissettirmedi, gerçi o da sevmemek oluyor.

Sorunuza gelirsek, eşimi çok sevdim ama yavaş yavaş anlıyorum ki tahminen kendimi o ilişkide hiç sevmiyordum, kendime vermem gereken sevgiyi ona da vererek sevdim o yüzden de ondan vazgeçemedim. Başlangıçta ilişkide kendimi seviyordum, sonradan kendimi sevmemeye başladım. Kendime olan sevgimi de onun üzerinden konumlandırdım o yüzden ondan vazgeçemedim. Evliliğimde bazen sevilmediğimi hissediyordum, bir şeyler eşim tarafından eksik gibiydi ama anlayamıyordum, hep kendimde hata aradım, hüsnü kuruntu yapıyorsun, seni seviyor dedim, halbuki bir insan yanlış hissedemezmiş. Bazı zamanlar sevilmediğimi hissediyordum sevilmiyormuşum.

Ve bir laf var doğruymuş. ''Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış bilebilirsin ama yanlış hissedemezsin.''

Bu arada full eşime yapışmadım. Bir kere ayrılalım dedi, tamam avukata gidelim dedim. Kararlıydım boşanacaktım. Sonra ağlaya ağlaya kendisi vazgeçti. Terapi alalım dedi, tamam dedim. Yani bir iki kere rest çektim. Sadece değerimden çok kaybettim, yerine koyamadım. Sınırlarımı koruyamadım en büyük kaybım bu oldu. Bana saygısı gitti.
 
Yazılan cevapların hepsini okumadım belki yazan da olmuştur ama bir psikiyatrik yardım almayı düşündünüz mü? Süreci biraz daha atlatılabilir kılabilirdi.
Terapi aldım, iyi geldi. Tekrar başlayabilirim sanırım. Kendimle ilgili ciddi çözümlemeler yapmıştım. Psikolojik kitap da okuyorum. Bildiğiniz kitap vs var mı?
 
Ben size hayatımı anlatsam,nasıl yaşıyorsun,hâlâ dersiniz.Tabi ki dert yarıştırmıyorum,ama kendinize gelin,lütfen.Kimse sizden daha değerli değil.Canınız sağ,gençsiniz herzaman ümit vardır.O adamın size bıraktığı travmayı bile tenezzül edip,içselleştirmeyin.
Ben de aynın şekilde .
 
Size bir sorum var.

Alacağım katılma payının yıllar içinde kuşa dönüp dönmemesi umrumda bile değil. Zaten yaşadığım acıların kefareti hiçbir meblağ olamaz.

Diyelim anlaşmalı boşandım. Adam mahkemelerde yıllarca sürünmedi, bana dert olmaz mı? Pes etmişim gibi, tereyağından kıl çeker gibi adama sorunsuz bir boşanma hediye ettim diye dert olmaz mı? Seneler sonra keşke hemen pes etmeseydim der miyim?

Hemen anlaşmalı boşanıp bundan sonrasında pişman olan tanıdığınız müvekkil var mı? Ciddi soruyorum.
Gene söylüyorum bir daha söylüyorum , önemli olan sizsiniz, sizin hayatınız. Siz adalet dıygusu ile değil , adama çektirme , süründürme amacı ile bu davayı sürdürüyorsunuz . Sizin amacınız adalet değil çünkü farkındasınız mahkemeden adalet çıkmayacağının. ‘ adam mahkemede yıllarca sürünmedi,’ bu laftaki psikolojik yanlışı, hatayı görmüyor musunuz? Mahkeme günü stresi yaşayan sizsiniz , adam büyük olasılıkla avukatı hatırlatınca farkına varacak günün. Sizin amacınınz kocanızın sizden kolayca gitmemesi sağlamak, çünkü hala ve hala bu evlilik ve adam hayatınızdaki en önemli konu. Bu evliliğe o kadar bağlısınız ki , bir günde bitmesi sizi korkutuyor. Sizin bu evlilik bir intikam bir süründürme savaşından başka elinizde hiç bir şey yok, hayatınız buna endeksli ve bağlı. Bu evlilik öylece biterse nefes alamaz hala geleceksiniz.
ben söyleyeyim o süründürme sadece size etkili, sürünen, acı çeken , mahvolan sadece ve sadece sizsiniz. Kocanızın süründüğü falan yok, şimdi sevgilisi ile beraber , tamam evlenemiyor ama hayatını yaşıyor bir güzel. Siz onun için , saplantılı, paragöz birisiniz.
Süründürme pardon sürünme yolculuğunuzda mutluluklar.
 
Size bir sorum var.

Alacağım katılma payının yıllar içinde kuşa dönüp dönmemesi umrumda bile değil. Zaten yaşadığım acıların kefareti hiçbir meblağ olamaz.

Diyelim anlaşmalı boşandım. Adam mahkemelerde yıllarca sürünmedi, bana dert olmaz mı? Pes etmişim gibi, tereyağından kıl çeker gibi adama sorunsuz bir boşanma hediye ettim diye dert olmaz mı? Seneler sonra keşke hemen pes etmeseydim der miyim?

Hemen anlaşmalı boşanıp bundan sonrasında pişman olan tanıdığınız müvekkil var mı? Ciddi soruyorum.
Pes etmek derken , evlilikten zaten pes etmediniz mi, adamı sevmiyor ve istemiyorsunuz. Neyin savaşını veriyorsunuz.
Evlenip pişman olanı gördüm, çocuk yapıp pişman olanı gördüm ama anlaşmalı boşanıp görmedim.
 
Pes etmek derken , evlilikten zaten pes etmediniz mi, adamı sevmiyor ve istemiyorsunuz. Neyin savaşını veriyorsunuz.
Evlenip pişman olanı gördüm, çocuk yapıp pişman olanı gördüm ama anlaşmalı boşanıp görmedim.
Şunu demek istedim. Bir adam var karısını aldatmış yakalanınca da bilerek iftiralarla çekişmeli dava açmış. Kadın da eşi çekişmeli dava açınca o da açmış. Şu an dava sürüyor olay bu. Buradaki adam eşim. O kadın da benim.

Bana tercih hakkı sunuldu mu sizce? Gel anlaşmalı boşanalım dendi mi? Denmedi. Eee ben niye beni aldatan adamın ayağına gidip anlaşmalı istiyorum? Bu kadar mı kendimi sevmiyorum?

Sizin müvekkiliniz olsaydım gel adamın ayağına gidip anlaşmalı için uğraşalım der miydiniz? Ne yapardınız? Gerçekten merak ediyorum.
 
Şunu demek istedim. Bir adam var karısını aldatmış yakalanınca da bilerek iftiralarla çekişmeli dava açmış. Kadın da eşi çekişmeli dava açınca o da açmış. Şu an dava sürüyor olay bu. Buradaki adam eşim. O kadın da benim.

Bana tercih hakkı sunuldu mu sizce? Gel anlaşmalı boşanalım dendi mi? Denmedi. Eee ben niye beni aldatan adamın ayağına gidip anlaşmalı istiyorum? Bu kadar mı kendimi sevmiyorum?

Sizin müvekkiliniz olsaydım gel adamın ayağına gidip anlaşmalı için uğraşalım der miydiniz? Ne yapardınız? Gerçekten merak ediyorum.
Avukatınız, Adamın avukatını arar, biz boşanmanın hemen olmasını istiyoruz, siz de müvekkilinle konuşun derdim, hatta durun dedim kaç kez. Ayağına gitme diye birşey yok, bi telefon. Sonra zaten herkes adliyeye gidiyor , kısa duruşma oldu bitti.
İftira da, iftira diye kafayı bozmuşunuz siz, adama rahat vermek istemiyorsunuz, anlaşmalı boşanmayı kendi kurtuluşunuz olduğu için önerdim , ama aslında çekilmeli boşanma sizin harika ötesi intikam planınınızın en önemli ayağı.Muhteşem intikam planınız olan, mahkemelerde süründürme taktiğinizle mutluluklar dilerim. Duruşma günü için panik atak geçiren siz sürünüyor gibisiniz ama tabiki önemli olan intikam almak .
 
Geçmiş olsun. Yorumunuz için teşekkür ederim.

Benzer süreçten geçmişsiniz. İzniniz olursa birkaç sorum olacak.

- Kendimi deşiyorum, sevilmek için hep bir şeyler feda etmem gerektiğine dair inancım varmış. Hep kendimi çok feda edersem eşim bana değer verir diye düşünmüşüm, hep onun mutluluğu, istekleri benim için daha önemliydi. Bunun nedeni tahminen içten içe ruhum sevilmediğini hissediyordu, konduramadım. Evliliğimde hatırlıyorum arada beni seviyor musun diye eşime sorardım. Çok acınası değil mi, şu an fark ediyorum. Sevildiğini hissetmen lazım, lafla olmaz ki. Ruhum sevilmediğimi hissetmiş olabilir sadece prefrontal korteks sevilmediğimi kabul etmek istemedi ondan bu kadar yıl boşuna çabaladım.

- Kendimi deşiyorum peki iyileşme ne zaman gelecek? Farkındalık çok geldi ama tam iyileşme olmadı.

- Bu süreç bitince içiniz soğudu mu? Çok özel değilse eski eşinizden tüm hak ettiklerinizi alınca adalet isteğiniz geçti mi? Ben eşimin bana yaptıklarının bedelini ödesin istiyorum. Bu his sizde bitti mi?

- Nötr olmak istiyorum ama daha olamadım, zorluyorum ama olmadı. Sizin şu an tüm duygularınız öldü mü?

"sevilmek için hep bir şeyler feda etmem gerektiğine dair inancım varmış." > Bu bende de vardı, eskisi kadar olmasa da hala var. Yeter ki gitmesin diye yapmadığım şey kalmadı. Bu da içten içe kendime yabancılaşmama neden oldu.

"Evliliğimde hatırlıyorum arada beni seviyor musun diye eşime sorardım" > her gece sorardım aynı soruyu ve bu soruyu sormam bile tartışma sebebi olurdu. Şimdi düşününce bu soruyu sormam asla tartışma sebebi olmamalıydı, benim duygularımı regüle etmeliydi, beni teskin etmeliydi diye düşünüyorum. Yapmak zorunda mıydı ? Hayır , ama ben kaygılı bağlanan biriyim ve güvenli bi şekilde bağlanmam hem benimle hem de ilişkide olduğum insanla ilgili. O da elini taşın altına koymalıydı. Koymadı, canı sağ olsun.

"Bu süreç bitince içiniz soğudu mu?" > Birden soğumadı , zikzaklar çizen bi sürecim oldu. Bunu sadece yaşayan bilir. Bazen çok iyi huzurlu hissederken bazı geceler içimde alev topu varmış koca dünyaya sığamıyormuşum gibi geliyordu. Bunların hepsinin çok normal olduğunu düşünüyorum. Hiç kaçmadım. Hiç kendimi oyalamadım öyle zamanlarda. Yerde sürünmekse, süründüm. Yakın arkadaşımdan destek aldım. Terapi aldım. Yeri geldi annem bile anlamadı. Yeter artık kurtuldun şükret dedi. Ama kendime hep şunu söyledim "sen şu an nekahat dönemindesin, dinlen." Kendi kendimin ebeveyni oldum. Zaten yalnız yaşıyorum.

Ben resmi olarak boşanınca kuş gibi hafifledim. Süreci hemen noktalamayı bu yüzden çok öneriyor herkes. Bunu göz ardı etmeyin derim. Maddi olarak çok fazla kaybınız olmayacaksa deyim yerindeyse olacaksa da olsun sadakanız olsun. Soyadınızı geri alın. Kimliğinizi yenileyin. Bunlar basit şeyler gibi görünse de iyileşme sürecindeki en büyük tuğlalar.

Gelelim bana göre en önemli meseleye. Hiçbir zaman acı çekmesini, bedel ödemesini, intikam almayı istemedim, düşünmedim. O da insan ben de insanım. Bi insana vazgeçilmez gibi davranırsan gelir ağzının orta yerine s.çar çok afedersin. Ne diyebilirim ki ? Ben sınır çizmemişim. Beni terk etmiş yalvarmışım. Bana şiddet uygulamış evden kovmamışım. Sorumluluk almamış tamam demişim. E o da insan sonuçta. Bana da biri böyle davransa ben de kıymetini bilmem ki.

Geçmişi değiştiremeyiz. Olanlar oldu. Başkalarını hele hiç değiştiremeyiz. Siz bedel ödesin istiyorsunuz ama nasıl ne şekilde ödeyecek ? Ne olsun mesela ? Ne olsa içiniz soğur bi düşünün. Benim eski eşim de çok ağladı yalvardı acı çekti ama ben mutlu olmadım. Bedelmiş. Geçmiş olsun. Oralarda değilim ben. Sadece arınmak istiyorum. Sadece kendimi bulmak istiyorum. Kendi yolumdayım bana da kimse bulaşmasın istiyorum. Ben boşandıktan 6 ay sonra hayatıma birini aldım. Hakkını asla yiyemem iyileşme sürecimi çok hızlandırdı. Bana hem yas tutmam için alan bıraktı hem de yeri geldi ben ağlarken saçımı okşadı. O yüzden "bence" resmen boşanıp hayata akmak karışmak, bu evliliği gündeminizden çıkarmak (elbette yasını arka planda tek başınıza tutarak) yeniden hayata karışmak, hem yeni arkadaşlar edinmek hem de hafiften tatlı tatlı flörtleşmeye başlamak yapılacak en iyi şey olur.
 
Sizin şu an tüm duygularınız öldü mü?

Birini zamanında çok sevmiş olmak orda öylece durur hep.
Eski eşinizi özleyebilir onu hala seviyor olabilirsiniz
Bunu insanın kendine itiraf etmesi bile çok çok güç olabilir.
Bu duygu çok ağır geldiğinde eğer kendinize kızarsanız ters teper.
İllaki bi yolunu bulacak burdan çıkacaksınız, biraz sabırlı olun.
 
Kesintisiz bir terapi almanız gerek. Size en iyi tavsiyeleri bir terapist verir. Eşinizle aranızda geçmiş geçen ya da geçecek şeylerin sizi nasıl tetiklediğini ve tetikleyeceğini bi sindirmeniz lazım burda kim size nasıl yardımcı olabilir ki anlamıyorun
 
Back
X