Teşekkür ederim.yalnız değilsin. Başka düşkün anneleri görünce insan daha çok yaralanıyor değil mi? Tavsiyem sosyal medya hedaplarını kapat, çekirdek ailenle mutlu ol
Tamamen katılıyorum.Bizim gibi aileden sevgi yoksunu olan kişiler için özellikle instagram tam depresyon mutsuzluk kaynağı.Ben telefonumda sildim inanın çok farketti.Bizim şanssızlığımız buymuş .Ailesiyle mutlu kişilerin şen şakrak halleri insanı olumsuz etkiliyor.yalnız değilsin. Başka düşkün anneleri görünce insan daha çok yaralanıyor değil mi? Tavsiyem sosyal medya hedaplarını kapat, çekirdek ailenle mutlu ol
Yok çok şükür sosyal medyanın % 90 ının sahte olduğunun farkındayım.Tamamen katılıyorum.Bizim gibi aileden sevgi yoksunu olan kişiler için özellikle instagram tam depresyon mutsuzluk kaynağı.Ben telefonumda sildim inanın çok farketti.Bizim şanssızlığımız buymuş .Ailesiyle mutlu kişilerin şen şakrak halleri insanı olumsuz etkiliyor.
Zaten son 1 senedir her türlü irtibatı kopardım.Neden size bunu yaptigini veya eski konularınızı felan da okumadım bilmiyorum ama size deger göstermıyorlarsa sizde elinizi ayagınızı cekin napalım yani kimse kimseyi zorla sevemez..
bilemiyorum
neden bu kadar tepkililer size
illaki kendilerince bir sebepleride vardır ama bir anne bunu yapmamalı
yapıyor olsa bile çok geçerlibir sebep lazım
Çocukken bilmiyoruz çünkü.Bu sizin şaşırdığınız gibi çoğu kişinin anlayamadığı, hayret ettiği ve bir sebep olması gerekir diye düşündüğü ama aslında gerçek bir sebebi olmayan bir durum.
En klasik anne sözüdür; anne olunca anlarsın beni. Konu sahibi gibi ben de anne olduktan sonra, iyice anlayamadım annemi. Yani o sevgi ve bağlılığı gördükten sonra, kendi annelerimizdeki kopukluk artık iyice ortaya çıktı.
Çocukken, ya da bekarken, benim annem de böyle deyip geçiyordum, şaşırıyordum ama sorgulamıyordum. Öylece kabul ediyordum ve çoğu zaman bir suçlu varsa, ben olduğunu düşünüyordum içten içe.
Ama yaş ilerledikçe, görüyorsunuz ki, çocukluktan beri suçlu değilsiniz. Annede anlam verilemez bir çeşit düşmanlık, sevmeme hali var. Ya da zalimce bir sevgi, şartlı sevme.
Güzel olduğum söylenirdi büyürken hep çevremiz, arkadaşları tarafından. Hiç hoşlanmazdı. Durduk yere, gözlerime bakıp, gözlerin renkli diye güzel olduğunu sanıyorlar, yoksa güzel falan değilsin derdi. 11-12 yaşlarında bir çocuğum henüz.
Üniversiteye sınavında Türkiye derecesi yaptım, ne umrunda oldu, ne bir kere beni tebrik etti, ne de bir kere birine sevinerek söylediğini duydum.
Aylarca ayrı kalsak aramazdı çocukluktan itibaren. Üniversiteyi şehir dışında okudum. Arkadaşlarımın devamlı annelerini aramasına Özenir, haftada bir arardım annemi başlarda. Ne vardı diye açar telefonu, 2 dakikadan sonra, telefon çok yazıyor diye kapatırdı.
Kardeşimin eşiyle alışverişe çıktık, çok beğendik , ikimiz de aynı feraceyi aldık. Annemin yanında giydim, o ne öyle gecelik gibi, evli kadınsın, utanmıyor Musun bunu giymeye? Dedi.
İki gün sonra bir davette, gelinimiz aynı feraceyle geldi, maşallah ne kadar güzel olmuşsun, çok yakışmış, nereden aldın dedi ona da.
Bu arada sayısız bağırma, kavga,,telefonu yüzüne kapatma, Evden kovma ve devamlı eleştiri. Hayatın her evresinde var yani örnekleri.
Sevgisizlik bütün çocuklara yansısa da, devamlı eksik hissettirerek, onu üzerinden kendini tatmin etme davranışı genelde tek bir çocuğa yönelik oluyor.
Ve yetişkin hayatınızda etkilerini yaşıyorsunuz ister istemez. Bende hep bir anne yerine koyma ihtiyacı olmuştur mesela insanları, bu yüzden çok hayal kırıklığı yaşamışımdır, gereğinden fazla değer vererek.
Ya da ruhu doyuramayınca, fiziksel olarak doymaya çalışma, duygusal aşırı yeme bozuklukları vs.
Ben de en çok 25 ten sonra sorgulamaya başladım bunu. Ve kendimi yalnız hissederken, gördüm ki Kitaplar bile yazılmış bünün hakkında. Ve eskiden hep kendimi suçlu görürken, anladım ki durum bu değil.
“The emotianally absent mother” “var olan annenin yokluğu” diye bir kitap var mesela Jasmin lee cori nin. “Annenin duygusal yokluğu” ismiyle de basıldı. Durum tam da bu: var olduğunu sandığınız annenin aslında yok olması..
Deneyler yapılıyor anne tutumları hakkında. Donuk yüz, still Face deneyi var. Bebeklerin sevecen anne davranışına ve donuk yüzlü anne davranışına karşı reaksiyonları. Yani bu anneler çocuklarına karşı genelde böyleler bebekliklernden beri. Genelde anneyi Güler yüzle, sarılırken,öperken, hatırlamıyor bile çocuk.
Grill in eski konularında yazdığı gibi mesela, diğer bütün çocuk ve torunların fotoğraflarını cüzdanında taşırken, onunkini taşımaması, ya da buzdolabına hepsini ara ara yapıştırırken, onunkini hiç yapıştırmaması gibi. Sorsan kıskanıyor olursun. Ama sen giydin diye çirkin gördüğü şeyin aynısını başkasında görünce beğenmesinin başka açıklaması yok.
ayrıntı gibi görünebilir ama değil.Ruh halini gösteriyor bunlar.
Artık insan zamanla kendini tedavi ediyor. İyi bir eş ve çocuklar en büyük şans oluyor.
Pek çok kişi var bunu tecrübe eden. İclal aydın da Ayşe Arman la bir hastalık ve anne kız ilişkisi üzerine diye bir söyleşisinde anlatmıştı aynı şeyleri yaşadığını ve 4o lı yaşlarında ancak analayabildiğini bunu. Yani ünlü bir yazar olmuş kadın tüm türkiye nin tanıdığı, daha ne yapabilir? Ve yne de alzahimer şu annesine o bakıyordu. Benim annemin yapması gereken düğünler yapmam gibi. Çünkü çocuk normal, normal evlat tepkileri veriyor, arıza karşı tarafta.
Yani elle tutulur bir sebebi yok gerçekten. Tek çözümü artık kızmayı bırakıp, onu da öyle kabullenmek ve kendi sıcak yuvana yönelmek. Kızgınlığını serbest bıraktığında, karşı taraf değil, kendin rahatlıyorsun aslında.
Grill’in bir yıldır mesafe koymasının ve kırgınlığının sebebini de kitaptan bir alıntıyla açıklayayım ve bitireyim mesajımı:
“Karşılıklı soğukluk..
şimdiye kadar tutarlı bir şekilde çocuğuna dönük olan bir anneye sırtını dönmüş olan bir çocuk (genellikle artık bir yetişkin) vakası hiç görmedim. (...)benim temel tezim şudur. çocuklar kendilerini hayal kırıklığından ve incinmekten korumak için annelerine sırtlarını dönerler. sırtlarını dönerler çünkü annelerine dönmek onları çok kıracaktır ve ihtiyaçları karşılanmayacaktır."
Gözlerim doldu okurken bu cevabınızı.Çocukken bilmiyoruz çünkü.
Her aile, anne, baba böyle sanıyoruz.
Yol yordam bu herhalde diye büyüyoruz. Biz o zamanlarda da mutluyduk çünkü annem ayrım yapsa da biz kardeşler çok iyiydik.
Babam benim en yakınımdı. Annemden ne kadar uzaksam, babama o kadar yakındım. Anneme sarılmaya içten içe çekinirdim ama babamın kucağına atlardım.
Onbeş tatillerde, yaz tatillerinde köye anneanneye sadece ben bırakılırdım. Çünkü hergün bizimkiler gelip beni alacak diye yolları gözlediğimi hiç unutmuyorum. Anneannemle dedem ise bir dediğimi iki etmezdi. Tarlada çalışırken ilk işleri bana bakkaldan ıvır zıvır alıp salıncak kurmaktı. Onlar güneş altında yanarken ben gölgede salıncakta keyif yapardım. Beni hiç yormazlardı. Mesela ata beni bindirir, yükleri dedem sırtında taşırdı.
Annem beni her kırdığında gönlümü alan kişi babamdı.
Beni anneanemlere ilk bıraktıkları zamanı bile hatırlıyorum. Ağzımda emzik, anneannem beni oyalamaya çalışıyordu. Meğer kardeşim olmuş. Annem 4-5 yaşındaki abimi bırakmak yerine beni bırakmış, zorlandığı için.
Ben de 1,5-2 yaşlarındaydım.
Herkes beni överken annem umursamazdı bile. Ama babam her şeyi önemserdi.
Şimdi anlıyorum ki benim mutlu büyümemde en büyük pay rahmetli babama ve rahmetli anneanneme ait. Evet analık hakkı ödenmez ama ayrım yapmaya hakkı yoktu.
Teşekkür ederim.Gözlerim doldu okurken bu cevabınızı.
Eminim ki siz çok iyi bir annesiniz. Dilerim annenizden alamadığınız o koşulsuz sevgiyii evlatlarınızdan eşinizden alırsınız ömrünüzce
Görüşmek artık zarar vermeye başlamıştı hem bana hem çekirdek aileme.Annem bana ben anneme aşırı düşkün değilizdir. Bende küçük yaşta kardeş sahibi olmuşum kıskançlık illaki olmuş. Annem erkek kardeşime biraz daha düşkündü. Çünkü o daha uslu, söz dinleyen, sakin bir çocuktu ama annemin bariz ayrımcılık yaptığını hatırlamıyorum. O yüzden böyle açıkca evlat ayrımı yapan anneleri anlayamıyorum.
Eminim bu ayrımcılıklar sizde derin yaralar açmıştır. Annenizle bir süredir görüşmüyormuşsunuz bu sürede neler hissettiniz? Daha mı iyi oldu sizin için? Eğer annenizle görüşmek sizi kötü etkiliyorsa bu şekilde az görüşmeye devam edin. Mutlaka içten içe üzülüyorsunuzdur ama bazen mutlu olabilmek için herkesi olduğu gibi kabul etmek ve size (her türlü) zararı dokunan insanlardan uzak durmak gerekiyor.
SağolunBu konuyu başkası açsa acaba siz de mi sıkıntı var ? diye sorarım.
Ama konuyu açan sizseniz evet uzak durmalısınız...
Allah onları bana, beni onlara muhtaç etmesin.Cnm er ge sana muhtac olacaklar sen de arama sorma umursama.
İşte bukadar ama sen kiz evlatsin gelicekler seve seve...Allah onları bana, beni onlara muhtaç etmesin.
Zaten umurlarında değilim ki umursayayım.
Allah bilir.İşte bukadar ama sen kiz evlatsin gelicekler seve seve...
Çocukluğunuza sımsıkı sarılmak geldi içimdenÇocukken bilmiyoruz çünkü.
Her aile, anne, baba böyle sanıyoruz.
Yol yordam bu herhalde diye büyüyoruz. Biz o zamanlarda da mutluyduk çünkü annem ayrım yapsa da biz kardeşler çok iyiydik.
Babam benim en yakınımdı. Annemden ne kadar uzaksam, babama o kadar yakındım. Anneme sarılmaya içten içe çekinirdim ama babamın kucağına atlardım.
Onbeş tatillerde, yaz tatillerinde köye anneanneye sadece ben bırakılırdım. Çünkü hergün bizimkiler gelip beni alacak diye yolları gözlediğimi hiç unutmuyorum. Anneannemle dedem ise bir dediğimi iki etmezdi. Tarlada çalışırken ilk işleri bana bakkaldan ıvır zıvır alıp salıncak kurmaktı. Onlar güneş altında yanarken ben gölgede salıncakta keyif yapardım. Beni hiç yormazlardı. Mesela ata beni bindirir, yükleri dedem sırtında taşırdı.
Annem beni her kırdığında gönlümü alan kişi babamdı.
Beni anneanemlere ilk bıraktıkları zamanı bile hatırlıyorum. Ağzımda emzik, anneannem beni oyalamaya çalışıyordu. Meğer kardeşim olmuş. Annem 4-5 yaşındaki abimi bırakmak yerine beni bırakmış, zorlandığı için.
Ben de 1,5-2 yaşlarındaydım.
Herkes beni överken annem umursamazdı bile. Ama babam her şeyi önemserdi.
Şimdi anlıyorum ki benim mutlu büyümemde en büyük pay rahmetli babama ve rahmetli anneanneme ait. Evet analık hakkı ödenmez ama ayrım yapmaya hakkı yoktu.
İnşallah aranız çok çok iyi olur.Çocukluğunuza sımsıkı sarılmak geldi içimden
şu sıralar annemle ilgili problemler yşadığım için belki çok içime dokundu yazdıklarınız
düşününce bizde de sevgili taraf babamdı, koşulsuz bir sevgi vardı babamda hala da var
Allahıma binlerce şükür sevgi eksikliği hissetmedim sayesinde
ama annemin de hakkını yemek istemiyorum onun sevgi anlayışı daha farklıydı daha maddi daha somut şeylerdi sevgi anlayışı
karnımızı doyurmak maddi olarak yardım etmeye çalışmaktı onun sebgi anlayışı
babama kedi gibi sokulabilirken anneme sarılamazdım bile
babamı arayıp ağlayarak sana bişe olmasın seni çok seviyorum diyebiliyorken anneme diyemedim hep çekindim hep içimde kaldı
evet çok fedakar bi kadın inkar edemem
çok çekti
ama diyorum ya daha somut bi anlayıştı dolayısıyla yoruldu artık o yüzden bu ara vazgeçti benden
Ne kadar güzel anlatmissiniz. Hele ki kitaptan paylaştığıniz son kısım.Bu sizin şaşırdığınız gibi çoğu kişinin anlayamadığı, hayret ettiği ve bir sebep olması gerekir diye düşündüğü ama aslında gerçek bir sebebi olmayan bir durum.
En klasik anne sözüdür; anne olunca anlarsın beni. Konu sahibi gibi ben de anne olduktan sonra, iyice anlayamadım annemi. Yani o sevgi ve bağlılığı gördükten sonra, kendi annelerimizdeki kopukluk artık iyice ortaya çıktı.
Çocukken, ya da bekarken, benim annem de böyle deyip geçiyordum, şaşırıyordum ama sorgulamıyordum. Öylece kabul ediyordum ve çoğu zaman bir suçlu varsa, ben olduğunu düşünüyordum içten içe.
Ama yaş ilerledikçe, görüyorsunuz ki, çocukluktan beri suçlu değilsiniz. Annede anlam verilemez bir çeşit düşmanlık, sevmeme hali var. Ya da zalimce bir sevgi, şartlı sevme.
Güzel olduğum söylenirdi büyürken hep çevremiz, arkadaşları tarafından. Hiç hoşlanmazdı. Durduk yere, gözlerime bakıp, gözlerin renkli diye güzel olduğunu sanıyorlar, yoksa güzel falan değilsin derdi. 11-12 yaşlarında bir çocuğum henüz.
Üniversiteye sınavında Türkiye derecesi yaptım, ne umrunda oldu, ne bir kere beni tebrik etti, ne de bir kere birine sevinerek söylediğini duydum.
Aylarca ayrı kalsak aramazdı çocukluktan itibaren. Üniversiteyi şehir dışında okudum. Arkadaşlarımın devamlı annelerini aramasına Özenir, haftada bir arardım annemi başlarda. Ne vardı diye açar telefonu, 2 dakikadan sonra, telefon çok yazıyor diye kapatırdı.
Kardeşimin eşiyle alışverişe çıktık, çok beğendik , ikimiz de aynı feraceyi aldık. Annemin yanında giydim, o ne öyle gecelik gibi, evli kadınsın, utanmıyor Musun bunu giymeye? Dedi.
İki gün sonra bir davette, gelinimiz aynı feraceyle geldi, maşallah ne kadar güzel olmuşsun, çok yakışmış, nereden aldın dedi ona da.
Bu arada sayısız bağırma, kavga,,telefonu yüzüne kapatma, Evden kovma ve devamlı eleştiri. Hayatın her evresinde var yani örnekleri.
Sevgisizlik bütün çocuklara yansısa da, devamlı eksik hissettirerek, onu üzerinden kendini tatmin etme davranışı genelde tek bir çocuğa yönelik oluyor.
Ve yetişkin hayatınızda etkilerini yaşıyorsunuz ister istemez. Bende hep bir anne yerine koyma ihtiyacı olmuştur mesela insanları, bu yüzden çok hayal kırıklığı yaşamışımdır, gereğinden fazla değer vererek.
Ya da ruhu doyuramayınca, fiziksel olarak doymaya çalışma, duygusal aşırı yeme bozuklukları vs.
Ben de en çok 25 ten sonra sorgulamaya başladım bunu. Ve kendimi yalnız hissederken, gördüm ki Kitaplar bile yazılmış bünün hakkında. Ve eskiden hep kendimi suçlu görürken, anladım ki durum bu değil.
“The emotianally absent mother” “var olan annenin yokluğu” diye bir kitap var mesela Jasmin lee cori nin. “Annenin duygusal yokluğu” ismiyle de basıldı. Durum tam da bu: var olduğunu sandığınız annenin aslında yok olması..
Deneyler yapılıyor anne tutumları hakkında. Donuk yüz, still Face deneyi var. Bebeklerin sevecen anne davranışına ve donuk yüzlü anne davranışına karşı reaksiyonları. Yani bu anneler çocuklarına karşı genelde böyleler bebekliklernden beri. Genelde anneyi Güler yüzle, sarılırken,öperken, hatırlamıyor bile çocuk.
Grill in eski konularında yazdığı gibi mesela, diğer bütün çocuk ve torunların fotoğraflarını cüzdanında taşırken, onunkini taşımaması, ya da buzdolabına hepsini ara ara yapıştırırken, onunkini hiç yapıştırmaması gibi. Sorsan kıskanıyor olursun. Ama sen giydin diye çirkin gördüğü şeyin aynısını başkasında görünce beğenmesinin başka açıklaması yok.
ayrıntı gibi görünebilir ama değil.Ruh halini gösteriyor bunlar.
Artık insan zamanla kendini tedavi ediyor. İyi bir eş ve çocuklar en büyük şans oluyor.
Pek çok kişi var bunu tecrübe eden. İclal aydın da Ayşe Arman la bir hastalık ve anne kız ilişkisi üzerine diye bir söyleşisinde anlatmıştı aynı şeyleri yaşadığını ve 4o lı yaşlarında ancak analayabildiğini bunu. Yani ünlü bir yazar olmuş kadın tüm türkiye nin tanıdığı, daha ne yapabilir? Ve yne de alzahimer şu annesine o bakıyordu. Benim annemin yapması gereken düğünler yapmam gibi. Çünkü çocuk normal, normal evlat tepkileri veriyor, arıza karşı tarafta.
Yani elle tutulur bir sebebi yok gerçekten. Tek çözümü artık kızmayı bırakıp, onu da öyle kabullenmek ve kendi sıcak yuvana yönelmek. Kızgınlığını serbest bıraktığında, karşı taraf değil, kendin rahatlıyorsun aslında.
Grill’in bir yıldır mesafe koymasının ve kırgınlığının sebebini de kitaptan bir alıntıyla açıklayayım ve bitireyim mesajımı:
“Karşılıklı soğukluk..
şimdiye kadar tutarlı bir şekilde çocuğuna dönük olan bir anneye sırtını dönmüş olan bir çocuk (genellikle artık bir yetişkin) vakası hiç görmedim. (...)benim temel tezim şudur. çocuklar kendilerini hayal kırıklığından ve incinmekten korumak için annelerine sırtlarını dönerler. sırtlarını dönerler çünkü annelerine dönmek onları çok kıracaktır ve ihtiyaçları karşılanmayacaktır."
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?