Ben de yaralı bir sokak kedisine baktım bir ay. Araba çarpmış, platin takılmış. Yetişkin olduğu için sahiplendiremedik. Öğrenciydim, kendi kedim vardı zaten. Yetmem mümkün değildi iki kediye. Alışkın diye sokağa geri bırakacaktık. Benim aklıma geldi en azından üniversite kampüsüne bırakayım, yemek daha kolay bulur, arabalar yavaş, köpek de az diye. İyice zıplamaya koşmaya başlayınca boxa koyup kampüse götürdüm. Gecenin bir saati ağlaya ağlaya götürdüm. Bıraktım, arkamdan geldi baya. Sarılıp öptüm, sana bakamadım kızım çok üzgünüm falan dedim. Eve döndüm kaç saat ağladım hep miyavlaması kulağımda çınladı. Peşimden eve geldi sandım. Camdan etrafa baktım her miyavlamaya o mu diye.
Birkaç hafta sonra bir gördüm kampüste, dünyalar benim oldu. Koşuyor oynuyor, başka kedilerle arkadaş olmuş da kilo bile almış. Birkaç hafta arayla hep karşılaştık 4-5 kere. Çok mutluydu bulunduğu yerde. Sadece bana yaklaşıyordu başka kimseye sevdirmezdi. Mutlu olduğunu gördüğüm halde aklıma geliyor çok üzülüyorum keşke ona da sahip çıkabilseydim bakabilseydim diye.