Aklim Karisik


Bir çok seviyorum,bir sevmiyorum.
Bir çekip gitmek istiyorum,bir huzur doluyum diyen biri için henüz karar verme zamanı değil.
Anlıyorum,çok bunaldın,,Boğazın sıkılıyor sanki,boğuluyor nefes alamıyorsun o kanepede oturup tv izledikçe ama;
Oturup sürekli gitmeli miyim diye düşünen kişi henüz gitmeye hazır değil tam aksine kalmaya meyillidir.
O zaman ne yapacaksın?
Bu adama silkelenmesi için şans,zaman vereceksin ama kendi haline bırakmadan onu.



Ben mesela;o rutinin huzurunu o kadar severim ki....
Ama arada sırada cinnetim sallar bizi,şöyle bir çoşarız sonra o huzur yine ne tatlı ne keyifli gelir insana.
 


Bir cinnet herşeyi çözer :) güzel cümle. Ama kurtarılacaklar icin denemeye değer minikkuşum. Ben bir erkek icin ömür feda edilmesindense bir sevgili icin caba harcanmasından yanayım. Yani fedakar olan taraf kadın demiyorum. İnsan sevdigi icin bicimlenmemeli bicimlenmiş halini sevmeli, onu değiştirmemeli.
 

Bu konuda hemfikiriz zaten canım

Elbette ki karşımızdakini oldugu gibi kabul etmeliyiz.

Ama burada bir fark var.
Önceden romantik olan, Esin'i evlenmek için ikna eden, bunun için çabalayan,
belki de ne sürprizlerle gönlünü alan adam,
şimdi onu mutlu etmek için hiç bir şey yapmıyor...

Neden yani? Niye degişiyor?
Esin bu adamı böyle sevmedi ki...
İşte sorun burada...

Ya da adam hep böyleydi Esin bunu sonradan farketti...
 
Son düzenleme:

Bence öyle. Adam hep öyleydi. İlişkinin ilk heyecanıyla yaptı onları. Aslında yapıyor da esini tatmin etmiyor. Ona yeterli gelmiyor.
 
Bence öyle. Adam hep öyleydi. İlişkinin ilk heyecanıyla yaptı onları. Aslında yapıyor da esini tatmin etmiyor. Ona yeterli gelmiyor.

Ama yapmıyor diyor...

Hani bazı insanlar kendini sözle, bazı insanlar da davranışla ifade eder ya,
işte Esin davranışla olmasını bekliyor anlaşılan...

Aslında tam tersidir genelde,
kadınlar sevildigini işitsel olarak duymak ister,
erkekler ise görsel olarak davranışla göstermek ister...
 
Son düzenleme:
Bence birazcik daha zaman verin, inşAllah düzelicek her şey. Sanki burayi okumuş demişsiniz ya, içine doğmuştur belki.. Düzelicek gibi hissediyorum ben, pozitif enerjimi gönderiyorum, güzel haberlerinizi bekliyorum
 
Bilmem.. Benim bekarlığa duyduğum bi özlemim yok..

Çünkü her an herşeyi eşimle yapmak zorunda olduğumu düşünmüyorum.. Onu da mecbur kılmıyorum..

Arkadaşlarımı özlediğimde yine kız kıza buluşuyorum, o da o esna da erkek arkadaşları ile vakit geçiriyor.. Akşam da evde buluşuyoruz, iyi oldu bu yaa şöyle şöyle geçti diye anlatıyoruz..

Eşim dışarı çıkmıyo , haftasonu da malum koltukta tv izliyoruz derken ? O tv izliyor diye siz de sürekli yapışık ikiz gibi yanında bulunmak zorunda değilsiniz bence.. Çıkın gezin arkadaşlarınızla ya da özlem duyduğunuz sosyal aktiviteleriniz neyse onlarla uğraşın..
 
aslında çoğu kişinin evlilği böyle ve bir çoğumuz da aynı şeyleri yaşıyoruz zaman zaman..ilk zamanlardaki o heyecanlar yerini başka şeylere bırakıyor..sevgililik döneminde ki aşık ikili yerini birbirini seven ama aşkı ilk gün ki kadar alevli olmayan iki arkadaşa bırakabiliyor..işte evlilik alışkanlık haline geliyor bir süre sonra..

ama şunu bilir şunu söylerim evlenene kadar bir prens olan erkekler evlendikten birkaç yıl sonra bir kurbağaya dönüşebiliyor.
 

sen yapmayı dene, yani sürprizleri romantikliği vs hep erkeklerden bekliyoruz, mesela geçen gün kk'da sevgi kitabı diye bi sitenin reklamını gördüm eşime kitap hazırladım çok hoşuna gitti
 
zamanla çoğu evlilikler bu hali alıyor maalesef erkekler evlenince iyice odunlaşıyorlar.biz kadınlar 50 yıllıkda evli olsak hep romantik ilgili bir eş istiyoruz ama erkekler sadece dırdır etmeyen kadın istiyorlar.sana bir çözüm yolu sunamıyorum iyiliklr konuştun anlamadıysa kavga gürültüyle de anlayacağını sanmam.
 

13. yılla girmek üzere olan bir birlikteliğim var. ( Evli + birlikte yaşam) Hiçbir zaman, ilişkimin hiçbir döneminde mucukss mucukkss olmadık (ikimizinde yapısı itibariyle) Aşkımızın en ateşli zamanlarında bile. Ne bileyim sevmek, aşık olmak ayrı sürekli dipdibe sepet misali yaşam ayrıydı bizim için.

Gene de ilk zamanların biraz fazlası varmış ki ben bile 3-5 yıllar arası az bocaladım. Ben bile derken, sürekli dip dibe yaşamı sevmem, alışverişe birlikte, gezmeye birlikte, eşe dosta birlikte gidelim demem, yıllardır aynı yatağı paylaştığı adamdan 3 saat sonra özledim, seni seviyorum, balböceğim, çiceğim türü sözcükler beklemem. Buna rağmen bazı şeylerin eskidiğini kabul etmek zor oluyor.

Evet bizde gün içinde konuşuruz ama dediğin gibi ne yaptın, ne ettin türü olur, eve alınacak ihtiyaç olur, gecikeceksek bir yere uğrayacaksak o olur. Akşam yorrgun argın yemek, çocuk vs. çocuk yatar ben bir koltuğa o bir koltuğa yığılırız. Maç günümüzse maç izleriz yoksa, ben bilgisayardan kulaklıkla yabancı dizilerimi o da tv den tartışma , haber vs izler.

Bir tek günümüz var onda da gene dip dibe değilizdir ama tabi ki olduğumuzda olur tabi.

Yani biz az biraz farklıyız. Belki eşim klasik erkek modeli de, ben biraz farklı bir kadın modeliyim.




sanki ben yazmışım işin özü bireylikten geçiyor.
 
Esincigim;duyularını bir kadın olarak çok iyi anlıyorum...senin istedigin şeyler,beklentilerin olsa ki beklentilerin zaten ne maddi anlamda ne de çok büyük birşey...arada sürprizler yapması,hayatınızı daha renkli hale getirmesi ve en önemlisi bunu kendi içinden gelerek yapması herseyden önemli senin için ve çogumuz için...eger bunlar gerçekleşmiş olsa,ne izledigi diziler senin gözüne batar ne de başka birşey.eşin evcimen anladıgım kadarıylla.yani işten bian önce evine gelip evinde dinlenme aşıgı...bir de fıstık gibi karısının o evdeki varlıgı ve onu sevdiginden emin olması da bu rahatlıgı veriyor ona...Esin şikayet eder ama bu durum aşırı büyümez mantıgında düşünüyor galiba,tipik kadın şikayetleri olarak görüyorda olabilir...ciddiyetini daha da saglam bir şekilde belli edecek birşey olması gerek aslında ama ne?umarım öyle şeyler olur ki buraya gelip herşey düzeldi yazarsın...ben aranızda sevginin bittigine inanmıyorum hislerim o yönde.sadece fazla rahatlık var..bu da kendinin seni sevdiginden ve senin de onu sevdiginden ve asla bırakmayacagını düşünmesinden kaynaklanan bir rahatlık.
 
seni çoooooooook iyi anlıyorum
hatta konu açmıştım aynı sebeplerle sevgilimden ayrılmak istediğimden bahsetmiştim.
Adama aç çekyatı,aç tvyi,bi de yanına kıvrıl...
10 sene tuvalete bile kalkmazdı :)
ne uçurtma uçurduk beraber ne dırdır etmeden gezmeye çıktık
herşeye o kadar itiraz ederdi ki nasolsa kabul etmez diye şehre gelen etkinlikleri söylemezdim bile bazen.Binbir dırdırla konsere götürürdüm mutlaka vaktinden önce çıkardı...
başka da kötü özelliği yoktu(he ayrıldıktan sonra beni zor durumda bırakacak herşeyi yaptı ama o zamanlar için söylüyorum) beni üzmezdi de,kavga da etmezdik.Hatta o kadar monotonduk ki,kavga etsek atraksiyon olurdu,rahatlardım :) çok sıkıcı,yaşam enerjimi sömürdüğü günlerdi...
Sırf bu özelliklerinden dolayı ayrıldım bir senenin sonunda, yeni sevgilim onun tamm tersi,bana özel tiyatro oyunları yazıyor,şiirler okuyor,yazın kamp yaparız diye çadır alıyor,herkesin içinde ayakkabılarımı bağlıyor...
Eski sevgilimle asla yaşayamayacağım şeyleri benimle yapmaktan büyük zevk alıyor...
Ama sevgilimle karşılaşmasaydım bile ayrılık kararımdan mutlu olurdum herhalde.'ne gerek var' cümlesi olmadan da sürdürebilirdim hayatımı...
***
size de aynısını diyemeyeceğim çünkü evlisiniz,işin içinde aileler var,beraber kurulmuş bir yuva var,onca yılın emeği var...
ama şu da bi gerçek ki yaşayacağımız tek bir hayatımız var...
inşallah hakkınızda en hayırlısı neyse onu yaşarsınız
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…