Aslında böyle konuşuyoruz da, istenilen her akşam romantik mum ışığında yemekler her gün elinde gül kapıya gelmeler falan değil ki. Şahsen benim heyecanlı ve romantik evlilik anlayışım, ayda 2 3 kere sinemaya tiyatroya gidelim, 3 4 kere dışarda yiyelim. Bayram seyran oldu mu 2 3 günde olsa tatile gidelim. Özel günleri unutmayalım ( özel günlerden kastım nişan günü tanışma günü gibi uydur buydur günler değilde, doğum günü evlilik yıldönümü gibi) Unutmayalımdan kasıt da, dışarda bi yemek birde gül.Ha birde gece sarılarak uyuyalım yani
Aslında biliyormusunuz bence bu adamın sevgisini kaybetmesinden kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Elde olan hiçbirşey en baştaki kadar keyif vermiyor. Çocukluğumuzu düşünelim, annem bir oyuncak aldığında 24 saat yanımda 48 saat yakınımda 72 saat sonra diğerlerinin yanında olurdu :) Evlilikte böyle sanırım. Sadece zamanlar daha uzun oluyor :)
Ne yaptınız fotosentez, evlenenleri kara kara düşündüren, evlenmeyenleri ise ''oh bekarlık'' dedirtecek gibi yazmışsınız ? :)
Hiç 24- 48- 72 üçlüsünü düşünmemiştim. :))
arkadaşım konunu başından beri okudum
eşinin eşimden tek farkı benim eşim ayrıca pc oyunlarınada düşkündür
flört ve nişanlılık döneminde sürekli dışarda buluşur bişeyler yapardık
evlenince evden çıkmaz işten eve evden işe gider gelir olduk
bu arada 5 yıllık evliyim 10,5 aylıkta bir kızım var
şimdi gelelim senle bana
seni bilmiyorum ama ben eşime aşık olarak evlendim
evlenmeden önce gezmeyi,sinemaya gitmeyi,kitap okumayı,insanlarla buluşup sohbetler etmeyi severdim halada severim
evlendikten sonra ise evde oturmakta,onunla birlikte dizi izlemekte,pc de oyun oynamakta keyif verdi halada veriyor
istediğim zaman eşimle dizi izlerken,istediğim zamanda o oyun oynarken ben kitap okuyorum vs vs
eşim yeni bir dizi keşfetmiş ve benimle izlemek istiyorsa onu kırmıyor izliyorum
çoğu zaman beğensemde bazen beğenmiyorum ama sırf onunla birlikte izleyip daha sonra üzerine konuşabiliyorum
o da yeri geldiğinde benim dışarı çıkalım isteğime istekli yada isteksiz riayet ediyor
bazen surat asıyor bende geriliyorum
ama geri dönüp düşündüğümde o surat asmalar genelde ben çok istemediği bir zamanda onu zorladıysam oluyor
senin tabirin olduğu için yazıcam bunu yanlış anlaşılmasın lütfen
onun avrupalı beyni devredeyse bunu görüp ona göre davranıyorum
yok eğer doğulu kalbi devredeysede ona göre
çünkü eşimi seviyorum
ve oda sevgimi ve onun için yaptıklarımı görüp
benim ruh halimi sezinleyip ona göre davranıyor
çok bişey yaptığıından değil aslında ama bazen yanından geçerken elimi tutup bana gülümsemesi bile yetiyor
bunları neden anlattım biliyormusun
ilişilerde tek tarafın tüm sorumlulukları üstlenmesi yada isteklerinin hiç gerçekleşmemesi ilişkiyi yıpratır elbette ancaaak
karşılıklı sevgi varsa karakterler ne olursa olsun bi ortak nokta bulunuyor
yada biz eşimle bulabiliyoruz diyeyim
duygularını tekrar değerlendirsen diyorum ben
ve eşini sevdiğine eminsen eğer
eşin için yapabileceklerini(ev işi değil kastım-duygusal anlamda tatmin olupta yemek yapmadı diye karısına kızan erkek görmedim şahsen)
eşin ile birlikte yapabileceklerini tekrar gözden geçirsen
onun için bir diziyi izleyip gülümsemeyi denesen mesela
ne dersin?
Her ne kadar seni seviyorum desede bende sevgisinin bittigine ve benim cabam sayesinde uzatmalari oynadigimiza inaniyorum.
Hesap edilmeyen birsey ar o da benim onun annesi gibi bir kadin olmadigim.
Mutfakta olmak, kocama hizmet etmek bana mutluluk vermiyor.
Bu sekilde mutlu olanlara mutluluk diliyorum, ama ben mutlu degilim.
Esimle birbirimize cok asik olarak evlendik.
Ama diziler üzerine konusmak benim icin ortak bir nokta degil.
Esim icin yapabileceklerime gelince, ülke degistirdim, is degistirdim, hayat degistirdim
ve 3 sene boyunca evde onun isten eve gelmesini bekledim.
Bundan daha fazlasini yapmak istemiyorum.
Yanlış anlamayın beni nolur kötü niyetle değilde, başıma gelenlerden yola çıkarak yazdım.
8 sene çıktım ben biriyle. Üstüne titrerdim, görmediğimde özlerdim, aşk dolu mesajlar atardım. Bu arada belirteyim 8 yıl yani :) Adam öküz gibiydi. Cevap yok ses yok tık yok. Giderdik cafeye uzun uzun anlatırdım, şekerim bak şöle böle bak bigün bende bırakırım ipin ucu halimiz nolur yapma böyle seviyorum seni, seninde beni sevdiğini biliyorum ama bak olmaz böyle şeklindeeeee uzun uzun konumalar yaptım.
Belki duyduğum heyecanlı bir aşk değildi, ama çok sadıktım yahu. Başka bir erkek etek giydiğimde bacaklarıma baksa, rahatsız olurdum. Ben onunlaydım başka bir erkeğin bana bakması söz konusu olamazdı. Hani beğeniyle saygılı bakışları bile kaldıramazdım. Erkeklerle el şakası yapamazdım canımlı cicimli konuşamazdım. Anlayacağınız efendi uslu bi kızdım.
Ama olmadı, adam hem seni seviyorum diyordu, hemde hala öküz öküz davranıyordu. Bir konuşmanın etkisi 3 bilemediniz 4 gün gidiyordu. Sonra aynı tas aynı hamam. Üstüne bide annesiymiş kuzeniymiş derkeeeeeeeen bana masraflı geldi, bitti.
Ama gelin görün ben yanlış yapmışım öğrendim. Bir arkadaşım var, 6 senedir dostum olur kendisi. Bir erkek arkadaşı var, inanırmısınız hergün peşinde. Ama görseniz, sanki 1 aydır çıkıyorlar. Yahu dedim, sen naapıyorsun bu adama? Ben benimkini adam edemedim, acaba benim ki mi beni sevmiyordu, ondan mı oldu?
Yok hayatım dedi, bende senin gibiydim dedi. Üstüne titrerdim özlerdim, öküz gibi davranırdı bana dedi. Gün içinde bırak aramayı, mesaj bile atmazdı dedi. Birgün canıma tak etti, kendimi komple değiştirdim, farklılaştırdım. Önce dolabımı yeniledim, sırf o kızıyor diye giymediğim eteğimi dekolteli bluzlerimi çıkarttım, o karışıyor diye görüşemediğim erkek arkadaşlarımı aradım, grupçe buluşmalara başladık. Kız arkadaşlarımla haftanın bir günü takılıyorduk, izmirin en güzel barlarına gidiyor, yine de saat 11 i etmeden eve dönüyordum dedi.
Anlayacağınız, adam peşinde pervane. O gün anladım ki, kadın kendini adama adarsa, evine adarsa, yani kadın gibi kadın olursa olmuyormuş. Bu adamlara namuslu, kocasını seven kadın yaramıyormuş. Vallahi Allah şahidim olsun, bundan sonra biriyle çıkarsam, normalde giymediğim kıyafetleri giyip, hususi erkek arkadaş edineceğim :)
Esimle birbirimize cok asik olarak evlendik.
Ama diziler üzerine konusmak benim icin ortak bir nokta degil.
Esim icin yapabileceklerime gelince, ülke degistirdim, is degistirdim, hayat degistirdim
ve 3 sene boyunca evde onun isten eve gelmesini bekledim.
Bundan daha fazlasini yapmak istemiyorum.
Dedim.
ben "mutsuzum" dedim.
Öyle hislerini dile getiremeyen biri degilim, ne hissediyorsam söylerim.
Cabalamadanda pes etmem.
Ama ben yoruldum.
Dogdugum büyüdügüm ülkenin sokaklari konusulan dili herseyi ama herseyi gözümde tütüyor.
Sevildigimi hissetmedikten sonra benim ne isim var Türkiyede?
Hayatimi degistirdim ben esim icin karsiligi bu olmamaliydi.
Para istemedim ki, lüks istemedim ki.
sade bir kagida sarili cikolata kücük ama icten bir not yeterdi beni mutlu etmeye.
Siz mutsuzum dediğinizde o seinfeld izlemeye devam mı etti?
Suanda hatirlamadigim bir kac kelam etti ama sonrasinda ya dizi ya da futbol izledi.
Beni sevdigine inanmiyorum dedim ya.
Hani biz kadinlarda adini koyamadigimiz bir güdü vardir adini koyamazsin ama icinden bir his birseylerin
ters gittigini söyler iste benim icimdende Esincigim daha fazla yipranma degmiyor diyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?