Merhaba arkadaşlar, üye olmadan önce üyelikten sonra hep yazıp yazıp sildim çünkü hep bir yerde tıkandım. Sanırım yine öyle olacak.
Kalbimde bir acı var benim, büyük bir yangın. Belli sayılar ve hatta belli hava durumları var beni yoran.
29 Kasım’ 19 ilk yavrumu kaybedişim. 8 haftalık, evlendikten 4 ay sonra yuvamıza gelen canım. Yağmurlu bir hava, Rabbim gözümdekini gökyüzünün eşliğinde yağdırıyordu. Düşük oldu, aniden hiç bir belirtisiz bir gün içinde, keseyle birlikte pedime düştü kurban olduğum.
29’Mayıs 21
Haberi alır almaz,bana eşlik eden o yağmur..
Güzel kızım, 4 buçuk aylıkken gitti. Belli teşhisler kondu yarın ölür dediler ama o 1,5 ay dayandı. Benim güçlü kızım. Doğum günümde gitti benim kızım, artık bir doğum günüm yok benim. Normal doğum yaptırdılar, doktorsuz ebesiz hemşiresiz, ailemin olduğu odada tuvalete girerek kendi başıma doğurdum yavrumu, kendi elimle tuttum onu. Babasına benziyordu, benim güzel minik kızım.
Soruşturduk, gen sonuçları bekliyoruz. Kan pıhtılaşması ayrıca çıktı. Faktör 5’ miş bunlara neden olan. Tabi Rabbim böyle istedi, belki çok canı yandı kızımın değil mi? Rabbim kıyamadı. Hidrops fetalis vardı, belki iner belki gider dedikçe yoruldu kızım. Belki ondan Rabbim kıyamadı. Nasip, evet.
Cevaplarını biliyorum, güvendeler biliyorum. Ama yanıyorum. Etrafımda evladını değişik zamanlarda değişik şartlarda kaybetmiş insanlar var görüyor duyuyorum. Ama bu acı, şunun gibi olsaydı ya da kötü olsaydı diyerek azaltılmıyor ki. Çok yoruluyorum, özlüyorum. Olmayan yavrumun sütünü de sağdım biliyor musunuz? Rabbimin yavrun yok ama bak sana armağanım kokusu dedi gibi. Saklıyorum buzluğumda. Toprağa koydum iki yavrumu da hastanelerdeki o muameleyi kaldıramazdı yüreğim. Tek bir söz var arkadaşlar söyleyebildiğim, yanıyorum yoruluyorum. Özlüyorum, her anını her hissini. Her gün dua ediyorum Rabbim kimseye yaşatmasın diye, kimse yaşamasın.
Çok özlüyorum dostlar, yanıyor yüreğim..
Başka bir şekilde anlatamıyorum bu hissi..
Kalbimde bir acı var benim, büyük bir yangın. Belli sayılar ve hatta belli hava durumları var beni yoran.
29 Kasım’ 19 ilk yavrumu kaybedişim. 8 haftalık, evlendikten 4 ay sonra yuvamıza gelen canım. Yağmurlu bir hava, Rabbim gözümdekini gökyüzünün eşliğinde yağdırıyordu. Düşük oldu, aniden hiç bir belirtisiz bir gün içinde, keseyle birlikte pedime düştü kurban olduğum.
29’Mayıs 21
Haberi alır almaz,bana eşlik eden o yağmur..
Güzel kızım, 4 buçuk aylıkken gitti. Belli teşhisler kondu yarın ölür dediler ama o 1,5 ay dayandı. Benim güçlü kızım. Doğum günümde gitti benim kızım, artık bir doğum günüm yok benim. Normal doğum yaptırdılar, doktorsuz ebesiz hemşiresiz, ailemin olduğu odada tuvalete girerek kendi başıma doğurdum yavrumu, kendi elimle tuttum onu. Babasına benziyordu, benim güzel minik kızım.
Soruşturduk, gen sonuçları bekliyoruz. Kan pıhtılaşması ayrıca çıktı. Faktör 5’ miş bunlara neden olan. Tabi Rabbim böyle istedi, belki çok canı yandı kızımın değil mi? Rabbim kıyamadı. Hidrops fetalis vardı, belki iner belki gider dedikçe yoruldu kızım. Belki ondan Rabbim kıyamadı. Nasip, evet.
Cevaplarını biliyorum, güvendeler biliyorum. Ama yanıyorum. Etrafımda evladını değişik zamanlarda değişik şartlarda kaybetmiş insanlar var görüyor duyuyorum. Ama bu acı, şunun gibi olsaydı ya da kötü olsaydı diyerek azaltılmıyor ki. Çok yoruluyorum, özlüyorum. Olmayan yavrumun sütünü de sağdım biliyor musunuz? Rabbimin yavrun yok ama bak sana armağanım kokusu dedi gibi. Saklıyorum buzluğumda. Toprağa koydum iki yavrumu da hastanelerdeki o muameleyi kaldıramazdı yüreğim. Tek bir söz var arkadaşlar söyleyebildiğim, yanıyorum yoruluyorum. Özlüyorum, her anını her hissini. Her gün dua ediyorum Rabbim kimseye yaşatmasın diye, kimse yaşamasın.
Çok özlüyorum dostlar, yanıyor yüreğim..
Başka bir şekilde anlatamıyorum bu hissi..