alışveriş hastalığı

o zaman önünüzde saygıyla eğiliyorum.harcayın harcayabildiğiniz kadar.

gariban bir öğretmen karı-koca olarak olaya neden akıl sır erdiremediğimizi şimdi anladım

Ben sizin önünüzde saygıyla eğiliyorum bir öğrenci olarak

Yanlışım varsa düzeltin ama kuzenim ve eşi öğretmen, aldıkları para hiçte az değil, İstanbul gb bir yerde de çok rahat geçiniyorlar. Gariban biraz ilginç olmuş...
 

size göre gariban sayılırız,yoksa çok şükür kazandığımız yetiyor.

3-5 bin arası demişsiniz ya,o sebeple yazdım.biz eşimle toplam o kadar kazanabiliyoruz,sevgilinizle size göre gribanız,kimilerine göre zengin.

Allah herkese hayırlı bol kazançlar versin.
 

Başlığı açan sizsiniz, hastalık boyutlarında alışveriş yaptığınızı vs. söylemişsiniz bende buna göre yorum yapmışım nicke bakıp bir taraflarımdan kehanette bulunmamışım değil mi? Ayrıca alışveriş manyağı alışverişe aşırı düşkün olan anlamında kullanılır ve sizin fazlasıyla düşkün olduğunuz belli.

Ve hayır kimsenin 5 tane ve üzeri miktarda bota ihtiyacı yoktur. Tabi sahip olmak isteyebilirsiniz bu ayrı birşey, ama Barbie kış prensesi gibi her kıyafetin için takımı olan bir ayakkabıya sahip olmak ihtiyaç değildir lükstür. Hem bence siz de farkındasınız birşeyleri abartığınızın ki buraya konu açmışsınız. Madem eşyaların fazlalığı sizi rahatsız etmiyor, aldıklarınızın birer ihtiyaç olduğunu düşünüyorsunuz, sorun ne sizin için?

EDİT: Konu sahibi bile değilmişsiniz, niye atladınız ki yoruma öyle, çok komik olmuş sizi yaftaladığımı filan idda etmeniz
 
Son düzenleme:
Bence 5 hatta 5 ten fazla bota cizmeye bile ihtiyac olunabilir.

Mesela siyah,kahve ve gri klasik bot,bit duz taban bot gene siyah ve kahve,bir adet gothic bot,bir adet krem rengi kar botu,sonucta kiyafetlerle kombine edilmesi gerekiyorsa renkler uymuyor.... keske bir siyah botla oluverse.... bazen duz bazen renk bazen model uymuyor. Banada 5 ten fazla bot acikcasi fazlalik gibi gelmedi.
 

ya 5 tane olabilir bende de var beşden fazla ama gidip de bir seferde 5 tane almak ya da bir sezonda 5 tane almak da abartı yani.Mesela benim ayakkabılarım hiç eskimez, o yüzden de çok sık atamam, e ayakkabı da başkasına verilmez ki zaten etrafımda onları verebileceğim birileri yok.
hala 3 sene önce aldığım çizmeyi giyiyorum mesela.
 
Son düzenleme:
 
Kendine mutlaka bir ugras edinmelisin,yoksa bunun baska caresi yok.Sen alisveris hastasisin ve en güzeli kendinin farkindasin.Buraya yazdigina göre bu huyundan sende memnun degilsin.Ne kadar cok magaza gezersen o kadar cok alma istegin artar
.Öncelikle aylik moda dergilerini takip ediyorsan sayet,onlari almayi birakacaksin.
-Moda ya da ne aldim yazan bloglara bakiyorsan ve okuyorsan ,onlara bakmayi birakacaksin.
-Sahip oldugun kiyafet,aksesuar ,ayakkabi artik neyin varsa ,Polyvore den bakip(senin sahip olduklarina) kac cesit kombin olmus görebilir ve mutlu olabilirsin.Kendi kiyafetlerinle kac degisik kombin yapildigini görürsen zaten almana gerek bile kalmayacak
-kendini alisveris disinda oyalayacak mutlaka bisey bulmalisin.Sinema,konser vs etkinliklere daha fazla katil.
-iradenle senin aranda bir savas baslamali ya sen onu yeneceksin ya da kiyafetler seni,peki deger mi? Kesinlikle hayir.
En üzücüsü ne biliyormusun Hayati Kaciriyorsun, kafani sadece ne alacagina yordugun icin ,sadece kafanin icinde yarattigin dünyada yasiyorsun.Bir düsün ,o aklinda kalan ve almadigin kiyafeti aldin,ne olacak ?Prenses mi olacaksin?hayir.O zaman gercekten kendine bunu yapma.
 
bi de şey vardır ya kızlar,alırsınız alırsınız alırsınız giyersiniz kullanırsınız,bir zaman sonra işe giderken dolabınıza baktığınızda o kadar almanıza rağmen gözünüze hiçbirşey yokmuş gibi görünür. o kadar alınanlar nolmuştur nereye gitmiştir. giyecek kıyafet bulamazsınız bazen. en siniri de bu
 
alışveriş hastalıgını önlemenin tek yolu, maddi sıkıntı olmamalıdır.
elinde fazla para olsada, kişi hastalık derecesinde alışveriş yapıyor olmamalıdır.
kişi kendini, zaptedebilmeli, ihtiyacı dahilinde hareket edebilmelidir.
gerektiginde birikim yapmalı, hesabını bilmelidir.
yaşınızı yada bu durumun ne kadar sürdügünü bilmiyorum.
fakat bu durum uzun süredir devam ediyorsa bir psikologa gorunmenizi tavsiye ederim..
 
bende de tabak çanak yemek takımı bardak takımı misafiri günlügü alma hastalıgı var, malesef tabak çanaga verdıgım parayı kendıme harcasam yılın en şık kadını olurum be
seviyorum ya cok mutlu oluyorum şimdi misafir yemek takımımı degiştirmek istiyorum ama olmuyo ya degişltircem ama yenı yıl da
 
bende de var ve artık kendimi zapt edemiyorum maaşı yetiremedim allahtan bekarım evli olsam eşim beni boşardı herhalde allahtan ailem bişey demiyor aslında annem çok kızıyor ama babam harca kızım diyor sağolsun ama liste işi mantıklı geldi bende liste yapayım ve alışverişe çıkınca fiyatlarını yazayım toplayıp param cebimde kaldı diye sevineyim mantıklı fikir
 
çoğu bayanda var bu hastalık anlaşılan. bende de var ne yalan söyleyeyim. niye saklayayım.
uzun olacak ama göndereceğim yine de. "başkalarını da düşünüp alışveriş yapmamalı" düşüncesinden ayrılıp belki dertleşme - karşındakini de anlama amacıyla sonuna kadar okursunuz.

ben aslında 2 sene öncesine kadar dolabındaki kısıtlı şeyleri bile kendine yakıştırmasını bilen kombinleyen biriydim, eksiklik hissetmiyordum dolabımda hiç. şimdi farkına varıyorumki aşağıdaki yorumu yapan arkadaşın dediği durumlardayım:


bakıyorum dolabıma onca şey almışım ama birbirleriyle bağlantı kurup kombinleyemiyorum. aldığım şeylerin yarısı henüz giyilmedi dolapta bekliyor evet.
bi de işin kötüsü evliyim, memurum, ev ve araba kredileri ödüyoruz. Yani borçta olmak da frenletmiyor. eşimle eve 3800 tl getiriyoruz aslında ama bunun 1800 ü ev kredisi, 200 tl bendeki müsriflik kredim ile 226 tl araba kredimiz, 400 tl si tüm faturalara (su elektrik doğalgaz cep tel ev tel internet), market masrafına 200-250 tl 2 kişi olduğumuz için, 250 arabanın gaz parası her gün işe gidip geliyoruz işyerimiz uzak, geriye tam 724 tl kalması lazım kredi kartlarımızı rahat ödeyebileceğimiz. ama kalmıyor kalmıyor. ikimizin de maaş hesabı ekside borçlarımızı ödüyoruz hiçbirşeyi aksatmıyoruz çok şükür en azından ama elimizde de hiç bir şey kalmıyor ayın sonunda baktığımızda. sıfıra sıfır gidiyoruz. 1 sene öncesinde eşim de böyle değildi, ben de 2 sene öncesinde böyle değildim. ama şimdi ben giyim ayakkabı makyaja vermişim kendimi, eşim de ona buna borç verir, ablaları borç takar (3 tane ablası var hepsi evli çalışan insanlar), ıvır zıvır boş hayallerine para harcar sonuç alamaz hallerdeyiz. daha 2 senelik evlilikte böyle olmamamız gerekir evet. bunu biliyorum. ki biz böyle de değildik.

şimdi düşünüyorum ben neden bu hale geldim, ben eşimle tanıştıktan sonra onun işyerinden ayrılıp adliyede başladım.
1.adliye ortamı : işyerinde giyilecek ciddi şeylerim yoktu. topuklu ayakkabı, ceketler elbiseler kumaş pantolon gömlek çizme bot vs bitmek bilmeyen ihtiyaçlarım başladı.
2.işe uygun şeyler alınca bu sefer eşim yaşıma uygun giyinmediğimi (yaşım 23) haftasonları spor giyinmemin daha uygun olacağını söylemesi : ben önceden sosyete pazarından alırdım ucuza alır az kullanırdım belki ama idare ediyordum. ancak eşim bunları da kalitesiz vs bulduğundan markalara takıldım spor tarzı yaratabilmek için. eh bunlar da hiç ucuz değil
3.eşimin ablalarının beni eleştirmesi : ağızlarının payını verdikten sonra bi daha eleştiremediler ama bu sefer bende onlardan daha farklı daha değişik farklı olma isteği başladı bu sefer asortik şeylere takıldım
4.eşimin mağaza gezmekten sıkılması nedeniyle bana doğru düzgün alışveriş yaptırmaması : başkalarıyla alışverişe çıkmamı kıskanıyor nedense hep beraber çıkalım istiyor çıkıyoruz ama bu sefer de burnumdan getiriyor. internetten alışverişe yöneldim ama şu indirimde şu uygun dalgalarına kapıldım şunu da alayım şunu da alayım dedim kredi kartım aldı başını yürüdü.
5.ben avondan indirimdeyken makyaj malzemesi parfüm alıyordum ancak yine eşimin eleştirileri nedeniyle (ucuz şeyleri alıyosun yüzün mahvolacak al kaliteli bişey hesabını aşmadan) : marka parfüm makyaj malzemesi temizleyiciler aldım. nalet olsun ki bunlar da çok ucuz şeyler değil.
6.eşime karşı çok kıskanç biriyim : kıskançlığımı unutmak için de alışveriş yaptığım oldu, düşüncem de şuydu "boşver kıskanma ne kıskanıyosun kafama bunları takmamalıyım gireyim bakayım şu siteye kafamı dağıtayım kendime bakayım kıskanacağıma..."

iyi birşey alacaksan açılışı en az 100 küsur TLden yapacaksın (bu sözümü unutmayın, haklılık payım büyük) :)

işte tüm bunlar bende alışveriş hastalığını oluşturdu. 2 senenin ilk senesinde ufak çapta hastaydım her ayın maaş haftasında bir kere alışveriş yapar bi daha yapmazdım ama bu son senede çok battım, asgariyi ödeyememeye başlayınca başka kredi kartımdan taksitli nakit çekip kart kapattım, pişman olup kendime söz verip kartlarımın hepsini kapattıracağım diyip gittim banka kredisi çektim bununla taksitli nakit avansı ve diğer kredi kartımı temizledim ama kartlarımı kapatmaya kıyamadım, kendimce yaptığım hesabın içinde boğuldum: krediye şu kadar ödüyorum elime şu kalıyo kredi kartıma da şu kadar ödeyebilirim nasılsa diyerek yeniden açıldım.

ben cahil biri değildim, okumuş çalışan biriyim. ama şu düştüğüm durumdan utanç duyuyorum. yazarken bile utanıyorum ama alışveriş hastalığı diye googleda araştırırken bu sayfaya gelip yorumları okuyunca ben de içimi dökmek istedim, yalnız değilmişim diyip bi cesaretle. her ay o krediyi öderken kendime nalet ediyorum 3 senesi kaldı kredinin ve ben bu 3 senede sizce ne kadar eli kolu bağlı durabilirim ?

israf, bencillik, manyaklık, aptallık diyin ve en kötü eleştirilerinizi yapın, en ağır sözleri söyleyin, suçlayın, ne isterseniz yazın ama buna denilebilecek tek yorum aslında "çaresizlik hastalığı" ...

kendini avutmak, başkalarını görüp heves etmek, benim neyim eksik demek, kafa dağıtmak, kendini farklı hissetmek, mutluluğu aramak ... vb. bunların hepsi bir çaresizlik...

kendimize uğraş bulamamak, kendimizi beğenmemek, değiştirmeye çalışmak, boşvermiş kafa dağıtmış olmaya çalışmak...

6 ay önce köpeğim vardı, internete bile bakmıyordum onunla uğraşmaktan. ve alışverişim nerdeyse bitmişti. köpeğimi düşünüyordum ona mama alacağım harcamamalıyım diyordum seviyor oynuyordum. eşim "kendisine köpeğe ayırdığım kadar zaman ayırmadığımı" düşünmeye başladı, ee izah da edemiyorum adama köpekle uğraşınca kendimi frenliyorum diye çünkü çoğu alışverişimi ondan gizli yapıyordum karışıyor diye. derken babam da kanser olunca istanbul-sakarya arası gidip geldiğimizden köpeğe artık zaman ayıramayacaksın hayvana yazık etme diye kötü yerimden yakaladı, köpeğimi iyi bir yere sahiplendirdik. köpek gittikten sonra ben yine açıldım. Yani sorun aslında ev-iş, iş-ev arasındaki sıkışıklıkta kendime sevdiğim bir şeyle ilgilenmek için zaman ayırmamak. 2 sene öncesine kadar web tasarım yapan, çizimler yapan, yağlıboya resimler yapan, hayvanlarla ilgilenen biriyken şimdi moda eleştirmeni olacağım nerdeyse.. ve bomboş hissediyorum kendimi, giysiler vb.nden başka hiçbirşeyde bilgisi olmayan biri gibi…

bendeki daha acayip hem yapıyorum hem suçluluktan ağlanıyorum.

ama bu kadar şeyi yazabildiğime göre akıllandığım anlamına geliyor değil mi? az kaldı biraz daha akıllanmak için zamana ihtiyacım var..

herkesin derdi var bizimki belki şımarıklıktan belki boş boş uğraşacak birşey bulamamaktan kaynaklanıyor ama sonuçta bizimki de bizim için büyük bir dert teşkil ediyor. Onun için acımasızca eleştirip itici olmak yerine karşımızdakini de anlamaya çalışmak, güzellikle bir öğütte bir tavsiyede bulunmak yeni bir dost kazandırır.

Buraya da çaresizlikten, herkesle paylaşamamaktan dolayı yazıyoruz, içimizi döküyoruz, belki böyle böyle biter bu hastalık diye. Şahsen ben ondan dolayı yazdım. Sert dille eleştiri alacaksak forumların dertleşme kısımları hiç olmasın daha iyi ...
 
Son düzenleme:
burda bi ben anormalim galiba:44:
alis veris yapmayi sevmem yorar beni,patlarim o kadr magzaya girmekten

bence bunu dene,banka kartini yada parani tamamen annene ver.
ayda bi su kadar para iste yada annene kesin bildir,anne gecerli bi sebebim yoksa zirlasamda verme bana para diye

ise yarar gibime geldi
 
hastalık derecesinde olduğunu sanmıyorum..biz kadınların doğasında var çünkü ;D
 
Sen kıyafet beğenmedur... Ben yorumunu beğendim :))))
 

keşke sizin gibi olabilsem :) ama yok, hiç sıkılma yok. hatta öyle bir dalıyorum ki mağazalarda belki görüp gülen vardır bana :)
bana 1 hafta izin verseler işyerinden, git gez deseler itirazım olmaz :)) sonra da ağlanırım kart borçlarım gelince


hastalık derecesinde olduğunu sanmıyorum..biz kadınların doğasında var çünkü ;D

arkadaşımızın dediği gibi bayanların doğasında var bu evet, çoğu bayan alışveriş düşkünü, inkar etmeyelim. yalnız farkındayım benimki bayağı bir fazla, anlattıklarımdan da çıkarmışsınızdır. ben kabul ediyorum durumumun vahim olduğunu ve çok abarttığımı. ama napayım engelleyeceğim bunu.

geçen ay düşük de yaptım hepten bunalımlara girdim, dağıttım kendimi. anladım ki bu boşluktan bunalımdan oluyor aslında. benim gibi olan arkadaşlar hayatınıza bir bakın elbet bir bunalım bir boşluk vardır eminim buna, ben ev-iş iş-ev ikilisinden dolayı akşam ancak bulaşıkları halledip kuruluyorum yerime, yani bir meşgaliyet edinecek ne halim ne vaktim kalıyor. anca akşam oturup dinleniyorum o arada da siteleri dolaşıyorum trendyol markafoni lcw oxxo defacto sırasıyla :)

Allahtan acele edip hamile elbiseleri almamıştım gerçi sonra işe yarardı belki ama durdukça üzecekti beni.

karar verdim eşime ısrar ediyorum tavşan alayım diye :) bana bir meşguliyet lazım ama öyle kitap okumak müzik dinlemek el işi yapmak resim yapmak değil, oyun oynayabileceğim sevebileceğim birşey olmalı. eh bebeğim olmadığına göre hayvan alacağım başka yolu yok. zaten hayvan sevgim baya bi yüksek, alışveriş sevgimi aşan bir sevgim var.

şimdilik "noluuur tavşan alalııım" diye çocuk gibi yalvarışlarıma (eşim esmer tenlidir) "ya niye tavşan alıyosun kara tavşanın var işte yanında" diye cevaplar gelse de kararlıyım :)
 
black_catt ;
Bütün kadinlar alisveris yapmayi sever ,ama seninki tam bir hastalik haline gelmis.Ne güzel sebeplerini,sonuclarini herseyi biliyorsun.Ne yapman gerektigini de biliyorsun ,ama bir türlü harekete gecmiyorsun.Istiyorsun ki birsey olsun ve seni kendine getirsin.Sende eski haline dön.Elimden gelen birsey olursa yardim edeyim sana.
Benim arkadasimda ayni senin durumundaydi,onu düzelttik cok sükür.Söyle söyleyebilirim;
-Alisveris hastaligi,tipki kumar gibi,dipsiz kuyu.Carsinin ,pazarin mali bitmez.Her gün al ,ertesi gün yeni birsey cikarirlar.Yetisemezsin,parada yetistiremezsin.Su an, bence, ha kumar oynayip kaybediyorsun,ha dolabinda etiketi üzerinde yarim düzine kiyafetin var.Ikisinde de bosa giden para.
-Herseyi ne güzel tesbit etmisin.Sunu da farketmediysen farkettireyim sana.Eger bir kisinin etiketli bir sürü kiyafeti var ve henüz giyilmeden yenisini aliyorsa,sadece magazada secip ,kasaya gidip ödedigi an ,sadece bu iki noktada doyuma ulasiyorsun,yani mutlu oluyorsun.Aldiktan sonra,ertesi gün ya da en gec birkac gün icerisinde dolaba atip cogu zaman bakmiyorsun bile ve hemen yenilerine bakiyorsun internetten,belkide aldiktan hemen sonra.Peki deger mi sadece parayi ödedigin zaman ki mutluluga ve arkasindan gelecek üzüntü,pismanliga.Sen aslinda kiyafetleri degil almayi seviyorsun,yani alma eylemi asil hosuna giden,onun icin bu durumdan kolay kurtulabilirsin.
-Simdi,hemen kararini ver ve hemen basla plan yapmaya.Ne plani mi?
-Bundan ancak sen istersen kurtulabilirsin,bunu ayni kilo vermek gibi düsün,önce kafanda bitireceksin,yani karar vereceksin almamaya,alisveris yerine hayvan vs. koymak ikinci asama.
-Ilk 3 ay boyunca hicbir sekilde acil ihtiyac disinda,ya da biten bir yüz temizleme,sampuan (cilt bakim kremleri,ruj,pudra,zaten uzun süre gider) disinda hicbirsey almayacaksin.Özellikle belirtiyorum.Indirim vardi, ya da bir alana bir bedava,bi ürünün yaninda hediyesi varmis falan kesinlikle almiyorsun.Kiyafet (her türlü)asla yok .
Diyet gibi düsün.Ilk ay dan itibaren alisveris yapmayipta biriktirdigin parayi yaziyorsun.
Canin bisey almak istediginde o etiketli kiyafetleri cikarip bakiyorsun ya da elinde olan digerleriyle kombin yapiyorsun.Beceremedigini mi düsündün?Hemen polyvore ye girip,senin elinde olanlarla hali hazirda yapilmis kombinlere bakip ,begendiklerini uyguluyorsun.
-Söyle düsün;hosuna giden o begendigin kiyafeti alsan,sanki prenses mi olacaksin ya da sana aaa black_catt cok mu süper olmussun diyecekler?Yooo. Iste almak istedigin hatta cooookkkk istedigin o an varya ,sadece beyninin sana uyguladigi bir oyun.Yani ilüzyon.Karsi koyabilirsin, magazaya giris+begenmek+secmek+denemek+kasa kuyrugu+parayi ödedigin an = yalanci mutluluk + ay sonuna kadar vicdan azabi.
-Sonuc ilk 3 ay birsey almayacaksin,dedigin gibi pahali ,markali birseyi mesela senede bir alacaksin .En azindan ilk sene.Sen önce su 3 ay kuralini bir uygulamaya basla da,gerisini sonra yazarim.
-Eve hicbir sekilde moda dergisi sokmayacaksin,instyle,süper,all vs.
-Kesinlikle 3 ay boyunca moda bloglarina ,emailine ve telefonuna gelen reklam,indirim mesajlarina bakmayacaksin.Eski alisveris yaptigin sitelerin hicbirine girmeyeceksin.3 ay yap ,sonrasi zaten cok kolay.Bu insan öyle bir varlik ki,her duruma uyum saglayabiliyor.Su an 3800 gecinemem dersin,ama inan 600-700 tl ile bile gecinebilirsin.Yani uyum insanin dogasinda var.Ne kadar cok kazanirsan harcaman o oranda artar.
Bu arada bosluktayim ?!!! alisveris icin sadece bahanedir unutma bunu.
Bence internetten yabanci dizileri izle,daha kolay oyalanabilirsin.Mesela "big C" ilk sezonu harika,caresiz bir kadinin hayatina bak ve ondaki o pozitifligi gör.Belki senide etkiler.
Soracagin herhangi birsey olursa memnuniyetle yanitlarim.
 
ben buna paranın gözü kör olsun ah beee derim :))))
canım sen baya abrtmışsın
bende abartmak isterrrdddiiim :)))
 

ben de bunu düşünüyorum bazen, hep yeni şeyler çıkıyo ki, bugün bunu görür alırsın, yarın daha değişik bişey çıkar, al al yetişemezsin nereye kadar gider bu diyorum bazen kendime


Evet bi de aldıktan sonra falan çok pişman oluyorum ya niye aldım ki bunu ihtiyacım olan başka şeyler varken, keşke almasaydım iade mi etsem internetten mi satsam diyorum ama sonra da ya olsun bu da bulunuversin mademki bi dahakine yapmam diyorum ama yine oluveriyo ve bunda haklısın her şey alana kadar, o kısım mutlu ediyo galiba beni. Neden bilmem, hani bir şeyler alabiliyorum hissi midir nedir? Çok düşünürsem vazgeçiyorum, işyerimizde temizlik yapan ve çay ocağında çalışan mahkumlar var onlara bi yardım ederim veya dışarıda bi sürü köpüş var bisküvi alır veririm vs böyle düşünceler geçiyor aklımdan, düşüncelerimi gerçekleştiriyorum da ama çoğunlukla yeniliyorum. Aslında ben böyle biri değildim hiç, hep az önce yazdığım gibi düşüncelerim vardı, niye bencilleştim ki bu kadar ?


Çok sağol zaman ayırıp uzun uzun yazdığın için arkadaşım. İnanır mısın yazdıklarını kopyalayıp kaydettim kendime madde madde onları yazıp hep yanımda taşıyacağım. Ve dediğin gibi aslında para biriktirebilsem var ya daha çok mutlu oluyordum ben eskiden. Yine böyle olmam lazım :44:


Evet ilk 3 ayı atlattım mı gerisi gelecektir ben de inanıyorum, bana sadece yardım lazım aslında dediğiniz ve benim de dediğim gibi durumumun saçmalığının farkındayım ama kendimi çekip alamıyorum. ya insan isterse herşeyi başarır aslında ama farkında değiliz bunun, sorun bu. Çözüm kendimizde ama yapamıyoruz. Ve dediğin de doğru 600 tl alırken de geçiniyordum ben ama daha iyiydi, ne kaar fazlalaştıkça o kadar harcama oluyor. Ama dediklerinizi uygulayacağım çok teşekkürler sonucu da yazacağım mutlaka. Ve para biriktireceğim. Ne zaman ne olacağı belli değilki. .


Evet, önerilerinizi dikkate alacağım, şimdiki düşüncem kartlarımı en kısa sürede temizleyip kapatmak olacak. Borcumu temizledikten sonra kartlarımı kapattırmazsam yine harcarım. 1500 tl limiti olan bi kartım var bi tek onu bırakacağım, diğerlerinin limiti yüksek kapattıracağım. Bu sefer kararlıyım.
Ama şu tavşanı da yine de alayım dün akşam gittim petshopa baktım bikaç gün içinde gelecek dediler bekliyorum
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…