Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Almanya’ya 14 sene önce bakanlık bursuyla eğitime gittim. Bir tane hocamız vardı Allah övmüş de yaratmış, manken gibi fizik var üste mavi gözlü ve kahverengi saçlıydı ama sadece bir derse geldi adam benim yüzüme bile bakmadı. Ben çok sarışın istemiyorum Mark ara beni bul
Yani aynı anda başkalarıyla da flört etme, bunu gayet normal karşılama iki taraf açısından da. Ya da bazıları her kadınla flört ediyor ama sevgili olmuyor.
Almanya’da yaşıyorum uzun süredir, çeşitli tecrübelerim oldu ve aslında şöyle; başkalarıyla flört / çok eşlilik sakladıkları şeyler değildir, oturup açık açık konuşulur, iki taraf da kabul eder, dürüst ve direkttirler aslında. Tek eşli olmayı kabul ettiklerinde de akdeniz erkolarından çok daha sadıktılar. Almanlar genel olarak zor millet iletişim / duygu konusunda. Dünya savaşları, sovyetler falan derken her kuşağa bir travma düşmüş, çok kapalı yaşamalarına neden olmuş, ondan dolayı empati duyguları bence çok gelişmemiş mesela. Kurallar vardır, hesap geldiyse 2 kişiyseniz bölünür, onlar için de vermenizi beklemezler, kendileri de öyle bir şey teklif etmez, romantik ilişkilerde hatta evlilikte bile. Empatinin gelişmemesi zor bence, bir şey doğruysa doğru yanlışsa yanlıştır, o kadar. İlişkiye hemen öldüm bittim girmezler ama bu zaten bir Tr’de kaldı galiba. Uzun süreler bakılır biz neyiz, başkalarını istiyor muyuz diye genelde Avrupa’da.
En klasik date aktiviteleri parkta buluşup bira falan içmektir. Oldu da manita oldunuz, tebrikler haftasonu kilometrelerce dağ bayır koşu yürüyüşe hazır olun, hep ama hep bir spor sevgi göstermekte de iyi değillerdir, mesela vergi formunu doldurmak bir sevgi göstergesi olabilir bunlar için. Aman özetle iyi değil bunlar..
Anlıyorum fakat ben ilişkilerde çok da deneyimli biri değilim ve de çok hassasım. Yani tabi en başta kimse nereye evrileceğini bilemez ama benim sıkıntım karşımdaki kişinin niyetini anlayamamak belki de gerekmiyor akışına bırakmak doğrusu ama ya bağlanırsam ama karşı taraf o kadar da önemsemiyor ve giderse korkusu.. Yani bu deneme yanılma nereye kadar böyle devam eder ki. Anı yaşayan biri olamadım ben hiç. İyi kötü neler olabileceğini aramızda öngörmek isteyen bir yapım var. Bir sürü kişi var evet yok değil ilişki yaşamak isteyene. Ama günlük heyecanlar istemiyorum, sırf cinsellik için karşımda rol yapan birini istemiyorum. Beni gerçekten tanımak isteyen, karakterime de değer veren, beni ve kültürümü merak eden birini istiyorum ve böylesi bana denk gelmedi bu zamana kadar. Çoğu kişi sadece deneyim kazanma peşinfe fatklı milletlerden kadınlarla bu da bana göre değil maalesef.
Almanya’da yaşıyorum uzun süredir, çeşitli tecrübelerim oldu ve aslında şöyle; başkalarıyla flört / çok eşlilik sakladıkları şeyler değildir, oturup açık açık konuşulur, iki taraf da kabul eder, dürüst ve direkttirler aslında. Tek eşli olmayı kabul ettiklerinde de akdeniz erkolarından çok daha sadıktılar. Almanlar genel olarak zor millet iletişim / duygu konusunda. Dünya savaşları, sovyetler falan derken her kuşağa bir travma düşmüş, çok kapalı yaşamalarına neden olmuş, ondan dolayı empati duyguları bence çok gelişmemiş mesela. Kurallar vardır, hesap geldiyse 2 kişiyseniz bölünür, onlar için de vermenizi beklemezler, kendileri de öyle bir şey teklif etmez, romantik ilişkilerde hatta evlilikte bile. Empatinin gelişmemesi zor bence, bir şey doğruysa doğru yanlışsa yanlıştır, o kadar. İlişkiye hemen öldüm bittim girmezler ama bu zaten bir Tr’de kaldı galiba. Uzun süreler bakılır biz neyiz, başkalarını istiyor muyuz diye genelde Avrupa’da.
En klasik date aktiviteleri parkta buluşup bira falan içmektir. Oldu da manita oldunuz, tebrikler haftasonu kilometrelerce dağ bayır koşu yürüyüşe hazır olun, hep ama hep bir spor sevgi göstermekte de iyi değillerdir, mesela vergi formunu doldurmak bir sevgi göstergesi olabilir bunlar için. Aman özetle iyi değil bunlar..
Ya bu olay çok komikti, fenerbahçe tıp: beni bu mentiondan çıkarın
Ne istediğinizi tam olarak bilmeniz çok kıymetli bence, daha başkasına razı olmayın kim ne derse desin
Peki bu kadar kısıtlı duygu aktarımı, aktiviteyle nasıl manita oluyor bunlarYani az konuşma bunlarda, özel paylaşma zaten yok, insan soracağı soruları bile düşünüyor ki çok yorucu vs vs. Yani bu kısıtlı imkanlarla nasıl hadi artık sevgili olalım aşamasına geçiliyor ben de bunu anlamıyorum. O zaman her şey sadece fiziksel çekicilik bunlar için abartıyor olabilirm belki ama..
Peki bu kadar kısıtlı duygu aktarımı, aktiviteyle nasıl manita oluyor bunlarYani az konuşma bunlarda, özel paylaşma zaten yok, insan soracağı soruları bile düşünüyor ki çok yorucu vs vs. Yani bu kısıtlı imkanlarla nasıl hadi artık sevgili olalım aşamasına geçiliyor ben de bunu anlamıyorum. O zaman her şey sadece fiziksel çekicilik bunlar için abartıyor olabilirm belki ama..
Kuzum kısıtlı aktivite olur mu ya tırmanacak bir sürü tepe bayır, bisiklet rotası falan var adamların hatta bunun için atasözü üretmişler: “kötü hava yoktur (çünkü kışın toto donduran soğuklarda bile al yanaklı almanları şortlarıyla koşuya çıkmış görürsünüz), kötü kıyafet vardır” diye
Aşk, dünyanın her yerinde aşk işte canım, manitacılığa geçiliyor bir şekil işte alman kadınları da italyanı, ispanyolu falan arıyor valla, bunlar odun diye iyi tarafları da vardır gerçi mesela bir okul çıkışına git anneler kadar alman babalar görürsün çocuğu okuldan almaya gelen, yükleri paylaşırlar ama işte her şey yüzde 50 paylaşılacak ve rasyonel olacak, çizelgesini tutar valla
Kuzum kısıtlı aktivite olur mu ya tırmanacak bir sürü tepe bayır, bisiklet rotası falan var adamların hatta bunun için atasözü üretmişler: “kötü hava yoktur (çünkü kışın toto donduran soğuklarda bile al yanaklı almanları şortlarıyla koşuya çıkmış görürsünüz), kötü kıyafet vardır” diye
Aşk, dünyanın her yerinde aşk işte canım, manitacılığa geçiliyor bir şekil işte alman kadınları da italyanı, ispanyolu falan arıyor valla, bunlar odun diye iyi tarafları da vardır gerçi mesela bir okul çıkışına git anneler kadar alman babalar görürsün çocuğu okuldan almaya gelen, yükleri paylaşırlar ama işte her şey yüzde 50 paylaşılacak ve rasyonel olacak, çizelgesini tutar valla
Gerçekten ne mana eksi 10 küsür derece havada o koca bisikletleri metroya indirip bindiriyorlar-neymiş işe onla gidecekmiş- asla anlamıyorum.
Başka özellikleri;
- para fonksiyonu varsa alacakları şeyin harcarlar sadece; mesela öğle yemeğini evden getirir, dışarıdan almaz, ya da Zara yeni koleksiyon de bön bön yüzüne bakar, 2.el kıyafet alır her şeyini ama atıyorum resim yapma hobisi varsa gider bir kaleme 3 bin euro verir, bisiklete biniyordur 5 bin verir, illa ucuzunu alayım demez fonksiyonu varsa hayatında.
- bio / organik / çöp ayrıştırma / çevre konularına delirmiş bir şekilde sarmış durumdalar. Çöpünü ayrıştırmıyorsun diye yargılanabilirsin
- mektup yazmayı bu kadar seven 2.bir millet yoktur ki ben yine mektubu seven başka bir avrupa ülkesinde yetiştim, bunlar başka boyut. Mesela bir komşun vardır, zamanla muhabbetin de gelişmiştir vs, gürültü yaparsan ya da kendisinin bir talebi olursa sana bunu mektupla iletir. E konuşuyoruz, her gün birbirimizi görüyoruz, kapıyı çalıp 2dk söylesene, nooo!
- cooldurlar, duygularını çok yansıtmazlar, büyük reaksiyonlu hisler bunlara göre değil. Öyle olanları da anlamazlar açıkçası.
- çocuklarına erken yaşlardan itibaren yetişkin gibi davranırlar.
- her şeyin planını 2 sene öncesinden yaparlar ajskkele yani çok önceden yaparlar, anlık bir şeyler yapma insanı çoğu değildir.
- agresyon gizli ya da değil vardır bunlarda ayık olmak lazım. Ben senden daha deliyim hadi bakalım çekince geri adım atarlar ama.
- ispiyonculuğun çok geliştiği bir toplum, 10dan sonra sessizlik saati başlar her ses yasaktır, evler de eski olduğu için yürürken gıcır gıcır eder ya mesela, polisi anında ararlar yaşlısına denk geldiysen, gençleri daha iyi. Ama hep bir otoriteye bildirme vardır.
Evet, yavrum Deutschland ana haber bülteni bu kadardı
Gerçekten ne mana eksi 10 küsür derece havada o koca bisikletleri metroya indirip bindiriyorlar-neymiş işe onla gidecekmiş- asla anlamıyorum.
Başka özellikleri;
- para fonksiyonu varsa alacakları şeyin harcarlar sadece; mesela öğle yemeğini evden getirir, dışarıdan almaz, ya da Zara yeni koleksiyon de bön bön yüzüne bakar, 2.el kıyafet alır her şeyini ama atıyorum resim yapma hobisi varsa gider bir kaleme 3 bin euro verir, bisiklete biniyordur 5 bin verir, illa ucuzunu alayım demez fonksiyonu varsa hayatında.
- bio / organik / çöp ayrıştırma / çevre konularına delirmiş bir şekilde sarmış durumdalar. Çöpünü ayrıştırmıyorsun diye yargılanabilirsin
- mektup yazmayı bu kadar seven 2.bir millet yoktur ki ben yine mektubu seven başka bir avrupa ülkesinde yetiştim, bunlar başka boyut. Mesela bir komşun vardır, zamanla muhabbetin de gelişmiştir vs, gürültü yaparsan ya da kendisinin bir talebi olursa sana bunu mektupla iletir. E konuşuyoruz, her gün birbirimizi görüyoruz, kapıyı çalıp 2dk söylesene, nooo!
- cooldurlar, duygularını çok yansıtmazlar, büyük reaksiyonlu hisler bunlara göre değil. Öyle olanları da anlamazlar açıkçası.
- çocuklarına erken yaşlardan itibaren yetişkin gibi davranırlar.
- her şeyin planını 2 sene öncesinden yaparlar ajskkele yani çok önceden yaparlar, anlık bir şeyler yapma insanı çoğu değildir.
- agresyon gizli ya da değil vardır bunlarda ayık olmak lazım. Ben senden daha deliyim hadi bakalım çekince geri adım atarlar ama.
- ispiyonculuğun çok geliştiği bir toplum, 10dan sonra sessizlik saati başlar her ses yasaktır, evler de eski olduğu için yürürken gıcır gıcır eder ya mesela, polisi anında ararlar yaşlısına denk geldiysen, gençleri daha iyi. Ama hep bir otoriteye bildirme vardır.
Evet, yavrum Deutschland ana haber bülteni bu kadardı
Aynenn, hep her şeyi bunlar bilir, süpermarkette nasıl sıraya gireceksin, postanede pulu nereye yapıştıracaksın, ortadoğu politikaları nasıl olmalı.. hep hazırda bekliyorlar ki bir ders versinler birilerine
Aynenn, hep her şeyi bunlar bilir, süpermarkette nasıl sıraya gireceksin, postanede pulu nereye yapıştıracaksın, ortadoğu politikaları nasıl olmalı.. hep hazırda bekliyorlar ki bir ders versinler birilerine
Gerçekten ne mana eksi 10 küsür derece havada o koca bisikletleri metroya indirip bindiriyorlar-neymiş işe onla gidecekmiş- asla anlamıyorum.
Başka özellikleri;
- para fonksiyonu varsa alacakları şeyin harcarlar sadece; mesela öğle yemeğini evden getirir, dışarıdan almaz, ya da Zara yeni koleksiyon de bön bön yüzüne bakar, 2.el kıyafet alır her şeyini ama atıyorum resim yapma hobisi varsa gider bir kaleme 3 bin euro verir, bisiklete biniyordur 5 bin verir, illa ucuzunu alayım demez fonksiyonu varsa hayatında.
- bio / organik / çöp ayrıştırma / çevre konularına delirmiş bir şekilde sarmış durumdalar. Çöpünü ayrıştırmıyorsun diye yargılanabilirsin
- mektup yazmayı bu kadar seven 2.bir millet yoktur ki ben yine mektubu seven başka bir avrupa ülkesinde yetiştim, bunlar başka boyut. Mesela bir komşun vardır, zamanla muhabbetin de gelişmiştir vs, gürültü yaparsan ya da kendisinin bir talebi olursa sana bunu mektupla iletir. E konuşuyoruz, her gün birbirimizi görüyoruz, kapıyı çalıp 2dk söylesene, nooo!
- cooldurlar, duygularını çok yansıtmazlar, büyük reaksiyonlu hisler bunlara göre değil. Öyle olanları da anlamazlar açıkçası.
- çocuklarına erken yaşlardan itibaren yetişkin gibi davranırlar.
- her şeyin planını 2 sene öncesinden yaparlar ajskkele yani çok önceden yaparlar, anlık bir şeyler yapma insanı çoğu değildir.
- agresyon gizli ya da değil vardır bunlarda ayık olmak lazım. Ben senden daha deliyim hadi bakalım çekince geri adım atarlar ama.
- ispiyonculuğun çok geliştiği bir toplum, 10dan sonra sessizlik saati başlar her ses yasaktır, evler de eski olduğu için yürürken gıcır gıcır eder ya mesela, polisi anında ararlar yaşlısına denk geldiysen, gençleri daha iyi. Ama hep bir otoriteye bildirme vardır.
Evet, yavrum Deutschland ana haber bülteni bu kadardı
Kesinlikle katılıyorum. Ne zaman ekiple bir şey yapsak , yemek yesek mutlaka alman biri işte pahalıymış burası bu kaliteye bu para fazls vs vs sürekli söyleniyor. Bir yerden sonra bence bu kadarı rahatsız ediyor bir sal ya diyesin geliyor. Durumları iyi olmasına rağmen üç kuruşun hesabını yapıyorlar sürekli ve hem sıkıcı hem de yorucu bu sürekli bir fayda analizi.
Evet belki kanıtlayamazsınız ama sizinle öyle bir konuşuyorlar ki biraz üstten üstten. Aksi bir görüş bildirince o sakin insanlar birden agresifleşiyor hani benden iyi mi bileceksin havası vermeye çalışıyorlar. Siz ona katıldıkça, dediklerini yaptıkça sizden iyisi yok ama. Bu da beni çok rahatsız ediyor açıkçası. Bir gün artık dayanamadım ve sesimi baya yükselterek hakkımı savunmuştum toplantıda şok olmuştu ahha ve geri adım attı birden. Çok da utanmıştım duygularıma hakşm olamadığım için ama öyle ince ince laf sokuyorlar ki yeter artık boyutuna geldim. Kısacası offf çok zorlar
Evet rahatsız edici baya.. Rahat insanlar belki yine takmaz fazla ama bende artık attığım her adımı düşünme, takıntı başladı.. Acaba yanlış mı yapıyorum, biri beni aman uyarmasın vs. Psikolojimi bozacaklar iyide iyiye
Yani bu bir tercih meselesi, Alman öyle yağlayıp ballamaz, flörtten mlörtten de anlamaz ama sağlamdır, yarıyolda bırakmaz. Ispanyol, Turk dediğin olurum biterim der sonra 3 gun sonra bakarsın vinlamis ... bu tamamen bir tercih meselesi, Volkswagen alırım çok gösterişli degildir ama sağlamdır hayatboyu binerim demek var, cicili bicili Alfa Romeo alıp 5 yıl sonra motorun bozulması var:)
Kesinlikle katılıyorum. Ne zaman ekiple bir şey yapsak , yemek yesek mutlaka alman biri işte pahalıymış burası bu kaliteye bu para fazls vs vs sürekli söyleniyor. Bir yerden sonra bence bu kadarı rahatsız ediyor bir sal ya diyesin geliyor. Durumları iyi olmasına rağmen üç kuruşun hesabını yapıyorlar sürekli ve hem sıkıcı hem de yorucu bu sürekli bir fayda analizi.
Evet belki kanıtlayamazsınız ama sizinle öyle bir konuşuyorlar ki biraz üstten üstten. Aksi bir görüş bildirince o sakin insanlar birden agresifleşiyor hani benden iyi mi bileceksin havası vermeye çalışıyorlar. Siz ona katıldıkça, dediklerini yaptıkça sizden iyisi yok ama. Bu da beni çok rahatsız ediyor açıkçası. Bir gün artık dayanamadım ve sesimi baya yükselterek hakkımı savunmuştum toplantıda şok olmuştu ahha ve geri adım attı birden. Çok da utanmıştım duygularıma hakşm olamadığım için ama öyle ince ince laf sokuyorlar ki yeter artık boyutuna geldim. Kısacası offf çok zorlar
Doğrudur, dedim ya onlara biraz çomak göstermek gerekiyor, karşısında ezik durunca tepeye biniyorlar. Geçen gün metroda bir adamın köpeği var, köpek hasta ve çok korkmuş görünüyordu, yani o insan kalabalığının kaosun içinde bindirilecek durumda değildi, ben de baktım böyle, çok sakin yumuşak “hasta galiba” dedim, anam sahibi alman bana bir bağırmaya başladı, “biliyoruz herhalde, fikrini soran oldu mu” falan filan, bak haklı bile olabilir yorumumu duymak istememekte, ki insani bir refleksti yani, ama o şekilde bağıramaz, anam bunlar bağırmaya bayılıyor, ben de kızdım ondan daha yüksek bağırmaya başladım, “hangi hakla bana bağırıyorsun, hasta bir hayvanı almış bu şekilde gezdiriyorsun, bok gibi bir insansın” , bu hemen geri çekildi tabii, özür dilerim herkes sorunca gerildim falan dedi.
Yani asla sert yapmaktan kaçınma, gerekirse onlar gibi bağırmaktan da. Valla o dilden anlıyorlar.
Evet rahatsız edici baya.. Rahat insanlar belki yine takmaz fazla ama bende artık attığım her adımı düşünme, takıntı başladı.. Acaba yanlış mı yapıyorum, biri beni aman uyarmasın vs. Psikolojimi bozacaklar iyide iyiye
Ay onlar kendi yanlışlarına baksın, dünyada seven millet yok Almanları, bütün avrupa amerika falan dalga geçiyor bunlarla. Hiç o kafalara komplekslere girme.
Yani bu bir tercih meselesi, Alman öyle yağlayıp ballamaz, flörtten mlörtten de anlamaz ama sağlamdır, yarıyolda bırakmaz. Ispanyol, Turk dediğin olurum biterim der sonra 3 gun sonra bakarsın vinlamis ... bu tamamen bir tercih meselesi, Volkswagen alırım çok gösterişli degildir ama sağlamdır hayatboyu binerim demek var, cicili bicili Alfa Romeo alıp 5 yıl sonra motorun bozulması var:)
Akdeniz erkolarına göre tabii ki daha güvenilirler, italyan ispanyol yunan ayakta uyutur ruhun duymaz dicem de türk kadınları kontrolcü, döverler bunları
Alman erkosu direkttir, dürüste yakındır öyle çok yavşak değildir, ama hayat bunlarla geçmez ya, bir kız arkadaşım işinden ayrılıp kendi işletmesini açmaya karar verdi, alman kocası, peki kiranın yarısını nasıl vermeyi düşünüyorsun diyor ajsksk
Gerçekten ne mana eksi 10 küsür derece havada o koca bisikletleri metroya indirip bindiriyorlar-neymiş işe onla gidecekmiş- asla anlamıyorum.
Başka özellikleri;
- para fonksiyonu varsa alacakları şeyin harcarlar sadece; mesela öğle yemeğini evden getirir, dışarıdan almaz, ya da Zara yeni koleksiyon de bön bön yüzüne bakar, 2.el kıyafet alır her şeyini ama atıyorum resim yapma hobisi varsa gider bir kaleme 3 bin euro verir, bisiklete biniyordur 5 bin verir, illa ucuzunu alayım demez fonksiyonu varsa hayatında.
- bio / organik / çöp ayrıştırma / çevre konularına delirmiş bir şekilde sarmış durumdalar. Çöpünü ayrıştırmıyorsun diye yargılanabilirsin
- mektup yazmayı bu kadar seven 2.bir millet yoktur ki ben yine mektubu seven başka bir avrupa ülkesinde yetiştim, bunlar başka boyut. Mesela bir komşun vardır, zamanla muhabbetin de gelişmiştir vs, gürültü yaparsan ya da kendisinin bir talebi olursa sana bunu mektupla iletir. E konuşuyoruz, her gün birbirimizi görüyoruz, kapıyı çalıp 2dk söylesene, nooo!
- cooldurlar, duygularını çok yansıtmazlar, büyük reaksiyonlu hisler bunlara göre değil. Öyle olanları da anlamazlar açıkçası.
- çocuklarına erken yaşlardan itibaren yetişkin gibi davranırlar.
- her şeyin planını 2 sene öncesinden yaparlar ajskkele yani çok önceden yaparlar, anlık bir şeyler yapma insanı çoğu değildir.
- agresyon gizli ya da değil vardır bunlarda ayık olmak lazım. Ben senden daha deliyim hadi bakalım çekince geri adım atarlar ama.
- ispiyonculuğun çok geliştiği bir toplum, 10dan sonra sessizlik saati başlar her ses yasaktır, evler de eski olduğu için yürürken gıcır gıcır eder ya mesela, polisi anında ararlar yaşlısına denk geldiysen, gençleri daha iyi. Ama hep bir otoriteye bildirme vardır.
Evet, yavrum Deutschland ana haber bülteni bu kadardı
harika bir gözlem:)
*para konusunda kesinlikle öyleler, erkek arkadasim 9 aydir istanbulda bir magazaya girip corap almadi - öncesinde de buraya gelecegim masrafim olur diye kendini ekonomik moda almisti bir sene benimle buluşup tatil yapmak ve mutfak alisverisi ve veda partileri disinda kuruş harcamadan tamamini biriktirdi cimriligine cimridir ama teknolojik bir sey ya da matkap vs alinacaksa en kalitelisini alir, ucuza kacmaz. kiyafet almaz ama antartika disinda ayak basmadigi kita kalmamis. ama ben de oyle oldugum icin seviyorum bu yönünü. o da hep "benim sparfuchs aşkim" der
*istanbuldaki evimizde bile organik copleri ayiririz kompost yapariz, gecen mutlu mutlu beni cagirdi bahceye bir baktim ki gosterdigi aha şu;
bir kere yumurtayi el aliskanligi cope attigimi gördü cikardi çöpten komposta atti dinlesen saatlerce kompost ve bitkilerimiz hakkinda konuşur .
*9 ayda evimize almanyadan 5 mektup geldi, sevgiliyken biz de cok mektuplasirdik (ama ben de cok severim mektupları hatta mektuplarim kayboluyor diye postaneden kutu kiralamistim zamaninda)
*ben coolluguna berlin duvari derdim, neyse ki duvari kırabilince icinden tüm duygularini kolayca yansitabilen biri çıkıyor
*cocuk yetistirme stillerine bayiliyorum. coktan tembihledim "annem gibi ablam gibi korumaci olursam bana engel ol" diye, alsin cocugunu daga ciksin kamp yapsinlar:) her iki ulkede de cocuklarla calisiyor turk çocuklarına şok oldu - "duserken kafasini koruyarak dusmeyi bile bilmiyorlar hemen yuzleri carpiyor yere" diye. ben de dedim "hic dusmuyorlar ki, anneleri hep 'duşersin dikkat et, tirmanma, zıplama, dur yavaş' diyor engel oluyor, haliyle cocuk ne dusmeyi biliyor ne kalkmayi". ben mesela bisikletten bile dusmeden büyüdüm. tek bir yara izim yok. bu annem icin gurur meselesi ama cocuk icin cok üzücü
*sevgilim agustosta gidecek ama her sene 1 kere bulustugu yakin arkadaslari ekimde plan yapmis. onlarla bulusamayacagjm diye üzülüyor, "belki bilet alirim haftasonluguna giderim" diyor.
diyordum "yaz gruba agustosa alsinlar daha 7 ay var agustosa", "plan yaptilar değişemez" diyor. yani niye degismesin. rezarvasyon iptal edilir alt tarafi 5 kisilik bir masa. gelenlerin de en uzagina 2 saat mesafede sehir. ustelik yemegi içki falan maksimum 6 saate kalkiyorlar hani yatili bir gezi degil ki is yeri izin problemi olsun. anlamak cok zor
son iki kismina tanik olmadim insallah uzun yillar da olmam:)
ama cidden bayıldım tespitlere
harika bir gözlem:)
*para konusunda kesinlikle öyleler, erkek arkadasim 9 aydir istanbulda bir magazaya girip corap almadi - öncesinde de buraya gelecegim masrafim olur diye kendini ekonomik moda almisti bir sene benimle buluşup tatil yapmak ve mutfak alisverisi ve veda partileri disinda kuruş harcamadan tamamini biriktirdi cimriligine cimridir ama teknolojik bir sey ya da matkap vs alinacaksa en kalitelisini alir, ucuza kacmaz. kiyafet almaz ama antartika disinda ayak basmadigi kita kalmamis. ama ben de oyle oldugum icin seviyorum bu yönünü. o da hep "benim sparfuchs aşkim" der
*istanbuldaki evimizde bile organik copleri ayiririz kompost yapariz, gecen mutlu mutlu beni cagirdi bahceye bir baktim ki gosterdigi aha şu;
bir kere yumurtayi el aliskanligi cope attigimi gördü cikardi çöpten komposta atti dinlesen saatlerce kompost ve bitkilerimiz hakkinda konuşur .
*9 ayda evimize almanyadan 5 mektup geldi, sevgiliyken biz de cok mektuplasirdik (ama ben de cok severim mektupları hatta mektuplarim kayboluyor diye postaneden kutu kiralamistim zamaninda)
*ben coolluguna berlin duvari derdim, neyse ki duvari kırabilince icinden tüm duygularini kolayca yansitabilen biri çıkıyor
*cocuk yetistirme stillerine bayiliyorum. coktan tembihledim "annem gibi ablam gibi korumaci olursam bana engel ol" diye, alsin cocugunu daga ciksin kamp yapsinlar:) her iki ulkede de cocuklarla calisiyor turk çocuklarına şok oldu - "duserken kafasini koruyarak dusmeyi bile bilmiyorlar hemen yuzleri carpiyor yere" diye. ben de dedim "hic dusmuyorlar ki, anneleri hep 'duşersin dikkat et, tirmanma, zıplama, dur yavaş' diyor engel oluyor, haliyle cocuk ne dusmeyi biliyor ne kalkmayi". ben mesela bisikletten bile dusmeden büyüdüm. tek bir yara izim yok. bu annem icin gurur meselesi ama cocuk icin cok üzücü
*sevgilim agustosta gidecek ama her sene 1 kere bulustugu yakin arkadaslari ekimde plan yapmis. onlarla bulusamayacagjm diye üzülüyor, "belki bilet alirim haftasonluguna giderim" diyor.
diyordum "yaz gruba agustosa alsinlar daha 7 ay var agustosa", "plan yaptilar değişemez" diyor. yani niye degismesin. rezarvasyon iptal edilir alt tarafi 5 kisilik bir masa. gelenlerin de en uzagina 2 saat mesafede sehir. ustelik yemegi içki falan maksimum 6 saate kalkiyorlar hani yatili bir gezi degil ki is yeri izin problemi olsun. anlamak cok zor
son iki kismina tanik olmadim insallah uzun yillar da olmam:)
ama cidden bayıldım tespitlere
Sizi tebrik ediyorum %100000 HAS ALMAN koca bulmuşsunuz allah kolaylık versin ajkskslldldlldld
Sizin tespitler de nokta atışı, özellikle tr’de çocuk yetiştirmeyi ben de biraz garip buluyorum, ve aynen dediğiniz gibi bisiklete düşmeden binmeyi öğrenmek bile övünç kaynağı, çok korkak yetiştiriliyoruz biz, kaç tane kız arkadaşım doğurduktan 3-5 gün sonra bi beze sarıp o almanya soğuğunda park bahçe çıkarıyorlardı bebeklerini, ya da adamlar 5 yaşında çocuğu bisiklet tepesine koyuyor, kaskını da takıyor, çocuk bildiğin trafiğin olduğu ana yollardan falan bile gidiyor. Türkiyeli anneler felç geçirir onların rahatlığını görse..
Sevgiliniz Berlinli mi? Berlin, Almanya’nın genelinden biraz daha farklıdır.
liebe deutsche mark und tod diye bir belgesel var, Almanya’yla ilgilenenlere ve izlemediyseniz size tavsiye ederim, daha iyi anlamak için.
Sizi tebrik ediyorum %100000 HAS ALMAN koca bulmuşsunuz allah kolaylık versin ajkskslldldlldld
Sizin tespitler de nokta atışı, özellikle tr’de çocuk yetiştirmeyi ben de biraz garip buluyorum, ve aynen dediğiniz gibi bisiklete düşmeden binmeyi öğrenmek bile övünç kaynağı, çok korkak yetiştiriliyoruz biz, kaç tane kız arkadaşım doğurduktan 3-5 gün sonra bi beze sarıp o almanya soğuğunda park bahçe çıkarıyorlardı bebeklerini, ya da adamlar 5 yaşında çocuğu bisiklet tepesine koyuyor, kaskını da takıyor, çocuk bildiğin trafiğin olduğu ana yollardan falan bile gidiyor. Türkiyeli anneler felç geçirir onların rahatlığını görse..
Sevgiliniz Berlinli mi? Berlin, Almanya’nın genelinden biraz daha farklıdır.
liebe deutsche mark und tod diye bir belgesel var, Almanya’yla ilgilenenlere ve izlemediyseniz size tavsiye ederim, daha iyi anlamak için.
yok berlinde degil - komşusu eyaletten , eski duvarin dogu tarafinda kalan küçük bir sehrinin 100 kisilik bir köyünden . göçmeni olmayan bir yer öyle ki koca sehirde donerci bile yok hatta trafik ışığı bile yok
oyle bir yerden geldi simdi istanbul trafiginde hayatta kalmaya çalışıyor
belgeseli biliyorum hatta yonetmeniyle tanistim:) cumartesi sinematekte 'alman filmleri turkiyede' programindaydi