- 8 Mart 2019
- 7.529
- 36.693
- 548
- 39
Çocukların hayatı Edirne sınır kapısından çıktığınız anda garanti zaten. Ben bahsettiğim ülkelere sürekli gidiyorum ,ayda birkaç defa, hiç pahalı görmedim ne yalan söyleyeyim. Buradaki evini 3 milyona satıp giden komşularım bahçe içinde müstakil havuzlu ev aldılar. Hiç biri apartmanda yaşamıyor. Orada zaten apartmanda yaşayacağım derseniz pahalılık var. Diğer kırsal bölgeler sebze meyve ve diğer gıdalar için çok ucuz. Bulgaristandaki arkadaşlarım küçücük çocuklarını okula verip sınırlı saatlerde çalışabiliyor. Türkiyede bunu hiçbir işveren kabul etmez. Avrupanın her ülkesinde bu imkan mevcut. Asgari ücret alan kesim çok çok az. Çalışan nüfusun büyük çoğunluğunun maaşı düzgün yaşamaya yetebiliyor. Hizmet sektöründe çok büyük eksiklik ve açık olduğundan dolayı restoran,cafe,bar tarzı yer açmak çok kolay ve çok kazançlı. O zaman zaten sosyal devlete ihtiyacınız kalmıyor,çocuğunuzu istediğiniz yerde okutabiliyorsunuz.Bahsettiğin ülkelerde çok pahalı maalesef, hepsinde yasayan arkadaşlarım var ve Türkiye gibi fiyatlar korkunç. Almanya en azından sosyal devlet, çocuğun geleceği daha garanti olur. Işsiz kalsa devlet yardımı alır, okullar parasız ve aylık 250 Euro çocuk yardımı sabit.
Sağlıkçılar hemşire yardımcısı olarak daha düşük seviye Almanca ile çalışabiliyor galiba, entegrasyon kurslarına katılıp aynı anda dili geliştirebilirler...B2 seviyesi hemşirelik için yeterli.Ayrıca kurslara giderken devlet yardımı alma imkanları olabilir, küçük şehirlerde çok uyguna kira bulabilirler. Berlin, Münih, Stuttgart gibi şehirlerde yaşayacağım derlerse barınma tabi ki pahalı.
Allah yollarını açık etsin inşallah.
Yani insanların neden ille büyük ülkeler için ısrarcı olduğunu anlayamıyorum. İlle Fransa Almanya İngiltere olmasın imkan yok ise. Dil bilmeden zaten buralarda yaşanmaz iş de bulunmaz. Ben tüm Avrupayı gezdim inanın en güzel ülkesi Sırbistan ile Bulgaristandı. Büyük şehirlerin göbeği hariç apartmanda yaşayan yok. Halkın çoğunluğu tarımla hayvancılıkla ilgileniyordu. Ben Türkiyede büyük şehirde sürüneceğime oralara yerleşmeyi tercih ederim şahsen. Kendi mesleğim işe yaramıyor ama buradaki varımı yoğumu sattığımda restoran bile açabiliyorum iyice araştırdım. Gidip Münihte dünyanın parasını kiraya verip işçilik yapacağıma bu yol daha mantıklı geliyor bana.
Allah herkesin gönlüne göre versin yine de. Becerebilen gitsin,gönlünce yaşasın. Ama her ülkenin zorluğu var,1950lerde değiliz,hele büyük ülkelerin de Türkiyeden farklı şartlar sunmadığını bilerek gitsinler.
Siz sağlıkçısınız, dil şartınız var. Birçok meslekte dil şartını kaldırıyorlar ama dil ve eğitim bunlardan değil. Hemşirelerde b2 Almanca istiyorlar. Şimdi Almanca çalışmaya başlasanız 1 yıla hazır olur gidersiniz. Deli gibi hemşire alıyorlar, çalışma şartları biraz ağır ama bence değer. Bir sürü instagram hesabı ve bir sürü YouTube videosu var. Oralara bakın derim. Aracı şirket ile de gidebilirsiniz kendiniz de uğraşabilirsiniz. Kendiniz uğraşırsanız süreciniz biraz daha uzar ama (genelde yanlış ya da eksik belge yollanıyor ve iş uzuyor).Merhabalar hanımlar...
Şu saatte artık bunalmış halde kiralık ev ilânlarına bakarken, eşimin sürekli söylediği "Almanya' ya bir yerleşebilsek" sözü geldi aklıma.
Eşim öğretmen, ben sağlıkçıyım. %300 zam talep eden ev sahibi tarafından şu an evden çıkarılıyoruz. Lütfen şimdi "emsal ne kadar, siz ne kadar veriyorsunuz" soruları gelmesin. Çünkü konum o değil.
Eşimin maaşının yarısından çok daha fazlasını gözden çıkardığımız halde düzgün bir ev yok... Kızım 1.5 yaşında, "çıkarayım bi bahçede hava aldırayım, oynatayım" denilecek bi bahçe, bir toprak parçası ne şu an oturduğumuz evde ne de tutabileceğimiz evlerde yok... Direkt sokağa, araba yoluna iniyoruz.
Karı koca 6 sene dişimizi tırnağımıza taktık, çalıştık. Kendimizi toparlamadan bebek yapmayalım dedik. E baktık yaş geçiyor, az buçuk da topladık derken bebeğimiz oldu. Bi maddi darbe de ordan yedik yine dibe vurduk...
Her neyse biraz içimi dökesim varmış, yazmadan edemedim hanımlar.. Gerçekten bunaldim
Gelgelelim asıl konuya. Eşimin Almanya'ya yerleşme hayali var ama ben zaten gidemeyiz, almazlar diye çok kulak asmadım bugüne kadar. Kpss çalışıyorum hatta. Dil de yok bizde. Nedir ne değildir hanımlar bilen varsa aydınlatabilir mı biraz beni? Yani ihtimal var mı? Yerleşebilir miyiz? 2024 mart ayı gibi işçi alımı olacakmış. Dil şartı yok diyor...
Şimdiden teşekkür ederim
Bi gitme ihtimalimiz var mı onu bilelim de heralde öğreniriz değil mı bazlama surat?dil şartının varlığından ayrı olarak madem dil bilmiyorsunuz, o halde neden öğrenmeye çalışmıyorsunuz?
Sağlıkçı olan benim. Bölümümü deşifre olmamak adına yazmadımEşiniz hemşire, att gibi bir mesleğe sahipse dil bilmesi şart. Şu an sağlık çalışanlarını Almanya havada kapıyor, Instagrama Almanya hemşirelik falan yazsanız onlarca sayfa çıkacak. Hepsi denklik sürecini vs gayet güzel anlatmış.
Işçi olmak için Almanya'ya gitmem şahsen, çünkü Almanya hala iyi olmasına rağmen eski Almanya değil. Kardeşim bu sene Almanya'ya yetleşti, alım gücü yüksek ama aşırı bir bolluk yok diyor yine de imkanı olanda gitsinmis
aslında mesele sadece bolluk bereket cok para kazanayim degil bence, gitmek isteme sebeplerinden sadece biri bu.Eşiniz hemşire, att gibi bir mesleğe sahipse dil bilmesi şart. Şu an sağlık çalışanlarını Almanya havada kapıyor, Instagrama Almanya hemşirelik falan yazsanız onlarca sayfa çıkacak. Hepsi denklik sürecini vs gayet güzel anlatmış.
Işçi olmak için Almanya'ya gitmem şahsen, çünkü Almanya hala iyi olmasına rağmen eski Almanya değil. Kardeşim bu sene Almanya'ya yetleşti, alım gücü yüksek ama aşırı bir bolluk yok diyor yine de imkanı olanda gitsinmis
Bi gitme ihtimalimiz var mı onu bilelim de heralde öğreniriz değil mı bazlama surat?
Almanya’da çocuk varsa gizli ırkçılığa karşı çok gözü açık olmalı. İlkokul bitiminde öğretmenler genel değerlendirme yapıp hangi tipte liseye gideceğine karar veriyorlar. Doktor mühendis olacaklar gymnasium’a, daha düşük seviye çıraklık okuyacaklar realschule’ye, en düşük seviyedekiler de hauptschule’ye giderler. Dayımlar Almanya’da yaşıyor, bu konuya hiç müdahil olmadıklarından çocuk hauptschule bitirdi. Türkiye’de olsa iyi kötü üniversite mezunu olurdu. Ayrıca daha küçük yaşlarda (sanırım anaokulu) dil bilmeyen çocukları engelli çocukların sınıfına koyma durumu olabiliyormuş. Aile itiraz ederse normal sınıfa alma durumu da varmış. Ama yol yordam bilmeyen ya da dile çok hakim olmayan, yeterince ilgilenemeyen aile olunca o şekilde devam edip gidiyormuş. Bunlar birebir yaşadığım değil, duyduğum deneyimler olduğu için kesin konuşmuyorum. Ama olur da giden olursa ya da giden biri okursa okul konusunda hep eli çocuğun üzerinde olsun, bir şey olmaz demesin diye yazıyorum. Bu devirde ırkçılık evini yakarak değil, başka şekillerde oluyor.Bahsettiğin ülkelerde çok pahalı maalesef, hepsinde yasayan arkadaşlarım var ve Türkiye gibi fiyatlar korkunç. Almanya en azından sosyal devlet, çocuğun geleceği daha garanti olur. Işsiz kalsa devlet yardımı alır, okullar parasız ve aylık 250 Euro çocuk yardımı sabit.
Sağlıkçılar hemşire yardımcısı olarak daha düşük seviye Almanca ile çalışabiliyor galiba, entegrasyon kurslarına katılıp aynı anda dili geliştirebilirler...B2 seviyesi hemşirelik için yeterli.Ayrıca kurslara giderken devlet yardımı alma imkanları olabilir, küçük şehirlerde çok uyguna kira bulabilirler. Berlin, Münih, Stuttgart gibi şehirlerde yaşayacağım derlerse barınma tabi ki pahalı.
O işler çok çaba istiyor. Mesleki denkliğinizin olması lazım. Bunun için önce belgelerinizi Almanca’ya yeminli tercümanla çevirtip sonra Almanya’da o işle ilgilenen birime postalamanız gerekiyor. Sonrasındaki süreç değişiyor. 1 ayda cvp alan da var 5-6 ayda da. Benim eşim elektrik ustası. Denkliğini o şekilde aldı. Meslekleklerinizi yapmayacak olursanız orada ki eşiniz ve sizin için o sektörlerde dil şart vasıfsız işçi sıfatıyla işçi alımına başvurulabilirsiniz ama vasıfsız işçi alımı olacak mı o net değil. Vasıfsızdsn kastım fabrika işçisi.Merhabalar hanımlar...
Şu saatte artık bunalmış halde kiralık ev ilânlarına bakarken, eşimin sürekli söylediği "Almanya' ya bir yerleşebilsek" sözü geldi aklıma.
Eşim öğretmen, ben sağlıkçıyım. %300 zam talep eden ev sahibi tarafından şu an evden çıkarılıyoruz. Lütfen şimdi "emsal ne kadar, siz ne kadar veriyorsunuz" soruları gelmesin. Çünkü konum o değil.
Eşimin maaşının yarısından çok daha fazlasını gözden çıkardığımız halde düzgün bir ev yok... Kızım 1.5 yaşında, "çıkarayım bi bahçede hava aldırayım, oynatayım" denilecek bi bahçe, bir toprak parçası ne şu an oturduğumuz evde ne de tutabileceğimiz evlerde yok... Direkt sokağa, araba yoluna iniyoruz.
Karı koca 6 sene dişimizi tırnağımıza taktık, çalıştık. Kendimizi toparlamadan bebek yapmayalım dedik. E baktık yaş geçiyor, az buçuk da topladık derken bebeğimiz oldu. Bi maddi darbe de ordan yedik yine dibe vurduk...
Her neyse biraz içimi dökesim varmış, yazmadan edemedim hanımlar.. Gerçekten bunaldim
Gelgelelim asıl konuya. Eşimin Almanya'ya yerleşme hayali var ama ben zaten gidemeyiz, almazlar diye çok kulak asmadım bugüne kadar. Kpss çalışıyorum hatta. Dil de yok bizde. Nedir ne değildir hanımlar bilen varsa aydınlatabilir mı biraz beni? Yani ihtimal var mı? Yerleşebilir miyiz? 2024 mart ayı gibi işçi alımı olacakmış. Dil şartı yok diyor...
Şimdiden teşekkür ederim
Benim de teyzem Almanya’da ama sağolsun hiç öyle demiyor aksine gelin kızım kurtarın kendinizi diyorSağlıkçı olan benim. Bölümümü deşifre olmamak adına yazmadımTeyzem var almanyada ama "Almanya acı vatan, gelmeyin" kafasında hep o da kardeşinizle aynı şeyi söylüyor
Bana göre daha insani şartlarda yasamak, çocuğuna daha kaliteli eğitim aldırmak için bile gidilir. Sadece maddi olarak bakmıyorum konuya ama son dönemde orada da işlerin çok kolay olmadığını belirtmek istedim. Kardeşim, kuzenlerim hepsi hala Türkiye de yaşamaktan daha iyi diyor.aslında mesele sadece bolluk bereket cok para kazanayim degil bence, gitmek isteme sebeplerinden sadece biri bu.
Kuzenimin çocuklari Almanya'da doğdu ve eşi sırf gymnasiuma gitsinler diye deli gibi ilgilendi, koşturdu. Kaldı ki kuzenim yüksek bilgisayar mühendisi ve Almanya'dan mezun ve eside üni mezunu oldukça eğitimli insanlar. Ona rağmen arkasını kollamak gerekiyormuş.Almanya’da çocuk varsa gizli ırkçılığa karşı çok gözü açık olmalı. İlkokul bitiminde öğretmenler genel değerlendirme yapıp hangi tipte liseye gideceğine karar veriyorlar. Doktor mühendis olacaklar gymnasium’a, daha düşük seviye çıraklık okuyacaklar realschule’ye, en düşük seviyedekiler de hauptschule’ye giderler. Dayımlar Almanya’da yaşıyor, bu konuya hiç müdahil olmadıklarından çocuk hauptschule bitirdi. Türkiye’de olsa iyi kötü üniversite mezunu olurdu. Ayrıca daha küçük yaşlarda (sanırım anaokulu) dil bilmeyen çocukları engelli çocukların sınıfına koyma durumu olabiliyormuş. Aile itiraz ederse normal sınıfa alma durumu da varmış. Ama yol yordam bilmeyen ya da dile çok hakim olmayan, yeterince ilgilenemeyen aile olunca o şekilde devam edip gidiyormuş. Bunlar birebir yaşadığım değil, duyduğum deneyimler olduğu için kesin konuşmuyorum. Ama olur da giden olursa ya da giden biri okursa okul konusunda hep eli çocuğun üzerinde olsun, bir şey olmaz demesin diye yazıyorum. Bu devirde ırkçılık evini yakarak değil, başka şekillerde oluyor.
babam annem dedelerim dedahil akrabalarimin %80 yurt disinda calismis, bir cogu hala orada evet artik sartlarin eskisi gibi olmadigini bazi konularda eskisi kadar esnek davranmadiklarini vs soyluyorlar ama dediginiz gibi yinede her türlü sartlar daha iyi bir cok konudaBana göre daha insani şartlarda yasamak, çocuğuna daha kaliteli eğitim aldırmak için bile gidilir. Sadece maddi olarak bakmıyorum konuya ama son dönemde orada da işlerin çok kolay olmadığını belirtmek istedim. Kardeşim, kuzenlerim hepsi hala Türkiye de yaşamaktan daha iyi diyor.
kusura bakmayin göremedim diger mesajinizi hangi ulkeden bahsesiyorsunuz acaba?Çocukların hayatı Edirne sınır kapısından çıktığınız anda garanti zaten. Ben bahsettiğim ülkelere sürekli gidiyorum ,ayda birkaç defa, hiç pahalı görmedim ne yalan söyleyeyim. Buradaki evini 3 milyona satıp giden komşularım bahçe içinde müstakil havuzlu ev aldılar. Hiç biri apartmanda yaşamıyor. Orada zaten apartmanda yaşayacağım derseniz pahalılık var. Diğer kırsal bölgeler sebze meyve ve diğer gıdalar için çok ucuz. Bulgaristandaki arkadaşlarım küçücük çocuklarını okula verip sınırlı saatlerde çalışabiliyor. Türkiyede bunu hiçbir işveren kabul etmez. Avrupanın her ülkesinde bu imkan mevcut. Asgari ücret alan kesim çok çok az. Çalışan nüfusun büyük çoğunluğunun maaşı düzgün yaşamaya yetebiliyor. Hizmet sektöründe çok büyük eksiklik ve açık olduğundan dolayı restoran,cafe,bar tarzı yer açmak çok kolay ve çok kazançlı. O zaman zaten sosyal devlete ihtiyacınız kalmıyor,çocuğunuzu istediğiniz yerde okutabiliyorsunuz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?