- 8 Ekim 2022
- 788
- 2.014
- 33
- Konu Sahibi sensational
- #41
Merhaba, oncelikle forum sayfasını uzun zamandır takip ediyorum ancak yaziniza yanıt verebilmek için üye oldum diyebilirim. Çünkü yazinizi okurken benim takıldığım şeye çoğunluğun katılmadığını fark edince naçizane kendi bakış acımı da iletmek istedim. Tüm yönlerden tabii ki kendiniz sonra düşünebilirsiniz. 2 seneyi aşkın belki yeni evli sayılabilecek biri olarak, neyim ben hizmetçi mi* sorunuzun ben öncelikle doğru olmadığını düşündüm. Suçlayıcı sorular suçlayıcı cevapları doğuruyor bence ve evliliğin ilk zamanları kurulan iletişim şekli sonraki evlilik surecimizdeki çözüm şeklimizi de aslında belirliyor benim görüşüme göre. Bu nedenle hayatım gelip bana yardımcı olabilir misin* ya da hayatım gelip şu işe yardımcı olabilir misin bak stres oldum* gibi cümlelerle hem o belli ki düşünmüyorken duygunuzu dile getirebilir hem de işi spesifiklestirip ona devredebilirsiniz. Ben kendi adıma bana hatam da olsa aniden laf sokma tarzıyla yaklaşıldıği zaman tatlı davranmam. Belki de konuya bu açıdan bakmak ve iletişim şeklini sizin de bu şekle çevirmeniz size yardımcı olabilir diye düşünerek düşüncelerimi paylaşmak istedim. Şu anda amacım da yine sizi bu sefer eleştirmek değildi, ben sizi gayet iyi anlıyorum. Umarım kendimi doğru ifade edebilmisimdir. Bu sorunları çözmenizi ve mutlu olmanızı dilerim.İyi akşamlar diliyorum hepinize. Gerçekten yine işin içinden çıkamadığım, kimin haklı kimin haksız olduğunu çözemediğim bir durumun içindeyim.
Daha yeni evliyim. Eşimle haftanın beş günü aramız iyiyse kalan iki günde tartışıyoruz. Evlenmeden önce uzun yıllar beraberdik, hiç böyle sık tartışmıyorduk. Ayda yılda bir küçük mevzulardan tartışıp geri barışırdık gün içinde. Neyse, en son bugün ben ev işi yapıyordum, yorulmuştum. Zaten misafir de gelecekti ve stresliydim. Ve daha yeni evliyim ev düzenine, evimde misafir ağırlamaya daha alışamadım. İşler yetişmeyecek diye gerildim, eşim ise koltukta telefonuyla uğraşıyordu. Bende eşime dönüp "neyim ben burada hizmetçi miyim" diye yükseldim. Eşim de "evet" dedi. O an deliye döndüm. Neyse peki öyle olsun dedim işime devam ettim ama sinirden gözlerim dolmuştu. Daha sonra eşim gönlümü almaya çalıştı, şaklabanlıklar yaptı ama ben bir özür bile dilememiş olmasına takıldım, surat astım ve eşim arada bir şeyler sorunca kısa kısa cevaplar verdim. Neyse misafirler gelip gitti. Sonra stresim de geçmişti haliyle, eşimle az buçuk konuşmaya başladım, bu kez o bana saçma sapan suratlar yapmaya başladı. Yok zaten gün içinde bana azıcık da olsa yardım etmiş (gerçekten bir tık etti), yok işte zaten yardım edecekmiş ama o an daha erkenmiş yoksa yaptığımız ikramlıklar misafir gelene kadar soğurmuş falan filan dedi. Bir de benim sürekli negatif ve suratsız olduğumdan bahsetti. Şok oldum.
Şöyle bir huyu var, kızdığı zaman ağzından çıkanları kulağı duymuyor, daha sonra ise özür dilemez fakat pişman olup gelip gönlümü almaya, şakalar yapmaya çalışır. Yapı olarak öyle sadece bana karşı değil. Ben ise o an hala kırgın oluyorum ona karşı, ve gülmek/onunla konuşmak içinden gelmiyor. Bir diğer ikincisi de; idrak edemiyorum yani bana kötü sözler sarf ederken benim hiçbir şey olmamış gibi ona gülümsememi bekliyor herhalde. Surat asmam çok doğal değil mi? Ağzından çıkanlara dikkat et diye kaç kez uyardım. Aynı zamanda bizi çok yakından tanıyan, ev halimizi sık sık gören birine konuyu anlattım. "Çok fazlaca abartıyor her zaman suratsız değilsin tabiki, ki insanlık hali bazen insanın modu düşebilir. ara sıra buna ne oluyor saçma sapan konuları büyütüp abartıyor böyle" dedi. Ki gerçekten düşünüyorum da eşim sabah işe gidince erkenden kalkıp onunla ilgileniyorum, akşam güler yüzle kapıyı açıyorum. Güzel yemekler yapmaya çalışıyorum, sohbet etmeye çalışıyorum. Sadece bana böyle saçma davrandığında haliyle modum düşüyor. Şu an hala konuşmuyoruz. Ne zaman böyle olsa uzamasın diye ilk adımı atarım fakat artık buna alıştı sanırım ve benden bekliyor. Artık bende yoruldum.