Anne değilim, o yüzden bebeğin ana rahmine düştüğü anda insana mucizevi bir şekilde mantıken çocuk sahibi olmayı doğru bulmasa, istemese veya hiç hazır olmasa dahi bir annelik duygusu, iç güdüsü ve sevgisi getirip getirmediğini bilemeyeceğim. Ama kadınlar özellikle belli bir yaşa geldikten sonra, özellikle de toplum, aile, çevre baskısı veya eşinin baskısı ile bir şekilde anne olmak istiyorlar, daha doğrusu kendilerini anne olmak ZORUNDA hissediyorlar. Bakıyorlar ki yaşıtlarının çocukları kocaman olmuş, e evliliğimizde problem de yok, maddi kaygı da yok, eşim de aileler de istiyor, o zaman olsun bari deniliyor. Yani ruhen, kalben ve manen KENDİNİ dinleyerek kendi anne olma kararını almak yerine MANTIKEN hayat akışı içinde olması gereken şeyi yaparak hamile kalıyor ve anne olunuyor...Kimi anneler çocuk olunca onu büyütme gailesiyle bu duygularını ömür boyu bastırırken, kimileri de gerçekten sevmeye, ona dokunmaya, yaklaşmaya başlıyorlar, alışıyorlar...Kimileri ise çocuğun kritik döneminde ona yeterli tensel temas, şefkatli dokunuş, se vgi veremeidkleri için her ne kadar maddi anlamda çocuklarını eksik bırakmayan, iyi yetiştiren annele olsalar da ilerde hep anne-çocuk ilişkilerinin temelinde bir eksiklik kalıyor..
Sizin ilerde hangi grubun içerisinde yer alacağınızı hiçbirimiz bilemeyiz. Ancak şu da bir gerçek ki, eğer çevrenizden gelen yukarıda saydığım baskılar yoksa, ki olmadığını söylemişsiniz, o zaman çocuk sahibi olmak için kendinizi zorlamanız yersiz. Madem sevgilinizle çok açık ve dürüst br ilişkiniz var, ilerde onun fikirleri de değişirse sizin fikirlerinize saygı duymayı bilmeli...Sırf eşimi babalık duygusundan mahrum etmek istemiyorum mantığıyla bir çocuğu dünyaya getirmeyin, getirmemelisiniz de bence. Eğer getirirseniz ona karşı almak zorunda olduğunuz bütün sorumlulukların içinde en büyüğünün ona kritik gelişim dönemimde ihtiyaç duyduğu sevgiyi, teması vermek olduğunu unutmayın...