- Konu Sahibi amethist34
- #101
Allah sizi inandırsın dün bu konuyu okuduğumda çok duygulandım, çok şükür annem ve babam hayatta, Allah da yokluklarını göstermesin yani geç göstersin. Neyse, bu konuyu okudum ve aslında hayatta bomboş şeyler için üzüldüğümüzü, boşu boşuna enerjimizi tüketip kendimize yazık ettiğimizi tekrar aklıma getirdim. Hakikaten de ölüm diye bir gerçek varken neden güzel canımı başka şeyler için sıkayım ki? dedim kendi kendime. Bir süredir sorun yaşadığım ama bir türlü kopamadığım, öte yandan sevdiğim, kaybetmek istemediğim bir arkadaşım (!) vardı. Ama dedim ya bir süredir sorun yaşar olmuştuk onunla. Sevgili falan değil, dostumdu bir zamanlar. İstem dışı olarak birbirimizi üzüp duruyorduk. Dün de gündüz vakti ufak bir tartışma yaşamıştık. Ben onun kalbini hiçbir zaman kırmadım ama o beni içten içe çok kırıyordu aslında. Arkadaşlığımız hatırına katlanıyordum ben bazı şeylere. Neyse dünden beri mesajlarıma cevap yazmaz olmuştu. İnanın ki bu konuyu okudum, gece uyudum, sabah uyandığımda aramız daha da kötü olmasın diye ona mesaj attım. Ama o cevap vermeye bile tenezzül etmedi. Bunun üzerine "ben niçin buna katlanıyorum ki?" dedim ve onunla olan, zaten azalarak elde avuçta kalmamış olan "arkadaşlığımızı" bitirdim. Beni üzmeye hakkı olmadığını, çok bencil davrandığını ve artık buna sabrımın kalmadığını, 3 günlük dünyada onun beni üzmesine izin vermeyeceğimi söyleyip yolun açık olsun dedim. Evet, bir insanı göz göre göre kaybetmek üzücü ama bazen bunu ısrarla kendileri istiyorlar. Bu hayatta ölüm varken neden birbirimizi ısrarla üzmeye çalışıyoruz? O yüzden dünyada ölümden başkası yalan dedim ve hadi güle güle dedim. Çok kısacık ömrümüzü de bizi kıran, üzen insanlarla heba ediyoruz bazen. Dertleşmek için açmış olduğunuz bu konu aslında çok çok anlamlı o yüzden ben size teşekkür etmek istiyorum. Bize aslında neyin gerçekten "gerçek", neyin aslında "yalan ve gereksiz" olduğunu gösteriyor.