Arkadaşım eşimden mi etkilendi ?

Kutsal Tiramisu .!.:

Sen doğru olanı yapmışsın boşver. Ahaha evet övdün kahretsin ben de bu özellik bi tek ben de var sanıyorum aslan burcu olduğum için

Genişletmek için tıkla...

Kova burcuyum canımmm memnun oldum DDD aşırı kendini beğenir kova burçları kendimi öpüyom bazen

gucci .!.:

Kova burcuyum canımmm memnun oldum DDD aşırı kendini beğenir kova burçları kendimi öpüyom bazen

Genişletmek için tıkla...

Ahahha ben de canım memnun oldum. Canım kendim kalp ben

biz kadınların böyle konularda gerçekten sezgilerinin kuvvetli olduğuna inanıyorum, bir araya getirmeyin ilişkinizi kesmeye gerek yok ama eşinizle görüştürmeyin, bu hisler boşa çıkmaz bence

Afedersiniz de bazı kadınlar tipe mi bakıyor yani ? Biliyoruz neye baktıklarını.

Bir daha da hiçbir arkadaşınızı evinize çağırmayın, davet edecekseniz eşiniz yokken gelsin ve gitsin veya dışarıda görüşün.

Kutsal Tiramisu .!.:

Ahahha ben de canım memnun oldum. Canım kendim kalp ben

Genişletmek için tıkla...

aslan kadınlarını bilirim yakın arkadaşım kankam aslan burcu çekicilikte zirvedir güzel bir kadın değil ama bakışlarıyla adamları hipnotize eder ve erkekler peşinde kuyruk desem abartmış olmam yane kankamı da öpüyom

gucci .!.:

aslan kadınlarını bilirim yakın arkadaşım kankam aslan burcu çekicilikte zirvedir güzel bir kadın değil ama bakışlarıyla adamları hipnotize eder ve erkekler peşinde kuyruk desem abartmış olmam yane kankamı da öpüyom

Genişletmek için tıkla...

Kocamı da öyle hipnotize ettim herhaldee o zaman ben ahahah neyse konu dışına çıkmaktan ban yemeyelim de

Kutsal Tiramisu .!.:

Kocamı da öyle hipnotize ettim herhaldee o zaman ben ahahah neyse konu dışına çıkmaktan ban yemeyelim de

Genişletmek için tıkla...

o zaman sen bizim tibet kızları konumuza gel : )

dikkatli olun derim ben, yani öyle kıskanç bir kadın değilseniz durduk yere böyle bir şüphe içinize düşmez.

Annemlerin orası küçük bir yer, bir kadın vardı en yakın arkadaşının kocasıyla berabermiş. Ama nasıl yakın arkadaşlar gece gündüz beraberler yedikleri içtikleri ayrı gitmez. Kadınla kocası boşandı ( kocası boşanmak istedi) aynı gün arkadaşıyla kocası kaçtı. şimdi evlendiler çocukları bile oldu.

eğer içinizde şüphe varsa dikkat edin derim ben mesela hislerime çok güvenirim yanılmam böyle biriyseniz uzak durun o kızdan...

Akasya .!.:

Üniversiteye giderken bana yapıldı böyle tavırlar. Erkek arkadaşından zerre hoşlanmadığım halde kız öyle sandı ve ben bunu kızın davranışlarından anladım. Uzaklaştım onlardan. 1 sene sonra geldi özür diledi. Kız da sizin böyle düşüncelere girdiğinizi anladığı için normalde davranmadığı gibi davranmaya başlamış olabilir.

Genişletmek için tıkla...

Kesinlikle katılıyorum. Ben de olsam kızın yerinde gerilirdim.

belki o da sizin kocanızdan hoşlandığını düşündüğünüzü anladı ve sizden kendini sakınmak için kaçıyor.

benim böyle evli bi arkadaşım var daha sevgili olmadan bana fotosunu göstermişti eski sevgilisi çok çektirdiği için ay ne yakışıklı çocuk sevdim sempatik duruyor onu boşver bunla çık bence demiştim. sonrasında da kendi sevgilimle birlikte onun sevgilisi vs takılmıştık ben de tekli de takılmıştım. ne var ki ben sevgilimden ayrıldığımdan beri kocasının olduğu hiçbir yere beni özellikle çağırmadığını fark ettiğimden beri arkadaşımı sildim hayatımdan.

hani tamam biz de öyle yavşak kadınlardan şikayetçiyiz ama sizin kendi içinizdeki kadın kıskançlığından dolayı kadını da olmadık birşeyle itham etmeyin. muhtemelen kadın sizden güzel olduğu için elinizde somut bişi olmasa da kıskanıyorsunuz durduk yere hani kocanıza sulandığı tek bir şey bulamadım ben yazdıklarınızda.

nefernefertiti .!.:

Hanımlar herkese merhaba öncelikle.
Benim bu arkadaş konularında yüzüm hiç gülmeyecek mi acaba ? Hemen konuya geçiş yapmak istiyorum.

Çok çok eski bi arkadaşımla düğünüme gelmesiyle tekrar görüşmeye başladım. Gayet iyi,sevdiğim,anlaştığım bi insandı normalde kendisi. Fakat son zamanlarda farkettiğim yada öyle olduğunu sandığım bişey var. Sizden bu konuda yardım istiyorum.

Bu arkadaşım galiba eşimden etkileniyor.

Böyle düşünüyorum düşünmesine ama kanıtlayamadığım için kimsenin hakkına girmek istemiyorum.
Hemen olayı anlatıyorum. Bi gece bu arkadaşımı ve eşimin arkadaşını tanıştırmak için yemeğe çağırdık. Herşey güzel. Benim küçük çocuğum var bu kızın kucağında o sıra. Eşim almak istedi çocuğu arkadaşım uzattı bende o sıra yemekle uğraşıyorum. Arkamı döndüğümde bi bakışını farkettim ama anlatamayacağım tuhaflıkta “hayran hayran “ bi bakış. Benim ona baktığımı görünce kafasını çevirdi. Aynı şekilde bi kere daha bakışını yakaladım ama anlamlandıramadığım için üstünde durmadım.

Daha sonra(bence olayın en önemli yeri) kalabalık bi arkadaş ortamında tekrar görüştük. Kızlar dışarda sigara içerken bi olaydan konuşuyoruz konu evli erkeklere asılan insanlar. Kızlardan biri “evine girene çıkana bile dikkat edeceksin. Ortam o kadar bozuldu ki yüzüne gülüp arkandan iş çeviren çok.”tarzı bi konuşma yaptı. Bu arkadaşım hiç yorum yapmadı.(normalde yapar) Bilerek suratına odaklandım burda. Bana baktı gözlerini kaçırdı ve içeri girdi. Bütün gün boyunca ne konuştu ne samimi arkadaşmışız gibi davrandı modu düştü bi tuhaf oldu. Eşim beni almaya geldi diğerlerini tanımaz bi bu kızı tanıyor herkese selam verdi ve evet benim bu arkadaşım eşime sanki onlardan biriymiş yeni tanışıyormuş gibi davrandı. Ama normalde yine böyle değildir. Daha sonra bilerek buna benzer konular açtım yok kız yorum yapmıyo gözlerini kaçırıyor sadece.

Daha sonra düşündüğümde başka detaylarda çıktı ama onları şimdi anlatıp konuyu uzatmak istemedim.

Kıskanç bi kadın değilim. Çevremden herhangi bi arkadaşımdan durduk yere şüphe etcek bi insan hiç değilim. İçten içten bişeylerden eminim ama bi tarafım hak yemekten çok korkuyo. Belki çoğunuza abartı gelecek ama beni aşırı rahatsız eden bi his var üzerimde. Düşüncelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Abartıyor muyum ? Abartmıyorsam ne yapmalıyım ? Hepinize teşekkür ederim

Genişletmek için tıkla...

Kadinlar bazen hisseder ama günahına girmek de olmaz biraz mesafe koyun derim yine de belki niyeti kötü değildir ama eşinize guveniyorsaniz bence zaten sorun yok. Eger esinize samimi davraniyorsa kizi degil esimi gozden gecirirm ben olsam, cunku bu fırsatı bazen karsi cins verebiliyor bayana yada erkeğe

Esinle kizi asla ayni ortama sokmamaya calisacaksin.

Aralarinda birseyler varsa(bence yoktur ins) o zaman ayni ortama giremedikleri icin baska aciklar vereceklerdir.
Mesajlasma vs gibi

gelecekvizyon .!.:

Bir daha da hiçbir arkadaşınızı evinize çağırmayın, davet edecekseniz eşiniz yokken gelsin ve gitsin veya dışarıda görüşün.

Genişletmek için tıkla...

Aynen.
Cok mu zorunlu yani kocayla bekar arkadasin ayni ortama girmesi?
Kizla gunduz gorusun aksam vs kabul etmeyin surekli bahane uydurun

Esim yorgun
Esimle baska planimiz var falan filan
Ama bunlari esinizden gizli yapin
Planli davrandiginizi esiniz anlamasin

Gönül yakınlıkları



Mona İslam


“BİRLİKTE İŞ görmek, karşılıklı dans etmek gibidir. Aynı anda, uyum içinde hareket etmek durumundaki iki kişi birbirlerine bağımlıdırlar ve zamanla karşılıklı bir iyiniyetin meydana çıkması kaçınılmaz olur” der Goethe Gönül Yakınlıkları adlı romanında. Yazarın evlilik ve aşk üzerine yazdığı ve dört kişinin hayatlarındaki amansız fırtınayı, kaderlerinin neresinde söz sahibi olup neresinde olamadıklarını, çevrenin uyguladığı baskının insanın hayatını nasıl da anlamsızlaştırabildiğini ince ince dokuduğu bir olgunluk dönemi kitabı. Alıntıladığım cümle de kanaatimce bu eserin anahtar cümlesi…

Roman, yeni evli bir çiftin kırlardaki güzel evinde başlar. Geniş arazi, bu araziye boylu boyunca yayılmış muhteşem Almanya doğası, size gözle görülecek kadar yaklaştırılır. Eduard ve Charlotte bu doğa içerisinde, mutlulukla hayatlarını sürdüren bir çifttir. Bir gün Eduard, çocukluk arkadaşı, uzun yıllar birlikte olduğu, birlikte okuduğu, zor günlerinde yanında olmuş Yüzbaşı’dan işsiz olduğuna, hayatının zor bir döneminde yardımına ihtiyacı olduğuna dair bir mektup alır. Sevgili arkadaşına vefa borcunu ödeme zamanıdır. Arazide de onun yardımına ihtiyacı vardır. Ona bir iş teklif etmeye karar verir. Onu yanlarında yaşamaya davet eder; malikane büyüktür, herkese yetecek bol bol yer vardır. Charlotte önceleri buna karşı çıkar. Bu muhteşem doğanın hazzını ancak başbaşa olurlarsa yaşayabileceklerine inanır. Ama Eduard’ın ısrarlarına merhametli kalbi dayanmaz ve izin verir. Yüzbaşı hayatlarına girer.

Eski arkadaşların yıllar sonra birbirini bulması, malikanenin arazisinde yapılacak çok iş olması, beyleri birbirinden ayrılmaz hale getirir. Charlotte’u yalnızlaştırır. Bunun üzerine o da yatılı okulda okumakta olan vaftiz kızını öğretmeninin de önerisiyle yanına çağırır. Henüz okulunu bitirmiş, 18 yaşındaki Ottille malikaneye bir çiçek zerafetiyle gelir, beylerin dikkatini çeker. Ama Charlotte’un istediği gibi Yüzbaşı ile değil, Eduard’la ilgilenir. Charlotte’un kocasını arkadaşının elinden kurtarma girişimi, bu kez çözülemeyecek şekilde düğümlenir. Zira aşk çözülemeyecek kadar güçlü bir bağdır. Charlotte çabalar. Eski hayatını geri ister, ama bir türlü zamanı ters yönde akıtamaz. Bunun için hamile bile kalır. Ama kocası artık onu görmemektedir. Ona baktığında gördüğü, Ottillie’nin hayalinden başkası değildir.

Bu umutsuzluk, teselli vermeye hazır olan Yüzbaşının işine gelir. Ancak Charlotte kolayca vazgeçmeyecek, teselli bulmayacak kadar geleneklerine bağlı bir kadındır. Yüzbaşı ondan istediğini alamaz ve gider. Eduard ise eşinin bebek beklediğini duyunca Ottilie ile ilgili tüm hayalleri suya düşer. Orduya yazılır, evi terk eder. Artık canını savaş meydanlarında riske atarak, hayatının aşksız değersiz olduğunu ispatlama peşindedir. Ottilie’nin zayıf bünyesi de Eduard’ın terk edişine dayanamaz ve ölür. Eduard da peşinden and içtiği şekliyle hayata veda eder. Onlar artık yalnızca mahvolmuş dört hayattır.

Kadınlar ve erkekler arkadaş olmazlar. Hazır medeniyet ne derse desin, bu böyledir. En ‘zarar gelmez’ dediğiniz yakınlaşma, biraz uzatılırsa, orada taraflardan en az birinde bir gönül yakınlığı filiz verir. Bazen bu zahir olur, bazen gizlenir. Ama bu her kayd-ü şartta böyledir. Arzular Anka kuşu gibidirler, her birinin küllerinden yenisi doğar. İnsan hayatında her istediğini elde etmiş, huzur içinde biri bile olsa, nefis kendinde olmayan, arzu edilecek birşeyler bulacaktır. Goethe romanda bize merhamet, vefa, himaye, teselli gibi masum niyetlerle başlayan yakınlaşmaların, çok tatsız sonuçlar doğurabileceğini haber verir. Biz ancak şartları kontrol altında tutabilir; hayatlarımızı, evliliklerimizi, başka hayatlarla bir perde ile, hatta aşılmaz bir duvarla ayırabiliriz. Aksi takdirde içiçe geçmiş, fazla sıkı-fıkı yaşamlarda, biz ne kadar iyiniyetli de olsak, şeytan boş durmaz. Kıskançlıklar, mukayeseler, hayranlıklar, zaaflar bir bir ortaya dökülür. Hayatı çekilmez hale getirir. Bunun yerine, ilişkilerimizin kırılgan olabileceğini, nefsin daima “hel min mezid” (daha yok mu) dediğini, insani zaaflarımız olabileceğini kabullenip, ona uygun şartlarda yaşamak gerekir.

Burada kaba bir tedbirle kadınlar ve erkekleri sosyal hayatta birbirine yasaklamaktan söz etmiyorum elbette. Ailece yenilen akşam yemekleri, çay sohbetleri bahsimizden hariçtir, zira onlarda eşiniz daima yanınızdadır, bunun için ilişkilerde mesafeli olmak her zaman mümkündür. Eşinizin yanında daima bir koruma ve otokontrol altında hissedersiniz kendinizi. Ne siz ne de bir başkası onun yanında fazla yakın davranamaz. Bu yüzden katı bir haremlik-selamlık uygulaması olmalıdır demiyorum. Yaşadığımız dönemin karma sosyal şartlarında herkesin dindar çevrelerden olmayan arkadaşları, komşuları, hatta akrabaları varken bu çok zordur.

Sözünü ettiğim tehlikeli ilişki biçimi şudur ki: Siz bir sanat türünden, diyelim sinemadan hoşlanıyorsunuz; ama eşiniz bu konuda sizin gibi değil. Ailece görüştüğünüz bir başka adam sizin gibi bir sinema tutkunu, ve siz eşinizin de haberi ile, izni ile sürekli sinemaya onunla gidiyorsunuz. (Eşiniz de ne rahat adammış dediğinizi duyar gibiyim!?) Güzel bir film geldi size haber veriyor, uzun uzun filmler ve anlamları, sanatsal içerikleri hakkında sohbet ediliyor, kahveler ard arda içiliyor ve bu ‘arkadaşlık’ süreklilik arz ediyor. Burada bir terslik vardır.

Yahut yine eşinizin bir arkadaşı evliliğinde sorunlar yaşıyor. Karısını başka bir erkeğe şikayet etmekten hoşlanmıyor, yahut bir kadın gözüyle sizden tavsiyeler istiyor. Ancak bu bir değil, iki değil, sürekli bir dert arkadaşlığı, yarenliğe dönüşüyor. Zamanla karşınızdaki adamın sizin için “Karım beni hiç anlamıyor, ama bak anlayan başka kadınlar var” diye düşünmesi kaçınılmazdır. Bu tabii ki iki tarafın da başlangıç itibariyle niyet etmediği bir sonuç, arzu etmediği bir neticedir. Ama uzun vadeli paylaşımlarda istenilmeyen durumlarla karşılaşmak kuvvetle muhtemeldir.

Tam da burada insanın karşısına nefis kısmen haklı bir engel, bir zaruret, bir ihtiyaç, bir gerekçe çıkarır. Yaşamak buzda dans etmekten daha zordur, ve insan derdini, zaafını, üzüntüsünü hemcinsleriyle paylaşmaktan hoşlanmaz. Onlara karşı, bir rekabet damarıyla, kuyruğu daima dik tutmaya çalışır. Ağlamak, dert yanmak, zaaflarınızı ortaya dökmek, teselli bulmak daima karşı cinsle daha kolaydır. O sizi yargılamaz, kendisiyle karşılaştırmaz, daha kolay merhamet eder, hayata sizin bakmadığınız bir yerden bakar ve size daha iyi yol gösterir. Ancak bu şerri hayrından daha çok olan bir alışveriştir. Eğer dertleştiğiniz, hayatı ve ruhunuzu paylaştığınız karşı cins eşiniz değilse, ki bu maalesef bazen mümkün olmaz, işin içinde gönlünüzü bu kadar yaklaştırdığınız birine kapılıp gitmek, romandaki gibi bir sürü hayatı da peşine katıp sürüklemek vardır. Nefis uzun vadeli zararları göremez, kısa vadeli faydaya yoğunlaşır. Ama küçük bir hayır için, büyük bir şer göze alınmaz. Hafizanallah…

Ama diyelim ki dikkat edilmedi, görüşülen kişiler ‘eşimin arkadaşı’ mesabesinde kalmadı, bir hata hasıl oldu, bir gönül yakınlığı doğdu. Böyle şeylere zamanımızda çokça rastlayabiliyoruz. Bildiklerimizin yanına bir de bilmediklerimizi eklersek, manzara vahimdir. O zaman yapılacak şey el’an Charlotte’un öğüdüne kulak vermektir: “Sevdiğimiz bir insandan uzakta, duygularımız ne kadar yoğunsa, kendimizi kontrol altında tutma olanağımız o kadar fazladır; zira tutkumuzun önceleri dışa vurduğumuz şiddetini tamamen kendimize yöneltiriz. Ancak, yokluğuyla başa çıkabildiğimizi düşündüğümüz kişi birden karşımıza çıkarsa, bu aldatmacanın etkisi anında geçer ve o kişi olmadan yaşamak imkansız hale gelir.”

Öyleyse yapılacak şey daima uzak durmaktır. Allah’ın sınırlarında, muhakkak ki sonsuz hayır ve hikmet vardır…

Mutlaka uzak durun
Pişman olursunuz yoksa
Allah korusun

ima ettiğinizi şüphelendiğinizi anladıysa modu o yüzden düşmüştür ve eşinize de o yüzden mesafeli davranmıştır

Kadınlar hisseder. Yavaş yavaş ilginizi kesin eve almayın görüşmeyin. Eşinizide uzak tutmayya çalışın tabi çaktırmadan hiç bahsetmeyin bence hissettiklerinden eşinize

nefernefertiti .!.:

Hanımlar herkese merhaba öncelikle.
Benim bu arkadaş konularında yüzüm hiç gülmeyecek mi acaba ? Hemen konuya geçiş yapmak istiyorum.

Çok çok eski bi arkadaşımla düğünüme gelmesiyle tekrar görüşmeye başladım. Gayet iyi,sevdiğim,anlaştığım bi insandı normalde kendisi. Fakat son zamanlarda farkettiğim yada öyle olduğunu sandığım bişey var. Sizden bu konuda yardım istiyorum.

Bu arkadaşım galiba eşimden etkileniyor.

Böyle düşünüyorum düşünmesine ama kanıtlayamadığım için kimsenin hakkına girmek istemiyorum.
Hemen olayı anlatıyorum. Bi gece bu arkadaşımı ve eşimin arkadaşını tanıştırmak için yemeğe çağırdık. Herşey güzel. Benim küçük çocuğum var bu kızın kucağında o sıra. Eşim almak istedi çocuğu arkadaşım uzattı bende o sıra yemekle uğraşıyorum. Arkamı döndüğümde bi bakışını farkettim ama anlatamayacağım tuhaflıkta “hayran hayran “ bi bakış. Benim ona baktığımı görünce kafasını çevirdi. Aynı şekilde bi kere daha bakışını yakaladım ama anlamlandıramadığım için üstünde durmadım.

Daha sonra(bence olayın en önemli yeri) kalabalık bi arkadaş ortamında tekrar görüştük. Kızlar dışarda sigara içerken bi olaydan konuşuyoruz konu evli erkeklere asılan insanlar. Kızlardan biri “evine girene çıkana bile dikkat edeceksin. Ortam o kadar bozuldu ki yüzüne gülüp arkandan iş çeviren çok.”tarzı bi konuşma yaptı. Bu arkadaşım hiç yorum yapmadı.(normalde yapar) Bilerek suratına odaklandım burda. Bana baktı gözlerini kaçırdı ve içeri girdi. Bütün gün boyunca ne konuştu ne samimi arkadaşmışız gibi davrandı modu düştü bi tuhaf oldu. Eşim beni almaya geldi diğerlerini tanımaz bi bu kızı tanıyor herkese selam verdi ve evet benim bu arkadaşım eşime sanki onlardan biriymiş yeni tanışıyormuş gibi davrandı. Ama normalde yine böyle değildir. Daha sonra bilerek buna benzer konular açtım yok kız yorum yapmıyo gözlerini kaçırıyor sadece.

Daha sonra düşündüğümde başka detaylarda çıktı ama onları şimdi anlatıp konuyu uzatmak istemedim.

Kıskanç bi kadın değilim. Çevremden herhangi bi arkadaşımdan durduk yere şüphe etcek bi insan hiç değilim. İçten içten bişeylerden eminim ama bi tarafım hak yemekten çok korkuyo. Belki çoğunuza abartı gelecek ama beni aşırı rahatsız eden bi his var üzerimde. Düşüncelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Abartıyor muyum ? Abartmıyorsam ne yapmalıyım ? Hepinize teşekkür ederim

Genişletmek için tıkla...

Görüşmek zorunda deilsin.Bir kadın hisseder...

Ben böyle birseyden suphelensem o kişiyi evime sokmam. Gorusecekseniz eşin yokken görüşün dışarda. Evinize sokmayin