Erkek İnfertilitesi Arkadaşlar Sperm hareketliliği için Evicap,Trental, Quanzim Q10 Kullanan Var mı?

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi
ilaçlar hormon ilaçları, çatlatma iğnesi falan filan. doktorların belirlediği aşılama gününde yumurtanın olgunlaşmış ve hazır olmasını garantilemek için veriyorlar.devlet bu ilaçların sanırım %50sini hastaya ödettiği için evet biraz pahalı tutuyor. ama bu parayı eczaneye ödeyeceksiniz. yani belki taksit yaparlar. bir de herkes eczaneyle pazarlık edin diyor. o aşamalara gelecek olursan aklında bulunsun burada da bazen ilaçları artıp da ihtiyacı olanlara dağıtan arkadaşlar oluyor. ama eşin sigarayı bırakmıyorsa ne yapsın etsin en azından yarım pakete düşürsün. hızın morfolojinin en büyük düşmanlarından biri sigara.
Bir de lütfen şu deve dikeni ve ısırgan otu tohumunu deneyin. sigara ya da içki içenler özellikle denemeli. aktardan alınıyor ve olsa olsa toplam 5 lira ödeyip bir kaç ay kullanacağın bir takviye ama vücuttaki zararlı her şeyi temizliyor. sperm sıvısı semeni mkitar olarak çoğaltıyor, prostata fayda ediyor, testislerin olduğu bölgedeki damarları açıp oksijeni artırıyor, faydaları saymakla bitmiyor.

çok teşekkürler cevapların için. deve dikeni ve ısırgan otu nasıl hazırlanacak ve tadı nasıl acaba? içirebilir miyim? gitti aktardan keçiboynuzu aldı nasıl keçiboynuzu kürü hazırlanacağını da öğrenmiş iyice bir anlattı bana ama ben günlerce yapmadım. bigün kızdı niye yapmıyosun diye yaptım daha ilk yudumda öğürmeye başladı ve ağzına bile sürmedi bidaha :) onun gibi bişey olursa tadı hoşuna gitmezse içmiyor da o yüzden soruyorum.
 
valla gördüğüm kadarıyla iyi gidiyorsunuz tatlım. inşallah bu ay olumlu sonuçlar alırsınız. ama olmazsa dediğin gibi vitaminle q10i ayrı ayrı alın çünkü 50mg q10 az. en azından 200mg alırsanız daha olumlu güzel sonuçlar alacağınıza inanıyorum. l-carniine'i de aynı zamanda 2 katına çıkarırsanız özellikle hız ve kuyruk morfolojisinde ciddi yükselmeler görebilirsiniz.
ben soğan kürünü bir hafta denedim ama tadı çok korkunçtu, içtikten sonra uzun süre öğürtüyordu bıraktım. genital bölgedeki bütün enfeksiyonları temizlediğini söylüyorlar o yüzden faydalıdır. çörekotunun da benzer bir etkisi var. eğer bir enfeksiyon varsa akıtıyor. rahim kaslarındaki hareketi de çoğaltıp, enfeksiyon varsa akmasını sağlıyor. belki hissettiğin sancı da budur yani genital kaslarının hareketi. zira yumurtlama sırasında aslında öyle sancı falan olmaz. düşün ki toplu iğne başı gibi bir şey yumurtalıklarından, tüplere iniyor. yani öyle hissedeceğin büyüklükte bir şey değil. ama bence ikisini de bir kaç aydan fazla kullanmamak lazım çünkü uzun vadede hormonal etkileri var diye biliyorum. maazallah hormonlarını bozarsın. bir süre sonra bunlar yerine omega3 kullanmanı tavsiye ederim. ayrıca kendin de propolis kapsülden ve q10 kullanabilirsin.


aaa cok tesekkürler . ben balik hapimi iciyorum ona da veriyorum. Ama bir yandan da korkuyorum cok yüklenmiyim diye midesine bisi olmasin adamin. ya da böbreklerine. :50:

ama ben ek olarak propolis ve q 10 iceyim bak bunu hic bilmiyordum. Bu arada bizim baslayali bunlara tam bir ay olmadi. Sen en az bir bucuk ay gerekiyor demistin arti bizim gramajlarimiz düsük. Ama yinede ümitliyim. Hic belli olmaz. Allahim bilir. Ama teste de gitmesini istemiyoruz simdi cünkü perhiz yapmasi gerekecek. Önemli güne denk gelmesinden korkuyoruz. Cok caliskaniz bu ay bakalim :52:
Tutmazsa benim regl döneminde gider yaptirir hem de sonuclari görmüs oluriuz dedik bakalim ise yariyor mu vit ler.
 
çok teşekkürler cevapların için. deve dikeni ve ısırgan otu nasıl hazırlanacak ve tadı nasıl acaba? içirebilir miyim? gitti aktardan keçiboynuzu aldı nasıl keçiboynuzu kürü hazırlanacağını da öğrenmiş iyice bir anlattı bana ama ben günlerce yapmadım. bigün kızdı niye yapmıyosun diye yaptım daha ilk yudumda öğürmeye başladı ve ağzına bile sürmedi bidaha :) onun gibi bişey olursa tadı hoşuna gitmezse içmiyor da o yüzden soruyorum.

valla yolu yok içecek hayatım. benim eşim de bir iki öğürdü 3 mızmızlandı ben geri adım atmayınca alıştı. hatta ilk zamanlar midesini bulandırıyor diye yarım saat önce bulantı hapı veriyordum ben. deve dikeni ısırgan otunu eğer daha tercih ediyorsa her gün birer çay kaşığı yutsun. ballada karıştırıp yutabilir mesela. benim eşim çayını tercih ettiği için bir bardak suya birer tatlı kaşığı katıp, soğuduktan sonra süzüp içiriyorum. keçi boynuzu kürü yapacaksanız kaynatıp ocağı kapadıktan sonra da birer tatlı kaşığı katabilirsin. bir kerede hepsini içmiş olur. ama keçi boynuzunu uzun uzun kullanmayın fshyi bozabiliyor. ben haftada 3-4 gün yarım dozla(6-7 değil 2-3 keçi boynuzuyla) yapıp veriyorum mesela.
 
aaa cok tesekkürler . ben balik hapimi iciyorum ona da veriyorum. Ama bir yandan da korkuyorum cok yüklenmiyim diye midesine bisi olmasin adamin. ya da böbreklerine. :50:

ama ben ek olarak propolis ve q 10 iceyim bak bunu hic bilmiyordum. Bu arada bizim baslayali bunlara tam bir ay olmadi. Sen en az bir bucuk ay gerekiyor demistin arti bizim gramajlarimiz düsük. Ama yinede ümitliyim. Hic belli olmaz. Allahim bilir. Ama teste de gitmesini istemiyoruz simdi cünkü perhiz yapmasi gerekecek. Önemli güne denk gelmesinden korkuyoruz. Cok caliskaniz bu ay bakalim :52:
Tutmazsa benim regl döneminde gider yaptirir hem de sonuclari görmüs oluriuz dedik bakalim ise yariyor mu vit ler.

evet en güzeli testi regl dönemine denk getirmek. ben gramajlar düşük de olsa iyi kötü bir fayda göreceğinizi ve bunun testlere yansıyacağını düşünüyorum. hani belki aşırı miktarda değil ama ne bileyim hız biraz artar, sayı biraz artar falan. morfoloji maalesef vakit alıyor daha uzun sürelerde artıyor. hatta diyebilirim ki en çabuk sonuç hızda görülüyor.
mideyi korumak için kapsüller açılabiliyorsa açıp balın falan içine karıştırıp verebilirsin. mesela bizim panaxlar, l-carnitineler bir kapsülün içinde toz halindeler. açıp balla veriyorum çünkü mideyi rahatsız eden asıl olarak o plastik gibi kapsüller. bir de dikkat et propolis, arı sütü zamanla ishal yapmaya başlayabiliyor. öyle olursa sakın endişelenmeyin. dokunduğu için değil detox etkisi olduğu için. öyle olursa dozunu biraz kıs ya da gün aşırı ver bir de bol bol maden suyu içir.
önceden bir rahatsızlığı yoksa böbrekler karaciğer falan da bir şey olmuyor kolay kolay merak etme. hani çok uzun süre çok aşırı dozlarda kullanmak gerekiyor ki sizin zaten dozlarınız düşük. bir de 3. ayda karaciğer enzim testi yaptırırsanız içiniz rahat eder. benim eşim 2 ayda bir yaptırıyor şükür şu ana kadar en ufak bir yan etki çıkmadı.
propolis ve q10 yumurtaları tabiri caizse daha taze daha kaliteli hale getiriyor. döllenme kabiliyeti çoğalıyor.
 
valla yolu yok içecek hayatım. benim eşim de bir iki öğürdü 3 mızmızlandı ben geri adım atmayınca alıştı. hatta ilk zamanlar midesini bulandırıyor diye yarım saat önce bulantı hapı veriyordum ben. deve dikeni ısırgan otunu eğer daha tercih ediyorsa her gün birer çay kaşığı yutsun. ballada karıştırıp yutabilir mesela. benim eşim çayını tercih ettiği için bir bardak suya birer tatlı kaşığı katıp, soğuduktan sonra süzüp içiriyorum. keçi boynuzu kürü yapacaksanız kaynatıp ocağı kapadıktan sonra da birer tatlı kaşığı katabilirsin. bir kerede hepsini içmiş olur. ama keçi boynuzunu uzun uzun kullanmayın fshyi bozabiliyor. ben haftada 3-4 gün yarım dozla(6-7 değil 2-3 keçi boynuzuyla) yapıp veriyorum mesela.

valla inan tadı kötüyse kimse içiremez. bu arada söylemeyi unutmuşum testte en altta lökosit tespit edildi 8-10 yazıyodu. bu ne ki
 
valla yolu yok içecek hayatım. benim eşim de bir iki öğürdü 3 mızmızlandı ben geri adım atmayınca alıştı. hatta ilk zamanlar midesini bulandırıyor diye yarım saat önce bulantı hapı veriyordum ben. deve dikeni ısırgan otunu eğer daha tercih ediyorsa her gün birer çay kaşığı yutsun. ballada karıştırıp yutabilir mesela. benim eşim çayını tercih ettiği için bir bardak suya birer tatlı kaşığı katıp, soğuduktan sonra süzüp içiriyorum. keçi boynuzu kürü yapacaksanız kaynatıp ocağı kapadıktan sonra da birer tatlı kaşığı katabilirsin. bir kerede hepsini içmiş olur. ama keçi boynuzunu uzun uzun kullanmayın fshyi bozabiliyor. ben haftada 3-4 gün yarım dozla(6-7 değil 2-3 keçi boynuzuyla) yapıp veriyorum mesela.

valla inan tadı kötüyse kimse içiremez. bu arada söylemeyi unutmuşum testte en altta lökosit tespit edildi 8-10 yazıyodu. bu ne ki
 
valla inan tadı kötüyse kimse içiremez. bu arada söylemeyi unutmuşum testte en altta lökosit tespit edildi 8-10 yazıyodu. bu ne ki

o zaman balla/pekmezle karıştırıp birer çay kaşığı yutturmayı dene. koca bir bardak kötü tadlı bir sıvıyı içmekten daha kolay. lokosit iltihap/enfeksiyon demek. yüksek olunca iltihap var antibiyotik kullanmak gerekiyor. yüksek değilse endişelenecek bir şey yok. herkeste biraz çıkıyor.
 
o zaman balla/pekmezle karıştırıp birer çay kaşığı yutturmayı dene. koca bir bardak kötü tadlı bir sıvıyı içmekten daha kolay. lokosit iltihap/enfeksiyon demek. yüksek olunca iltihap var antibiyotik kullanmak gerekiyor. yüksek değilse endişelenecek bir şey yok. herkeste biraz çıkıyor.
balla birlikte tam olarak nasıl hazırlicam anlatırsan çok sevinirim canım ya. sen daha önce aşılama vs yaptırdın mı hiç?
 
balla birlikte tam olarak nasıl hazırlicam anlatırsan çok sevinirim canım ya. sen daha önce aşılama vs yaptırdın mı hiç?

göz kararı (aşağı yukarı bir yemek kaşığı falandır) bala birer çay kaşığı deve dikeni ve ısırgan tohumunu koy, karıştırıp macun gibi yap yesin.tabi yiyince daha etkili olduğundan bir çay kaşığı yeter. ama çay olarak içince demlendiğinden bu sefer bir tatlı kaşığı gerekiyor.
canım ben daha önce aşılama ya da tüp yapmadım. ama doktorlar bize başta doğal yolla çocuğunuz katiyen olmaz dediği için aylarca ikisini de çok araştırdım. bir de rapor çıkartıp da denemeye karar verdiğimiz için 2 ay her hafta hastaneye gittim diyebilirim. devlette bildiğin gibi hiç bir şey hızlı işlemez. gittiğim hastane özellikle kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek üzerine uzmanlaşmış bir devlet hastanesi olduğundan her gün istanbul ve tüm çevre illerinden yüzlerce insan geliyordu. her gittiğimde saatlerce vakit de geçirdiğimden orada sürüyle insanla tanıştım. kimisi tüp kimisi aşılama için oradaydı. %90'ının artık 3. ya da 4. denemesi olacaktı. bazısı da tüp ya da aşılamayla hamile kalmış, kontrollere geliyordu. tabi ben de herşeyi sormaya biraz meraklı olduğumdan, sağolsun tanıştığım insanlar bana sürüyle bilgi verdi. neresi kaça yapıyor, neresi başarılı, neresi para tuzağı, tedavi protokolleri neler, ne ilaçlar alıyorsun, kaç milyonla aşılama yapılıyor, yok efendim mikroenjeksiyon kime yapılıyor, imsi kime yapılıyor falan tek tek öğrendim. sayelerinde istanbulda devlet ya da özel tüm tüp bebek ve aşılama yapan yerler hakkında bol bol bilgi sahibi oldum diyebilirim. o esnada eşimin sperm sayısı az olduğu için, doktor aşılama değil de sadece tüp yapılabileceğine dair rapor verdi. biz de rotamızı tamamen tüp bebeğe çevirdik. devletle de anlaşması olan bir özel merkezde karar kıldık. merkezde çalışan embriyologlardan biri de tesadüf eşimin bir arkadaşının eşi çıktı. bizi evlerine çağırdılar, hani işin pazarlamasından uzak bir şekilde eğrisiyle doğrusuyla bir de oradan bilgi aldım. ama bu esnada eşime devamlı takviyeler kullandırıyordum. allah için 1 gün bile aksatmadan içti hepsini. aslında doğal yolla hamilelik falan umudum da yoktu. hani belki sayılar biraz yükselir de tüp yerine aşılama yaptırırız daha az hormon alırım diye bir ümit içiriyordum. neyse tam ilk tüp denememiz için gün sayarken bir spermiogram daha yaptıralım dedik ve eşimin aldığı takviyeler sayesinde sayılarının 50 milyona yükseldiğini öğrendik. tabi bu mucizeyi görünce tüpten hemen vazgeçtik. kendimize eylüle kadar vakit tanıdık. eğer doğal yolla hamile kalmazsam, o zaman(artık sayılar yeterli olduğu için) aşılama deneyeceğiz. inşallah gerek kalmaz diye allah'a her gün dua ediyorum. ama 5 ay öncesine göre şu geldiğimiz nokta bile önce allah'ın bir mucizesi, sonra gösterdiğimiz onca çabanın ve azmin zaferi. o yüzden hayırlısı olsun diyorum. bakalım bir şekilde biz de bir bebek sahibi olacağız ama nasıl hangi yolla şimdilik belli değil.
 
göz kararı (aşağı yukarı bir yemek kaşığı falandır) bala birer çay kaşığı deve dikeni ve ısırgan tohumunu koy, karıştırıp macun gibi yap yesin.tabi yiyince daha etkili olduğundan bir çay kaşığı yeter. ama çay olarak içince demlendiğinden bu sefer bir tatlı kaşığı gerekiyor.
canım ben daha önce aşılama ya da tüp yapmadım. ama doktorlar bize başta doğal yolla çocuğunuz katiyen olmaz dediği için aylarca ikisini de çok araştırdım. bir de rapor çıkartıp da denemeye karar verdiğimiz için 2 ay her hafta hastaneye gittim diyebilirim. devlette bildiğin gibi hiç bir şey hızlı işlemez. gittiğim hastane özellikle kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek üzerine uzmanlaşmış bir devlet hastanesi olduğundan her gün istanbul ve tüm çevre illerinden yüzlerce insan geliyordu. her gittiğimde saatlerce vakit de geçirdiğimden orada sürüyle insanla tanıştım. kimisi tüp kimisi aşılama için oradaydı. %90'ının artık 3. ya da 4. denemesi olacaktı. bazısı da tüp ya da aşılamayla hamile kalmış, kontrollere geliyordu. tabi ben de herşeyi sormaya biraz meraklı olduğumdan, sağolsun tanıştığım insanlar bana sürüyle bilgi verdi. neresi kaça yapıyor, neresi başarılı, neresi para tuzağı, tedavi protokolleri neler, ne ilaçlar alıyorsun, kaç milyonla aşılama yapılıyor, yok efendim mikroenjeksiyon kime yapılıyor, imsi kime yapılıyor falan tek tek öğrendim. sayelerinde istanbulda devlet ya da özel tüm tüp bebek ve aşılama yapan yerler hakkında bol bol bilgi sahibi oldum diyebilirim. o esnada eşimin sperm sayısı az olduğu için, doktor aşılama değil de sadece tüp yapılabileceğine dair rapor verdi. biz de rotamızı tamamen tüp bebeğe çevirdik. devletle de anlaşması olan bir özel merkezde karar kıldık. merkezde çalışan embriyologlardan biri de tesadüf eşimin bir arkadaşının eşi çıktı. bizi evlerine çağırdılar, hani işin pazarlamasından uzak bir şekilde eğrisiyle doğrusuyla bir de oradan bilgi aldım. ama bu esnada eşime devamlı takviyeler kullandırıyordum. allah için 1 gün bile aksatmadan içti hepsini. aslında doğal yolla hamilelik falan umudum da yoktu. hani belki sayılar biraz yükselir de tüp yerine aşılama yaptırırız daha az hormon alırım diye bir ümit içiriyordum. neyse tam ilk tüp denememiz için gün sayarken bir spermiogram daha yaptıralım dedik ve eşimin aldığı takviyeler sayesinde sayılarının 50 milyona yükseldiğini öğrendik. tabi bu mucizeyi görünce tüpten hemen vazgeçtik. kendimize eylüle kadar vakit tanıdık. eğer doğal yolla hamile kalmazsam, o zaman(artık sayılar yeterli olduğu için) aşılama deneyeceğiz. inşallah gerek kalmaz diye allah'a her gün dua ediyorum. ama 5 ay öncesine göre şu geldiğimiz nokta bile önce allah'ın bir mucizesi, sonra gösterdiğimiz onca çabanın ve azmin zaferi. o yüzden hayırlısı olsun diyorum. bakalım bir şekilde biz de bir bebek sahibi olacağız ama nasıl hangi yolla şimdilik belli değil.

hayırllsııyla rabbim isteyen herkese nasip eder inşallah.
 
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...
 
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...


Ayy ne salak insanlar var yaa madem öyle hiç çağırmasalardı yani, şu girdiğin zahmete bak üç kuruşluk adamlar için insan deli oluyo yani düşüncesiz, beyinsiz insanlar. Haklısın zamanına, emeğine parana yazık olmuş ama boşver böyle boş kafalı insanlarla çalışılmazsı en azından yol yakınken onu anladın bi de işe başlayıpta zaman geçince iyice çildeden çıkarıcalardı seni. Keşke zahmete girmeden anlaşılsaydı ama işte maalesef böyle tipler illa bi karşımıza çıkıp sinir bozucak başka türlü olmuyo
 
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...


Ayy ne salak insanlar var yaa madem öyle hiç çağırmasalardı yani, şu girdiğin zahmete bak üç kuruşluk adamlar için insan deli oluyo yani düşüncesiz, beyinsiz insanlar. Haklısın zamanına, emeğine parana yazık olmuş ama boşver böyle boş kafalı insanlarla çalışılmazsı en azından yol yakınken onu anladın bi de işe başlayıpta zaman geçince iyice çildeden çıkarıcalardı seni. Keşke zahmete girmeden anlaşılsaydı ama işte maalesef böyle tipler illa bi karşımıza çıkıp sinir bozucak başka türlü olmuyo
 
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...


Ayy ne salak insanlar var yaa madem öyle hiç çağırmasalardı yani, şu girdiğin zahmete bak üç kuruşluk adamlar için insan deli oluyo yani düşüncesiz, beyinsiz insanlar. Haklısın zamanına, emeğine parana yazık olmuş ama boşver böyle boş kafalı insanlarla çalışılmazsı en azından yol yakınken onu anladın bi de işe başlayıpta zaman geçince iyice çildeden çıkarıcalardı seni. Keşke zahmete girmeden anlaşılsaydı ama işte maalesef böyle tipler illa bi karşımıza çıkıp sinir bozucak başka türlü olmuyo
 
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...


Ayy ne salak insanlar var yaa madem öyle hiç çağırmasalardı yani, şu girdiğin zahmete bak üç kuruşluk adamlar için insan deli oluyo yani düşüncesiz, beyinsiz insanlar. Haklısın zamanına, emeğine parana yazık olmuş ama boşver böyle boş kafalı insanlarla çalışılmazsı en azından yol yakınken onu anladın bi de işe başlayıpta zaman geçince iyice çildeden çıkarıcalardı seni. Keşke zahmete girmeden anlaşılsaydı ama işte maalesef böyle tipler illa bi karşımıza çıkıp sinir bozucak başka türlü olmuyo
 
immo kusura bakma benim bilg kafayı yedi göndermiyo zannedip bikaç kez göndere bastım bi sürü aynı mesajdan gönderdi:(( silemedim de iyice bi garip oldu:((
 
immo kusura bakma benim bilg kafayı yedi göndermiyo zannedip bikaç kez göndere bastım bi sürü aynı mesajdan gönderdi:(( silemedim de iyice bi garip oldu:((

gördüm:)))))) hayır istanbul'da zaten mesafeler uzak. büyük işyerleri genelde şehrin dışında, hatta dağ başında. bu gittiğim yere de dolmuş otobüs gitmiyor. kendileri sabah akşam servis koymuş onla gidip geliyorlar. ama hariçten gelenler başının çaresine bakmak zorunda. ya arabayla gideceksin ya da dolmuş son durakta inip taksiye bineceksin. dolayısıyla zaten işe almayı düşünmeyeceğin birini böyle bir yere çağırmak o insana saygısızlık resmen. bir de dün ve bugün dehşet sıcak burası. bizim yatak odasında klima yok. gece sıcaktan uyuyamadım. üstüme bir kova su dökmüşler gibi terlemişim, 2 defa duş aldım. sabah uykusuzluktan yüzüm gözüm şişmiş, istanbulun meşhur sabah trafiğine girdim, görüşmeden çıkınca da 40 derece sıcaklıkta evime döndüm iyice sinirim bozuldu. üzerimdeki kıyafetleri her halde sıksan suyu çıkardı. böyle yapacaklarını bilsem hayatta gitmezdim, evimde serin serin otururdum valla.
 
gördüm:)))))) hayır istanbul'da zaten mesafeler uzak. büyük işyerleri genelde şehrin dışında, hatta dağ başında. bu gittiğim yere de dolmuş otobüs gitmiyor. kendileri sabah akşam servis koymuş onla gidip geliyorlar. ama hariçten gelenler başının çaresine bakmak zorunda. ya arabayla gideceksin ya da dolmuş son durakta inip taksiye bineceksin. dolayısıyla zaten işe almayı düşünmeyeceğin birini böyle bir yere çağırmak o insana saygısızlık resmen. bir de dün ve bugün dehşet sıcak burası. bizim yatak odasında klima yok. gece sıcaktan uyuyamadım. üstüme bir kova su dökmüşler gibi terlemişim, 2 defa duş aldım. sabah uykusuzluktan yüzüm gözüm şişmiş, istanbulun meşhur sabah trafiğine girdim, görüşmeden çıkınca da 40 derece sıcaklıkta evime döndüm iyice sinirim bozuldu. üzerimdeki kıyafetleri her halde sıksan suyu çıkardı. böyle yapacaklarını bilsem hayatta gitmezdim, evimde serin serin otururdum valla.

İşgüzar insanlar işte hiç kendilerini karşısındakinin yerine koymazlar ki. Hayır madem düşünmüyosun telefonda söyle işte niye zamanını emeğini çalarsın ki insanın. Ankarada yeni yeni feci sıcaklara teslim oldu ama İstanbul çok daha fenadır tahmin edebiliyorum hele de nemli nemli o sıcak mahvediyodur. Allah kolaylık versin valla.

Buarada bu sabah başka bi başlıkta tpmms ile ilgili yazışmalarınızı okudum, sanırım sinemss soruyodu nedir diye gerçi o konuda da yazıyım dedim ama test sonucuna göre hesap yapamadım yanlış bilgi vermek istemedim... ben onu araştırdım şöyle hesaplanıyo şimdi toplam sperm yani bizim mesela 15.000.000 bunun önce ileri hızlı olanı alınıyor %10 yani 1.500.000 ve en son spermin hacmiyle çarplıyo bizimki 3 yani 4.500.000 ama sinemss in sonuçlarında ileri hızlı olmadığı için 5'i nasıl buldular anlayamadı belki ileri hız olmayınca farklı hesaplanıyordur, ama bu hesaba göre 5.000.000 değil ne yazık ki. Çünkü toplam sperm 6.000.000 yazıyordu sanırım. Buarada bişey daha öğrendim tüp bebek için rapor bu sayı 5.000.000 altındaysa alınabiliyormuş gerçi şimdi değiştimi bilmiyorum ama o okuduğum yazıda toplam sayı ve harekete bakılmadan tpmms değerine göre rapor alınır yazıyordu. Buarada unutmadan şu meşhur eczacıbaşı marka multivitamini siz kullanmış mıydınız? Ben araştırıyorum içeriği çok güzel ama mg olarak miktarlarını göremedim hiç hani siz kullandıysanız aşağı yukarı bilirsin bellki diye düşündüm.
 
Son düzenleme:
şu an resmen sinirlerim bozuk birine içimi dökmem lazım. aslında ayrıldığım işimden aldığım tazminatın da rahatlığıyla hamile kalıp da doğuruncaya kadar çalışmamaya karar vermiştim. ama bir kaç insan kaynakları şirketinde öz geçmişim var. bazen arıyorlar eğer çok çok iyi bir şirketse maaş paketi falan iyiyse kısmet bu, deyip kalkıp gidiyorum. bugün de uluslar arası çok ünlü bir şirkette 10da randevum vardı. sabah 7 de uyandım, fön çektirdim, giyindim, inanırmısınız vantilatörün karşısında makyaj yaptım çünkü öbür türlü katiyen yapılmıyor. bir de şirketin yeri sapa olduğu için önce dolmuşa bindim sonra inip taksiye biniliyor bir güzel 27 lira taksi parası da verdim.insan kaynakları müdürü geldi merhaba dedi cv'me baktı "sizin bu iş için eğitiminiz ve tecrübeniz fazla, belli ki kendinize de güvenen bir yapınız var, bu iş size hafif kalır, zaten maaşı da düşük kalır" dedi. bir anda ne oluyoruz dedim. adam bana her hangi bir soru bile sormadı. siz bakın şu şu firmalara, şu pozisyonlara başvurun falan diye sayıp döktü. "aslında buraya gelen adaylara bir çok soru sorarım ama size sormama bile gerek yok" falan dedi. ben "iyi de cv'mi size önceden yolladılar o zaman neden bu görüşmeyi yapıyoruz, neden beni çağırdınız" dedim, "ben kimseyle görüşmeden reddetmek istemem" dedi. ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. ön yargılı davranmayalım, belki düşündüğünüz gibi değildir, insan kaynakları şirketi bu pozisyona uygun olabileceğimi düşündüyse vardır bir hikmeti, biz yine de görüşmeyi yapalım dedim, adam ısrarla yok yok siz burada mutlu olamazsınız, zaten ik şirketi de bizim ne istediğimizi bir türlü anlayamadı, adaylara da yanlış bilgi veriyorlar dedi durdu. bu sıcakta giydiğim takım üstüme yapışa yapışa kaç kilometre yol gittiğime mi yanayım, 54 lira taksi parasına mı acıyayım bilemedim. adama resmen sinir oldum. hani madem ki böyleydi neden gelsin diyorsun, insanların vaktini, parasını harcatıyorsun? ayrıca hayatımda ilk defa bir iş görüşmesinde sen bizde mutlu olamazsın ama falanca şirkete başvur orası tam sana göre dendiğini duydum. herhalde iş yerinde canları sıkılıyor da böyle benim gibileri çağırıp çağırıp eğleniyorlar dedim kendi kendime. tabi ik şirketine de bir güzel şarladım. olan biteni anlattım. onların da ağzı bir karış açık kaldı. ama hep diyorum bende bir keramet var bütün deliler beni buluyor...

valla salaklıktan değildir bu. hani seni çağırdıktan sonra dayısı olan biri işe alındı ama o aptalın haberi yoktu sonra görüşmeye çağırdınız kişiler varsa bir yolunu bulun gönderin dediler. seni çağırdıktan sonra valla daha önce başkasına vermişler işi benim haberim yoktu kusura bakma seni boşuna çağırdık gibi bir şey söyleyemezler. kesin böyle olmuştur demiyorum herhangi bir olasılık işte. sen iyi sabretmişsin ben iyi bi küfür savurur verdiğim taksi parasını alıncaya kadar da küfreder dururdum :)
 
Back
X