nişandan baya sonra 6 ay gbı bı sureden sonra...nişanlım çok çocuksu ben daha olgunum dusunce bakımından hareket bakımından sureklı onu yonlendrmek zorunda kalıorum bu yuzden.kendım olgun dusundgum ıcın erkeklerde gec olgunlasıor bu yuzden daha oncekı hayatmdada 5 yaş buyukluk olmustu cıktıgım kişiyle...ve uzun zamandır aşk dıe bısey kalmamstı hayatmda kı böle bırsey oluncaya kadar ...
aile içi iletişimleri çok iyi ama 6 7 yıl olmus evlenelı ve zaten aşk ve flörtlükten oluşan bir evliliği yok.yaşı geçiyor dıye evlılık baskısı aıleden vede aıle dostunn kızını on göstermelerı onunda kızın mulaımlıgınden dolayı tamam olsn demesı evlilikleri..ıkımzdede aynı sorun seviyoruz ama AŞK değil alışkanlık sadce olması gerektıgı.
bu iki yoruma istinaden ve empati kurmamızı rica etmeniz üzerine bir kaç cümle yazayım dedim.
ilk olarak,
duygulara gem vurulamaz evet ama kişi aklı nispetinde hareketlerini sınırlar.
örneğin; hava çok sıcak ama öyle böyle değil. sıpır şıpır terliyorsunuz. içinizden şimdi soyunup şu süs havuzunda serinlemek vardı bayılacağım sıcaktan diye geçirirsiniz ama yapar mısınız? tabi ki Hayır. buradaki hayır sizin ahlaki değerleriniz olduğundandır.
ya da çok açsınız bir lokma ekmek için ölecek durumdasınız. Ekmek mi çalarsınız, birinden yardım mı istersiniz yoksa büyük marketlerin köşelerindeki çöpleri mi karıştırırsınız? Buna verilecek cevap yine ahlaki yargılarla alakalı.
aşık olmak suç değil, evli birine karşı bir takım duygular beslemek suç değil ama bunu eyleme geçirirseniz suçtur ve dahi bu gayrimeşru durumu "zaten evlilikleri monotonlaşmış, eşini hiç sevmemiş ki" vs gibi cümlelerle haklı çıkarmaya çalışmakta tüy dikmekten başka bir şey değildir.
eşini seviyor ya da sevmiyor
evlilikleri monoton ya da değil sizi hiç ilgilendirmez çünkü sadece ve sadece kendinizden mesulsünüz.
ağır şekilde hasta olan birine "aman zaten ölecek, çekip vurayım şunu" der misiniz?
bir yoksulun elindeki son kuruşu "öyle de fakir böyle de alayım ne fark eder" der misiniz?
çamura düşmüş birine "iyice basayım sırtına da çamura tam batsın ha az kirli ha çok kirli fark etmez" der misiniz?
hiçbirimiz diyemeyiz sanırım aleni psikopatlık alametleridir bunlar. bu çerçevede düşünün işte.
sırf eşini sevmiyor diye (ki zerre kadar itimat etmem o lafa) sizin olaya dahil olmanız olayı daha kötü hale sokar ama asla düzeltmez.
benim empati sınırım buraya kadar.
olgunluk, şahsiyet vs bunlar değerli vasıflar. nişanlınız belki çocukca hareket edebiliyor olgun değil diye düşünüyorsunuz. peki sizin şu an içinde bulunduğunuz durum bu olgunluk kavramının hangi ucuna denk geliyor?
pek çok genç kız ya da kadınının hayatı "evliyim ama kağıt üzerinde", "eşimi sevmiyorum ama çocuklarım için beraberim", "boşanacağım ama zamanı var" sözleriyle mahvedildi ve mahvedilmeye devam ediliyor.
hiç okumuyor musunuz?
öyle gazetelerin 3. sayfalarını takip etmeye gerek yok sadece BDV'yi takip etmeniz bile kadınların ne derece acı çektiklerinin canlı örneği zaten. Bu koşullar altında sanırım asıl EMPATİ KURMASI GEREKEN SİZSİNİZ.