Rize hakkında benim olumlu yazacağım bir yorum yok. Alışkın olduğunuz hayatla ilgili aslında, bana tamamen zıt bir şehir ve insanlar.
Esnafına, ustasına iş yaptıramazsınız, hemen hemen herkesin bir şekilde çayla bağlantısı vardır ve oradan gelecek paraya güvenir. Çayı yoksa toplama zamanı çalışır.
Sabaha karşı silah sesi ile çok uyandım, sonra alışıyor insan galiba, uyanmaz oldum.
Çocuk parkları kum ya da çimen değil, beton zemindir. En çok şaşırdıklarımdan.
Her yer tavuk dönerci.
Ramazanda her yeri kapatıyorlar, herkes tutmak zorunda ya da müslüman ya da sağlık problemi yokmuş gibi.
Siz diye hitap yok, babalarının uşağıymış gibi sen sen sen.
Sıkıntı yok ağızlardaki en yaygın laf, kimi sikinti yok diyor, bilerek mi bilmiyorum.
Sürekli nem ya da yağmur. Uzun kalacaksanız baza içinde tuttuğunuz kıyafetleri, battaniye, yorgan gibi eşyaları havalandırmayı adet edinin, yoksa küflenir.
Eşki sözlükteki Rize başlığını okumanızı öneririm, hazırlıklı gidersiniz. Benim en üzüldüğüm şey, yıllar içinde bu hale gelmiş olmalarıdır. Mesela o başlıkta da ilk sayfalarda olumlu şeyler yazarken gittikçe kötü yorumlar çoğalmıştır, önceleri böyle değilmiş yani.
Kibar, naif bir insansanız eli maşalı bir hale gelmenizi de öneririm, başka türlü laf anlatamazsınız, tecrübeyle sabit.
Evleri pahalıdır. Zaten memur arıyorlar, para kesin olsun diye.
Sahili doldurmadır, sahil restoranın adı zamanında orasının sahil olmasındandır, gidince görürsünüz ne kadar yeri doldurmuşlar.
Dolmuş olayı ayrı komedidir, arada ayrım olmayan çift yolun ortasında inersiniz, falan filan.
Yaz yaz bitmez.
Kısa süre gezip yaşanabilir ve uzun vadede boğar.
Tekrar söylüyorum ama sizin nasıl biri olduğunuz ve nasıl bir hayata alışkın olduğunuzun da etkisi var. Ben kurtulunca sevinçten deli olmuştum.